|
|
|
Şakir Zümre
( 1885)- (16.6.1966)
hukukçu, Bulgar Parlamentosu'nda milletvekili
Cumhuriyet döneminin ilk sanayicilerinden biri
İstiklal Savaşı'nın ilk Türk özel ‘uçak bombası’ fabrikasının kurucusu
1885 yılında Varna’da doğdu. İlköğrenimini Varna’da tamamladıktan sonra Cenevre’ye gitti. Lise eğitiminden sonra 1908 yılında Cenevre’de hukuk fakültesinden mezun oldu. I. Dünya Savaşı sırasında, Varna Türk milletvekili olarak Bulgar Parlamentosu'na 17 Türk temsilciden biri olarak girdi. Mareşal Fevzi Çakmak'ın yakın akrabasıdır. Aynı yıllarda Sofya’da Yarbay rütbesiyle Türk Askeri Ataşeliği görevinde bulunan Mustafa Kemal’le tanıştı ve yakın arkadaşlık kurdu. İstiklal Savaşı’na destek vermek üzere yurt dışından Anadolu’ya silah ve cephane gönderdi. Savaş sanayiinde değerlendirilmek üzere Türkiye'ye usta ve teknisyen temin etti. Bu üstün hizmetleri nedeniyle İstiklal Madalyası aldı.
İstiklal Savaşı'ndan sonra Türkiye’ye döndü. Atatürk’ün onayıyla Türkiye’nin savunma sanayisinin ilk özel sektör fabrikasını kurdu. İlk üretimler Bulgaristan’dan getirilen yabancı teknik kadro ile yapıldı. Zamanla yetiştirilen Türk işçiler, 1930’lu yıllarda Bulgar teknisyenlerin yerini aldı.
Türk Hava Kuvvetleri'nin ve Türk Kara Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan ilk silah ve cephaneler, ilk Türk denzaltı su bombaları, Şakir Zümre Fabrikası tarafından üretildi. Şakir Zümre Fabrikası, yalnızca yurt içi ihtiyacı olan üretimle yetinmedi. 1937 yılında yurt dışına silah ve cephane ihraç etti. İhracat yaptığı ülkeler arasında Yunanistan da vardı.
II. Dünya Savaşı'nın sonunda, ABD'nin yaptığı silah yardımı sebebiyle Şakir Zümre Fabrikaları, silah ve cephane üretimini terk etti. "Şakir Zümre" marka sobalarını üretmeye başladı. Sanayicilere tanınan hakların geliştirilmesi amacıyla yapılan ve Türkiye'nin 2. büyük iktisat kongresi olan 1948 Türkiye İktisat Kongresi’ne katılanlar arasındaydı. 16 Haziran 1966 tarihinde vefat etti.
HAKKINDA YAZILANLAR
Şakir Zümre ilk Harp Sanayi fabrikatörüydü
16 Haziran 1966 tanınmış işadamı Şakir Zümre vefat etti. Varna'da dünyaya gelen ve Bulgar parlamentosunda Türk azınlığı temsilen milletvekili olarak görev yapan Şakir Zümre, ilk Harp Sanayii ve Maden fabrikatörüydü.
1920 yılından bu yana Türkiye'de yaptığı yatırımlarla tanınan ve son olarak Şakir Zümre Madeni Eşya Fabrikası'nı kuran Zümre'nin adını taşıyan sobalar, bir dönemin en gözde ısınma aracıydı.
Fabrikası, ölümünden sonra faaliyetini ancak 4 yıl daha sürdürebildi. 1970 yılında kapandı.
Mustafa Kemal ve Şakir Zümre
Bir gece, Bulgar Türklerinden Şakir Zümre adında bir arkadaşıyla operada verilen bir galaya gitti. Bu çok şık bir toplantıydı. Seyircilerin parlaklığı, zarifliği, Mustafa Kemal'in üzerinde derin bir etki yaptı.
Perde sırasında Kral Ferdinand'la tanıştırıldı. Kral ona izlenimlerini sordu. Mustafa Kemal sadece: 'Fevkalâde!' diyebildi.
Operadan sonra iki arkadaşı, bazı tanıdıklarını Grand Hotel de Bulgarie'de yemeğe götürdüler. Misafirler gittikten sonra Mustafa Kemal, duyduğu heyecanı Şakir Zümre'ye açıkladı. Batı uygarlığı buydu işte. Türkiye'de böyle şeyler yoktu. İstanbul'da opera şöyle dursun, adamakıllı bir tiyatro bile yok sayılırdı. Türkiye, yakın bir gelecekte bu gibi şeylere kavuşmalıydı. Türkler, Avrupa'daki toplum hayatının inceliklerini, güzelliklerini öğrenmeliydiler.
Gecenin eğlencelerinden yorgun düşmüş olan Şakir Zümre, onu gidip yatmaya güçlükle kandırabildi.
Şakir Zümre, Mustafa Kemal'in yanından ayrılmamıştı
Dönüşte, Sofya'dan geçerlerken, Şakir Zümre ile bazı diğer dostları Mustafa Kemal'i istasyonda karşıladılar. Onlara, 'Almanya savaşı kaybetmiştir,' dedi. İstanbul'a döndüğü zaman da, Osmanlı İmparatorluğunun tek başına barış imzalaması için eskisinden daha şiddetle bir mücadeleye girişti. Ama yeniden hasta düşünce bu çabası yarıda kaldı. Birkaç yıldır yakasını bırakmayan ve bir gençlik hastalığına karışarak şiddetlenmiş olan böbrek hastalığı ona iyice sancı vermeye başlamıştı. Doktorları kendisini Viyanalı bir uzmana gönderdiler. Uzman onu şehir dışındaki özel bir hastanede bir ay tedavi etti. Sonra kendisini toplasın diye Karlsbad'a gönderdi.
Sofya'dan aynı trene binmiş olan Şakir Zümre de yanından ayrılmamıştı.
Mustafa Kemal ve Bulgar Operası
Atatürk ve sanat ilişkisini daha iyi değerlendirebilmemiz için, önderin yaşamından, konuyla ilgili anekdotların anımsanmasında yarar var…
Bunlardan ilki Mustafa Kemal’in Sofya’da Bulgar Ulusal Operası’nda Carmen’i izlemesidir.
Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sofya ataşemiliteri olarak görevlidir.
Davetli olduğu Carmen’in galasında, zaman zaman durgunlaşarak yapıtı izlemiş ve operanın bitiminde, perdenin en az yirmi kez açılıp kapanmasını, sahneye çiçekler taşınmasını, izleyicinin coşkun alkışlarını, artistlerin sevincini hayranlıkla gözlemlemiştir. Ancak, yüzündeki burukluğun ayırtına varan Varna Türk Milletvekili Şakir Zümre’ye eğilip şunları söylemekten de geri durmamıştır:
“Balkan Savaşı’nda yenik düşmemizin nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Ben Bulgarları çiftçi halk olarak biliyordum. Oysa adamların operaları bile var… Sanatçıları, müzisyenleri, dekoratörleri, hepsi var.. Hepsi de eğitimli… Şu opera binalarına bak!”
Kokteyl sonrası Mustafa Kemal ve Şakir Zümre Splendid Palas’a gidiyorlar. Yol boyunca hiç konuşmuyor Mustafa Kemal… Durgunluğu sürüyor.. Ve odalarına çekiliyorlar…
Aradan birkaç dakika geçiyor geçmiyor Şakir Zümre odasının kapısında Mustafa Kemal’i görüyor…
“Uyku tutmadı, biraz konuşalım diye geldim” diyor Gazi heyecanlı bir görünümle…
“Ne kadar müthiş bir olaydı..” diye ekliyor… “Çok sesli müzik, çağın gereğidir… Bulgarlar bunu başarmış.. Bizim ülkemizde de operaya kavuşacağımız günleri görebilecek miyiz acaba?”
Şakir Zümre, parlamentodaki 17 Türk mebustan biriydi
'27 Ekim !913' te Fethi (Okyar) Sofya elçiliğine, Mustafa Kemal de Sofya askeri ateşeliğine gönderildi.
Bu 1905'e Harbiye mektebini bitirdikleri zamankine benzer bir sürgün cezasıydı. Fakat Mustafa Kemal ve Fethi Bey bu cezayı değerlendirmesini bildiler. Mustafa Kemal Bulgaristan' lı Türkler konusu üzerinde durdu ve onlar arasında milli şuuru uyandırmak için çalıştı. Türkçe olarak basılan iki gazeteyi elçilik yoluyla kontrol altına aldı. Birgün Türkler tarafına geçmeleri mümkün olan Bulgaristan' daki Makedonyalılar Derneği ile yakın ilişkiler kurdu, onlara para yadımları yaptırdı. Arkadaşı Şakir Zümre' nin yardımıyla Bulgar parlamentosuna devama başladı.
Şakir Zümre, parlamentodaki 17 Türk mebustan biriydi.
Mustafa Kemal bu tartışmaları dinlerken çok partili bir parlamentonun nasıl çalıştığını inceliyor, siyasal taktikleri öğreniyordu. Bunların dışında Sofya uzun süre kaldığı ilk yabancı başkent olarak da onu ilgilendiriyordu. Sofya'nın önemli siyasal şahsiyetlerini tanımış, sosyete tarafından iyi kabul görmüş, kralla tanışma fırsatını bulmuştu.
Şakir Zümre ve Batı Trakya
Teşkilatı Mahsusa Başkanı Süleyman Askeri'nin teşviki ile ve Ütğm. Fuat (BALKAN), Şakir Zümre, Cevat Beylerin liderliğinde kurulan bu komiteye, Osmanlı safında savaşa katılan Bulgarlar da; bölgenin Yunanistan eline geçmesini önlemek için; desteklediler. İskeçe, Kavala, Drama, Nevrekop ve Serez bölgeleri 1917 yılına kadar bu komite tarafından idare edildi.
Uçak Bombaları Yaptık, Yabancılara Sattık...
Savunma sanayi alanında üretim yapan, Türkiye'nin ilk ve en büyük özel sektör fabrikasının temelleri 1925 yılında İstanbul, Haliç'te atıldı. Fabrika, Türk girişimci Şakir Zümre tarafından ve tamamı yerli sermaye ile kuruldu.
Fabrikanın kurucusu Şakir Zümre, 1885 Varna doğumludur. Bulgaristan' daki Türkler içinde Avrupa''a eğitim görebilme olanağı bulan ilk Türk gençlerden biridir. Varna''a ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra lise ve yüksek eğitimini Cenevre''e tamamladı. 1908'e Cenevre''e hukuk fakültesinden mezun oldu. Birinci Dünya Savaşı''da, Varna Türk milletvekili olarak Bulgar Parlamentosu' da bulundu. Ve o yıllarda Sofya''a görevli bulunan, Türk Askeri Ataşe, Yarbay Mustafa Kemal Bey (Atatürk) ile yakın arkadaşlık kurdu.
Şakir Zümre ile Atatürk arasında Sofya'da başlayan yakın arkadaşlık ve dostluk, Türkiye'nin Ulusal Bağımsızlık Savaşı yıllarında da artarak devam etti. Mareşal Fevzi Çakmak'ı' yakın akrabası olan Şakir Zümre, Anadolu'da bağımsızlık savaşı veren ulusal güçlere, yurt dışından silah ve cephane göndererek, imalat-ı Harbiye" konusunda uzman, usta ve teknisyen bularak hizmet etti. Bu hizmetlerinin karşılığında TBMM tarafından İstiklâl Madalyası ile ödüllendirildi.
Büyük zaferin kazanılmasından ve cumhuriyetin ilanından sonra Bulgaristan' dan ayrılarak Türkiye'ye geldi. Atatürk'ün uygun görmesiyle Türkiye'nin savunma sanayinde ilk özel sektör fabrikasını kurdu.
Şakir Zümre uzun yıllar Türk ordusunun gereksinimi olan silah ve cephanelerin üretimini yaptı. Şakir Zümre Bulgaristan' dan getirilen yabancı usta ve teknisyenler ile ilk yapıma başlamış ve kısa bir süre sonra fabrikada yerli işçi ve usta yetiştirmeyi başarabilmişti. Ve 30'lu yıllarda artık fabrikanın tüm personeli Türkler'den oluşmaktaydı. Fabrikanın çalışmaları ise artık çok daha geniş bir alana yayılmıştı.
Türk ordusunun Hava Kuvvetleri'nin ilk cephane gereksinimleri Şakir Zümre Fabrikası tarafından üretilmiştir. Bu bombalara ait kullanma biçimleri Şakir Zümre Fabrikası'nın teknik ekibi tarafından projelendirilerek "tarifnameleri" hazırlanmış ve 1939 yılında kitap olarak Şakir Zümre tarafından yayımlanmıştır. Türk ordusuna ait İmalat-ı Harbiye Fabrikaları, Şakir Zümre Fabrikası ile müşterek silah üretimi ve revizyonlar yapmıştır.
Türk Hava Kuvvetleri'ne ait ilk bombardıman uçaklarının kullandığı ilk bombalar Türk malıdır ve büyük bir bölümü Şakir Zümre Fabrikası'nda üretilmiştir. 100 kg, 300 kg, 500 kg, ve 1000 kg .'lık uçak bombaları ve çeşitli yangın bombaları bu fabrikada seri olarak üretilmiştir.
Türk Deniz Kuvvetleri'nin gereksinimi olan çeşitli boylardaki su bombaları ve cephaneler de fabrikanın seri üretimleri arasındadır. İlk Türk denizaltı su bombaları da bu fabrikada üretilmiştir.
Türk Kara Kuvvetleri'nin gereksinimi olan silah ve cephaneler, eğitim bombaları, işaret ve aydınlatma fişekleri ve bu fişekleri ateşlemeye yarayan silahlar Şakir Zümre Fabrikası'nın en çok ürettiği ürünlerden olup el bombasından top kamasına ve çeşitli çaplarda kara mayınlarına değin, Türk ordusunun gereksinimi olan çeşitli cephaneler, bu fabrikada Türk teknisyen ve ustalar tarafından yapılmıştır.
Şakir Zümre Fabrikası çeşitli ülkelerden siparişler almış ve yurt dışına da üretimler yapmıştır. İhracat yaptığı ülkelerden kimileri Yunanistan, Bulgaristan, Polonya ve Mısır'dır. Yunan ordusunun "bomba" gereksinimini karşılamak üzere 1937 yılının Şubat ayında Yunanistan'la yapılan 1,5 milyon liralık "iş sözleşmesi", Türkiye'de büyük bir ekonomik zafer olarak değerlendirilmiş ve gazetelerimizin birinci sayfalarında önemli haberler arasında yer almıştır:
Harp Sanayimizin Büyük Bir Zaferi... Yunanistan bizden 1,5 milyon liralık bomba satın alıyor" başlığıyla bildirilen haberde, dönemin Yunanistan Başbakanı General Metaksas'ın şu sözlerine de ver verilmektedir:
"Bombaların iyiliğine olduğu kadar, ne bizim tarafımızdan Türkiye'ye ne de Türkiye tarafından bize karşı kullanılmayacağı na da itimadımız vardır."
Şakir Zümre Fabrikası'nda üretilen uçak bombaları Alman saldırısı karşısında, hava kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla Polonya tarafından da satın alınmıştır.
Türk Savunma Sanayi Tarihi'nde önemli ve şerefli bir yere sahip olan bu fabrika, ülkemize çok büyük ve unutulmaz hizmetlerde bulundu.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın yokluklarla dolu yıllarında, ordumuzun silah ve cephane gereksinimini karşılayabilmek için yoğun bir biçimde çalıştı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında fabrikada çalışan işçi sayısının 2 bine çıktığı zamanlar olmuştu. Bu yıllarda fabrikanın en büyük sorunlarından biri, uluslararası ulaşım yollarının kapalı ve abluka altında olması dolayısıyla fabrikanın hammadde, teknik alet ve makine gereksinimlerinin karşılanamamasıydı.
İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesi ve Türkiye'ye yapılan Amerikan silah yardımlarından sonra Şakir Zümre Fabrikası savunma sanayi üretimlerine son vermek zorunda kalmıştı. Bu tarihten sonra tarım aletleri, pik malzemeden yapılmış sıhhi tesisat malzemeleri, elektrik kofraları gibi ürünlerle üretimine devam etmiştir. İş Bankası kumbaraları, Şakir Zümre'nin uzun yıllar ürettiği ürünlerden biriydi. Türk özel sektöründe üretilen, mazotla çalışan, 5 beygir gücünde ilk motor da Şakir Zümre Fabrikası'nda üretilmiştir.
"Şakir Zümre" adını bir marka biçimine getiren ve Türk halkının belleğinde iz bıraktıran, üretmiş olduğu ünlü Şakir Zümre sobalarıdır. Bu sobalar, Türk halkının sosyal sınıflarının zevk ve gereksinimine göre üretilmişti. Zonguldak, Zümre, Ağaçlı, Alman, Çiftlik ve Köylü modeli bir Şakir Zümre soba klasiğidir. Halk arasında "kuzine" denilen fırın olarak da kullanılabilen soba en çok ilgi gören modellerden biriydi.
Fabrika, 1946 Haziranı'nda anonim şirkete dönüştürülmüş, kurucusu Şakir Zümre'nin 16 Haziran 1966'da yaşamını yitirmesinden sonra 1970 yılında kapatılmıştır.
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|
|
biyografi.net
Tanıtım |
|
|
|
|
Tanıtım |
|
|
|