|
Stanley Kubrick
( 1928)- (1999)
sinema yönetmeni
26 Haziran 1928 tarihinde Bronx'ta doğdu. Teknik kusursuzluk arayışı, entelektüel sembolizmi, efsanevi mükemmelciliği ve ince detaylarıyla tanındı.
Kariyerine New York'ta yayımlanan 'Look' dergisine amatör fotoğraflar çekerek başladı. Kısa zamanda derginin fotoğrafçılarından biri oldu.
İzlediği filmlerden daha iyisini yapabileceğine inanarak yönetmenliğe başladı. İlk filmleri, 'Fear and Desire', 'Killer's Kiss' ve 'The Killing' ile kendini ispatladı. 'Paths of Glory' ve 'Spartacus' ise onu iyi yönetmenler arasına yükseltti.
1960'lı yıllarda 'Lolita' filmini çekmek üzere İngiltere'ye gitti ve yaşamının geri kalanını bu ülkede geçirdi. Daha sonra çektiği 'Dr. Strangelove', satirik komedyanın sinemadaki önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Ancak Stanley Kubrick'i 20'nci yüzyılın en önemli yönetmenlerinden biri yapan, 1968 MGM Cinerama yapımı '2001: A Space Odyssey' ve 1971 yapımı 'A Clockwork Orange'dır.
William Makepeace Thackeray'in bir romanının sinemaya uyarlanması olan 'Barry Lyndon', Jack Nicholson'ın oynadığı 'The Shining', üzerinde yaklaşık yedi yıl çalıştığı savaş filmi 'Full Metal Jacket' ve son anda yapmaktan caydığı 'A.I.: Artificial Intelligence' Kubrick efsanesini sürdüren filmler oldular.
Arthur Schnitzler'in 'Traumnovelle' romanından uyarlanan ve Tom Cruise ile Nicole Kidman'ın rol aldıkları 'Eyes Wide Shut'ı bitirdikten birkaç gün sonra öldü.
Bu filmde illuminati ile ilgili bazı masonik bilgileri ifşa ettiği ileri sürüldü. Filmin montajı bitmeden ölmesi nedeniyle çeşitli komplo teorileri üretilmiştir.
1999 yılında İngiltere'de vefat etti.
Önemli filmleri:
'Eyes Wide Shut' (1999), 'Full Metal Jacket' (1987), 'The Shining' (1980), 'Barry Lyndon' (1975), 'A Clockwork Orange' (1971), '2001: A Space Odyssey' (1968), 'Dr. Strangelove' (1964), 'Lolita' (1962), 'Spartacus' (1960), 'Paths of Glory' (1957)
HAKKINDA YAZILANLAR
ABD'li yönetmeni Stanley Kubrick
Sinemaya yeni ve eşsiz boyutlar getiren bir usta. Filmlerinin herşeyi ile ilgilenen ve en iyisi olması için gerekirse filmini iki veya üç yılda çekmekten kaçınmayan bir mükemmelliyetçi. Her filminde özgün ve etkileyici olabilen bir sinema dehası. Kendi üslubunu oluşturmuş,hiçbir kategoriye dahil edilemeyen bir üstad.
Genç yaşında fotoğrafçılıktaki yeteneğiyle dikkat çekti. Daha 14 yaşındayken bir fotoğrafını ünlü "Look" dergisine satmayı başardı. 17 yaşında bu ünlü derginin foto muhabiri olmuştu. Kubrick,fotoğrafçılıkla tatmin olmadı ve istifa etti. 1950 yılında bir boksörü anlatan "Day Of The Fight" adlı kısa bir belgeselle ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştirdi. Bunu, iki kısa film daha izledi. 1953 yılında ailesi ve arkadaşları tarafından finanse edilen ilk uzun metrajlı filmi "Fear and Desire"ı çekti. Bu filmde düşman hatlarının arkasına düşen bir grup askerin yaşam mücadelesini anlattı. Bu yapıtında,daha sonraki filmlerinin çoğunda işleyeceği, "düşman bir dünyada maddi ve manevi temelleri elinden alınan insanın kendisini anlayabilmek için verdiği mücadele" konusu belirgin bir şekilde görülür. "Killer's Kiss"(1955) ve klasik bir soygun filmi olan "The Killing"le (1956) Hollywood'un dikkatini çekti.1957 yılında Kirk Douglas'ın başrolünde olduğu "Zafer Yolları(Paths Of Glory)" filmiyle ilk başyapıtını ortaya çıkarmış oldu. Sinema tarihinin en başarılı savaş karşıtı filmlerinden olan bu yapıt,Birinci Dünya Savaşı sırasında,Fransız ordusunda görevli üç erin,akılsızca bir saldırının bozguna dönüşmesinden dolayı günah keçisi ilan edilip,idam edilmesini konu alıyordu.Cephe gerisindeki subayların terfi edebilmek için,binlerce askeri acımasızca ölüme göndermesini,Kubrick ustaca gözler önüne serdi.Özellikle askerlik sistemini sert bir şekilde sorgulayan film,Fransa'da yasaklandı ve 1970'lere kadar gösterilemedi.(Tahmin edileceği gibi film,Türkiye'de de yasaklandı ve ülkeye bile sokulmadı.)
1960 yılında,Kirk Douglas'ın ısrarıyla yönetmenliğini kabul ettiği "Spartacus" filmini çevirdi.Hollywood sistemi yüzünden her zamankinin aksine senaryosu ve son biçimi üzerinde etkili olamadığı tek filmidir.Buna rağmen özgünlüğünü koruyabilen Kubrick,dev oyuncu kadrosunun(Kirk Douglas,Tony Curtis,Jean Simmons,Laurence Olivier,Charles Laughton,Peter Ustinov) yardımıyla da sinema tarihinin en kaliteli "üstün yapım"larından birine imza attı. 1961 yılında, Marlon Brando'nun başrolünde olduğu "Tek Gözlü Jack" filmini çevirmeye başladıysa da Brando'nun kaprislerine dayanamayıp çekimleri yarıda bıraktı.Brando yönetmenliği de üstlenerek filmi tamamladı. Vladimir Nabokov'un ünlü ve olay kitabı "Lolita"yı perdeye aktarma cesaretini gösterdi.(1962) James Mason ve Sue Lyon'un başarılı performansları,içerdiği o zaman için hayli cüretkar sahneleri ve tabi Kubrick'in usta yönetimiyle film, sinema tarihinin en sansasyonel ve unutulmaz filmlerinden biri oldu.Ancak film, konusu ve bazı sahneleri yüzünden büyük tepkiler aldı ve gösteriminde engellerle karşılaştı.Bunun üzerine Kubrick, İngiltere'ye gitti ve sonraki bütün filmlerini bu ülkede çevirdi.Bu ülkeye gidene kadar usta ama klasik uslupta bir sinemacı sayılan Kubrick,bu ikinci döneminde bir sinema dehası olarak kabul edilmesini sağlayan filmlerini çekecektir. Bu dönemin ilk filmi ve başyapıtı "Dr.Strangelove"dır.(1964)Dünyayı,atom bombası atarak yok etmekle tehdit eden çılgın bir eski nazi bilimadamının neden olduğu karmaşayı anlatan film;soğuk savaş dönemini,silahlanma yarışını, militarizmi,beceriksiz politikacıları keskin ve ürkütücü bir şekilde hicveder. Peter Sellers'ın muhteşem performasının da katkısıyla(üç kişiyi canlandırmıştır) Film hem eleştirmenler hem de seyirci tarafından çok beğenildi.Kubrick,yönetmen ve senaryo dallarında oscara aday oldu.Film de en iyi film dalında aday gösterildi.
1968 yılında, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi "bilim-kurgu"filmi olarak kabul edilen "2001-Uzay Yolu Macerası"nı, yaklaşık üç yıllık bir hazırlık dönemi sonunda gerçekleştirdi.Özel efektleri o güne dek görülmemiş bir başarıyla kullandı(Bu sayede,tek oscarı olan,En İyi Özel Efekt Oscarı'nı kazandı) Arthur C.Clarke'ın kitabından yola çıkarak birlikte hazırladıkları senaryoyla çekilen film; İnsanlığın gelecekteki yaşayışı,teknoloji karşısındaki konumu, evrenin sırlarına vakıf olup olamayacağı konularına özgün ve felsefi bir bakış açısı getiriyordu. Görkemli bir sinematik anlatıma sahip olan film,Kubrick'e yeni oscar adaylıkları ve artan bir hayran kitlesi kazandırdı.
Yönetmenin bir diğer başyapıtı 1971 yılındaki "Otomatik Portakal(A Clockwork Orange) filmi oldu.Anthony Burgess'in aynı isimli romanından uyarlanan filmde bir grup genç serserinin topluma karşı uyguladıkları şiddet ve buna karşılık toplum ve devletin de onlara daha da büyük bir şiddet uygulayarak onları pasifize etmeleri anlatılıyordu.Günümüz toplumlarının içine saplandığı şiddet batağına dikkat çeken film,seyirciyi şok eden vahşet ve seks sahneleriyle(tecavüz dahil) büyük yankı uyandırdı ve birçok ülkede yasaklandı.Kubrick,Oscarlara aday oldu ama kazanamadı.
1975 yılında önceki filmlerine nazaran,konusu ve anlatımı açısından klasik ve suya sabuna dokunmayan bir film olan "Barry Lyndon"ı yönetti.18.yüzyıl İngiltere'sinde,İrlandalı bir serüvencinin soylular arasındaki maceralarını anlatan bir roman uyarlaması olan film,özellikle teknik açıdan çok etkileyicidir.Filmin gerçekçi olması için Kubrick, çekimleri mum ışığında ve kendi geliştirdiği özel kameralarla gerçekleştirdi. Bu filmde, Kubrick için anlatılan konu değil, anlatmanın kendisi önem kazanmıştı. Film dört dalda oscar kazandı ama Kubrick yine eli boş dönüyordu.
1980 yılında,Stephen King'in korku romanından uyarlanan "Shining" filmini çekti.Jack Nicholson ve Shelley Duvall'ın başrollerinde olduğu bu yapıtında,sakin sakin romanını yazmak için ailesiyle ıssız bir otele taşınan eski bir öğretmenin zamanla aklını oynatarak,ailesini öldürmeye kalkmasını yine kendine özgü bir üslupla anlattı.Seyircileri ve eleştirmenleri ikiye bölen film,romanın yazarı Stephen King tarafından beğenilmedi.
Yedi yıllık bir aradan sonra bir diğer savaş karşıtı filmi olan "Full Metal Jacket"ı yönetti.(1987) İnsanların savaş makineleri ve katil düzeyine düşürülmelerini vurgulamak için karakterlerin isimlerini özellikle belirtmedi.Görünüşte Vietnam'ı konu alan filmde,mekanların isimleri de belirtilmiyordu.İlk bölümünde,askerlerin eğitimi,ikinci bölümünde savaşa sürülmeleri,vahşi ve anlamsız öldürme olaylarını anlatan film,Kubrick'i bir kez daha gündeme getirdi.
Son filmi "Eyes Wide Shut" (1999) oldu.Çekimleri 2 yıldan fazla süren filmde, Evli bir çiftin öyküsü etrafında cinsel hayatın bir irdelemesini yaptı.Tom Cruise ve Nicole Kidman çiftinin başrollerinde oynadıkları film,özellikle erotik sahneleri yüzünden çok konuşuldu ama fazla beğeni toplamadı.
Kubrick,film gösterime girmeden uykusunda geçirdiği bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.Gerçekleştirme fırsatı bulamadığı "AI-(Yapay Zeka)" adlı fütüristik film projesi ise şu sıralarda Steven Spielberg tarafından filme alınıyor.
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|