|
|
|
Franz Kafka
( 1883)- (1924)
yazar
1883 yılında doğdu. Yahudi kökenli, Çek asıllı Avusturyalı'dır. 1893-1901 arasında Prag’da Avusturya Lisesi'ne gitti. 1901’de liseyi bitirdikten sonra Prag Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi’ne girdi. Ancak o daha çok ilgisini çektiği için Alman edebiyatı derslerini izliyordu. 1902’de Max Brod’la tanıştı. Max Brod, Kafka’nın yaşamı boyunca ilişki kurabildiği sayılı kişiden biri oldu. Kafka’nın ölümünden sonra yakılmasını vasiyet ettiği tüm yapıtlarını Max Bord toplayıp yayınladı.
Kafka ilk eseri olan 'Bir Savaşın Tasviri' adlı öyküsünü öğrencilik yıllarında yazdı. 1906’da hukuk öğrenimini doktorayla tamamladı. Bir yıl süren avukatlık stajını yaptı. 1907’de İş Kazaları Sigorta Şirketi’ne memur olarak girdi. Bu şirketteki iş hafif olduğu için, yazı yazmaya zaman ayırabiliyordu. Aynı yıl 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlı öyküsünü yazdı. Büro çalışmasından sıkılıyor, kendini bu çalışma düzenine yabancı görüyordu.
1912 yılında nişanlısı Felice Bauer’le tanıştı. Onunla ilişkisini, üç kez ayrılıp yeniden nişanlanarak, 1919’a kadar sürdürdü. Nişanlısıyla bu ilişkisinden geriye beş yüzün üzerinde mektup kaldı. Bunlar, ölümünden çok sonra 1967’de 'Felice’ye Mektuplar' adıyla yayınlandı.
Genelde, gerçekliğin değişemeyeceğine, değişse de daha farklı olmayacağına inandığı için, siyasi gerçekler karşısında direniş göstermedi. 1924 yılında öldü.
HABER
Kafka'nın mirası ve sırları
Fulya Canşen
ntvmsnbc
7 Kasım 2012
Mirasçıları temyize giderse Kafka’nın mirasının bir bölümü kilit altında kalmaya devam edecek. Max Brod’un defalarca kurtardığı mirasla ilgili tartışmaların, Yahudi ve Alman karşıtı zemine taşınması dikkat çekici. Dava sürdükçe Kafka ile ilgili bazı sırlar da gizli kalmaya devam ediyor.
Franz Kafka’nın defalarca kurtarılan mirası tam anlamıyla macera dolu bir yolculuk. Aslında Kafka dostu ve meslektaşı Max Brod‘a, ölümünden sonra ardında bıraktığı dokümanların hiç okunmadan yakılmasını vasiyet etmişti. Brod, Kafka’nın bu dileğini yerine getirmeyi reddetmekle kalmadı yazarın ölümünden sonra kalan en küçük notu bile sakladı ve hatta hepsini tek elde toplamak için bir kampanya başlattı. Brod bu kararını kamuoyuna duyururken aslında dostu Kafka’nın da bunu istediğinden emin olduğunu ifade etti.
Kafka’nın odasında babasına yazdığı mektuplarla, günlüklerinin bir bölümünü, geç dönemde yazdığı hikayeleri ve 'Dönüşüm' adlı kitabının orijinalini bulan Brod, aile fertlerine ve dostlarına başvurarak, onların elinde olanları da kendisine göndermelerini istedi. Çünkü Kafka yaşadığı dönemde yazdıklarının önemli bir kısmını armağan etmişti.
Bir kısmı öldükten sonra tekrar yayınlandı
Kafka'nın Max Brod’a hediye ettiklerinin arasında bazı mektuplarının ve karalamalarının yanı sıra, 'Taşrada Düğün Hazırlıkları', 'Dava', 'Şato' adlı romanlarının taslakları bulunuyordu. Kafka sevgilisi Milena Jesenská’ya yazdığı mektuplarıyla birlikte, günlüklerinin büyük bir kısmını ve 'Amerika' adlı romanının müsveddesini hediye etmişti. Hayat arkadaşı, Dora Diamant’a düşen ise bir Taslak kitabı ve 'İnşaat' gibi anlatılarının bir bölümü oldu. Kafka yakın arkadaşı Robert Klopstock’a mektuplarının bazılarını, çizimlerini 'Josefine' romanının taslağını, kız kardeşi ile annesi ve nişanlısı Felice Bauer’a da mektuplarını bırakmıştı.
Bütün bunları bir araya getirmek isteyen Brod’un hedefi Kafka’nın eserlerini tekrar gözden geçirmek ve yeniden yayınlamaktı ki, 1925’ten 1927’ye kadar üç romanını Alman Die Schiemide Yayınevi, 1935-37 yılları arasında da hikayeleri ve günlüklerini Berlinli Yahudi bir koleksiyoncu olan Salman Schocken bastı.
Kafka’nın mirası İstanbul’dan geçti
Böylece Max Brod Kafka’nın mirasının önemli bir kısmını güvence altına almış oldu. Brod, Kafka’nın roman müsveddeleriyle mektuplarını ikinci kez, bu sefer Çekoslovakya’yı işgal eden Nazilerin elinden kurtarmak zorunda kaldı. Kafka’nın mirasını önce Amerika’ya götürmeye çalışan ama başaramayan Brod, 1939 yılında Prag’dan yola çıkarak, Balkan ülkeleri ve İstanbul üzerinden Filistin’e ulaştı.
Brod, ''Kafka’nın bütün mirası bende'' dedi ama ailesine, özellikle babasına yazdığı mektuplar ve 'Dönüşüm' romanının taslağı Prag’da kalmıştı, dolayısıyla kurtulamadı. Brod, elindeki kanunen Kafka’nın mirası olarak tanınan eserlerin büyük bir kısmını Berlin’den Kudüs’e göçen koleksiyoncu Schocken’ın kütüphanesine, kendine ait olan kısmını da Tel Aviv’de bir kasaya yerleştirdi.
Son kavga Brod’un elinde kalanlarla ilgili
Kafka mirasının macera dolu yolculuğu Kudüs’te de sona ermedi. 1956 yılında İsrail’de Süveyş krizi çıkmıştı ve Brod ile Schocken Kafka’nın mirasını Schocken’ın İsviçre’deki bankasında güvence altına aldılar. Ancak ünlü yazarın mirası orada da çok uzun kalmadı. Kafka’nın yeğeni Marianne Steiner, 1961’de mirasın büyük bir kısmını geri almak isteyince Schocken, kamuoyuna mal olabilsin diye elindekileri Oxford Üniversitesi’nin kütüphanesine yolladı. Mirasın Max Brod’a ait olan kısmı ise Zürih’de kaldı. Son üç yıldır süren ve dünya kamuoyunu meşgul eden hukuk kavgası da işte Brod'un 1945 yılında özel sekreteri ve kız arkadaşı Ester Hoffe’ye bıraktığı mirasla ve Kafka’nın bu mirasa dahil olan belgeleriyle ilgili.
3,5 Milyon Marklık açık arttırma
Brod’un 1968 yılında ölümünden sonra kız arkadaşı Hoffe, Brod’un dolayısıyla Kafka’nın mirasını açık arttırmayla 3,5 Milyon Marka Almanya’daki Marbach Edebiyat Arşivi’ne satmaya kalkınca işler sarpa sardı. Çünkü sadece Kafka’nın Brod’a bıraktığı mirası değil, Brod’un 1901 yılından bu yana tuttuğu günlüklerinin de ünlü yazarın kişiliği ve sanatıyla ilgili bilinmeyenleri içerdiği tahmin ediliyor. Özellikle Dora Diamant’ın Brod’a Kafka hakkında yazdıkları merak ediliyor.
Yirmiye yakın küçük not defterinden ibaret olduğu sanılan bu mektuplara Berlin’de, 1936 yılında Gestapo el koymuştu. Brod’un söz konusu mirası içerisinde bulunan Kafka ile ilgili yazışmaları, iki dostun İsviçre ve İtalya gezilerine ilişkin notları ve birlikte yazdıkları 'Milyonlarca Plan' ve 'İsviçre’de ucuz seyahat' adlı gezi rehberi de edebiyat ve bilim dünyasının ilgisini çekiyor.
Mirasçılar temyize gidecek
En önemli sorun Max Brod’un bıraktığı vasiyetin yoruma açık olması. Brod vasiyetinde mirasını kız arkadaşı Ilse Ester Hoffe’ye bıraktığını, ancak ulusal ve kültürel bir değere sahip olanlardan devlet kuruluşlarının da yararlanabileceğini yazmıştı. İsrail Milli Kütüphanesi de buna dayanarak mahkemeye başvurdu ve kazandı. Hoffe temyize gitti, 2007’de ölünce, hukuk mücadelesini kızı devraldı. Son olarak Ramat Gan Aile Mahkemesi, yine Brod’un mirasının Milli Kütüphaneye kalmasına karar verdi. Bu kararla mahkeme sadece Kafka’nın mirasını Milli Kütüphaneye bırakmakla kalmadı, Hoffe’nin kızlarının bu eserleri Almanya’daki Marbach Edebiyat Arşivi’ne satmasını da engellemiş oldu. Ancak Eva Hoffe’nin avukatı kararı yeniden temyize götürmekte kararlı görünüyor. Öte yandan karar uygulanırsa Marbach Arşivi’de zararının tazmin edilmesini istiyor. Bu durumda açılan yeni dava ve Kafka’nın mirasının önemli bir kısmının kamuya mal olması yıllar sürebilir.
Yahudi ve Alman karşıtlığı ile tartışma
Kafka’nın mirasına yönelik bu dava kadar davanın hukukçular edebiyatçılar, gazeteciler, kütüphaneciler ve akademisyenler arasında başlattığı uluslararası tartışmanın niteliği de ilginç. Zaman zaman Yahudi karşıtı, zaman zaman da Alman karşıtı seslerin yükseldiği bu tartışmada kimine göre, Kafka’ya ait belgeler dünya mirasıyken, kimine göre Alman edebiyatının ayrılmaz bir parçası, kimine göre de Yahudilerin tarihini belgeliyor. İsrailliler sık sık 1924 yılında ölen Kafka’nın Yahudi olduğu için Naziler tarafından tehdit edildiğini öne sürüyorlar. Kafka’nın üç kardeşinin de toplama kampında öldüğü, eserlerinin 1933 yılında yakıldığı, müsveddelerinin ise 1939 yılında Max Brod tarafından Nazilerden kaçırıldığı biliniyor. Bu nedenleri gerekçe göstererek çok sayıda İsrailli edebiyat bilimcisi 2010 yılında “Max Brod’un arşivinin İsrail’de kalmasını istiyoruz” başlıklı bir imza kampanyası bile başlattı. İsrail Milli Kütüphanesi Müdürü, Kafka’nın İsrail’e göç etmek için İbranice öğrendiğini defalarca ifade etti.
İsrailliler belgeselle propaganda yapıyor
Hatta İsrailli yönetmen Sagi Bornstein, mahkemeyle ilgili “Kafka: Son Dava” adında bir belgesel film bile çekti. Geçen yılın Mayıs ayında Tel Aviv Film Festivali’nde gösterilen film, Ekim ayında Alman Fransız kültür televizyonu ARTE’de de yayınlandı. Farklı kişilerle yapılan röportajların yer almasına rağmen film, Kafka’nın mirasının, bu mirası Almanya’ya satarak milyonlar elde etmek isteyen Hoffe ailesi tarafından rehin alındığı mesajı veriyor. Filmde Kafka’nın Nazilerden nasıl kurtulduğu anlatıldığı gibi Hitler’in propaganda bakanı Göbbels’in 1933 yılında kitaplar yakılırken yaptığı konuşma da canlandırılıyor ve Kafka’nın İbranice öğrenirken kullandığı not defteri yazarın aslında siyonist olduğunun kanıtı olarak gösteriliyor.
HABER
‘Kafka’ Türkiye'ye geliyor…
20 Kasım 2014
Ünlü yazar Franz Kafka’nın ‘Babaya Mektup’ eserinden uyarlanan ve bugüne kadar pek çok festivalde gösterilen ‘Kafka and Son’ adlı tiyatro oyunu ilk kez Türkiye’de sahnelenecek.
Başrolünde Alon Nashman’ın rol aldığı oyunu, 22 Kasım 20.30’da, 23 Kasım 19.00'da İkincikat Karaköy'de, daha sonra ise Bursa ve Ankara’da Türkçe altyazı ile izlenebilecek. Türkiye turnesi Hakan Silahsızoğlu ve Feyzan Yılmaz tarafından yürütülmekte olan ‘Kafka and Son’ Kanadalı Theaturtle, Richard Jordan Productions Ltd. ve Assembly Rooms işbirliğiyle sahneleniyor. Başrol oyuncusu Alon Nashman da Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’a geliyor.
Oyunun konusu: Franz Kafka, 36 yaşında hâlâ ailesi ile yaşayan, önemsiz bir bürokrat, başarısız bir sanatçı, utangaç bir evlattır. Onun yaşamını yöneten ve mahveden ise baskıcı babası Hermann'dır. Peki ne yapmalıdır? Kafka babasına bu durum içerisinde hayatı ve yarattığı kurgu arasındaki derin bağlantıyı anlattığı 50 sayfalık bir mektup yazar. Mektubunda itiraf ettiği gibi, "Tüm yazdıklarım senin hakkındaydı" der.
Oyunun Künyesi:
Adaptasyon: Mark Cassidy&Alon Nashman,
Oynayan: Alon Nashman,
Yöneten: Mark Cassidy
Dekor Tasarım: Marysia Bucholc&Camellia Koo
Işık Tasarım: Andrea Lundy
Müzik: Osvaldo Golijov, St. Lawrence String Quartet
HABER
Kafka'nın terekesi İsrail'de kalacak
Zaman 2 Temmuz 2015
Yaklaşık yedi yıldır devam eden ‘Kafka'nın notları' davasında nihai karar dün çıktı.
İsrail üst mahkemesi, ünlü yazar Franz Kafka'nın yayımlanmamış çalışmalarının yer aldığı koleksiyonun İsrail Milli Kütüphanesi'nde kalmasına karar verdi. Eva Hoffe ve Ruth Wiesler ile İsrail arasında devam eden davada 2012 yılında bir alt mahkeme de aynı kararı vermişti. Dünkü kararla bu hüküm onaylanmış oldu.
Kafkaesk bir davayı aratmayan süreç, Franz Kafka'nın notlarını yakması için yakın arkadaşı Max Brod'a teslim etmesiyle başlıyor. Nazi işgalinden dolayı Çekoslovakya'dan ayrılıp bugünkü İsrail sınırlarına taşınan Brod, bu notların bir kısmını yayınlıyor, bir kısmını da sekreteri Esther Hoffe'ye veriyor. Kritik nokta da burası. Bu notlar Esther Hoffe'ye hediye mi edildi, yoksa emanet olarak mı verildi? Brod'un 1968'de ölümünün ardından Esther Hoffe, notların bir kısmını satıyor, kalanını da saklıyor. Hoffe'nin kızları Eva Hoffe ve Ruth Wiesler, annelerinin ölümünün ardından notları vermeyi reddedince mahkeme süreci başladı. 2008'de Tel Aviv'de başlayan davada Hoffe'nin kızları, Brod'un asıl niyetinin Kafka notlarını annelerine bir hediye olarak sunmak olduğu tezini savundu. Ancak mahkeme, “Brod'un bu notları Hoffe'ye açıkça kataloglaması ve Kudüs'teki İbrani Üniversitesi ya da Tel Aviv'deki Belediye Kütüphanesi'ne ya da İsrail'de veya ülke dışındaki herhangi bir diğer kamu kurumuna devretmesi talimatıyla bıraktığına” hükmetti.
Söz konusu notların Kafka tarafından kaleme alınmış ve hâlâ yayımlanmamış eserler içerebileceği düşünülüyor. Söz konusu notların bir kısmı İsrail ve İsviçre'deki kiralık kasalarda saklanıyor. Kasalardan bazıları 2010 yılında Zürih'te açılmış ama içindekileri sadece İsrailli yargıç görmüştü.
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|
|
biyografi.net
Tanıtım |
|
|
|
|
Tanıtım |
|
|
|