Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Yusuf Adıgüzel

akademisyen, yazar

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Yusuf Adıgüzel
Yusuf Adıgüzel
akademisyen, yazar 

1 Haziran 1973 tarihinde Adana’nın Kozan ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kozan’da tamamladı. Bir yıllık İngilizce hazırlık döneminden sonra 1995 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basım ve Yayımcılık Bölümü’nden mezun oldu. 

1998 yılında Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını ve aynı bölümde doktora eğitimini tamamladı. 

Doktora tezi, Kimliğin Korunmasında ve Üretilmesinde Türk Derneklerinin Rolü (Almanya/ Köln Örneği 2004). 

Profesyonel iş hayatına İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Uzmanı olarak 1996 yılında başladı. Göreve TMSF'de devam etti. 

2012 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesidir. İletişim Sosyolojisi, Göç Sosyolojisi, Avrupadaki Türkler, Sivil Toplum Kuruluşları konularında çalışmalar yapmaktadır.

Evli ve iki çocuk babasıdır. 


ESERİ

KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ 
Kitle Toplumunun Açmazları
Yusuf ADIGÜZEL
Şehir Yayınları, İletişim Dizisi, 175 Sayfa

Son zamanlarda, kitle, kitle kültürü, enformasyon toplumu, popüler kültür gibi kavramlar sıkça kullanılır oldu. Kitaba adını veren ‘Kültür Endüstrisi’ kavramı, kitle kültürü ve iletişim araçlarına eleştirel yaklaşanların kullandıkları temel kavramlardan biri. Kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle, ‘kültür endüstrileri’ ile beslenen, ticari bir düzenlemeler ve reklam araçları ile şekillenen, kısaca ekonomik boyutu ön planda olan yeni toplumsal yapı ve tüketim anlayışı ortaya çıkmıştır. 

Geleneksel toplumlarda toplumsallaşmada en önemli faktör olan aile, kitle toplumunda rolünü, yavaş yavaş kültürü üreten ve yayan bir sanayi haline gelen kitle iletişim araçlarına bırakmıştır. Kitle toplumunun bireyleri artık popüler kitle kültürü içinde ve popüler kültür ürünleriyle yetişmeye başlamıştır. 1923-1950 yılları arasında faaliyet gösteren Frankfurt Okulu ve Toplumsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen ‘kültür endüstrisi’ teorisi, sonraki yıllarda da kitle iletişim araçlarına eleştirel bakış açısı getiren araştırmacıların, bilim adamlarının ve akademisyenlerin en önemli referans kaynağı olmuştur.

McLuhan'ın deyimiyle dünya 'evrensel bir köy'e dönüşmüştür. İletişim teknolojileri sayesinde ortak enformasyon üretmek, almak ve göndermek olabildiğince hızlı ve kolay bir hal almıştır. Kitle iletişim araçları, radyo, Teleevizyon ve gazeteler her geçengün yayılırken, iletişim süreci de hızlanmış, gittikçe tüm dünyadaki gelişen olaylardan çok kısa sürede haberdar olma imkanı sağlamıştır. Uydu teknolojisi ile radyo ve TV yayınları uluslararası bir boyut kazanırken, mikroelektronik telefax teknolojisi ile bütün bir gazete sayfası bir kaç dakika içinde binlerce km uzağa gönderilebilmektedir. İnternet teknolojisinin de gelişerek hızla yaygınlaşması, iletişimi oldukça kolaylaştırırken, dünyamızı her geçengün daha da küçültmektedir.

Gelişen kitle teknolojisi kültürel iletişimi de güçlendirmiş, toplumların birbirlerinden daha kolay haberdar olmasını sağlanmıştır. Kitle iletişim araçları ‘kültür sanayileri’dir. Üretilen ve yayılan bilgi ve haberler bir kültürel üründür ve bir ekonomik amaca yöneliktir. Bu amaç da kitle iletişim araçları teknolojisini üreten hakim güçlerin kültürünü yaymak ve global dünyada standartlaşmış popüler ürünlerini satmaktır. Kitle toplumunda, kültür endüstrileri olan kitle iletişim araçlarının etkisiyle gereksiz ve aşırı tüketme isteği, gelecek korkusu, bireycilik, hayatın anlamsızlaşması ve yabancılaşma gibi bir takım sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Kitap, enformasyon-iletişim- devrimiyle ortaya çıkan kitleyi ve kitle kültürünü ele alarak, kitle iletişim araçlarının ortaya çıkardığı Kültür endüstrisi ve hızlanan kültürel iletişim süreçlerini değerlendirmek ve kitle toplumunun açmazlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. 
Kitap, kültür endüstrilerinin doğmasının en önemli adımı olan sanayi devriminden başlayıp günümüze kadar uzanan bir süreyi kapsamaktadır. Kitapta ilk olarak sanayi devriminin tarihi süreci ve yeni toplumsal yapı değerlendirilmiş, daha sonra ise iletişim teknolojilerinin gelişimi ele alınmıştır. Kültür Endüstrisi ve Kültürel İletişim Bölümünde, toplum ve iletişim, enformasyon toplumu, iletişim kuramları, popüler kültür, kültürel iletişim ve kültür endüstrisi konuları incelenmiştir. Son bölümde ise Kitle Toplumunun Açmazları değerlendirilmiştir.

Kitle toplumu öncelikle Batı’da doğmuş, problemler de yine Batı toplumlarında görülmeye başlanmıştır. Türkiye’de kitle toplumu tartışmalarının tarihi bir kaç yıllık geçmişe sahiptir. Dolayısıyla faydalanılan kaynaklar daha çok çeviri eserler olmuştur. Kitle kültürünün Türkiye’ye yansıması konusundaki eserler de çok sınırlı sayıda 1990 yılı sonrasında ortaya koyulmuştur. Ülkemizde ‘İletişim Sosyolojisi’ kürsüsünün bulunmaması nedeniyle bu konudaki bilimsel eser sayısı da oldukça azdır. Kitap, ‘iletişim sosyolojisi’ çalışanlara ve ilgi duyanlara küçük de olsa bir katkıda bulunmayı amaçlıyor.


ARKA KAPAK:

Frankfurt Okulu tarafından geliştirilen kültür endüstrisi, eleştirel kuramcıların kitle iletişim araçlarını nitelemekte kullandıkları bir kavramdır. Okul mensupları, 1930-1940 yılları arasında kitle iletişimi, kitle kültürü ve tüketim toplumunun ortaya çıkışını yaşadılar ve gelişmesine tanık oldular. Bu tanıklık, yeni toplumsal biçimlere ve kitle kültürü ürünlerine kitleyi ikna etmekte kullanılan reklam, kültürel değerler ve kitle iletişim yöntemlerini kullanan kapitalist moderniteyi eleştirmekte oldukça kullanışlı bir kavram olan ‘kültür endüstrisi’ kavramını ortayı çıkardı.

Kitle iletişim araçlarının görünen ve olması gereken haber verme ve yenilikleri halka ulaştırma gibi toplumsal işlevlerinden öte varlık nedeni ekonomiktir. Kitle iletişim araçları, orijinallikten ve estetikten uzak basit ve tüketimi kolay eğlence ve kültür ürünlerini kitle toplumuna sunmaktadırlar. Kitle iletişim araçlarının gelişmesi, kültürel ürünlerin üretimini ve pazarlamasını kolaylaştırması bir yana, kültürü üretilen ve pazarlanan bir meta haline getirmiştir. Kitle iletişim araçları kültürdeki değişmelerle kitle toplumunda ortaya çıkan açmazlara çözüm üretmek yerine, sorunun en önemli nedeni ve parçası olmuşlardır.