Yalçın Çetinkaya ( 1960)
akademisyen



1960 yılında doğdu. Müziğe 10 yaşında başladı. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nı bitirdi. Burada Türk Müziği’nin yanında Batı Müziği; enstrüman olarak da kanun öğrendi. Konservatuar dışında Raffi Arslanyan’dan klasik gitar eğitimi aldı. Süleyman Erguner’den kısa bir süre ney dersleri aldı. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslam Felsefesi alanında yüksek lisans yaptı. Yüksek lisans tezi 'İhvan-ı Safa’da Müzik Düşüncesi'ni Prof.Dr. Mustafa Tahralı ve Prof.Dr. Bekir Karlığa’nın danışmanlığında hazırladı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Müzik Bölümü'nde bir süre araştırma görevlisi olarak çalıştı. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora yaptı. Bu süre içinde Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Prof.Dr. Ahmet Yürür ile 'Gelekensel Müzikler-Hint Müziği' ve yine aynı üniversitenin sosyoloji bölümünde Prof.Dr. Ömer Naci Soykan ile sanat sosyolojisi çalıştı. Bekir Sıdkı Sezgin’in 'dini musiki' alanında öğrencisi oldu. 'Mevlevilikte Müzik Felsefesi' başlıklı doktora tezini hazırladı. Gazetecilik ve dergiciliğin yanı sıra, uzun yıllar reklam metin ve senaryo yazarlığı yaptı. Yeni Ufuk, Aksiyon, İzlenim, Zaman, Yeni Şafak gibi yayın organlarında müzik yazıları yazdı.

ESERİ:
Reklamcılık ve Manipülasyon




GÖRÜŞ

Hristiyanlık ve Batı Musikisi

Aydınlanma, Batı müziğinde o dönemlere kadar hissedilir derecede var olan horizontal (yatay) hareketi, vertical (dikey) harekete dönüştürdü. Modern Batı müziği vertical hareketlerden oluşan bir müziktir. Vertical hareket sert bir hareket biçimidir ve sesleri belli kurallara göre davranmaya adeta zorlar, onların kendilerini özgürce ifade etmelerini –genellikle- engeller. Belli ses grupları içine sokarak onları sınıflandırır ve kurallarla sınırlar. Doğu ve İslam kültürlerinin müzikleri horizontal hareketlerle seyreder. Horizontal hareketler esnektir ve seslere özgürlük tanır. Bütün sesler kendi sesini seslendirir. Vertical hareketli modern Batı müziğinin sesleri ise adeta fonksiyonların ve matematiksel ilişkilerin sesidir. Batı müziği ile doğu ve İslam kültürlerinin makamsal yapıdaki müzikleri arasında bence böylesine önemli bir fark var. Batı müziği bir anlamda, alanı belirlenmiş ve özgürlüğü elinden alınmış Batılı “beşer” in dramını; Doğu ve İslam müzikleri ise, Allah’a yönelerek gerçek özgürlüğü hisseden ve yaşayan “insan”ın, tatmin olmuş nefsin huzurunu ve sadeliğini ifade eder.



www.biyografi.net (Binlerce Biyografi)