Biyografi Ara!
Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor
Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor
1.Bugüne gelmeden, meselenin öncesini hatırlıyor muyuz ?
- Ehud Barak-Bill Clinton-Yaser Arafat arasında yapılan barış görüşmelerini hatırlamalıyız. Bu anlaşma, Hamas ve benzeri grupların baskısı yüzünden imzalanamamıştır. Oysa bu anlaşma, İsrail’in yaşama hakkını tanıma karşılığında, devlet olmanın en temel vasfını Filistin’e kazandıracaktı.
Devlet olmanın temel vasfı nedir?
Devlet olmanın temel vasfı ‘egemenlik’tir.
Buradan bizim Lozan’a geliyoruz. Atatürk, Lozan’a giden heyete bunu söyledi. Ana hedef, egemenlik’tir dedi ve bunu elde etti. Arafat, Atatürk’ü anlasaydı, radikal grupları dinlemez anlaşmayı imzalardı. Netice itibariyle bugün bağımsız bir Filistin devletinden bahsedemeyiz.
2.Filistin halkı ve örgütleri, yetkin bir yapı mıdır?
- Hayır Filistin halkı, devlet bilincine ulaşamamış, Ortadoğulu, az gelişmiş bir halktır. Bunun cevabını İmam-ı Gazali’de buluruz. Gazali, Türkler’i anlatırken, töreli bir toplum oluşa ve hiyerarşinin Türkler’de oturmuşluğuna dikkat çeker. Bunun pratiğini biz, Sultan Vahdettin Han’da görürüz. Tarihin akışının Ankara’ya doğru aktığını görünce, hiçbir dünyalık peşine düşmeden, sade bir vatandaş gibi ülkesini terk edebilmek erdemdir. Benzer durumu, Çerkes Ethem’de de görürüz. O da Osmanlı-Türk birikiminin bir sonucu olarak, Türk Ordusu’yla karşı karşıya gelmemek için, ülkesini terk edebilmiştir. Burda kalıp fitne çıkarmadı, bu erdemdir. El Fetih ve Hamas, bırakın birbirlerine iktidarı devredebilmek erdemini, birlikte yaşamayı bile becermemiş çıkarcı aşiret ve mafya bozuntularıdır. Bunların adam olması imkansızdır. Türkeş, 12 Eylül sonrasında hapisten çıkınca Ülkü Ocakları’nda seminerler vermeye başlamıştı. Orda ha bre Babür’ün Hatıratı’nı yorumlardı. Ordan benim anladığım, Ortadoğulu halkların anladığı dili anlatmaya çalışıyordu. Töreli-hiyerarşik olmayan toplumlar, anarşiye yatkındır. Orada devlet, abartılı bir şekilde otoriter olmalıdır. Başka çaresi yok.
3.Siz hiç canlı Filistinli gördünüz mü?
-Ben Ankaralıyım. Ankara’da ODTÜ’de onlarca Filistinli gördüm, yakından tanıdım. Hiç birinin Osmanlı’ya ve Türklüğe sadakatini hatırlamıyorum. Dinle de alakaları yoktu. Cuma namazı kılanını bile hatırlamıyorum. Hemen hepsi komünist iğrenç mahluklardı. Apo, Bekaa’daki kampı, bir Filistinli gruptan devralmıştı. Deniz Gezmiş ve Cengiz Çandar gibi anarşistleri de Filistinliler eğitmişti.
3.Türkiye, Filistin’e nasıl yardım edebilir?
Rusya-Türkiye, Çeçen ve PKK sorununu görüşürken, bir Rus yetkili, “evi camdan olan, komşusuna taş atmasın” dedi. Bu bir derstir. Anlamak isteyene. Yani biz İsrail halkının can güvenliğini tehdit eden hiçbir yapılanmaya destek olamayız. Filistin halkı, bağımsız bir devlet olamamışsa, o zaman bir teknolojik ve organize güç olan İsrail’in sömürgesi olmuş demektir. Bir yönetim içinde yer alan, ona tabi olan halkların, iki temel talebi olabilir. Birincisi, kültürel haklar, ikincisi demokratik temsil. Bağımsızlık lafazanlıkla kazanılmaz. Bağımsızlık hiyerarşik toplumların işidir.
Türkiye; Filistin’e dünya gerçeklerini öğreterek, bu yukarıda yazdığım bilgilerden hareketle balık tutmayı öğretici, Çin’le birlikte meydana gelen büyük değişimi anlatan projelerle, yayınlarla, aydınlatmalarla yaklaşmalıdır. (Cenin sanayi projesi bile geri bir projedir. Teknoloji ayağı eksiktir çünkü.) Kur’an Kursu dahil, İsmek benzeri kurslar açmalıyız oraya.
Bugünkü yardım anlayışı, yanlış sonuçları takviye eder. Bu Ortadoğulu İslamcı militan gelenek, dilenci ve entegrist bir anlayıştır. Ve külliyen yanlıştır. Suud ve İran, Hamas’ın birer kanadını satın almıştır. Halk figürandır. Laik batılı fonlar da El-Fetih’i besliyor.
Türk halkının, hükümetinin ve muhalefetinin yaklaşımı, İsrail’in dediği gibi, hakikaten duygusal ve tribüne oynamaktan başka bir işe yaramayan bir yaklaşımdır.
5.Filistin’de Türk var mı?
Bu soru ne alaka diyebilirsiniz. Evet Filistin’de 1 milyona yakın Türk vardır. El- Fetih ve Hamas’ın kurucuları bunlardır. (kaynak Filistin’de Son Türkler, Tarih ve Düşünce Yayınları) Fakat paraları olmadığı için her seferinde bu örgütlerden tasfiye edilmişlerdir. Eğer bu Türk yapıları, Filistin’de etkin olabilseydi, toplum ve örgüt hiyerarşisini de kurarlardı. Filistinliler Türk tarihi okumalı ve yeniden Türk Cihan Hakimiyeti’nin gerçekleşmesi için dua etmelidirler. Hak Teala, Filistin halkını, ajan (El-Fetih) ve provokatör (Hamas) örgütler yüzünden, katil siyonistlerin oyununa gelmekten korusun. Amin.
info@biyografi.net