|
|
|
Sırrı Sakık
Ağrı Belediye Eski Başkanı
BDP Muş Eski Milletvekili
1 Ağustos 1957 tarihinde Muş’un Yürecik Köyü'nde doğdu. Lise mezunu. Cumhuriyet ve Vatan gazetelerinde bir süre muhabirlik yaptı. Turizm alanında işletmecilik yaptı. Demokrasi Partisi (DEP) ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) Kurucu Üyesi oldu. 19. Dönem Muş Milletvekili. 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerinde Muş milletvekili seçildi. 23. Dönem'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı İdare Amiri oldu. 3 çocuk babası. Fransızca biliyor.
HABER
AİLESİ HAKKINDA BİLGİLER
Şemdin Sakık'ın kuzeni Nevzat Sakık adliyeye sevk edildi
www.onsayfa.com
Eroin kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan "Parmaksız Zeki" kod adıyla bilinen Şemdin Sakık ın amcasının oğlu Nevzat Sakık, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Güngören de polis ekiplerinin bir kahvehanede yaptıkları kimlik kontrolleri sırasında gözaltına alınarak Narkotik Şube Müdürlüğü nde sorgulanan Nevzat Sakık, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra Beşiktaş taki İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi ne sevk edildi. Sakık ın sorgusu devam ediyor. 44 yaşındaki Nevzat Sakık, 2 Mayıs 2004 yılında 16,5 kilogram eroin bulundurmak ve yine aynı yıl 3 kilogram eroinin sahibi olmak suçundan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından yargılanmaya başlandı. Mahkeme, 2004 yılında firar olan Nevzat Sakık hakkında gıyabi tevkif kararı çıkarmıştı.
HABER
Şemdin Sakık: Beni Yeşil yakaladı
Hürriyet 14 Haziran 2006
Kuzey Irak'ta 1998 yılında yakalanarak, Türkiye'ye getirilen terör örgütü PKK'nın bir dönem 2 numaralı ismi Şemdin Sakık, yazdığı kitabında kendisini yakalayan grubun başında ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım'ı ima ettiği öne sürüldü.
Ferit ASLAN'ın haberi
Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı timler tarafından 8 yıl önce yakalanarak Türkiye'ye getirilen ve yargılandığı Diyarbakır'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan “Parmaksız Zeki’ kod adlı Şemdin Sakık'ın adı, ‘Andıç olayı’ ile yeniden gündeme geldi.
Bir gazetede röportajı yayınlanan Sakık’ın avukatlarından Vedat Erten, müvekkilinin 16 Mayıs 2001 tarihinde Malatya'da düşen askeri askeri uçağa ilişkin kendisine, “Beni Irak’tan getirenleri götürdüler. Beni Irak’tan Türkiye’ye getirenler bu uçaktaydı. Ve içlerinde Yeşil de vardı” dediğini öne sürdü.
Şemdin Sakık, düşen uçakta olduğunu iddia ettiği Yeşil’in adını 2005 yılında Tuncer Günay tarafından kaleme alınarak piyasaya sürülen ‘Şemdin Sakık’tan mektuplar’ adlı kitabında yazmazken, kendisini yakalayan kişi olarak isim vermeden ‘Yeşil’i tarif etti.
SAKIK YAKALANMA ANINI ANLATTI
Şemdin Sakık, hapishanede görüştüğü arkadaşlarına kendisini Kuzey Irak’taki Duhok kenti yakınlarında 13 Nisan 1998 tarihinde başına silah dayayarak yakalayan kişinin ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu söylediği öne sürüldü.
‘Şemdin Sakık’tan mektuplar’ adlı kitapta Sakık, Kuzey Irak'ta nasıl yakalandığını şöyle anlattı:
“Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Duhok temsilcisi, kaldığımız eve gelerek Mesut Barzani’nin Erbil’de benimle görüşeceğini söyledi. Kapıda duran cipe bindik, Erbil’e doğru hareket ettik. Bir süre gittikten sonra bindiğimiz araç, ovanın ortasında durdu. Peşmergeye niye durduğumuzu sordum, bana motorun hava yaptığını söyledi. Fırsattan istifade ‘küçük bir su dökeyim’ diyerek arabadan inip biraz uzaklaştım. Bu arada yoldan geçen bir araba, arabamızın arkasında durdu. İçinden 5 kişi çıktı. 2'si bana doğru gelirken, diğer 3’ü arabaya gitti. Bize yardımcı olmak için geldiklerini düşünerek tepkisiz kaldım. Tam bu esnada tanıdığım bir yüz tepemde durmuş tabancasını kafama dayatmış ‘Korkma seni öldürmeyeceğiz’ diyor. Tabancama uzandım, kılıfından çeker çekmez başıma aldığım bir darbeyle yere yığıldım. Bir başkası gelip bana iğne yaptıktan sonra sürükleyip arabaya götürdüler. Kardeşimi de getirip cenaze gibi arabaya attılar.”
Şemdin Sakık kitabın devamında, halen aranan ve yaşayıp- yaşamadığı bilinmeyen ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ı isim vermeden tarif etti. Sakık, “Gazetelerde, televizyon ekranlarında çokça gördüğüm yüzü tanımış, KDP’nin bizi Erbil’e gönderirken güvenlik vermemesini de gözönünde bulundurarak Türkiye’ye verildiğimizi anlamıştım. Tabii ki Türkiye’ye götürülmekten korkmuştum ama meşru olmayan o tanıdık yüz beni çok daha fazla korkutmuştu. Sorgudan geçirip ikimizi de öldürüp bir köşeye atacakları kaygısı içindeydim” dedi.’
"YILLARCA KAÇTIĞIM HELİKOPTERE BİNİNCE RAHATLADIM"
Şemdin Sakık kitapta, yakalanmasından yarım saat yol aldıktan sonra 18 yıl boyunca sürekli kaçtıkları helikoptere bindirildiklerini belirterek, “Ne gariptir ki ilk kez helikopterden korkmamıştım. Hatta arabadan indirilip helikoptere bindirildiğim için bir parça rahatlamıştım. ‘Beni öldürmek için götürselerdi herkesin gözü önünde helikoptere bindirmezlerdi’ gibi bir sonuç çıkardım. ‘İşin içinde gayrimeşru bir eyler olsa bile resmi görevlilerde var ki helikoptere bindirdiler’ diye düşündüm” diye devam etti.
Şemdin Sakık’ın kitabında ‘Meşru olmayan tanıdık yüz’ olarak nitelendirdiği dediği kişinin adını E tipi cezaevindeki arkadaşlarına ‘Yeşil’ olarak söylediği öne sürüldü. Adının açıklanmasını istemeyen ve Sakık ile görüşen bir hapishane arkadaşı, “Sakık, bana kendisini yakalayıp Türkiye’ye getirin ekipte Yeşil olduğunu söyledi. Kitabında da zaten tarif etmiş kendisini. Düşen uçak ile ilgili söyledikleri doğrudur” iddiasında bulundu.
HABER
Kimse evlat acısı çekmesin
17 Eylül 2012
BDP'li Sakık, başsağlığı telefonu açan Başbakan'a 'Akan kanı ancak siz durdurabilirsiniz, kimse evlat acısı çekmesin' dedi. Başbakan'ın yanıtı 'Elimden geleni yaptım, ancak karşılık bulmadı' şeklinde oldu.
İNTİHARINA tanık olduğu oğlu Sedar Sakık'ı dün toprağa veren BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile olayın yaşandığı gün taziye telefonu açıp 'başsağlığı' dileğinde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında geçen diyaloğun ayrıntılarına AKŞAM ulaştı.
Sırrı Sakık'ın oğlunun ölüm haberini resmi ziyaret için gittiği Bosna Hersek'te alan Başbakan Erdoğan, telefon açarak Sakık'a 'başsağlığı' diledi, 'sizin için yapabileceğim bir şey var mı?' diye sordu. Başbakan'a teşekkür eden Sakık'ın yanıtı, 'Evlat acısı çok ağır. Akan kanı ancak siz durdurabilirsiniz. Bu savaşı bitirin kimse evlat acısı çekmesin' dedi. Tırmanan terör olaylarının gölgesinde geçen bu konuşmada Başbakan Erdoğan'ın yanıtı ise şöyle oldu: 'Ben elimden geleni yaptım, ancak karşılık bulmadı.'
BU ÜLKENİN AZİZİ OLUN
BDP'li Sakık'ın da doğruladığı diyalog şöyle gelişti: Büyük acı yaşayan Sırrı Sakık, olaydan sonra taziyeleri bir arkadaşının Çankaya Hoşdere Caddesi'ndeki bürosunda kabul etti. Öğleden sonra Sakık'ı arayan Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü, Başbakan Erdoğan'ın görüşmek istediğini belirterek, telefonu bağladı.
Sakık'a 'başsağlığı', oğluna da 'Allah'tan rahmet' dileyen Erdoğan, 'sizin için yapabileceğim bir şey var mı?' diye sordu. Başbakan Erdoğan'a teşekkür eden Sakık ise 'Sizden şahsi bir isteğim yok. Siz de annenizi ve yakınlarınız kaybettiniz. Evlat acısı çok ağır. Allah size evlat acısı yaşatmasın. Artık bu ülkede hiçbir anne baba evlat acısı yaşamasın. Her ülkenin bir 'azizi' vardır ve o ülkenin tarihini değiştirir. Akan kanı siz durdurabilirsiniz. Bunu yaparsanız, bu ülkenin 'azizi' olursunuz. Bu savaşı bitirin kimse evlat acısı çekmesin' diye konuştu.
Sakık'ı sözlerini kesmeden dinleyen Başbakan Erdoğan'ın, tırmanın terör olaylarının gölgesinde gelen bu talebe yanıtı ise 'Ben elimden geleni yaptım, ancak karşılık bulmadı' oldu. Başbakan Erdoğan ile BDP'li Sakık arasında geçen bu diyalog, Erdoğan'ın yinelediği 'başsağlığı' mesajı ile noktalandı.
HABER
Sakık: Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz
Sondevir 2 Şubat 2013
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş Milletvekili Sırrı Sakık TBMM Genel Kurulu'nda kışkırtıcı bir konuşma yaptı: "Çanakkale'ye bakın. Orada sadece sizin atalarınız savaşmadı. Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edenler, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz. Oradan gelip, hele dağdan gelip bağcıyı kovma hakkına sahip değilsiniz. Hiç kimsenin bir tek halka hakaret etme hakkı yoktur."
HABER
BDP'li Sakık'ın dünürü dolandırıcı çıktı
23 Mayıs 2013
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın dünürü Mahmut Yaşar Anlı Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı. Mahmut Yaşar Anlı’nın Şanlıurfa’da bir tıp merkezinde doktor olduğu ve sahte hasta kaydı yaparak devleti dolandırdığı iddiasıyla gözaltına alındığı öğrenildi.
HABER
Sakık'ın dövdürdüğü adam konuştu: Kafamda 4 şişe kırdılar
21 Mayıs 2013
BDP'li Sırrı Sakık'ın "Kız arkadaşıma bakıyorsun" diyerek öldüresiye dövdüğü Cüneyt A., dehşet anlarını anlattı.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, geçtiğimiz günlerde Ankara'da bayan arkadaşıyla yemek yerken yan masadakilerle tartıştı. Kendisini taciz ettiği iddiasıyla Cüneyt A'yı üç arkadaşıyla birlikte kıyasıya dövdü.
Türkiye'nin ünlü bilişim firmalarından birinin üst yöneticisi olan Cüneyt A, silahların da çekildiği dehşet anlarını TAKVİM'e anlattı:
ŞİŞELERİ KIRDILAR
"Benim gözlerim iyi görmez. O yüzden yan masadaki kim acaba diye bir ara gözlerimi kısıp baktım. Hepsi o kadar. Taciz diye bir şey zaten olmadı. Önce oturduğu yerden 'Ne bakıyorsun' diye bağırdı.
Sonra yerinden fırlayıp silahını çekti. Bir anda masamıza yaklaşıp tabancayı kafama dayadı. "Seni öldürürüm, beynine sıkarım" diye bağırdı.
Arkadaşlar araya girdi. Bu sefer telefonla çağırdı adamlarından birisi tabancasını çekti. Namluya mermiyi sürüp yanımda oturan arkadaşım Ali Rıza B'ye doğrulttu.
Mekanizme sesiyle birlikte hepimiz donduk kaldık. Elimizi bile kaldıramadık. Sakık ve adamı bana vurdu. Başımda 4 içki şişesi kırdı. Şu anda hem sırtım, hem başımın arka tarafından ciddi yaralar var. Onların yaptığı tam bir şehir magandalığı...
HABER
Sırrı Sakık Ağrı'dan aday
22 Aralık 2013
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “2013 Yerel Seçimlerinde Ağrı ilimizden Belediye Başkan aday adayım” dedi.
Sakık, Twiiter hesabından “Halkımızın talebi üzerine 2013 Yerel Seçimlerinde Ağrı ilimizden Belediye Başkan aday adayım. Takdir halkımızındır” dedi. (ANKA)
HABER
Karabekir’in kızı Timsal Karabekir: Babam olmasaydı Sakık başkan olamazdı
Milliyet 3 Mayıs 2014
Ağrı’nın BDP’li yeni Belediye Başkanı Sakık’ın Kazım Karabekir’in ismini sokak ve caddelerden kaldıracağını söylemesi tepki çekti. Karabekir’in kızı Timsal Karabekir, ‘Babam olmasaydı böyle özgürce konuşamazdı’ dedi; tarihçiler Paşa’nın Ermenilere karşı Kürtlerle birlikte savaştığını söyledi
Ağrı’da Pazar günü yapılan yenileme seçimini kazanarak belediye başkanı olan BDP’li Sırrı Sakık’ın, Kazım Karabekir’in ismini şehirdeki cadde ve sokaklardan kaldıracağını açıklamasına Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir tepki gösterdi. Timsal Karabekir, “Babam, bu topraklarda yaşayan insanların canı ve özgürlükleri için hayatını adadı. Ağrılı kardeşlerimin bu haksızlığı kabul etmeyeceğine inanıyorum” dedi. Tarihçiler de Karabekir’e haksızlık yapıldığı görüşünde.
BDP’li Sakık, Milliyet’e verdiği röportajda, “Mustafa Muğlalı Kışlası da parlamentodaki tepkiler, halkımızın tepkisi nedeniyle kaldırıldı. Biz, bunlara müsaade etmeyeceğiz. Halka zulüm eden abideleri, her gün halkın gözünün içine soka soka; hatta Kürt çocukları o abideleri gördüklerinde, ‘Eğer çare yoksa yol çaredir’ diyerek kendilerini isyanın adresi olan dağlara atıyorlarsa, barışı inşa edeceksek bunları bir an önce ortadan kaldırmalıyız. Bu kentte buna benzer caddeler var. Kazım Karabekir gibi, onlarcası var. Bu coğrafyanın ruhu ile örtüşmeyen cadde ve sokaklardır, bu tür utanç abidelerinin kaldırılmaları gerekir” demişti.
‘İnsanlar arasında ayrım yapmazdı’
Sakık’ın açıklamalarına Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir’den tepki geldi. Sakık’ın açıklamalarına çok üzüldüğünü belirten Timsal Karabekir şunları söyledi:
“Babam, Erzurum, Kars, Ağrı, Sarıkamış’ın kurtulmasına öncülük eden komutandır. Acaba Cumhuriyet’i kuran Atatürk, İsmet, Fevzi ve Kazım Paşalar olmasa, Sakık gibiler şuan belediye başkanı seçilebilecek miydi? Kazım Karabekir vatansever ve inançlı bir insandı. Hiçbir zaman insanlar arasında Türk, Kürt, Arap, Çerkes diye ayrım yapmadı. Hem Ruslara, hem Ermeni çetelere karşı savaştı. Yetim kalan Türk, Kürt, Ermeni çocuklara sahip çıktı. Bu çocukların yetiştirme yurtlarında sağlıklı bir şekilde büyümeleri, meslek sahibi olmaları için uğraş verdi. Babam, bu topraklarda yaşayan insanların canı ve özgürlükleri için hayatını adadı. Ağrılı kardeşlerimin bu haksızlığı kabul etmeyeceğine inanıyorum.”
Timsal Karabekir, Sakık’ın sözlerinin “bölücü bir üslup” içerdiğini savunarak şunları dile getirdi:
“Bugün Nahçivan’daki bir kişiye gidip ‘Karabekir’ deseniz, size babası gibi sevdiğini söyleyecektir. Karabekir Paşa, Kars, Ağrı, Sarıkamış’taki Kürt kardeşlerimizle birlikte omuz omuza savaş verdi. Şayet bu mücadele verilmemiş olsa Sakık gibi insanlar, bugün özgürce konuşamazdı. Ağrılı kardeşlerimiz, babamın hatırasına sahip çıkacaktır.
‘Geçmişe saygı duysun’
Sakık ve onun gibi insanlardan hiç olmazsa geçmişe saygı duymalarını isterdim. Kendisini Allah’a havale ediyorum. Sakık, babamın adını istediği kadar caddelerden kaldırmaya kalksın. Türk halkının kalbindeki Karabekir’i nasıl kaldıracak! Ülkem adına çok üzgünüm.”
TARİHÇİLER NE DİYOR?
İhanet değilse cahillik
Prof. Dr. İlber Ortaylı (Galatasaray Üniversitesi): Kazım Karabekir Paşa, o tarihte imparatorluğun generalidir. O tarihte ideolojisinde milliyetçilikten uzak, daha çok İslamcı bir tavır vardır. Doğudaki savaşı, Ermenistan Cumhuriyeti Generali Antranik Paşa ile... Karabekir, böyle ırkçılıkla suçlanacak isim değildir. Anlaşılan belediye başkanı şehrin işlerine politik söylemle başlamayı tercih etmiş.
Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran (Gazi Üniversitesi): Sakık’ın sözlerini, Karabekir’e yapılan en büyük haksızlık olarak görüyorum. Bu sözler ihanetten değilse, cahillik veya gafletten kaynaklanıyor. Kürtleri, Ermeni komitacıların elinden kurtaran Karabekir’dir. Karabekir, savaştan sonra Erzurum, Kars ve Sarıkamış’ta çok sayıda okul açarak yetim çocukların o dönemin şartlarında iyi bir eğitim almasını sağlamıştır. Karabekir Paşa, dindar bir insandı. Ancak tutucu değildi. Kürtler ile çatışma veya sorun yaşamadı.
Yrd. Doç. Ali Güler (Hacettepe Üniversitesi): Kazım Karabekir, Doğu’da Ermeni çetelere karşı mücadele etmiş, savaş sonrası ise yetim kalan Müslüman ve Ermeni çocuklara sahip çıkmıştır. Sakık ve temsil ettiği düşüncenin Atatürk ve İsmet Paşa’ya karşı olduğunu biliyorduk ancak, Kazım Karabekir‘e de tahammül edilememesi beni şaşırttı. Karabekir Paşa, Doğu’da verdiği mücadele ile aslında bölge halkını yani Kürtleri kurtarmış oldu. Karabekir Paşa, yetim kalan Türk, Kürt, Ermeni çocuklar için Sarıkamış’ta yurt ve okullar açmış, buradan yetişen çocuklar meslek sahibi olmuştur. Hatta bu çocukların büyük kısmını askeri liselere aldırdı. Hepsinden de önemlisi Kazım Karabekir, Erzurum’da kolordu komutanlığı yaptığı sırada Atatürk’e ‘Emrinizdeyim paşam’ dememiş olsaydı, bugün farklı bir tarihi konuşuyor olacaktık. Böyle haksız yorum daha önce yapılmamıştı.
Prof. Dr. Adem Ölmez (Medeniyet Üniversitesi): Sakık’ın açıklamaları büyük haksızlık içeriyor. Ermeni olaylarında sınırları aşan komutanlar olsa da Karabekir daima dikkatli davranmış, halkla bütünleşmiştir. Karabekir, Milli Mücadele’nin kilit isimlerden biridir. O dönem tek düzenli ordunun komutanıydı. Bu sayede Milli Mücadele için kurulan yeni ordular sırtını Karabekir’in kuvvetlerine dayamıştır. Karabekir, Rus işgali ve Ermeni çetelere karşı Ağrı halkıyla beraber savaş vermiştir. Sakık, tarihi belgelere bakacak olursa Ermenilere karşı nasıl mücadele veren sivil grupların Kürtler ve Çerkesler olduğunu görecektir.
Prof. Dr. Engin Akarlı (Tarih Vakfı Kurucu Üyesi, İstanbul Şehir Üniversitesi): Karabekir olmasa Doğu Anadolu’da ne Kürtler, ne de Türkler oturuyor olurdu; Kurtuluş Savaşı başlayamaz, Doğu cephesinde tutunamazdık. Karabekir, Kürtler ile bir sürtüşme yaşamadı. Milliyetçiliğe yaslanan bir düşünce yapısında olduğunu söyleyemeyiz. Muğlalı ile Karabekir arasında bağlantı kurulamaz. İsminin caddelerden neden sildiğini açıklanması gerekir. O dönem verilen savaşta Türkler ile Kürtler bir arada hareket etti. Karabekir, Dersim olaylarının bastırılmasında da yer almadı.
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|
|
biyografi.net
Tanıtım |
|
|
|
|
Tanıtım |
|
|
|