Ana Sayfa Kategoriler Editör İletişim  

   Alfabetik Arama
A B C Ç D
E F G H I
İ J K L M
N O Ö P R
S Ş T U Ü
V Y Z



   Ekstra
     müstear isimler
     peygamberler
     Asr-ı Saadet'te Türkler
     basında biyografi.net
     Biyografi Nedir?
     neden biyografi.net
     sizin biyografiniz
     cv nasıl hazırlanır ?
     genel biyografi kitapları
     takma adlar
     editör



 Linkler 
   Biyografi Tv
   facebook/Biyografi Net
   twitter.com/biyografinet
   Biyografi Atölyesi
   boğazdaki aşiret
   biyograf
   biyografi kitabı
   mahmut çetin yazıları
   www.biyografianaliz.net
   biyografimarket.com

   Biyografi Arama

  

isim ara soyadı ara
 
   
   

     Biyografi Market İçerik  
KİTAP BİYOGRAFİ
 Portre Anlatı
 Günlük
 Biyografi Dosya
 Mektup
 Kronoloji
 Kim Kimdir
 Anı-Hatırat
 Otobiyografi
 Biyografi Genel
 Şecere
 Biyografik Araştırma
 Gezi-Seyahat
 Biyografik Roman
 Biyografik Şiir
FOTOĞRAF
 Görsel Kitap
 Biyografik Fotoğraf
 Şehir Fotoğraf
 Tarihi Eser Fotoğraf
  SAHAF KİTAP
  KAYNAKÇA
 Kaynak Tarama-Kupür
 Bibliyografya
 DVD-CD-VCD
 Biyografi Belgesel
 KİTAP GENEL
 Türkçe Dil Öğretimi
 Kaynak-Çeviri

Daha Fazlası BiyografiMarket.com'da



Facebook da paylaş Twitter da paylaş Live da paylaş

Reşat Tesal

hukukçu, akademisyen



1911 yılında Selanik'te doğdu. Eğitim hayatına Selanik’te başladı. Babası Ömer Dürrü Tesal, Yunanistan'da Gunaris'in Kral yanlısı Halkçı Partisi'nden Yunanistan Meclisine seçildi ve iki dönem azınlık milletvekili oldu. Mübadele'den sonra türkiye'de Mübadele Komisyonu Başkanlığı yaptı. Oğlu Reşat Tesal mübadeleden sonra İstanbul Erkek Lisesi'nde okudu. Eğitimini Lozan’da sürdürdü. Hukuk doktoru oldu. Adalet Bakanlığı'nın çeşitli kademelerinde görev yaptı. Marmara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde dekanlık yaptı. Lozan Mubadilleri Vakfı (LMV)’nin kurucu üyesi.

ESERİ:
1.Selanik'ten İstanbul'a Bir Ömrün Hikayesi
Reşat D.Tesal
İletişim Yayınevi / Anı Dizisi

Reşat D. Tesal'ın yüzyıl başlarında Selanik'te başlayıp Cumhuriyet'in kuruluşuyla birlikte İstanbul'da süren ilginç hayatı Türkiye'nin pek üzerinde kalem oynatılmayan tarihiyle ilgili önemli izler taşıyor. Tesal, Cumhuriyet'in kuruluşundan hemen sonra mübadeleyle İstanbul'a gelmiş bir ailenin çocuğu. Babası ise, o dönemde Mübadele Komisyonu başkanlığı yapan Ömer Dürrü Tesal. Yani 1900'lerin başlarında Selanik ve Volos'ta gündelik hayat, farklı milletler arasındaki ilişkiler, derken I. Dünya Savaşı, ardından Milli Mücadele yılları, Yunanistan'da iktidar entrikaları ve nihayetinde genç Türkiye Cumhuriyeti'nde yeni bir hayata başlangıç. Reşat D. Tesal'ın İstanbul Erkek Lisesi'nde başlayan öğrenim hayatı ve yurtiçinde ve yurtdışında hukuk eğitimi görmesi etrafında anlatılan 1930'ların İstanbul'u, Avrupa'da eğitim gören idealist Türk gençleri... Ardından Adliye Bakanlığı'nda önemli görevlere kadar uzanan uzun bir meslek hayatı ve Türkiye'de hukuk sisteminin kuruluş yılları... Reşat D. Tesal'ın anılarında Cumhuriyet tarihimize -ve biraz da öncesine- ilginç ve keyifli bir noktadan başlayacaksınız...”





HAKKINDA YAZILANLAR

SELANİKLİLİK KİMLİĞİ ÜZERİNE BİR DENEME
Sefer GÜVENÇ
LMV Genel Sekreteri
Lozan Mübadilleri Vakfı

Reşat Tesal, “Selanik’ten İstanbul’a” adlı anı kitabında ve yapılan sözlü tarih görüşmesinde ev ortamına ilişkin ayrıntılı bilgiler vermişitr. “Selanik”te çocukluğumun bir bölümünün geçtiği ev Kaymakam Hıfsı Bey”in konakları diye anılan dörder katlı,renkli camlarla geniş sofalara açılan ferah odalardan oluşan ve ara yola “Kemal’in Yokuşu”na nazır avlularında birer selamlık dairesini de kapsayan, birbirine bitişik gerçek iki konaktan bir tanesi idi.İki konak da her katta mevcut orta kapılarla birbirine bağlanmıştı.Konaklar,oturduğumuz diğer evler gibi, Müslüman mahallerinin en yoğununu oluşturan Kule Kahveleri semtindeydi.”

Reşat Tesal’ın anlatımlarından Selanikli Müslümanların geleneksel yaşam tarzından uzaklaşarak modern yaşam tarzına geçiş sürecini de izlemekteyiz . “Bizim evin eşyası, geliş kaynağı açısından, iki türden oluşuyordu. Bir bölümü, eskiden gelme ve çoğu alaturka şeylerdi. Sedirler, yer yatakları, hamam takımları, alaturka mutfak eşyası bunlardandı. Diğer eşya, annemin çeyizi ile gelenlerden ve Batı zevkini benimsemiş, sevmiş bulunan babamın edindiklerinden meydana gelmekteydi. Babamla anneme ve biz çocuklara tahsis edilmiş bulunan üst kattaki misafir salonu ile babamların ve biz iki kardeşin yatak takımları, salonun Viyana mamulü kanepe ve koltukları, duvarları süsleyen tablo ve biblolar bu türden modern ve kıymetli şeylerdi.( Resat Tesal s.14-15)”

R.Tesal’ın anılarından o günkü eğlence anlayışı ve eğlence mekanları hakkında da ayrıntılı bilgiler ediniyoruz. “ En büyük zaafım olan sinema zevkimi, tatil günlerinde babam veya ağabeyimle tatmin ediyordum. Babam hafta tatillerinde bizi ya Molozboyu denen sahil kıyısındaki Penciki ve Floka pastahanelerinden , yahut Beyazkuledeki sinemalardan birine götürürdü. Bu sinemalar içinde en çok Yalılardaki Kerim Efendi sineması ili Beyazkule’ye ulaştıran Rıhtım caddesindeki, kapıları çikolata gibi dilimli ve imrendirici Palas sinemasını severdim. Birde Beyazkule bahçesindeki Açıkhava revü ve sinemasını beğenirdim. Bu bahçeye ve Yalılardaki meşhur Almozlino pastahanesine ağabeyim ile de giderdik. Babamız bir iki defada, arkadaşları ile her zaman oturduğu Penciki’de ağabeyimle bana bira bile içirmişti.”

Bilindiği gibi Müslüman inancına göre alkollü içki kullanmak haramdır. Bu gün dahi Türkiye’nin bir çok kesiminde bir babanın oğulları ile birlikte alkol alması yadırganacak bir davranış olarak yorumlanır. Selanikli Müslümanların içki kullanması o günkü koşullarda ilericiliğin, batılılığın, modernizmin bir simgesiydi. (Meropi Anastassiadou)

ZOR YILLAR

15 Mayıs 1919 tarihinden sonra Selanikli Müslümanlar için sıkıntılı günler başlıyor. Yunan Ordusunun İzmir’e çıkışıyla birlikte Yunan milliyetçiliği de tırmanışa geçiyor. R.Tesal’ın o günlere ilişkin anıları şöyle: “Babamız bizi Akteon pastahanesine götürmüştü (Volos) Tam pastalarımızı yerken, dışarıda bir gürültü, bir bağrış çağrış oldu. Gazete satan çocuklar avaz avaz bağırarak içeri daldılar. İlave baskı satıyorlardı. İlk sayfasında kocaman bir resim vardı. Birtakım savaş gemilerini gösteriyordu. Ve iri puntolarla, Yunanların İzmir’i işgal ettikleri haberi veriliyordu. Bizim için savaş bundan sonra başlamıştı. Hele iskeleden (Kefaloskalo”dan Anadolu’ya sevkedilen asker dolu gemilerin “zito-yaşa” teraneleri arasındaki nümayişli uğurlanışı, artık iyice aklı başına gelen beni ve ağbeyimi çileden çıkarıp duruyordu… Türk delikanlı başında fes dolaşıyor. Bir Yunanlı gördü mü tepesi atardı, fanatik çünkü ve küt diye fesine vurur..” (R.Tesal)

Reşat Tesal bu günleri şöyle anlatıyor: “Yunanların Anadolu’da hezimete uğraması üzerine, ülkenin her yanında olduğu gibi Selanik’te de Türk azınlığı aleyhine korkulu bir baskı, tecavüz ve taşkınlık havası esmeye başladı. Bizim çevremizde bunu babamın mebusluk gücü bile durduramamıştı. Zaten uğradıkları hezimetin hemen ardından, ordu mensubu muhalifler, bir hükümet darbesi ile babamın mebusu olduğu partiyi iktidardan uzaklaştırmışlar,. Sakıt başbakan Gunaris ile diğer sorumlular kurşuna dizilmişti. Ülkenin bir çok yerinde sıkıyönetim ilan edilmiş ve buraya tam ve mutlak yetkili olarak, haşinliği ve sertliği ile tanınan general Pangalos tayin edilmişti…Yunan baskı ve taşkınlığı karşısında evimize kapanıyor, ışık bile yakamıyorduk. Azgın başıbozuklar tecavüzlerini, mebusluğu nedeniyle babamıza silah çekmeye, pencere altlarında birikerek saldırgan nümayişlere kadar vardırıyorlardı. Diğer Türk aileleri gibi biz de, geceleri evde bekçi bulundurmaya başlamıştık..Bu korkulu günlerin ardından, Anadolu’dan kaçan Rum ve Ermenilere barınacak yer bulma problemi çıktı. Bunlar pek perişandılar. Sokaklarda sürünüyorlar, geceleri de buralarda yatıp kalkıyorlardı. Ve durmadan iniltiyi andırır şarkılarla felaket ve sefaletlerini dile getiriyorlardı. Rumca bilmedikleri için Türkçe konuşuyorlar,şarkılarını da bizim makamlarımızla ve Türkçe olarak söylüyorlardı. İnleye inleye, hıçkıra hıçkıra söyledikleri bir şarkının sözleri hala hatırımdadır.

EĞİTİM

Reşat Tesal Selanik Müslümanlarının eğitimi konusunda da ayrıntılı bilgiler veriyor: “Osmanlı idaresi zamanında, Selanik bizim başta gelen kültür kentimiz idi ve burada Türkiye’nin ilközel okulu Şemsi Efendi mektebinden doğan özel İdadi Feyziye Mektebi ve yine özel nitelikliteki diğer okul Yadigar-ı Terakki’den başka, resmi kimlikli bir Sultani, yine resmi bir İdadi, Rüştiye mektepleri, medreseler, hatta İstanbul Darülfünu’nun bir şubesini oluşturan ve Selanik Mekteb-i Hukuku adını taşıyan bir de Hukuk Fakültesi varmış. ..Ne yazık ki, Yunan işgalinden sonra Yadigar-ı Terakki gibi İstanbul’a göç edecek olan Feyziye Mektebi ile Mithatpaşa Caddesinin sonuna doğru, Türk azınlığın karargahı Cemaat-İslamiye’ye yakın yerde bulunan Türk Okulu Ali Paşa Mektebi ve Pazar Tekkesi semtinde bir ilk okul kalmıştı. Yunanlılar, bizim Ali Paşa Okulu’nu muhacirlere tahsis ettikleri için benim öğrenim işim dahi sekteye uğramıştı.”











Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz
"
İyi ki, biyografi.net var!" 



biyografi.net
    İngilizce Biyografi
   English Biography

    ünlü kadınlar

   Nasreddin Hoca
  ben de biyografi.net'teyim
  fıkralardan seçmeler



   Makaleler
   Trabzon'un Kültürel Yüzü
   Lozan Delegeleri
   İdlib şehitleri
   BULGARİSTAN TÜRK YAZARLARININ BULGARCA ESERLERİ
   Afrika Kitaplığı
   Rusya'daki en etkili 100 Müslüman listesi
   Teröre karşı 1071 akademisyen
   Irak’ta Türkmen Partiler
   Millî Birlik Komitesi Üyeleri
   KKTC Başbakanları

  Biyografik Takvim
ocak şubat mart
nisan mayıs haziran
temmuz ağustos eylül
ekim kasım aralık

    Tanıtım

    Tanıtım


   İletişim
BİYOGRAFİ NET YAYINCILIK
Tel: 0542 235 72 49



[email protected]

Etimesgut Vergi Dairesi
11512253662
Tasarım: Nihat Çeliker www.webofisi.com  

 

Ana Sayfa İletişim Künye Bu Sayfayı Yazdır Sık Kullanılanlara Ekle E-ticaret
Powered By Webofisi.com