|
Esat Işık
askeri hekim
göz doktoru
3 Nisan 1865'te İstanbul'da doğdu. Askeri Tıbbiye'yi bitirdi. Burada Türkiye'nin ilk modern göz kliniğini kurdu. 29 Kasım 1918'de Mondros Mütarekesi'nin hükümlerine karşı çıkıp Milli Kongre'nin kurucuları arasında yer aldı. 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal eden İngilizler tarafından Malta'ya sürüldü. Yurda döndükten sonra İstanbul Tıp Fakültesi'nde ders verdi. 1 Kasım 1936'da İstanbul'da öldü.
HAKKINDA YAZILANLAR
Prof.Dr.Kadircan Keskinbora: ESAT IŞIK Bilimde, Siyasette, Millî Mücadele’de Bir Işık
Ayten DİRİER
Mardin’in yetiştirdiği çok yönlü yazar ve bilim adamı Prof.Dr.Hıdır Kadircan Keskinbora’nın son eseri, “ESAT IŞIK Bilimde, Siyasette, Millî Mücadele’de Bir Işık” bilimsel araştırma tekniklerinee uygun olarak hazırlanıp, Bilim Dünyasına sunuldu.
Siyasette dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla iz bırakan, merhum Dışişleri Bakanı Hasan Esat Işık’ın (1916-1989) babası olan Esat Işık veya tarihimizdeki adıyla Mehmet Esat Paşa (3 Nisan 1865-1 Kasım1936-İstanbul) hem Osmanlı dönemindeki çalışmaları hem de Millî Mücadele’deki unutulmaz çabalarına rağmen hakkında çok az bilgi bulunan gerçek bir rical(adam gibi adam) idi.
Askerî Tıbbiyeyi bitiren her Türk gibi çok yönlü bir bilim adamı olan Esat Işık Paşa’nın biyografisi paralelinde, XIX. yüzyılın sonu ile XX. yüzyılın ilk çeyreğindeki gelişmeler, bir devletin tarihe gömülüşü ile yerini alan genç devletin kuruluş sancılarını sadece okumayacak, canlı, yalın, sürükleyici bir anlatımla o dönemi yaşayacaksınız.
XIX. yüzyılda, Avrupa’nın tüm hızıyla OsmanlıDevleti’ne karşı başlattığı siyasî,ekonomik ve sosyal taarruzlar giderek şiddetini arttırırken Avrupa'nın fikir hareketleri ile teknik ve teknoloji alanındaki ilerlemelerine yabancı kalan Osmanlı Devleti, bu taarruzlar sonucunda topraklarının çoğunu kaybederek, maddî ve manevî kayıplara da uğramıştır. Fransız İhtilâli’nden sonra Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde görülen milliyetçilik akımı sonucunda ortaya çıkan bağımsızlık hareketleri, Osmanlı Devleti’ni de etkilemeye başlamıştır. Bu dönemde Abdülhamit yönetimine karşı muhalif hareketlerin yanı sıra, dünyadaki gelişmelerin paralelinde ülkenin içinde bulunduğu ortamı ve sorunları değişik bir bakışla değerlendiren yenilikçi hareketler de ortaya çıkmıştır. Bu yenilikçi hareketlerin vücut bulduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilk çekirdeklerinden biri Mekteb-i Tıbbiye’de oluşmuştur. Bu nedenle Mekteb-i Tıbbiye, Osmanlı Devleti’nin Batı’ya açılan pencerelerinden biri ve toplumsal yeniliklerin beşiği olmuştur. Buradan mezun olan Türk hekimleri, Batı Uygarlığını tanıyan, bilgileri ve bakış açılarıyla örnek olan insanlardı. Bundan dolayı, o dönemde, ülkenin kurtuluşuyla ilgili her hareketin içinde bu hekimlerin de bulunması sürpriz değildi. Tıbbiye öğrencileri ve mezunları yenilikçi hareketlerin öncüsüydü.
Böyle bir ortamda Askeri Tıbbiye öğrenimi gören Esat Işık, çalışmaları ve faaliyetleriyle çok yönlü bir şahıs olarak karşımıza çıkmaktadır. Esat (Işık) Paşa’nın yetiştiği dönem, dünyada olduğu gibi ülkemiz için de güç, çalkantılarla dolu bir kriz dönemidir. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı ve yeni Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu hazırlayan savaşlar, güçlükler ve acılarla dolu bir dönemdir.
Bir taraftan modern bir göz kliniği kurma ve yerleştirme çabalarını gösterirken diğer taraftan oftalmoskop üzerinde çalışmalar yapmış, ayrıca çeşitli hasta incelemelerini de Fransızca makaleler olarak yayınlamıştır. Bu yoğun bilimsel çalışmalarını sürdürürken, öte yandan ülkemizin yaşadığı siyasal olaylarla da ilgisini aynı yoğunlukta devam ettirip, halkımızın bilinçlendirilmesi kaygısıyla çeşitli çalışmaları da birlikte yürütmüştür. Ülkemizin en büyük düşmanının cehalet olduğuna inanan Esat Işık, bunca uğraşısının arasında cehaletle savaşım adına, “Cehalet Seyyieleri” adıyla Servet-i Fünun gazetesinde düzenli olarak yazılar yazmıştır.
Esat Paşa’nın yaşamı Millî Mücadele ve Türk göz hekimliğinden ayrı düşünülemez. Vatanın işgale uğraması nedeniyle siyasî hamlelerde bulunmuş, Millî Mücadele’miz çerçevesinde yapılan birçok girişimin içinde yer almıştır. İttihatçı olduğunu gizli tutan, dikkatli davranan Esat Işık, Birinci Dünya Savaşı ve onu izleyen mütareke felaketinden sonra, açıkça politika yapmaya başlamıştır. İttihat ve Terakki Partisi’nin kendini dağıtması üzerine ortaya çıkan politik boşluğu doldurmaya kalkışmıştır.
Yoğun siyasal çalışmaları kendisinin hekimlik yönünün önüne geçmiş ve siyasal hayatımızda da önemli bir yer edinmesini sağlamıştır. Bu siyasal çalışmaları sonucunda çeşitli ıstıraplara maruz kalmış, İngilizler tarafından tutuklanıp Malta adasına sürgüne gönderilmiştir. Malta’da sürgündeyken de, hekimlik sanatını icra etmiştir. İngiliz hekimlerin, yakın arkadaşı Ahmet Ağaoğlu’nun göz ameliyatını yapmaktan kaçınması üzerine, kendisi bu ameliyatı gerçekleştirmiştir.
Esat Işık Paşa, derslerinde göz kliniğine ait bilimsel konuların dışında, vatan ve millet sevgisine ilişkin telkinlerde bulunur, ahlakî tutum ve vatana sadakat için öğrencilerine öğütler verirdi.
Ülkemizdeki tıbbi gelişmelere katkı sağlayan, buluş, yeni teknik veya alet geliştiren bilim adamlarımızın çabalarının desteklenmesine yönelik araştırmalar sınırlıdır. Bunların genişletilmesine ihtiyaç vardır. Zor bir dönemde yaşamış olan Dr. Esat Işık’ın hayatını, Türk tıbbına yapmış olduğu katkıları inceleyen Prof.Dr. H.Kadircan Keskinbora Esat Paşa’nın Tıp, Kültür ve Siyasî Tarihimiz’deki yerini değerlendirmek ve yeni kuşaklara tanıtmak amacını gütmüştür.
Esat (Işık) Paşa’nın aynı evde bulunup yanında yetiştiği dayısı Menapirzade Nuri Bey, Osmanlı Devletinde meşrutî bir yönetimin oluşması için mücadele eden önemli bir grubun üyesiydi. Dayısının en samimi olduğu ve en çok görüştüğü arkadaşı Namık Kemal’di. Bu nedenle kendi yaşam öyküsünü anlatırken de ifade ettiği gibi, Namık Kemal’den ve onun fikirlerinden bir hayli etkilenmiştir. Diğer arkadaşlarının arasında, Ziya Paşa, Tevfik Fikret gibi edebiyat dünyasının ileri gelen kişileri vardı. Esat Paşa’nın, Servet-i Fünun dergisinin yazarları arasında olması da bu nedenle tesadüf eseri değildir. Dayısının ve arkadaşlarının, sırf fikirleri nedeniyle defalarca sürgün cezası almaları Esat Paşa’nın düşüncelerini ve amaçlarını gizli tutmasına sebep olmuştur.
Daha çocukluk çağlarında özgürlük, millî ruh, vatan, ülke yönetimi, geri kalmışlık üzerine yapılan tartışmaların içinde büyüyen siyasal sorunların çözümüne yönelik faaliyetlerle doğrudan veya dolaylı olarak ilişkide bulunan Esat Paşa, sadece göz hastalıkları alanında bilimsel çalışmalar yapmamış, aynı zamanda çeşitli sosyal ve siyasal örgütlerin kuruluşuna katılmış, yönetiminde yer almış, bazılarına da katkıda bulunmuştur. Bu nedenlerle, bu kitapta gerek kendisini etkileyen, gerek kendisinin de içinde bulunduğu teşekküller ve onu çok fazla etkilemiş olan şahsiyetler de konu edilmiştir.
Derin bir araştırmaya ve belgelere dayalı kitabın hazırlanıp, basılmasında çeşitli kaynakların bulunmasında Dr. Mete Soytürk, Esat Paşa’nın torunu gazeteci-yazar Zeynep Atikkan-Gültekin, Esat Paşa’nın eşinin yeğeni gazeteci-yazar Sayın Hıfzı Topuz’un da büyük katkıları olmuştur. Bilim Dünyamıza bu değerli kitabı kazandırdıkları için, bilim adamı, yazar, şair, musikişinas Prof.Dr.H.Kadircan KESKİNBORA’nın şahsında hepsine teşekkür eder, başarılar dileriz.
Teknik Özellikler
Yayınevi: SomKitap
Yazar: Prof. Dr. H. Kadircan Keskinbora
1. Baskı: Nisan 2010
Ebad: 13,5 x 21
Kâğıt: Kitap kağıdı
Sayfa: 432
Barkod: 9786056035579
Fiyat: 25 TL
Milliyet 14 Aralık 2010-12-15
www.biyografi.net (Binlerce Biyografi) |
|
|
|