|
Yaşar Okuyan
( 1949)
bakan, eski milletvekili
1949 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Gazetecilik Yüksek Okulu'nu bitirdi. Bir dönem gazetecilik yaptı. 1970’li yıllarda MHP’de siyasete başladı. Ülkücü Gazeteciler Derneği Başkanı seçildi. İmbat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı oldu. ANAP'tan 20. Dönem Yalova Milletvekili seçildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptı. ANAP'tan istifa edip önce eski partisi MHP'ye girdi, sonra ayrıldı. Kasım 2004'de 28 Şubat sürecinde Hüsamettin Cindoruk ve ekibi tarafından kurulan Demokrat Türkiye Partisi’nin (DTP) başına geçti. Mayıs 2005 olağan kongresinde partinin ismini değiştirerek Hür Parti yaptı. Hür Parti, 2008 yılında Halkın Yükselişi Partisi'ne katıldı. Daha sonra Yaşar Nuri Öztürk tarafından partiden ihraç edildi. 2011 yılında Yalova'dan bağımsız milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Evli ve 3 çocuk babası.
HABER
Hürparti, CHP'ye iltihak etti
Milliyet 10 Haziran 2007
Hürparti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, merkez sağda sonuçsuz kalan birleşme girişimleri için "Allah rahmet eylesin, üzücü bir durum" dedi. Okuyan, ANAP ve DP'dekilerin önemli bir kısmının CHP çatısı altında siyasi birliktelik için adım attıklarına şahit olunacağını da savundu. Hürparti'nin dün yapılan MKYK toplantısında oybirliğiyle CHP'ye iltihak kararı alındı.
HABER
Yaşar Okuyan, DTP’yi Hür Parti yaptı
Zaman 6.05.2005
Genel başkanlığını eski bakanlardan Yaşar Okuyan’ın yaptığı Demokrat Türkiye Partisi (DTP), 3. olağan büyük kongresini gerçekleştirdi. 28 Şubat sürecinde eski DYP’li Hüsamettin Cindoruk öncülüğünde kurulan partide köklü değişikliklere gidildi. Patinin adı Hürriyet ve Değişim Partisi (Hür Parti) olarak değiştirilirken, amblemi de ‘yeşil zemin üzerinde güneş’ oldu.
Parti genel merkezinde yapılan kongrede, genel başkanlığa tek başına aday olan Yaşar Okuyan yeniden seçildi. Kongrede, parti tüzük ve programında da değişikliğe gidilirken, Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) seçimleri de gerçekleştirildi. Genel Başkan Okuyan, kongrenin kapanışında yaptığı konuşmada, Hür Parti’nin Türk siyasetine yeni bir soluk ve siyaset anlayışı getireceğini söyledi. Değiştirilen amblemin, partinin yeni ismiyle de uyum sağladığını belirten Okuyan, “Türkiye’nin yeni bir Kuva-yı Milliye mücadelesi çizgisinde yeniden silkinmeye, adeta yeniden ikinci bir Müdafaa-i Hukuk gibi bir aşamayı geçme ihtiyacı var. Hem ekonomik açıdan, hem dış politika, hem de dıştan gelen tehditler karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni savunma açısından.” diye konuştu. Parti adındaki ‘hürriyet’ kelimesinin, ‘kişilerin hürriyeti, din ve inanç hürriyeti, fikir ve serbest teşebbüs hürriyetini’ ifade ettiğini belirten Okuyan, ‘değişimin’ ise ‘dünyaya ayak uyduramayan Türkiye’de gelinen noktada yapılması gerekenleri’ simgelediğini kaydetti. Okuyan, “Bundan sonra iktidarın karşısına Hür Parti olarak çıkacağız, yakasına yapışacağız.” dedi.
HABER
Yeni parti kuracaktı, sürpriz yapıp DTP’nin başına geçti
Zaman 22 Kasım 2004
Yeni parti kurma hazırlıkları yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan, sürpriz bir şekilde Demokrat Türkiye Partisi’nin (DTP) başına geçti. Okuyan, DTP’nin King Otel’deki 4. Olağanüstü Kongresi’nde genel başkanlığa aday oldu.
724 delegeden 92’sinin oy kullandığı kongrede Okuyan, 3. turda 82 oy aldı. Seçime tek aday olarak giren Okuyan, eski genel başkan Önder Günay’ın yerine seçildi. Kongrede, DTP’nin Türkiye’nin yedi bölgesini çağrıştıran ‘şemsiye’ amblemi de değiştirildi. Yeni amblem ‘yeşil zemin üzerinde sarı renkte güneş’ olarak kabul edildi. Amblemde, Türkiye’nin ve TBMM’nin kuruluş yılı 1923’ü temsilen 23 ışına yer verildi. 45 kişiden oluşan genel idare kurulunun ismi de merkez karar ve yürütme kurulu şeklinde değiştirilerek üye sayısı 50’ye çıkarıldı.
Yaşar Okuyan, sırası ile Hüsamettin Cindoruk, İsmet Sezgin, Mehmet Ali Bayar, Yılmaz Hastürk, Sema Küçüksöz ve Önder Günay’dan sonra DTP’nin 7’nci genel başkanı oldu. Seçildikten sonra teşekkür konuşması yapmak isteyen Okuyan, partinin yeni ambleminin yer aldığı kürsüye ‘Başbakan Okuyan’ tezahüratlarıyla çıktı. Yeni bir yolun başlangıcında olduklarını kaydeden Okuyan “Bundan sonra birlik ve dayanışma içinde ilk seçimde iktidara yürüyeceğiz. İşin başında elbette zorluklar olacak; ama bunları aşmak bizim çalışmalarımıza bağlı.” dedi. İç ve dış politikadaki gelişmeleri de değerlendiren Okuyan, hükümet ile muhalefeti eleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin 81 yıllık tarihinde üniter yapının en fazla tehdit altında olduğu dönemin yaşandığını savunan Okuyan, eskiden mandacılık tartışılırken, şimdi de ‘AB mi, ABD mi’ tartışmasına girildiğini ifade etti. Türkiye’nin bu duruma gelmesinde kendisinin de dahil, herkesin yanlış ve eksiklikleri bulunduğunu anlatan Okuyan, “İlk seçimde AKP iktidarını koltuğundan edeceğiz.” iddiasında bulundu. Okuyan, DTP’nin 2005 Mayıs’ında 3. olağan kongresini gerçekleştireceğini, bu tarihe kadar program ve projeleri üzerinde çalışacaklarını belirtti.
HABER
Okuyan 22 yıl sonra MHP’ye geri döndü
Zaman 30.08.2002
ANAP’tan istifa eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan dün törenle MHP’ye katıldı. Konuşmasında 22 yıl öncesine atıf yapan Okuyan, 1980 öncesinden kalan yürüyüşe yeniden katılmaktan memnuniyet duyuyorum.
Artık MHP’nin zaferi için çalışacağım. dedi. Okuyan’a rozetini takan MHP lideri Devlet Bahçeli, üyelik formunu ise Sağlık Bakanı Osman Durmuş ile birlikte imzaladı. MHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı ise 125’e yükseldi.
Okuyan, ‘idamın kaldırılması, Kürtçe yayın ve eğitim’ başta olmak üzere MHP’nin karşı çıktığı AB ile ilgili düzenlemelere ‘evet’ oyu vermişti. Okuyan’ın katılımı, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, söz konusu düzenlemeleri destekleyenleri eleştirmek için kullandığı, “PKK'nın yanında 6 parti var.” sözünü hatırlattı.
Aktif siyasete 1970’li yılların başında MHP’de başlayan Okuyan, Mesut Yılmaz’ın ANAP liderliğine seçilmesinden sonra bu partiden Meclis'e girdi. Okuyan, ANAP'ta sürekli ülkücü geçmişiyle anıldı. Baba ocağını rencide etmemeye özen gösterdi. Ancak, geçmişi hatırlatıldığında “ANAP’lı kimliğine” vurgu yapmayı ihmal etmedi. Kendi adıyla kurduğu internet sitesinde MHP’li geçmişine yer vermedi. Sitesinde Yaşar Okuyan kimdir? başlığıyla sunduğu özgeçmişinde, MHP’li yıllarını gazeteci olarak tarif etti. Okuyan, Yılmaz’la ters düşünce bakanlık görevi ile ANAP’tan ayrıldı.
HABER
Okuyan'ın kardeşi TKP’li kardeşi ANAP'lı oldu
Hürriyet 14 Mayıs 2001
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın kardeşi, dün Yalova il kongresinde ANAP'a geçti. 1980 öncesi ağabeyi Yaşar Okuyan'dan farklı olarak TKP’li olmuş ve parti politikası gereği CHP'ye girmişti.O dönemde TKP yayın organlarından Ürün dergisinin sahipliğini yapan ve Rusya’daki Ekim devriminden dolayı soyadını değiştirip Ekim soyadını alan Arif Ekim, ağabeyinin partisi ANAP'a katıldı. Arif Ekim'in parti rozetini ağabeyi Yaşar Okuyan taktı.
HABER
Okuyan'ın Ekim devrimi
Şamil TAYYAR - Ayla ÖZCAN
Sabah 15 Mayıs 2001
Kardeşi Arif Ekim'e ANAP rozeti takan Bakan Yaşar Okuyan espriyi de patlattı: Bizim komünist Arif ANAP'a mı geliyor?
Kendi ifadeleriyle 'komünist kardeş' ve 'faşist ağabey' 27 yıl sonra merkez sağ parti ANAP'ta buluştu. 12 Eylül öncesi kendisinden 3 yaş büyük ağabeyi Yaşar Okuyan'a "Faşist bir ağabeyim olduğu için utanıyorum" diyerek yollarını ayıran Arif Okuyan önceki gün ANAP'a katılırken, parti rozetini takmak da ağabeyine nasip oldu. ANAP Yalova teşkilatı da düşman kardeşleri aynı siyasi çatı altında bir araya getirirken, bu sürprizi son güne kadar sakladı. Tören günü kardeşinin ANAP'a katılacağını öğrenen ağabeyi, önce şaşırdı sonra espriyi patlattı: "Bizim komünist Arif mi geliyor?"
BUZLAR ERİDİ...
12 Eylül öncesi MHP'de genel sekreter yardımcılığı görevini yürüten ağabeyi Okuyan'a "Faşist bir ağabeyim olduğu için utanıyorum" diye yollarını ayıran Arif Okuyan, kendi dünyasını kurdu. Kardeşinin bu tepkisine ağabeyinin yanıtı da sert oldu: "Benim de komünistlerle işim yok." Arif Okuyan, "Okuyan soyadını taşımak benim için zul" diyerek soyadını değiştirdi. Okuyan'a yeni soyad, 1917 Bolşevik October (Ekim) devriminden esinlenerek alınan 'Ekim' oldu. Ancak, aradan geçen yıllar iki kardeşin siyasi düşüncelerinde değişime yol açtı. Siyasi rotasını ilk değiştiren ağabey oldu, Mesut Yılmaz'ın liderliğindeki ANAP'a katıldı. Şimdi Çalışma Bakanı. Kardeşi ise yerel gazetelere makaleler yazdı, çevre ve insan hakları örgütlerinde aktif olarak görev aldı.
'Soyadımı değiştirmem'
Okuyan'ın 1980 öncesinde Türkiye Komünist Partisi'nde (TKP) ve DİSK'te yer alan kardeşi Arif Ekim, "Ağabeyimle barıştık ama soyadımı tekrar değiştiremem" dedi. Ekim, merkez sağa nasıl kaydığını ise şöyle anlattı: "Ağabeyimle zıt kutuplarda çarpıştık. 1974'ten 1982'ye kadar görüşmedik. 1982'de cezaevinden çıkınca herkesin, yaşanan olaylardan dersini aldığını anladık ve barıştık. Kendi kendimize Türkiye'nin ne oyunlara kurban gittiğini düşündük. 1987'ye kadar zaten Okuyan yasaklıydı. 1987'den sonra yasağı kalkınca ANAP'ta yer aldı. Ben 1983'te TKP ile tüm bağlarımı kopardım. SODEP'e girdim. Fakat bu partilerin isimlerinde demokrasi sözcüğü yer alsa da bireysel özgürlük ve haklar noktasında çok katı olduğunu deneyimlerimizle gördük. Okuyan'ın Yalova'daki çalışması, her mesafede olması, deprem öncesi ve sonrası hizmetleri karşısında 'Eğer bu ülke için çalışıyorsak neden birlikte olmayalım?' dedim. Ancak soyadımı değiştirmeyi düşünmüyorum. Üzerimde biraz baskı var. Sürerse bende ters teper."
HABER
Komünist kardeş ülkücülükten liberalliğe geçen ağabeyinin yoluna girdi
Gülden Aydın
Hürriyet 26 Mayıs 2001
Yaşar Okuyan:
Aileyi reddetti, soyadını October olarak değiştirdi
Arif Ekim:
Kurtulayım bu soyaddan dedim, mahkemeye başvurdum
ANAP'li sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, 12 Eylül öncesinde MHP'nin yetkili ve etkili şahsiyetlerindendi. O yıllarda kardeşi Arif Okuyan ise Türkiye Komünist Partiliydi. Hatta MHP'li ağabeyiyle aynı soyadını taşımaya dayanamamış ve mahkeme kararıyla ‘‘Ekim’’ soyadını almıştı. Aradan yıllar, köprülerin altından çok sular geçti. Arif Ekim 15 gün önce ANAP'a üye oldu. Okuyan ve Ekim kardeşlerle geçmişin bugüne seyrini konuştuk.
İdeolojinize DNA belleğiniz mi üstün geldi?
Arif Ekim: Geçmişi kurcalamak çok önemli değil. İleriye bakmak gerekiyor. Ağabeyimin 12 Eylül öncesi ve sonrasında farklı noktalarda olsak da kardeşliği içinde yanardağ gibi hissettiği olmuştur. Hiç unutamıyorum, 1977 1 Mayıs'ında ağabeyimin ‘‘Ya ne oldu, başına bir iş mi geldi’ deyip araması, arattırması kolay unutulacak şey değil. Ne yaparsanız yapın atamayacağınız, yok olmayacak bağı hissediyorsunuz. 12 Eylül sonrasında ağabeyimin tutuklandığı dönemde, rahmetli annemle birlikte çocuklarına ve ailesine sahip çıktık. Ben de tutuklanacaktım. Neyin ne olacağını kimse bilmiyordu. Karanlık günlerde yaşıyorduk.
Ağabeyinizi ziyaret ettiniz mi?
AE-Yok. Davanın seyrini izledim ama gitmedim.
Yaşar Okuyan: Günahtı.
AE-Günahtı. (Gülüyor)
Düşman iki uçta oğul sahibi olmak, anneniz için epey zor olmuştur?
AE- Ben daha küçükken üç kardeşimi kaybetmişiz. Annem şakayla karışık söylerdi. 'Allah'tan ikisi yaşadı. Ele avuca sığmıyorlar. Beşi yaşasaydı ne çekecektim bunlardan' derdi. Babamızı 1974 yılında kalp krizinden kaybettiğimiz için o görmedi.
MAYDANOZ!
Liberalleşmenizde ağabeyinizin konumu, siyaset adamlığının etkisi oldu mu?
- Ağabeyim 1995 Aralık seçimlerinde milletvekili seçildi. Bu tarihten sonra muhalefette ve iktidar döneminde ben, Yalova'da çevre derneğinin başkanıydım. Herşeye fazlaca müdahale ettiğimiz ...
YO- Maydanoz!
AE- Maydanoz olduğumuz yıllardı. 1996 Şubatı'nda istifa ettiğim CHP'nin yöneticilerine anlatamadığım sorunları, Sayın Okuyan çok rahat dinliyordu ve hak verdiğinde de destek oluyordu. 1998 Mayısı'nda ANAP Yalova kongresini düzenledi. Köylerden halk temsilcileri geldi, sivil toplum örgütleri geldi, sandıklar kuruldu. Hani biz solcuların yıllardır isteyip de yapamadığımız türden. Bir tür yerel Habitat'tı. Depremden bir yıl önce, bir günü depreme ayırıp tartıştık. Bu çalışma, ağabeyimle daha sıkı birlikteliğimizi getirdi. Bir yerlerde buluşmamızın sürecini ve güveni hızlandırdı. Deprem sonrası bu birliktelik uçtu ve fren tutmaz hale geldi.
Okuyan'ın otoriter ve ilk anda insanda çekingenlik uyandıran bir duruşu var...
YO- Faşist! (Gülüyor)
AE- İstanbul Üniversitesi'ne girdiğimde 12 Mart henüz olmuştu. Kafamda bir deprem yaratmıştı. Bizim ailede, politika konuşulurdu. Dedem, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ndendi. Babam CHP üyesiydi.
YO- Babam '60 öncesi CHP üyesiydi hem de Fatih'te Şehresmi Mahallesi Ocak başkanıydı. Ben CHP bayrağını ocağın gönderine çook çektim.
83’DE BARIŞTIK
Ağabeyinizi tanımlayacaktınız?
AE- Arayışlar insanları farklı noktalara getirdi.
YO- 1967-68'lerde aynı çizgideydik, milliyetçiydik. Hadiseler başlayınca, kardeşimin durumundan tedirgin oldum. Onu okuma yazmaya teşvik ettim. Meraklıydı da. Çünkü ortada doğru dürüst üç dört kitap bile yoktu. 18 sayfalık Dokuz Işık'tan başka bir şey yoktu. 1970'de Kurt Karaca'nın bir kitabı yayınlanınca çok heyecanlandık. Çünkü referans kitabımız yoktu. Solun cazibesi, yüzlerce, binlerce tercüme kitaptı. Arif, biraz araştırayım derken, önce Cemil Meriç'in Hareket Grubuna kaydı. Oradan rotayı sola kırdı. Komünist olmasına, hadiselere girmesin endişem yolaçtı biraz da. Sağda solda kavgalar başlamıştı. Bizim Arif'i böyle kaybettik.
AE- Emredersiniz efendim diyen bir tip değilim. Bunu ağabeyim de iyi bilir. Hareket Grubu'na katıldıktan sonra eleştirdik ve birkaç arkadaş ayrıldık.
Siz kaç yıl sonra ağabeyinizin evine gittiniz, size nasıl davrandı?
AE-Hapisten çıktıktan sonra. Herşey değişmişti zaten. Çok yanlışlıklar yapılmıştı. Barışma sağlandı. 1983 yılıydı.
YO- Arif aileyi, akrabaları reddetmişti. 12 Eylül'den sonra boşandı. Çınarcık'tan bir hanımla evlenecekti. Kız istemeye gidiyoruz. Arabalarla hareket ettik. Bir yerde durduk ki beraber gidelim. Araba saydığını farkettim. 'Ya, 13 araba olmuş' dedi. Onun için aile kavramı içinde bir değer olma önemli olmuştu artık. Anneme, araba saydı, yola gelecek dedim. Öyle ya da böyle herkes bir yerlere gitti. Geçmişi inkar etmem, tartışmam. 12 Eylül öncesi sol ya da solda olsun, o insanların tamamının samimi ve dürüst olduğunu düşünüyorum. Hayatını ortaya koyan o insanların hepsi onurlu ve şereflidir.
Soyadınızı ne zaman değiştirdiniz?
AE-1978'de. Baskılar bunaltmıştı, okula gidemiyordum. Mezun olamadım tek dersten. Öyle bunaldım ki kurtulayım bu soyaddan dedim, mahkemeye başvurdum. O da ayrı komedi. Sordular, 'Neden Ekim?' diye. Gerçeği anlattım. 'Biz de mi değiştirelim?' dediler. Benim yerimde olsanız, siz de değiştirirsiniz dedim.
Kardeşiniz soyadını değiştirdiğinde neler hissetmiştiniz?
YO-Üzüldüm. Farklı fikirde olsanız da anne, baba önemli değerler. 1977 1 Mayıs olaylarından sonra sabaha kadar bütün hastaneleri, Emniyet müdürlüklerini arattım. Cesetlerin kimliklerini öğrendim. Onların içinde olmayınca hiç olmazsa ölmediğini anladım. Cezaevindeyken beni ziyaret etmesini bekledim. Ama ne olursa olsun, kardeşiniz. '80 öncesi hadiselerde kimsenin kimseyi suçlayacak hali yok. O dönem, tam bir toplumsal cinnet. Rahmetli annem çok üzüldü soyadını değiştirmesine. Babam vefat etmeseydi, soyadı değiştirmeye cesaret edemezdi.
Kardeşiniz, sizin baskın karakterinize tepki olarak mı böyle yaptı?
YO- Böyle bir faktör var. 15-16 yaşlarındayken nereye gitsek, ‘‘Yaşar Okuyan'ın kardeşi’’ derlerdi. Bu laf, ikinci planda değerlendirilme ister istemez duygusal tepki yarattı.
KULLANMADILAR
TKP'li kardeşiniz, sizin için teşkilatta sıkıntı oldu mu?
YO- O kadar fazla değil. ‘‘Allah Allah senin kardeşin komünist' deseler de fazla bir şey olmadı. Çünkü partide etkin bir konumdaydım. Kardeşimin pozisyonunu negatif bir şekilde kullanmadılar.
YAŞAR OKUYAN
Dur, ben örnek vereyim: İlişkisini bizlerle tamamen kesti. Soyadını October (Ekim) olarak değiştirdi. Kendi gibi devrimci kızla 1977'de evlendi. CHP'li teyzem, aile içindeki bu durumdan rahatsızdı. Bir gün beni zorladı, 'Bak ağabeysin, evlendi madem, evine birlikte gideceğiz' dedi. Giderim ama o şimdi ters davranır, dedim. Gittik. Kapıyı bu açtı. Vork diye ters davrandı. Haberi yokmuş geleceğimden. O zamanki eşi geldi. Teyzem hoşgeldin, demesini isteyince bana, 'Benim faşistlere hoşgeldin diye uzatacak elim yok' dedi. 10 dakika ancak oturduk. Kovulduk yani. Öfkelendim. Allah korusun, elimizden kaza da çıkabilirdi. Çay bile ikram etmediler. Herhalde saldıracaklar. Öyle bir psikolojik hava. Ciddi söylüyorum, o an aklımdan geçti. Karısının da kendisinin de tam militan havası vardı. Bir telefon etselerdi İGD'ye, 15 saniye sonra paketlerlerdi.
ARİF EKİM
Ne hikmetse aforoz ediliyorum örgütten. Desteklediğim CHP'li belediye başkanı beni çöpçülüğe sürüyor. Sivil polis de arkamdan eksik olmuyor. Böyle bir ortam, insanın sağlıklı düşünmesini engelliyor. Kapıyı açıyorum, karşımda ağabeyim. Allah Allah, ne oluyor dedim.
YORUM
Zavallı sola fazla yüklendik, biraz da bizimkilere bakalım
Mahmut Çetin
sondevir 1 Temmuz 2012
Yıl 1976 ya da 1977 olmalı. Ankara Atatürk Lisesi’nde öğrenciyim. Okulumuz ülkücülüğün kalesi. Müdürümüz sonradan Boyabat Belediye Başkanı seçilen Hasan Kara. Okulda havada sıkı dindar bir eğilim esiyor. Sonraki yılların öne çıkan isimleri İsa Armağan ve İbrahim Çiftçi okulun öğrencisi. Veteriner Fakültesi öğrencisi Muhsin Yazıcıoğlu Ülkü Ocakları Genel Başkanı. Ocak genel merkezi okula yakın. Sık sık genel merkeze gidiyorum. Ben de Ahmet Arvasi damarından hareketin içinde buluyorum kendimi. Kurtuluş Parkı civarı, Niğde, Sivas ve Site Öğrenci Yurdu ara sıra uğradığım mekanlar.
Sivas Yurdu’na gittiğim bir günün ertesinde Hasret dergisinin paketlenmesi için bir görev veriliyor bizim takıma. Yer ilginç MHP’nin Bahçelievler’deki Genel Merkezi… Genel Merkez’e gidiyoruz. Paketlemenin yapılacağı yer bahçede bir kulübecik. Kulübede parti atık evraklarının içinde paket yapıyoruz. Ben de merak var. Ben ufak ufak bu evrakları karıştırmaya başlıyorum. O evraklardan anladığım şey, çocuk aklımızla sıradan bir genel sekreter yardımcısı sandığımız Yaşar Okuyan’ın hiç de öyle olmadığıydı.
Yöneticilik geni
Kısacası Yaşar Okuyan, Alparslan Türkeş’in çok yakınında…
Türkeş’in unutulmaz hac farizasında yanında Okuyan var. Türkeş’in dindar kimliğini perçinleyen fotoğrafların banisi Okuyan. O sıralar Hergün gazetesinin köşe yazarı ve Ülkücü Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanı. Parti’nin 16 milletvekili çıkardığı 1977 seçimlerindeki İstanbul milletvekili müteahhit Turan Koçal’ın, Okuyan’ın dayısı olduğunu sonradan öğreniyorum.
Derken Alparslan Türkeş hanımı Muzaffer Türkeş’i kaybediyor. Muzaffer Hanım, Tuğrul Türkeş’in, profesör Umay Günay’ın annesi. Alparslan Türkeş ikinci evliliğini Yaşar Okuyan’ın akrabası (zannediyorum teyzesi) Seval Türkeş’le yapıyor. Ak Parti İstanbul milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş, Alparslan Türkeş’in Seval Hanım’dan doğma oğlu. Şu anda TBMM’de iki kardeş ayrı partilerden milletvekili. Seval Hanım da bir ara Muhsin Bey’in partisi BBP’den Ankara milletvekili adayı olmuştu.
Ailede bir yönetici olma geni var. Adeta hep yöneten olmak zorundalar. Mesela Tuğrul Türkeş MHP’de genel başkanlık seçimini kaybedince ATP’yi kurdu. DYP ile ittifaka girdi. DYP Kayseri milletvekili adayı olarak seçime girdi. Ama seçilemedi. Şimdi MHP’de daimi genel başkan yardımcısı.
Tekrar asıl konumuz Yaşar Okuyan’a dönüyoruz. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra Yaşar Okuyan da gözaltına alındı. Mamak’ta işkenceler gördü. Fakat MHP Davası içinde en erken salıverilen isimler arasında yer aldı (Temmuz 1982). Okuyan hapisten çıkar çıkmaz MHP hareketi ile organik ilgisini kesti. İşadamı kimliği ile İmbat Fuarcılık ve bilahare Türker İnanoğlu ile Ulusal Video şirketlerini kurdu. Türkiye’nin ilk ciddi kitap fuarı organizasyonlarını İmbat Fuarcılık yaptı. ANAP kurulurken de Turgut Özal’ın yanında yerini aldı.
Burada bir kronolojiye bir şerh düşmem gerekiyor. Ben MHP ve MSP gelenekleri içinden gelen insanları da DP, AP, ANAP, DYP ve AK Parti geleneği içinden gelen insanları da anlamaya çalışan bir insanım. Politik ilişkilerde aradığım tek husus, insanın ‘kendi çizgisi içinde tutarlı’ olması. Eğer tarihin bir diliminde makas değiştirme olmuşsa bile bu adabıyla, geçmişe küfretmeden ‘makul insani gerekçelerle’ izah edilmelidir. Belki de son dönemlerde Yaşar Okuyan ve Agah Oktay Güner’e olumsuz bakışımın temelinde bu geçişlerdeki izahsızlıklar yatıyor. Mesela bu iki büyüğümüz bugünkü ulusalcılığa varan vurgu ile Turgut Özal’la birlikte politika yapmayı nasıl izah edecekler merak ediyorum.
Fuarcılık ve videoculuk satış meslekleri…Yaşar Okuyan’ın satışı çok iyidir bilir! Nevzat Kösoğlu, Ötüken’den çıkan anılarında Okuyan’ın mukallit yönünü anlatır. “Aynı olayı yaşamışız. Ama bizim Yaşar anlatınca, ağzı açık dinliyorum.”
Okuyan gibi ailesinin diğer fertleri de siyasetle ilgileniyor. ANAP’tan Yalova belediye başkanı Yakup Bilgin Koçal, ondan sonra SHP’den belediye başkanı Cengiz Koçal, bugünkü belediye başkanı yine Yakup Bilgin Koçal ama bu sefer bağımsız belediye başkanı. Aile seçimlerde birbirine rakip oluyor, ama seçilen daima onlardan. Cengiz Koçal ve Yakup Bilgin Koçal, Yaşar Okuyan’ın dayı ve kuzeni… Solcu SHP’den belediye başkanı Cengiz Koçal, sağcı MHP’den milletvekili seçilen Turan Koçal’ın kardeşi, MHP’nin 12 Eylül öncesi Yalova İlçe Başkanı. Anlayacağınız Marmara bölgesinde, İstanbul’un burnunun dibinde Güneydoğu’yu aratmayacak feodal bir aşiret kırıntısı ile karşı karşıyayız. Ama Okuyan ve Koçal ailelerinin kökeni Güneydoğu’ya değil, Rize’nin Elmalık Köyü’ne dayanıyor.
Yaşar Okuyan’ın kardeşi Arif Octaber!
Yaşar Okuyan’ın kardeşi Arif Ekim, 12 Eylül 1980’den önce Sovyet yanlısı TKP’nin yayın organlarından Ürün dergisinin sahibi. Kendisiyle facebook’tan arkadaşız. Millici, anti-emperyalist bir yanı var Ekim’in. 1983’te TKP ile tüm bağlarını keser ve SODEP’e girer. Yalova Çevre Derneği Başkanı’dır. Arif Ekim ağabeyi Yaşar Okuyan’la çatışmaları sonucu solcu oluyor. Soyadını da Sovyet Ekim devrimine izafeten Ekim yapıyor. Yaşar Okuyan, “Arif soyadını Octaber yaptı” diye dalgasını geçiyor.
Siyasette sınır tanımayan politikacı Yaşar Okuyan
Okuyan siyaset serüvenine aralıksız ve sınır tanımadan hala devam ediyor. 2002 yılında 22 yıl sonra ikinci defa yolu MHP’ye uğruyor. Rozetini Devlet Bahçeli kendi elleriyle takıyor. Fakat bir seçimlik beraberlik yine ayrılıkla sonuçlanıyor. Okuyan’ın bir sonraki partisi Hüsamettin Cindoruk’un 28 Şubat sürecinde kurduğu şemsiye amblemli Demokrat Türkiye Partisi. Okuyan tabii ki, bu partiye genel başkan oluyor. Kısa ömürlü partinin yedinci genel başkanı. Parti’nin adını Hür Parti yapıyor, amblemini değiştiriyor. Bütün küçük partiler gibi ittifak arayışına giriyor. İlk ittifakını Yaşar Nuri Öztürk’ün HDP’si ile yapıyor, aralarında kriz çıkıyor. Mahkemelik oluyorlar. Sonra Hür Parti’nin CHP’ye iltihak edeceği duyuruluyor. Bunun gerçekleşip gerçekleşmediği kayıtlarda belirsiz.
Hatime; yenilik istiyorum
Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesi Güneydoğu’da aşiret baronlarının listelerden temizlemesi nasıl devrim niteliğinde ileri bir adımsa, Ak Parti için üç dönem seçilme sınırı da böyle bir devrim olacak. Ve üç dönem sınırının diğer partileri etkilememesi mümkün değil. Artık Bülent Özveren’in Eurovizyon, Ömer Üründül’ün futbol, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan’ın siyaset yorumcusu olmadığı bir dünya istiyorum.
Her siyasi eğilimin Okuyangiller’i var. Artık Okuyangiller’in vakıf kurup hayır hasenat yapmasını, hatıralarını yazmasını ve torunlarını parka çıkarmasını tavsiye ediyorum. Şarkılar dinlemeli, bazen Kayahan söylemeli ve ona eşlik etmeli insan “Ben nerde yanlış yaptım.”
HABER
Yalova Belediye Başkanı Cengiz Koçal son yolculuğuna uğurlandı
Hürriyet 14 Haziran 2013
BURSA’da 75 yaşında hayatını kaybeden Yalova eski belediye başkanlarından Cengiz Koçal bugün son yolculuğuna uğurlandı.Yalova’da, ANAP ve SHP’den seçilerek 1984-1994 yılları arasında iki dönem belediye başkanlığı yapan ve tedavi gördüğü Bursa’daki özel hastanede dün yaşamını yitiren Cengiz Koçal, bugün toprağa verildi. Yalova Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Orhan Koçal’ın babası, Yalova Belediye Başkanı Ak Partili Yakup Koçal’ın amcası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan’ın dayısı olan Cengiz Koçal için bugün, Yalova Belediye Hizmet Binası önünde tören düzenlendi. Taziyeleri kabul eden Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, "Yalova bir çınarını kaybetti. Hakkınızı helal ediniz" diyerek gözyaşlarına h?kim olamadı. Burada okunan duanın ardından cenaze Yalova Merkez Camii’ne getirildi. Koçal’ın cenazesi öğlen kılınan cenaze namazının ardından Yalova Şehir Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Koçal’ı son yolculuğuna, Yalova Valisi Esengül Civelek, Ak Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun, İstanbul Büyükşehir Belediye Eski Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Yalova Emniyet Müdürü Hüseyin Ümit Yüksel ile çok sayıda vatandaş katıldı.
www.biyografi.net (Binlerce Biyografi) |
|
|
|