|
Rahmi Koç
( 1930)
Koç Holding Şeref Başkanı
işadamı
1930 yılında Ankara'da doğdu. İlk öğrenimini Ankara’da, orta ve lise öğrenimini Robert Kolej, yüksek öğrenimini ise Johns Hopkins University (ABD) B.A. Endüstriyel Sevk ve İdare Bölümü’nde yaptı.
Askerlik hizmetini tamamladıktan sonra 1958 yılında Ankara, Otokoç şirketinde görev almak suretiyle Koç Topluluğu’nda bilfiil çalışmaya başladı.
1960 yılında Koç Topluluğu’nu Ankara’da temsil eden Koç Ticaret A.Ş.’ne geçti. 1963 yılında kurulan Koç Holding’in Ankara’da bulunan şirket merkezinin 1964 yılında İstanbul’a nakli ile Koç Holding A.Ş. Genel Koordinatörü oldu ve İstanbul’a yerleşti.
Bundan sonra sırasıyla 1970 yılında yedi kişiden müteşekkil İcra Komitesi Başkanı, 1975 yılında İdare Meclisi Başkan Yardımcısı, 1980 yılında dört kişilik üst düzey idarecilerinden kurulu Koç Holding İdare Komitesi Başkanı oldu.
1984 yılında, Merhum Vehbi Koç’un İdare Meclisi Başkanlığını oğluna devrederek Şeref Başkanı olması üzerine 30 Mart 1984 tarihinde halen deruhte ettiği Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üzerine aldı. Ocak 1998'den itibaren Koç Holding Yönetim Komitesi Başkanlığı'nı da üstlendi.
7 Kasım 1994 tarihinde yapılan Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) toplantısında 1995-1996 yılları için ICC Başkanı olarak seçilmiştir.
Üç oğlu vardır. Mustafa Vehbi Koç (1960), Ömer Mehmet Koç (1962) ve Ali Yıldırım Koç (1967).
Rahmi M. Koç, İngilizce bilmektedir.
Rahmi M. Koç’un üye olduğu kuruluşlar:
·Uluslararası Ticaret Odası Eski Başkanı (1.1.1995 - 31.12.1996 arası Başkanlık),
·Güneydoğu Avrupa İşbirliği Girişimi, İş Danışma Kurulu Başkan Vekili
·Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi,
·Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı,
·Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı,
·Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi , İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı,
·Paris, Amerikan Hastanesi Vakfı'nın Onursal Yöneticisi
·Turmepa/ Deniz Temiz Derneği Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı,
·Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Onursal Başkanı,
·Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Danışma Kurulu Üyesi,
·Dış İlişkiler Konseyi Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi,
·Chase Uluslararası Danışma Konseyi Üyesi,
·Allianz Aktiengesellschaft Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi
·Eisenhower Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi
21 Mayıs 1998 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi'nden, 28 Eylül 1998 tarihinde Anadolu Üniversitesi'nden, 14 Mayıs 1999 tarihinde Ege Üniversitesi'nden ve 14 Haziran 2000 tarihinde Bilkent Üniversitesinden Fahri Doktora Ünvaları almıştır.
Alman Hükümeti tarafından Grosses Verdienst Kreuz ödülü verilen Rahmi M. Koç, ülkemizde eğitim, sağlık ve sosyal hizmet alanlarında yaptığı katkılar dolayısıyla 27 Ekim 1997 tarihinde T.C. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "DEVLET ÜSTÜN HİZMET MADALYASI"; ile ödüllendirildi.
Rahmi M. Koç Rotaryen olup; İstanbul Açık Deniz Yat Kulübü ve New York Yat Kulübü üyesidir.
HABER
Rahmi Koç: 'Allah’a şükür AB üyesi değiliz'
5 Ekim 2011
ABD’nin en önemli iş dünyası dergilerinden BusinessWeek’e konuşan Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, "Allah’a şükür AB üyesi değiliz" dedi.
Koç, BusinessWeek dergisinden Charlie Rose’a şirketindeki gelişmelerden, Türk ekonomisi ve Avrupa Birliği sürecine kadar birçok önemli açıklama yaptı.
Kendisinden sonra iş arkadaşlarının Koç Holding’de oldukça başarılı performans sergilediğini belirten Koç, Türk ekonomisin hızla büyüdüğünü ve Avrupa’daki olası bir ekonomik durgunluktan derinden etkileneceğini belirtti.
ALLAH’A ŞÜKÜR ÜYE DEĞİLİZ
Koç, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine yönelikde ilginç açıklamalarda bulundu. Koç, "Şu anda AB’ye girmek için doğru bir zaman değil. Allah’a şükür AB üyesi değiliz. Ancak ben Türkiye’nin üye olması gerektiğini düşünüyorum. Aslında bu her iki tarafında çıkarına uygun. Türkiye ekonomisi genç ve büyüyor ve oldukça dinamik" dedi.
Rahmi Koç’un söyleşinden dikkat çeken satırbaşları şöyle:
- Avrupa Birliği kapısında durmak Türkiye’yi tabii ki yordu. Sadece bizleri değil, birlik içinde bize tam destek veren ülkeleri de yordu.
- Türkiye, 1978'de o zaman 5-6 üyeli birliğin davetine 'yeteri kadar ekonomimiz hazır değil' diyerek olumlu yanıt vermemişti. 44 milyonluk bir nüfus vardı. Ancak şu anda 75 milyonluk genç ve ekonomisi dinamik bir ülkeyiz.
- Türkiye, Osmanlı'dan beri Avrupa'nın ekonomik, tarihi ve sosyal açıdan bir parçası.
HABER
Rahmi Koç'a İngiliz nişanı
3 Aralık 2011
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'a İngiltere'nin yüksek onur unvanı olan "Commander of the Most Excellent Order of the British Empire (CBE)-Britanya İmparatorluğu Onursal Mükemmeliyet Önderliği'' nişanı sunuldu. Koç Holding ve İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nin ortak yazılı açıklamasına göre, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in doğum günü kutlamaları ile eşzamanlı olarak, Rahmi Koç'un uzun yıllardır İngiltere-Türkiye ilişkilerine olan katkılarından dolayı bu nişan ile onurlandırıldığı açıklanmıştı. Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi David Reddaway, İngiltere Başkonsolosluğu'nda düzenlenen törenle CBE nişanını Koç'a sundu. Reddaway, ödülün, Koç'un Britanya-Türkiye ilişkileri ve hayırseverlik konularına yaptığı katkıların tanınması anlamına geldiğini belirtti. Rahmi Koç da, geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İngiltere ziyareti dolayısıyla Kraliçe II. Elizabeth'in verdiği yemeğe katıldığını kaydederek, "Bu ziyarette ön plana çıkan 'Türkiye-İngiltere ilişkileri altın çağını yaşıyor' ifadesini fevkalade önemli bulmaktayım. Bilhassa Avrupa'nın kritik ekonomik sorunlar ile sancılı bir dönem yaşadığı günümüz dünyasında, Türkiye ile İngiltere arasındaki ticari ilişkilerin büyüyen hacmi gelecekte tüm dünya için önemli ipuçlarını ortaya koyabilecektir'' dedi.
Britanya İmparatorluğu Onursal Mükemmeliyet Önderliği Nişanı ilk kez 1917 yılında Birleşik Krallık Hükümdarı V. George tarafından İngiltere Krallığı'na üstün hizmetleri olan kişileri onurlandırmak üzere "Most Excellent Order of the British Empire'' ödülü kapsamında kuruldu.
HABER
Rahmi Koç: 75 yaşıma kadar oruç tuttum
9 Temmuz 2015
Gençliğinde huzurla geçirdiği ramazanları hasretle anan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç: eski ramazan ve bayramlara dair hatıralarını Bizden Haberler Dergisi'ne anlattı.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, eski ramazanları anlatırken ev halkının hemen hemen hepsinin oruç tuttuğunu ve erkeklerin muhakkak teravih namazına gittiğini belirterek, "Kadir geceleri ise çok önemliydi. Peygamber Efendimizin Sakal-ı Şerif'ine gider hepimiz sıraya girer, onu öperdik" dedi.
Koç Holding'in kurumsal dergisi Bizden Haberler'in temmuz sayısı, "Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum" projesine destek veren özel bir kapak ve içerikle okuyucularıyla buluştu. Derginin söyleşi sayfalarının özel konuğu ise Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç oldu.
Gençliğinde huzurla geçirdiği ramazanları hasretle anan Koç, eski ramazan ve bayramlara dair hatıralarını Bizden Haberler Dergisi'ne anlattı.
Küçüklüğünde erkeklerin 13, kızların ise 15 yaşında iken oruç tutmaya başladığını, ancak ilk başlarda bu oruçları günü ikiye bölerek tuttuklarını anlatan Koç, şöyle devam etti:
"Sabahtan öğleye kadar bir kısmını, öğlen hafif bir şeyler yer, öğleden sonra akşama kadar da orucun ikinci faslını tutardık. Akşam iftardan sonra da cebimize para konurdu. Birkaç sene sonra tam oruç tutmaya başladım. Ev halkının hemen hemen hepsi oruç tutardı. Erkekler muhakkak teravih namazına giderlerdi. Kadir geceleri ise çok önemliydi ve mutlaka evlerde tanıdığımız, bildiğimiz, sevdiğimiz hocaların arkasında namaz kılınırdı. Kadir gecelerinde ise Peygamber efendimizin Sakal-ı Şerif'ine gider hepimiz sıraya girer, onu öperdik. Ramazanda fakirlere para verilir, imkanı dar yoksullara da erzak gönderilirdi."
Ramazanın güzel bir ay olduğunu vurgulayan Koç, oruç tutmanın halk arasında umumiyetle fakir fukaranın çektiğini çekmek gibi anlatılsa da aslında nefis disiplini olduğunu kaydetti.
Koç, insanın kafasına koyarsa yemeği, ekmeği, suyu düşünmediğini belirterek, "Her oruç açtığımızda vazifesini yerine getirmiş bir insanın rahatlığı içerisinde oluyoruz. Tabi seneler geçince insan yaşlanıyor, bırakın oturarak namaz kılmayı bazılarımız yürümeyi bile yardımsız yapamıyor. Alınan ilaçlar, görülen tedaviler nedeniyle oruç dahi tutamıyoruz ama ben memlekette olduğum sürede 15 yaşımdan 75 yaşıma kadar oruç tuttum" ifadelerini kullandı.
Hayatımda ramazanın kış mevsimine denk geldiğine üç defa şahit oldum
Rahmi Koç, eskiden "akraba-i taallukat"ın birer iftar verdiğini ve iftariyelerin umumiyetle evde yapıldığını aktararak, dışarıdan sadece pastırma ve peynir alındığını belirtti.
Çoğu zaman pidenin dahi evde pişirilirdiğine dikkati çeken Koç, şöyle devam etti:
"Öyle şaaşalı ve gösterişli iftarlar yoktu. Belediyenin devasa çadırlar kurarak iftar verdiğini hiç hatırlamıyorum. Vehbi Bey, daha Ankara'da iken, cami hocalarına evinde küçük bir iftar verirdi. İstanbul'a taşınıp da sayı artınca, Diyanet İşleri Başkanı dahil olmak üzere bütün din adamlarının, profesörlerin ve talebelerin katıldığı, İlahiyat Fakültesi iftarları düzenlenmeye başlandı. Aile genişledikçe, eş dost çoğaldıkça ev iftarlarına da sığmaz olduk ve bunun yerine otellerde ağırlanmaya başlandı. Bu şekilde bütün tanıdıklar da bir seferde davet edilebiliyordu. Önceleri çalışanlarımıza iftar veriyorduk, şirketler, fabrikalar çoğalınca her iş yerinden temsilciler gelmeye başladı. Bu şekilde dahi davetli sayımız 500 kişiyi aşıyor."
Hayatında ramazanın kış mevsimine denk geldiğine üç defa şahit olduğunu belirten Koç, gençliğinde ramazan kışa denk geldiğinde son orucu Uludağ'da açtıklarını ve ertesi gün de kayağa çıktıklarını anlattı.
O günlerin de geride kaldığını vurgulayan Koç, şunları kaydetti:
"Ağustosun sıcağında, yaz tatilinde teknede oruç tuttuğumuzu da hatırlıyorum. O günlerin en güzel tarafı da serinlikte, güvertede sahur yapmaktı. Sabah geç kalkılır, yüzülür, öğleyin iyi bir uyku çekilir ve oruç açmadan önce de bir akşam yüzmesi insanı zinde tutuyordu. İstanbul'da camilere asılan mahyalar, dükkanlarda müşterilere sunulan çeşitli yiyecek maddeleri, basın ve yayında din ve ramazan ile ilgili yayınlar, televizyonda yine bununla ilgili programlar oruç tutanları başka türlü bir havaya sokuyordu. Başka güzel bir tarafı ise eski ramazanlarda bekçi düdükleri ve davulcularla sahura kalkmak, sonra da zamanın geldiğini ezan sesinden duymak hafızamda kalan güzel hatıralardır.
O zamanlarda oruç tutanlar ve tutmayanlar bir arada mesut ve bahtiyar olarak ramazanı geçirirlerdi. Şimdi televizyonlarda ulemaya veya hocalara oruçla ilgili öyle sualler soruyorlar ki buna da hayret ediyorum. Mesela, 'Yemek pişirirken yanlışlıkla yemeğin tadına bakarsam orucum bozulur mu?', 'Dişimi fırçalarsam orucum bozulur mu?', 'Kan verirsem oruç bozulur mu?' gibi... Bizim zamanımızda mamafih televizyon yoktu ama basında böyle sorular sorulmazdı."
Bayram namazı için babamızın arkasından evin tüm erkekleri camiye giderdik
Rahmi Koç, bayram namazı için evdeki bütün seccadeleri koltuklarının altına dürerek, babalarının arkasından evin tüm erkekleriyle camiye gittiklerini aktardı.
Geç kaldıkları için genellikle dışarıda ya toprak ya taş ya da beton üzerinde namaz kıldıklarını anlatan Koç, "Bazı camilerde hasır seriliyordu, onun üzerine seccademizi koyardık. Namaz biter bitmez önce camide, sonra evde bayramlaşılırdı. Daha sonra evde bir saat kestirmek en büyük zevk olurdu. Öğleden sonra da aile büyükleri ziyaret edilirdi. Ankara'da kimi Keçiören'de, kimi Kale'de, kimi Yenişehir'de, kimi Çankaya'da, İstanbul'da da kimi Kadıköy'de, kimi Beyazıt'ta, kimi de Büyükdere'de otururdu" ifadelerini kullandı.
Bu ziyaretlerin hemen hemen 2-3 gün sürdüğünü vurgulayan Koç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Küçükken mendil içine 2,5 lira para koyarak onu bize verirlerdi. Bazı büyüklerimiz de sadece çikolata ikram ederlerdi. Sonra sonra, zaman o kadar kıymetli olmaya başladı ki önceleri rahmetli Vehbi Koç, bayramın birinci günü öğleden sonra 16.00 ile 18.00 arasında evinde ziyaretçilerini kabul ederdi. Bunların adedi artınca Divan Oteli'nde 16.00 ile 19.00 arası bayramlaşmaya başladık. Umumiyetle bizler bayramda ya yeni elbise ya yeni ayakkabı ya yeni gömlek giyer ve yeni kravat takardık. Bayram ziyaretlerine spor kıyafetlerle gitmek düşünülmezdi bile..."
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|