|
Ertuğrul Düzdağ
( 1941)
araştırmacı, yazar
Mehmet Ertuğrul Düzdağ
20 Kasım 1941 tarihinde Bursa’da doğdu. Baba tarafı, 93 (1877) Rus Harbi sırasında Lofça’dan ve Lofça’nın Düzdağ yaylasından gelen, ana tarafı Yenişehir’in yerlisi olan bir ailenin çocuğudur. İlkokulu Yenişehir ve Bursa’da okudu. Haydarpaşa Lisesi’ne yatılı olarak devam etti (1953-59). İstanbul Edebiyat Fakültesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1965). Lisenin birinci sınıfından sonraki yıllarda, o sene edebiyat dersine gelen - Medine kadısı Halim Efendi'nin oğlu, Mehmed Âkif Ersoy’un talebesi, Birinci Millet Meclisi zabıt kâtibi ve MÜ İlâhiyat Fakültesi “Tasavvuf “ ve “İrşad” dersleri hocası - Muallim Mâhir İz Bey'in (1895-1974) sohbetlerine devam etti; hizmetinde bulundu. Bu sayede müslümanca düşünmeye ve yaşamaya başladı. Fakülte yıllarında haftalık Yeni İstiklâl gazetesi ile basın hayatına girdi (1960). Şûle dergisinin neşrinde çalıştı ve yazdı (1962). İlim Yayma Cemiyeti’nin "İmam-Hatip Okulu'nu bitirme imtihanlarına dışarıdan girecek olan din adamları için" açtığı kurslarda Türkçe dersi verdi. Milliyetçiler Derneği ile Milli Türk Talebe Birliği’nin faaliyetlerine, Risâle-i Nur hizmetine, zamanın tanınmış ilim ve fikir adamlarının sohbetlerine devam etti; her çeşit İslâmî fikrî çalışmalara katıldı. İki yıllık yedek subaylık hizmetinden sonra – Mâhir İz Bey’in kurucu müdürlüğünü yaptığı - Özel Fatih Erkek Koleji’nin ilk yıllarında idareci ve öğretmen olarak çalıştı (1967-72). Mehmed Âkif Bey’in kızı Feride Hanım’ın Mâhir İz Bey’den rica etmesi ve onun da kendisini vazifelendirmesi üzerine, o sırada İnkılâb Kitabevi tarafından – tekel olarak - yayınlanmakta olan “Safahat” baskılarının tashihlerini yaptı. Bu vesile ile eser üzerindeki - hâlen devam etmekte bulunan - ilmî çalışmalarına da başlamış oldu. On arkadaşıyla birlikte, üniversite çevrelerine hitap edebilmek gâyesiyle - isim babası olduğu - "Enderun" sahhaf-evinin kuruluşunda bulundu. Ancak hiç bir şekilde ticarete girmek istemediği için, maddî ilişkisini kesti. Fakülte mezuniyet tezi olarak - Eski Türk Edebiyatı dersi hocası ve Türkiyat Enstitüsü müdürü Prof. Fâhir İz Bey'in arzusu üzerine - Şeyhülislâm Ebussuûd Efendi'nin fetvaları üzerinde, Kanunî devrindeki hayatı tesbit maksatlı, "sosyolojik" bir araştırma yapmıştı. Sonraki yıllarda da - Erzurum Edebiyat Fakültesi dekanı Prof. M. Kaya Bilgegil Bey'in yanına çağırması ve doktora yapmasını istemesi üzerine - yüksek lisans tezi olarak "Volkan" gazetesi üzerinde çalıştı. Fakülte yıllarında yaptığı ve hâlen sahalarında tek olan bu çalışmalarını, daha sonra genişleterek yayınladı. Ancak üniversitelerde başlayan sol anarşi yüzünden, fakülteye intisaptan vaz geçti.Yakın tarih sahadaki çalışmalarına özel olarak devam etti. Resmî vazife ihtimalinden sâlim kalınca, sakal bıraktı (1976). Haftalık Sebil gazetesinde yazarlık ve genel yayın müdürlüğü yaptı (1976-80). Kendi kitaplarını neşretmek için MED Yayınevi’ni kurduysa da, sekiz kitap çıkardıktan sonra kapadı (1978-82). Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin (İSAM) kuruluşunda vazife alarak çalıştı (1983-84). Altınoluk dergisinin çıkarılmasına yardım etti (1986). MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı içerisinde “Mehmed Âkif Araştırmaları Merkezi”ni kurdu. Âkif Bey’in hayatını yazdı. Safahat’ın ilk defa olarak karşılaştırmalı ilmî neşrini ve halk baskılarını hazırladı. Bu çalışmaları, Mehmed Âkif Bey’in vefatının ellinci yılında Merkez ve Kültür Bakanlığı tarafından yayınlandı. MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı camiinin altındaki Merkez’in salonunda – l960’lı yıllarda Milliyetçiler Derneği’nde başladığı -“Safahat Sohbetleri”ne devam etti (1986-89). Günlük Zaman gazetesinde iki yıl (1987-89) ve Millî Gazete’de iki ay kadar (1993) köşe yazarlığı yaptı. Bir ara Zaman'a "yakın tarih" dizileri verdi (1994). Hepsine taraftar ve yardımcı olmakla birlikte, herhangi bir cemaat veya harekete “tam intisap” edemediği için, daima yalnız çalıştı. Fikrî istiklâlini elinde tutabilmek uğruna, önce büyüklerinden kalanları ve son olarak – elli yıldır seçip topladığı – kütüphanesini sattı. İSAM kütüphanesine yakın olabilmek için Ümraniye’ye taşındı (2006). Siyasete, ticarete ve memuriyete girmedi. Lübnan ile Ürdün'e (1971) ve Londra'ya (1978), İslamî hizmet maksatlı iki kısa seyahatte bulundu.1985'ten sonra Hacc’a ve Umre'ye gitti. 1967'deki evliliğinden - bugün hepsi kendi yuvasını kurmuş olan - altı çocuk sahibi oldu. Yazar, millî elifbenin ve güzel Türkçe’nin tahrip edilmesi yüzünden, geçmişinden kopmuş olan yeni nesilleri, ecdâdın yüksek ahlâk ve fikirleri ile buluşturmayı kendisi için bir vazife ve gâye olarak benimsemiş bulunmaktadır.1960’dan beri yazıları ve 1969’dan itibaren çeşitli yayınevlerinde kitapları yayınlanmakta olan yazar, yakın tarih ve dinî fikrî hayatımız üzerinde araştırmaya ve düşünmeye devam etmektedir. Çalışmalarından basılmış olanların listesi – çıkış sırası ve son baskılarının tarihleriyle - aşağıdadır. Hâlen mevcudu bulunmayanlar yeniden basılacaktır. Tek yıldızla (*) işaretli olan kitaplar, eski yazı matbu eserler üzerinde; çift yıldızlı (**) olanlar yazma eserler üzerinde yapılmış çalışmalardır:
A. TELİF VE ARAŞTIRMALAR:
1.Şeyhülislâm Ebusuûd Efendi’nin Fetvâlarına Göre Kanunî Devrinde Osmanlı Hayatı,** (araştırma) 5.b. 2006, Yitik Hazine (Kaynak) y. 326 s.
2.Yakın Tarihimizde İslâm ve Irkçılık Meselesi,* (araştırma) 5.b. 2006, Kaynak y. (16+327) s.
3.Türkiye’de Masonluk Meselesi, (araştırma), 1977 Cihad y. 388 s.
4.Dünden Yarına, (yazılar ve çehreler) 1978, MED y. 360 s.
5.Safahat Tedkikleri, (yazılar) 1979 MED y. 300 s.
6.İstiklâl Marşı ve Çanakkale Şehidleri Şiirlerinin Açıklaması, 10.b. 2007, MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı y. 30 s. ( Hediye olarak dağıtılıyor.)
7.Mehmed Âkif Hakkında Araştırmalar, 3.b. 2006, MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı y. üç cilt, (256+248+308) s.
8.Mehmed Âkif Ersoy, (araştırma) 4.b. 2004, Kaynak y. (22+296) s. (Kitap daha önce -ilk şekliyle- Kültür Bakanlığı tarafından üç defada 20 bin adet basıldığı gibi, 2002 yılında İSKİ tarafından da 10 bin adet bastırılarak öğrencilere dağıtılmıştır.)
9.Yakın Tarihimizde Gizli Çehreler (araştırma) 3.b. 2004, Zvi-Geyik y. (12+214) s.
10.Tarafsız Değilim, (yazılar), 1993, 224 s.
11.Yakın Tarih Yazıları, 2.b. 1997, 224 s.
12.Düşman Acımaz, (yazılar), 1994, 216 s.
13.Müslüman Aile, (yazılar) 4.b. 2001, Gonca y. 272 s.
14.Başörtülü Melekler, (yazılar) 2.b. 1996, İz y. 312 s.
15.Aman İrtica Olmasın, (yazılar) 1996, İz y. 280 s.
16.Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler,* (araştırma) 3.b. 2004, Zvi-Geyik y. (18+363) s.
17.Mehmed Âkif, Mısır Hayatı ve Kur’an Meâli, (araştırma) 2.b. 2005, Şûle y. (8+351) s.
18. İstiklâl Şâiri Mehmed Âkif Ersoy, 4.b. 2008 Fide y. 152 s. ( Merhum Mehmed Âkif’i anma günlerinde dağıtılmak üzere hazırlanmış olan bu kitabın 32 ve 16 sayfalık özetlenmiş şekilleri de vardır.)
19.Üstad Ali Ulvi Kurucu Bey, Hâtıralar, 6.b. 2009, Kaynak y. üç cilt, (393+406+408) s.
B. NEŞRE HAZIRLANANLAR:
1.Ömer’in Çocukluğu,* Muallim Nâci Bey, 1969, Cağaloğlu y. 66 s.
2.Mansur Bey,* (Turfanda mı, Yoksa Turfa mı?), Mizancı Mehmed Murad Bey (millî roman) 2.b. 1979, MED y. 320 s.
3.Buhranlarımız ve Son Eserleri,* Said Halim Paşa, 5.b. 2003, 304 s.
4.Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hâtıraları,** (Gazavât-ı Hayreddin Paşa) Seyyid Muradî Reis, 10.b. 2006, Kaynak y. 548 s.
5.Zağra Müftüsünün Hâtıraları,* (Târîhçe-i Vak’a-i Zağra), Hüseyin Râci Efendi, 4.b. 2007, 344 s. (13 resim ve harita)
6.Başımıza Gelenler,* Mehmed Ârif Bey, 3.b. 2007, İz y. 758 s. (12 resim)
7.Din ve Cemiyet, Muallim Mâhir İz, 5.b. 1998, Kitabevi y. 248 s.
8.Tasavvuf, Muallim Mâhir İz , 5.b. 1998, Kitabevi y. 256 s.
9.Delâil-i Şerif Mecmuası,* (Delâil-i Hayrat ve diğer dualar), Şeyh Muhammed el-Cezûlî vd. 15.b. 2008, Gonca y. (39+249) s.
10.Peygamber Efendimiz,* Ahmed Cevdet Paşa - Muallim Mâhir İz, birçok baskı, 2009, Hediye Kitaplar y. (16+370) s. (Dine hizmet için vakfedilerek, matbaadan, mâliyet fiyatına - 2009’da tanesi iki liradan - verilen ve ticareti yapılmayan kitap, son beş yılda 500 bin adet dağıldı ve dağıtımı devam etmektedir. İstek: Erkam matbaası 0212 6710700)
11.Kahraman Kardeşlerin Maceraları, adapte, gençlik macera dizisi, dört cilt, 2.b. 1990, Tuğra y. (176 x 4) s.
12.Mehmed Âkif,* Süleyman Nazif, (eski-yeni metin karşılıklı sayfalarda) 1991, İz y. 241 s.
13.Volkan Gazetesi,* Derviş Vahdetî, (yeni harflerle aynen neşir ve tedkik) 1992, İz y. dergi boyu, ciltli, (86+580) s.
14.Mehmed Âkif - Tevfik Fikret Meselesi ve Müderris Ahmed Naim Bey’in “Tevfik Fikret’e Dair” Adlı Risâlesi,* 1992, İslâmî Edebiyat Dergisi eki, 32 s.
15.Türk ve Arap,* Çerkeşşeyhi-zâde Halil Hâlid Bey, Osmanlıca asıl metinle birlikte Arapça tercümesi (Ö.Rıza Doğul) ve sadeleştirilmiş yeni metin, 2.b. 2005, Yeni Zamanlar y. 184 s
16. 1913’ten Günümüze İmam-Hatip Okulları Meselesi, Nâhid Dinçer Bey, 1998, Şûle y. 291 s.
17. Dönmeler Âdeti,** Ahmed Sâfi Bey, (tarih belgesi) 2.b. 2002, Zvi-Geyik y. 99 s. (Eski yazma ve yeni metinler karşılıklı sayfalarda ve sadeleştirilmiş yeni metin.)
18. Safahat’tan Seçmeler, Mehmed Âkif Ersoy, 3.b. 2008, Fide y. 299 s.
19. Âsım, (Safahat altıncı kitap ayrı basım)-Ek: “İstiklâl Marşı” ve “Çanakkale Şehidleri” açıklaması- 2.b.Nisan 2009,112 s.“Bin Safahat Hareketi” için hediye kitap, bir yılda 20 bin dağıldı -2009’da- tanesi bir liradan veriliyor. İstek: Erkam matbaası 0212 6710700.
20. Sırâtımüstakîm-Sebîlürreşâd* dergisinin (1908-1925, 641 sayı, 9 bin sayfa) yeni harflerle aynen neşri çalışması devam ediyor.
C. SAFAHAT ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMALAR:
1.Kültür Bakanlığı, MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı, Gonca,Timaş, Seha, İnkılâp(bazı baskılar), Çelik (Aden), Fide, Yeni Asya, Nesil, Bilge (Hayat), Çıra, İdeal, Diyânet Vakfı ve Kaynak yayınevlerinin çıkardığı Safahat halk baskılarını hazırladı (1973-2009) baskıları, (123+587) s. ve (66+542) s.
2.Kültür Bakanlığı yayını Safahat edisyon kritik (karşılaştırmalı ilmî) baskısını hazırladı, 2.b. 1990, büyük boy (31+464) s.
3.İz Yayıncılık tarafından çıkarılan eski ve yeni yazı karşılıklı sayfalar halinde 1300 dipnotla karşılaştırmalı ilmî baskıyı hazırladı, 3.b. 2009, büyük boy ciltli 1360 s. (Tamamen yeniden hazırlanan bu neşirde, yeni bir Giriş, şiirler hakkında araştırmalar ve sonda, Safahat dışında kalmış 3540 mısralık 100 parça şiir eki vardır.)
4.Çağrı Yayınlarının çıkardığı yeni yazı (128+664) s. ve eski yazı* (47+707) s. iki ayrı cilt, cep boyu Safahat baskısını hazırladı…
(Bu baskılara Mehmed Âkif’ Bey’in hayatı, eserleri ve fikirleri hakkında uzun veya kısa giriş bölümleri, notlar, indeksler ve açıklamalar eklenmiştir.)
D. NEŞRİNE YARDIM EDİLENLER:
1.Kısas-ı Enbiyâ,* Ahmed Cevdet Paşa-Muallim Mâhir İz, 3.b, 2000, Kültür Bakanlığı y. 6 cilt, sadeleştirme. (Eserin aslıyla karşılaştırmalı son tashihi yapılmıştır.)
2.Kısas-ı Enbiyâ, * Ahmed Cevdet Paşa, (1976) Bedir y. 2 cilt, (735+688) s. (Eserin aslıyla karşılaştırmalı son tashihi yapılmıştır.)
3.Gecelerin Gündüzü, Ali Ulvi Kurucu, (1990) Marifet y. 446 s.
4.Mehmed Âkif Külliyatı, İsmail Hakkı Şengüler, (1990 -1992) Hikmet y. 10 cilt. (Eserin son tashihi yapılmıştır.)
5.Hayatım İbret Aynası, Ahmed Muhtar Büyükçınar, (1996) 1. ve 2. ciltler, Marifet y. 709 s. (Kitabın bu baskısının tamamı 4 cilttir.)
6.Meclis’te Başörtüsü Mücadelesi, M. Bülent Çaparoğlu, 1998, Şûle y. 647 s.
7.Meclis Hatıraları, M. Bülent Çaparoğlu, 1999, Şûle y. 583 s.
8.Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı, M. Şevket Eygi, (2003) Bedir y. 373 s.
9.Çerkeşşeyhi-zâde Halil Hâlid,* Kurtuluş Öztürk, ( basılacak).
HABER
Mehmed Akif ile M. Kemal arasındaki bilinmeyenler
Aydın Başar
Dünyabizim 9 Şubat 2013
Mehmed Akif Ersoy Üstün Hizmet Ödülü’nü alan Araştırmacı yazar Ertuğrul Düzdağ, Akif üzerine verdiği konferansta İslamcılık ile ilgili de orijinal tespitler yaptı..
Geçtiğimiz günlerde Bağcılar Mehmed Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde bir ödül töreni ve akabinde bir konferans gerçekleştirildi.
Bağcılar belediye başkanı Lokman Çağrıcı, İstanbul milletvekili Feyzullah Kıyıklık ve İstanbul valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun kısa selamlama konuşmalarıyla başlayan tören, Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer’in konuşması ve araştırmacı yazar Ertuğrul Düzdağ’a “Mehmed Akif Ersoy Üstün Hizmet Ödülü”nü takdim etmesiyle devam etti.
O bir Kur’an şairidir
Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer, yapmış olduğu konuşmasında şunları söyledi: ”Mehmed Akif büyük bir şair ve mütefekkirdir. Eylem ve dava adamıdır. Aynı zamanda inandığı gibi yazmış, yazdığı gibi yaşamış bir örnek insandır. Akif’in iki mukaddesinden biri dil, biri de din olmuştur. Onu bizler yalnızca istiklal Marşı şairi olarak değil, aynı zamanda bir Kur’an şairi, bir Safahat şairi olarak da anıyoruz. Her ne kadar; ‘Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecek’ dese de, bu dervişâne tavrın sahibine duyulan muhabbetin en dokunaklı örneği şairin cenaze merasimidir.”
Ertuğrul Düzdağ titiz bir araştırmacı
Mehmed Akif Ersoy ile ilgili bazı yazarların görüşlerini de nakleden Bakan Dinçer, araştırmacı yazar Ertuğrul Düzdağ ile ilgili olarak şunları söyledi: “Neredeyse bütün ömrünü Mehmed Akif’i anlamaya ve onu yeni kuşaklara nakletmeye vakfeden sayın Ertuğrul Düzdağ’ın titiz bir araştırmacı ve edebiyatçı olarak birçok eseri bulunsa da, biz onu daha çok başucu kitapları yaptığımız Akif üzerine çalışmalarıyla tanıyoruz. Mehmet Akif Ersoy Üstün Hizmet Ödülü’nün ilkinin sayın Ertuğrul Düzdağ Bey’e takdim edilmesi bir hakkın yerine getirilmesidir. Kendilerini en içten dileklerimle tebrik ediyorum. Bir okur olarak da kaleme aldığı değerli eserlerinden dolayı teşekkür ediyorum.”
Sırat-ı Müstakim’in ikinci cildi çıktı
Milli Eğitim eski Bakanı Ömer Dinçer’in Ertuğrul Düzdağ’a ödül takdiminden sonra, Mehmed Akif Ersoy’un hayatı ve fikirleri konulu bir konferans vermek üzere Ertuğrul Düzdağ sahnedeki yerini aldı. “Sevdama kavuştum” diyerek söze başlayan Ertuğrul Düzdağ, geçen sene ilk cildi basılan Sırat-ı Müstakım’in bu sene ikincisinin çıktığını söyledi ve izleyicilere bu eserleri göstererek onlar hakkında bazı bilgiler verdi. (Keşke bu kitapları Bağcılar Belediyesi prestij kitaplar olarak bakanlara, milletvekillerine ve devlet büyüklerine hediye etmek yerine, bu kitaplarla ilgilenen ve okuyup yazmış kimselere ulaştırsa daha hayırlı olur diye düşünüyoruz.)
İslamcılık siyasi bir hareket değildir
Ertuğrul Düzdağ, Mehmed Akif üzerine uzun yıllar çalışmış bir araştırmacı olarak İslamcılık ile ilgili de bazı orijinal tespitlerini paylaştı. Bu konuda söz söyleme yetkinliğine sahip isimlerin başında gelen Ertuğrul Düzdağ şunları söyledi: “Bundan birkaç ay önce bir İslamcılık tartışması yapıldı. Hatta yazılanları bir dosyaya koydum. Çok sathî idi, çok siyasi idi. Ve İslamcılıkla da alakası yoktu. İslamcılık siyasi bir hareket değildir. İslamcılık dinî bir harekettir. Bu hareketin içinden bazı insanlar çıkıp siyaset yaparlar. İslamcı hareket İslam ahlakını kaybetmiş Müslümanlara İslam ahlakını yaşatma düşüncesidir. ‘Müslümanlık kâfi değil miydi’ deniliyor. Kâfi gelmedi. Milyonlarca Müslüman var ama bakıyorsunuz İslam ahlakını yaşamıyor. Şu durumda Müslümanların içinden aydın bir grup çıktı ve dedi ki; ‘Müslümanlar içinde İslamiyet’i öğretelim, beraberinde de ahlaklı yaşamayı öğretelim.’ İşte bu harekete İslamcılık dendi.
Eşref Edip’in 1937 veya 1938’de çıkan Mehmed Akif adlı büyük bir kitabı var. Bu kitabı Beyan Yayınları yeniden bastı. Orada Nevzat Ayaz Bey’in ‘Akif ve İslamcılık’ diye bir yazısı var. Bunun içinde Akif Bey’in İslamcılığı anlatıldıktan sonra kısa bir özet var; orada diyor ki: ‘Hülasa olarak İslamcılık şudur: Evvela Müslümanları İslam ahlakına getirmek. Sonra Müslüman milletler arasındaki tesanütü yani yardımlaşmayı temin etmek.’ İşte bu kadar... Çok fazla dallandırıp budaklandırmaya lüzum yok. İslam çok sade bir dindir, inanırsın amel edersin. Bir yere çıkıp saatlerce İslamcılığı konuşup sonra namazı kaçırmak mesela, bu İslamcılık değil. Bunlar ümmet-i Muhammed’i oyalıyor.”
Mehmed Akif isyancıları yatıştırdı
Mili Mücadele yıllarında isyan çıkması muhtemel yerlerde Mehmed Akif’in vaaz vererek Milli Mücadeleyi desteklediğini söyleyen Ertuğrul Düzdağ, Akif’in milletvekili seçilmesi ile ilgili de şunları söyledi: “O zaman Konya’ya bağlı olan Burdur’dan birisi milletvekili adaylığından çekilince M. Kemal; ‘Onun yerine Akif Bey’i seçin’ diyor. Bigalıların bundan haberi yok, onlar da Akif’i seçiyor. Hem Burdur’da hem Biga’da Akif Bey en yüksek oyu alan adam oluyor. Akif Bey Burdur milletvekili oluyor.”
Zeynel Abidin Efendi isyan etti
Milli Mücadele yıllarındaki Konya isyanı ile ilgili olarak da bazı hususları dile getiren Ertuğrul Düzdağ, bu konuda şunları söyledi: “Konya’da iki kere isyan çıktı. Ali Ulvi Kurucu Bey’in hatıralarını okuyanlar varsa orada Şeyh Zeynel Abidin Efendi var, Meclis-i Mebusan’da da Konya milletvekili bu zat. İsyanların tahrikçisi bu zattır. Ali Ulvi Bey’in babasının şeyhi olduğu için, Ali Ulvi Bey Zeynel Abidin Efendi’yi ve etrafındakileri metheder. Tabi şahsi olarak, kabiliyetli, faziletli insanlardır ama siyasi olarak hata etmişlerdir. Dindar insanların teşvik etmesi dolayısıyla Konya isyanına veya Ankara’daki hükümetin birkaç sene sonra İslam karşıtı devrimler yapacağını ileriye doğru düşünmek ve bu isyanı tasvip etmek yanlıştır. Çünkü İngiliz altınları ile çıkıyordu bu isyanlar. Çünkü milli mücadelede birlik olmak zorundaydık. İkinci isyan sırasında Akif Bey oraya da gidiyor. Akif Bey dindar, Sebülü’r Reşad başyazarı falan ama Konyalılar aldırmıyorlar. İsyan yine maalesef çıkıyor. Ondan sonra Konya’ya büyük zulüm yapıldı, binlerce insan asıldı. Hiç suçu olmayan insanlar da kazara zarar gördü. Bir işe kalkışırken vereceğimiz zararı düşünmemiz lazım.”
Mehmed Akif’in Mustafa Kemal ile arası nasıldı?
Bu sözleri dinleyince aklımıza “Mehmed Akif’in Mustafa Kemal ile arası nasıldı” sorusu geliyor. Mili mücadeleyi destekleyen Mehmed Akif’in Mustafa Kemal’in isteği ile milletvekili seçilmesi ve Akif’in dindar kimliği ile isyankârları yatıştırmasına bakılacak olursa başlangıçta bu ikisinin arasında bir uyum olduğu anlaşılıyor. Fakat meselenin bu kadar basit olmadığını, başka tarihî gerçeklerin de hesaba katılması gerektiğini de söylemek durumundayız.
Ertuğrul Düzdağ’ın şu sözleri bu konuda daha sağlıklı düşünmemize katkı sağlayacaktır: “M. Kemal’e çok muhalif olan son Osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi, Mehmed Akif Kahire’ye gelince ona diyor ki: ‘Akif Bey, bizi çok yalnız bıraktınız. Gidip Ankara’ya katıldınız.’
Akif Bey kısa ve öz konuşan bir adam; şöyle diyor: ‘Papulas’a tercih ettik.’ Papulas, Yunan başkomutanı, ya Yunan gelecek ya M. Kemal’le birlikte kurtuluşa çalışacaksınız. Öbürünü tercih etmek mümkün mü? O kadar.”
Ertuğrul Düzdağ bu konuda ayrıca şunları söyledi: “M. Kemal’in sekreteri Yusuf Hikmet Bayur Afganistan’a elçi olarak gönderildiğinde Kahire’den geçiyor. Milli Mücadele esnasında Tacettin Dergâhı’na gelip Akif’le sohbet etmiş birisi... Diyor ki Yusuf Hikmet Bayur; ‘Akif Bey’in Mustafa Kemal’e karşı pek sempatisi olmadığını biliyordum. Bir gün; ‘Enver Paşa ile M. Kemal’i nasıl bilirsiniz’ diye sordum. Akif Bey; ‘Enver’in ahlakı, M. Kemal’in askerliği’ dedi.”
Bazı kellelerin gideceğini söyledi
Ertuğrul Düzdağ’ın bu sözlerinden anlaşılıyor ki Mehmed Akif, M. Kemal’e sempati duymamakla birlikte vatanın selameti için onun başında olduğu Milli Mücadeleyi desteklemiştir. Öyle ki dindar kimliği ile isyanların bastırılmasında çok önemli faydaları söz konusudur. Fakat sonradan Mehmed Akif’in Mısır’a gitmesine sebep olacak bir süreç yaşanmıştır.
Bu süreç hakkında Ertuğrul Düzdağ şunları söyledi: “Milli Mücadele sona ermeden 1922 başlarında rejimin değişeceği anlaşıldı. Yani yeni bir rejim gelecek Türkiye’ye. Bunun için herkes fikrini beyan ediyor, münakaşalar yapılıyor. Tabi büyük telkinler var dünya devletleri tarafından. İlk olarak mecliste Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey öldürüldü. Samsun milletvekili Rıza Nur’un hatıralarını okursanız onu kimin öldürttüğünü anlarsınız. Ali Şükrü Bey öldürülünce işin rengi anlaşıldı. Hilafetin kaldırıldığı toplantıda M. Kemal Paşa mahfelde oturuyor. O zaman onu dinleyen hoca efendiler sarıklı… M. Kemal; ‘Bu kanun çıkacak, yoksa bazı kelleler gidecek’ diyor. Artık siyaset falan yok, kelle davası var, hadi bize eyvallah; herkes çekiliyor meydanı boş bırakıyor.”
Daha sonraki yıllarda din namına konuşan ve yazan kim varsa hepsinin başına bir şeyler gelmesi, bazılarının gerçek yüzünü ortaya koymuş oldu. Mehmed Akif’in arkadaşı Eşref Edip’in de idamla yargılandığını söyleyen Ertuğrul Düzdağ, Mehmed Akif’in Mısır’a gitmekle çok doğru bir iş yaptığını söyledi.
Programın sonunda Ertuğrul Düzdağ Hocamızı ödülden dolayı tebrik ettik ve kendisi ile bir müddet sohbet ettik. Kendisine Cenab-ı Allah’tan hayırlı çalışmalarında kolaylıklar lütfetmesini niyaz ediyoruz.
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|