|
Nilüfer Göle
( 1953)
akademisyen
sosyolog
1953 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Koleji ve ODTÜ mezunu. Doktora tezini Paris'te Profesör Alain Touraine'nin yanında tamamladı. Doktora tezi 'Mühendisler ve İdeoloji' adıyla yayınlandı. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi. Prof. Dr. Asaf Savaş Akad'ın eşidir.
ESERLERİ
Mühendisler ve İdeoloji ve Modern Mahrem.
HAKKINDA YAZILANLAR
* Türkiye'nin "Devrim Yılları". Ankara'nın en sıcak, en hareketli merkezi ODTÜ.
Ankara Koleji'ni ve edebiyat sevgisini geride bırakan Nilüfer Göle'nin sosyolojiyle serüveni, bu atmosfer içindeki ODTÜ'de başlıyor. Başkaldırıcı kimliği onu bir yandan sola yaklaştırırken diğer yandan uzaklaştırıyor.
O yıllarda Freud ve Marx okuyor, "kafalı, saygın, mert, erkek kız" olarak anılıyor; aksi için çaba harcamasa da yargılanmaktan kurtulamıyor; "İyi aile çocuğu, burjuuva!" ORTÜ'yü bitirdikten sonra Paris'te Alain Touriane'in öğrencisi oluyor.
Nilüfer Göle siyasetçi bir babanın kızı. İçine doğduğu kültürel ortamı anlatan sözleri bugününe ilişkin pekçok ipucu veriyor: "Kolejde olmama rağmen 'nerelisin' dedikleri vakit 'ben Karslı'yım' diye büyük bir gururla söylerdim. (. . . )
Hatta sonra evlenince soyadımı bırakmadığım vakit, herkes feminizm sandı. Ben dedim ki, şüphelenin, belki feodalizmdir!"
(Aktüel / 29. 7. 94)
HABER
Fransız Onur Nişanı'na layık görülen Göle:Hiçbir zaman Türk olmaktan vazgeçmedim
13 Mayıs 2014
Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Göle, Fransa Yüksek Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından Onur Nişanı'na (Legion d’Honneur) layık görüldü.
Avrupa’da İslam ve kamusal alan ile alternatif modernlikler üzerine yaptığı araştırmaların katkıları nedeniyle ödüle layık görülen Göle'ye nişanı, hocası ve dünyanın önde gelen sosyologlarından Prof. Dr. Alain Touraine taktı. Törende, konuşan Nilüfer Göle, Onur Nişanı'nı doktora hocası Touraine'in elinden almanın kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu söyledi. Göle, ödülle medeniyetler arası ve kültürler arası tercümanlık olarak nitelenebilecek çalışmalarının onurlandırdığını belirterek, "Böylece Fransa'ya aidiyetim ve cumhuriyetle ilişkim de tanınmış oldu." ifadelerini kullandı.
Nilüfer Göle hem Türk olarak kalmak, hem de Fransa'da kabul görmenin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayarak, Fransa'ya geldiğinde hiç Fransızca bilmediğini hatırlattı. "Fransız kültürünü bilmiyordum. Her şeyi sıfırdan öğrenmek zorunda kaldım. Bir çeşit göçmenlik benimkisi." diye konuşan ünlü sosyolog, "O göçmenliğe rağmen buralı oldum. Ama hiçbir zaman Türk olmaktan da vazgeçmedim. Aynı anda ikisine de sahip olabildim. Bugün bunun ödülünü yaşıyorum." diye kaydetti. Nişanın hocası tarafından veriliyor olmasının da kendisi için ayrıca önemli olduğunu söyleyen Göle, "Ben artık Fransız olmadım. Aynı şekilde Fransızım, aynı şekilde Türküm. İkisi arasında da köprüler olmasına tercüman olmaya çalışıyorum. Bir kültürün içinde illa olmadan, iki kültüre ait olabilmek, bunun mutluluğunu yaşıyorum." diye konuştu.
ÖDÜL AKADEMİK ARAŞTIRMALARIM İÇİN VERİLDİ
Ödülü akademik çalışmaları nedeniyle almış olmasının da en büyük mutluluğu olduğunu belirten Göle, "Bu ödül devletler arası katkım için verilmedi. Sadece akademik araştırmalarım için verildi." dedi. Siyaset yapmadığının altını çizen Göle, "Tabii ki entelektüel olarak toplumu ilgilendiren, tüm insanları ilgilendiren konularla ilgileniyorum, ama araştırmacı olarak ilgileniyorum." ifadelerini kullandı. Ünlü sosyolog, bugüne kadar yapmaya çalıştığı işin başkaları tarafından görülüyor olmasının da kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
AVRUPA'DA DOĞU'YU BULDUM
Fransa'ya geliş serüveni hakkında da bilgi veren Göle, ilk olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın bursuyla geldiğini, o dönem bakanlığın kendisini 'komünist olursun' diye caydırmaya çalıştığını söyledi. Fransa'ya ikinci gelişinin ise 15 yıl önceye dayandığını belirten Göle, Fransa'ya gelirken Türkiye'de sürmekte olan laiklik ve başörtüsü tartışmalarını geride bırakacağımı zannediyordum. Oysa Fransa kamuoyunun gündeminden inmeyen ve en az Türkiye'deki kadar hararetle seyreden laiklik ilkesi-dini sembollerle ilgili polemiklerin tam ortasına düşecektim. Beklenmedik bir şekilde, İslam ve Türkiye'nin AB üyeliği etrafındaki tartışmalar aracılığıyla Batı'ya gelmişken tanıdık olanla karşılaşacak, Avrupa'da Doğu'yu bulacaktım." dedi.
Ankara'da büyüdüğünü de belirten Nilüfer Göle, "İki güçlü cumhuriyet geleneğinin ürünü olmama, laiklik ilkesine ve milli prensiplerine gönülden bağlı bir aileden gelmeme karşın ben Cumhuriyet'in fobileri üzerine çalışmayı seçtim." diye konuştu. Zamanının çoğunu öğrencileriyle geçirdiğini de belirten Göle, "Bu ödül benim ailemden uzakta olmama da affettirici oldu." dedi.
FRANSIZLARIN SİZE İHTİYACI VAR
Ödülü takdim eden Prof. Dr. Alain Tourrain de Nilüfer Göle'ye hitaben yaptığı konuşmada, "Siz Fransa'da çok iyi bir Türk ve Fransızsınız." ifadelerini kullandı. 'Fransa'da doğmuş Fransızların size ihtiyacı var' vurgusunda bulunan dünyaca ünlü sosyolog, "Bize nasıl Türk olunması gerektiğini gösterdiniz. Şimdi bize açık, otantik ve kozmopolit Fransız olmayı öğretin." dedi.
SABANCI: GURUR DUYDUM
Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Nilüfer Göle'nin Legion d'Honneur nişanı almasının büyük bir gurur kaynağı olduğunu aktardı. "Nilüfer Hanım bugüne kadar yaptığı araştırmalarla hakikaten ezber bozan yeni bir sosyolojik yaklaşım geliştirmiştir." diyen Akil, "Nitekim Fransızların da kendisini Legion d'Honneur'le ödüllendirmiş olması Nilüfer Hanım'ın profesyonel başarılarının en büyük göstergesidir." dedi.
Törene katılan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da, "Çok onur duydum, gurur duydum, çok hak edilmiş bir ödül." ifadelerini kullandı.
Nilüfer Göle'nin dayısı, eski Dışişleri Bakanı Ali Bozer ise Göle'nin böyle bir ödülle taltif edilmiş olmasından dolayı gururlandığını söyledi. Daha önce kendisinin de Fransız Onur Nişanı'na layık görüldüğünü hatırlatan Bozer, "Şimdi dayı-yeğen aynı dekorasyonu taşıyoruz. Bu ayrı bir zevk veriyor." dedi.
Törene, Nilüfer Göle'nin eşi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, yazar Nedim Gürsel, yazar Hasan Cemal ve Prof. Riva Kastoryano'nun yanı sıra çok sayıda Türk ve Fransız davetli katıldı.
Türkiye’den daha önce Fransız Legion d’Honneur nişanına layık görülen isimler arasında; Sakıp Sabancı, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Candan Erçetin, Ara Güler, Güler Sabancı ve Ümit Boyner de bulunuyor.
|
Siz de biyografi.net'te yer alabilirsiniz "
İyi ki, biyografi.net var!" |
|