Mustafa Karasu
PKK Yöneticisi



1950 yılında Sivas'ın Gürün ilçesinde doğdu. Türk kökenli. Avareş (Karasu) ve Hüseyin Ali kod adlarını kullandı. 12 Eylül 1980 Darbesinden sonra cezaevine girdi. 1992 yılında tahliye edildi. Yurtdışına kaçtı. PKK'nın merkez komitesine seçildi. Bir dönem örgütün propaganda kanadı olan Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (ERNK) Avrupa temsilciliğini yaptı. 2010 yılında Oslo'da dönemin Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan ile birlikte örgüt adına görüşmelerde bulundu.




SÖYLEŞİ

Karasu: O görüşme heyetinde İngilizler de vardı
Akşam 24 Nisan 2013

PKK'nın liderlerinden Mustafa Karasu, PKK ile devletin ilk kez masaya oturduğu Oslo görüşmelerine ilişkin çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Karasu görüşmelere kimlerin katıldığını, neler istendiğini, neden çözümsüz kaldığını açıkladı.

PKK'nın kurucu isimlerinden ve örgütün Kandil'deki liderlerinden Mustafa Karasu, çok tartışılan Oslo görüşmelerine ilişkin ilk kez konuştu. Örgüte yakın sitede yayınlanan röportaj şöyle:

Oslo görüşmeleri çok tartışıldı. Ne zaman, nerede başladı? Buna kim-kimler öncülük etti? Neden Oslo?

Oslo görüşmeleri resmi olarak 2008 Eylül'ünde başladı. Ama önceden dolaylı görüşmeler var. Aracılık yapan, uluslararası bir kurumdur. Dolayısıyla bazı büyük devletlerle ilişkili olma olasılığı da vardır. Görüşmeler Oslo'da olduğu için Norveç devletinin de bilgisi dahilinde olduğunu söylemek gerekir. Türk devleti ve PKK arasındaki ilk görüşme Eylül 2008'de yapıldı. İkincisi ya da üçüncüsü Mart 2009'da yapıldı. Seçimlerden sonra Mayıs'ta da görüşmeler oldu. Daha sonra Temmuz'da görüşmeler oldu. 2009 yazındaki Oslo görüşmeleri, aynı zamanda Önder Apo’nun bir Yol Haritası hazırlayarak devlete sunduğu sürece tekabül ediyordu. O zaman MİT Müsteşar Yardımcısı ekibiyle geliyordu. Daha sonra 2009 Ağustos’unda, Yol Haritası'nın devlete verildiği süreçten sonra Hakan Fidan da görüşmelere katıldı. O zamanlar Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı/Başbakan Temsilcisi olarak görüşmlere katılıyordu. Önder Apo, 22 Ağustos'ta Yol Haritası'nı sundu. Buna hiçbir cevap verilmediği gibi sonraki ilk Oslo görüşmelerinde Yol Haritası'nın verilmeyeceğini söylediler.

HABUR OLAYI

Barış grupları bu süreçte Hareketin görüşlerini kamuoyuna aktaracaktı. Hatta Meclis'e bile gidip hareketin düşüncelerini aktarabilecekleri söylenmişti. Öyle bir şey planlanmıştı. Ama Habur'da milyonlar ovalardan kasabalardan yollara dökülüp barış gruplarını karşılayınca, aynı 29 Mart seçimlerinden sonraki tepkiyi gösterdiler.

DEVLET ADINA TAAHÜT VERİLMİYORDU

Sizden Oslo görüşmelerinde kimler yer aldı, kimlerle nasıl görüşüldü?

2006'dan beri olgunlaşan bir durumdu. Yani İki-üç yıla dayanan öncesi var. Oslo görüşmesine heyet olarak Sozdar arkadaş, Avrupa’dan KNK Üyesi ve Diplomat Adem Uzun arkadaş ile yine Dışilişkilerden sorumlu ve aynı zamanda KCK Yürütme Konseyi Üyesi olan Zübeyir Aydar arkadaş katılıyordu. Zaman zaman Remzi Kartal arkadaşımız da görüşmelere katıldı. Birkaç görüşmeden sonra da (3. Görüşme ile birlikte) Sabri Ok arkadaş da görüşmelere katıldı. En son iki üç görüşmeye ben katılmadım. Sabri Arkadaş katıldı. Onlar (devlet tarafı) beş-altı kişilik bir heyetle geliyorlardı. 'Biz her şeyi bilemeyiz, devletin farklı kurumları var' diyerek çözüm adına somut yaklaşımlar içine giremediler. Devletin taahhüt altına girmesinden ziyade, daha çok bizden istenen, ateşkes olsun ortam sağlansın, ortam sağlanırsa, devlet bazı şeyleri yapar, gibi taleplerde bulunuyorlardı.

Oslo ve İmralı’da gerçekleşen görüşmelerde Öcalan ile mesaj alışverişiniz nasıl oluyordu?

O dönem heyet geliyordu, mektuplarını getiriyordu. Biz de o heyetle toplantının sonuçlarını gönderiyorduk. Bazen daha geniş yazılarak, bazen de daha kısa yazılarak görüşme sonrası notlar gönderiliyordu. O süreçte aracılar da mektuplar götürüp getiriyorlardı. Dediğim gibi uluslararası bir kurum aracılık yapıyordu. Zaten hemen hemen her görüşme öncesi o aracılar, hem gidip Türk devleti ile hem de bizimle görüşüyorlardı. O trafik herhangi bir aksamaya uğramadan 2011’in yazına kadar sürdü.

İngiltere’nin garantör devlet olarak görüşmelerde yer aldığı basına yansıdı, bu doğru mu?

Biz böyle bir şeyi kesin söyleyemeyiz. O görüşme heyetinin içinde İngiliz kökenliler de vardı. Başka kökenliler de vardı. Hatta görüşmeye katılan Asya kökenli de vardı. Ama garantörlük gibi herhangi bir durum yoktur. Yani öyle bir şey olmadı.







www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)