Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Terekeme Hacı

halk kahramanı

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler

Terekeme Hacı
halk kahramanı

Karapapak Türkleri'nin kendilerine özgü halk kahramanları vardır. Bunlar Kaçak Nebi, Mihrali Bey, Terekeme Hacı (Sarıkızoğlu), Hasan ve Hüseyin kardeşler, Zakir, Kaçak Mehmet ve Deli Ali'dir.


Terekeme Hacı 

(Sarıkızoğlu)


Terekeme Hacı ve kardeşleri, Sarıkız isimli bir anneden doğdu. Dağıstan ve Azerbaycan Hanlıklarının Rus işgaline uğramıştı.

Terekeme Hacı ve kardeşleri, Rusları Kafkas geçitlerinde durdurmaya karar verdi. 

Mensup oldukları oba halkı bu mücadeleye pek sıcak bakmadı. Terekeme Hacı ve kardeşleri silahlanarak Daryal geçidinde mevzilendi. Arazi savunmaya çok elverişliydi. Bol cephaneye sahip birkaç kişi, yüzlerce Rus askerine karşı bulunduğu sipari savunabilirdi.

Terekeme Hacı ve kardeşleri, Daryal'da Rus keşif kolunu bozguna uğrattı. Bu çatışmada dört kardeşten biri öldü. Bunun üzerine oba halkı silahlanarak Ruslara karşı kahramanca savaştı. Koca bir Rus taburu, bir ay zorlamasına rağmen Daryal'da adım atamadı. 

Rus Komutan, Terekeme Hacı'ya teslim olması için haber gönderdi. Bu teklif Terekeme Hacı tarafından şiddetle reddedildi.

Rus komutanı Çar'dan yardım istedi. Terekeme obasında ise yiyecek ve cephane sıkıntısı vardı.

Bir gece tam donanımlı bir Rus birliği ansızın Terekeme Hacı ve kardeşlerinin evini kuşatmaya başladı. Terekeme Hacı ve kardeşleri evin belirli yerlerinde siper alarak saatlerce savaştı. 

Dağıstan’daki yerleşim birimlerinde ev, ahır ve samanlık hep yanyana olup birbirleriyle bağlantılıydı. 

Çatışma bütün şiddetiyle devam ederken kardeşlerden Mangul, Ruslar tarafından öldürüldü. Hırsını alamayan Rus askerleri Mangul’un kafasını ezdi. Bu arada Terekeme Hacı, düşmana karşı amansızca mücadele ediyordu. Dört kardeşten biri olan Daryal da evde vuruldu. Kalan iki kardeş ölüm kalım mücadelesi içindeydi. 

Evdeki müsademe günlerce devam etti. Bu ara Rus takviye birlikleride yetişti. Bir türlü Hacı'yı öldüremiyorlardı. Nihayet evi yakmaya karar verdiler. Rus kuvvetlerinin tutuşturduğu ev yanarken terekeme Hacı bir yolunu bularak ormanlarda kayboldu. Bu ara evle birlikte öteki kardeşi de yanarak öldü. 

Terekeme Hacı'nın kaçtığını anlayan Ruslar, ormana dağılarak onu günlerce takip etti. Terekeme Hacı, kendisini takip eden Ruslar’ ı atlatarak sonunda Anadolu'ya geçmeyi başardı.


HAKKINDA YAZILANLAR

KARAPAPAKLAR YA DA TEREKEMELER 
Naciye SARAÇ
Global Yorum İnternet Dergisi
20 Eylül 2006

Azerbaycan, Gürcistan ve Rusya/Dağıstan’da yaşayan ve Borçalı-Kazak boyundan gelen Karapapak Türkleri, Kıpçak, Kuman, Bulgar ve Hazar Türklerinin Ön-Asya’daki koludur. Borçalı ve Kazak olarak iki kola ayrılan Karapapaklar, Türkiye’nin dışında Azerbaycan’ın Sulduz bölgesi, Ermenistan’ın Ağbaba bölgesi, İran Devleti kuzey bölgesi, Türk Cumhuriyetlerinde ve Avrupa’da dağınık şekilde yaşıyorlar. 

Kendilerini Karapapah, Terekeme ve Karapapak olarak da adlandırıyorlar. Bu sözcüğün kaynağına yönelik iki rivayet vardır: Birincisi "Terekeme", "Türkmen" sözcüğünden türediği yönünde. İkincisi ise: İslamiyet’in Anadolu da ilk yayıldığı yıllarda Mekke den getirilen muhacir Araplara "terk-i Mekke" denilmekteydi. Terekeme sözcüğünün bu sözcükten geldiği düşünülüyor. Terekemeler ayrıca "Karapapak" olarak da adlandırılıyor. Bu da büyük ihtimalle o dönemde kalpak giyen Kafkas Türklerine verilen addır.

Karapapakça Azeri diline yakın Batı (Oğuz) dillerinden biridir. Karapapak Türklerinin, konusunu Ruslara karşı verilen bağımsızlık mücadelesinden alan Şeyh Şamil ve başta Dede Korkut, Köroğlu, Şah İsmail ve Kirmanşah hikâyeleri ile benzer özellikler taşıyan Kaçak Nebi, Mihrali Bey, Terekeme Hacı (Sarıkızoğlu), Hasan ve Hüseyin kardeşler, Zakir, Kaçak Mehmet ve Deli Ali gibi mahalli kahramanlarla ilgili halk hikâyeleri bulunuyor. 

Karapapaklar bugün % 98 oranla eğitime önem veriyorlar. 

İslam, Sünni, Hanefi inancına mensupturlar. 

Bugün Gürcistan’ın Cavaheti ve Ahılkelek ilçelerinde yaşıyorlar. Ancak, büyük kısmının 1944 Ahıska sürgününde Rusya nın muhtelif yerlerine sürgün edildikleri, başka bir Terekeme topluluğunun da Borçalı’da yerleştiği biliniyor. Ayrıca, Azerbaycan’ın Sulduz bölgesi ve Rusya Federasyonu/ Stavropol ve Dağıstan’da da Terekeme Köyü bulunuyor. Ukrayna’daki Türk Terekeme Topluluğu 1944 Ahıska (Gürcistan) sürgünü sonucunda bölgeye yerleşti ancak, bu topluluk vatandaşlık hakkını henüz elde edemedi. 

Terekemenin Farsça sözlük karşılığı Terakime olup, “Türk e benzeyen” anlamına geliyor. İddiaya göre Karapapaklar, IV. yy. da Kazakistan dan Arap Yarımadası na ve VI. yy. da Arap larla yaşadıkları sorunlar yüzünden Kafkasya ya göç ettiler. Terekemeler de köklerinin Kafkasya’da olduğunu ileri sürüyor. 

Terekemeler din ve konuşma dili bakımından farklı özelliğe sahip olmalarında karşın, Karapapaklar adlarının geniş anlamda her iki grubu da içeren kapsayıcı bir ad olduğuna inanıyor. Her iki grup da, endogami geleneğini büyük ölçüde sürdürüyor. Türkmen kökenli aşiretler başlangıçta Mekke ve Medine yakınlarında yaşarken, oradan göç edip Türkiye’ye geldiler. Karapapak terimi ise, şimdi Amu Derya’da yaşayan ve bir Kıpçak halkı olan Karapaklar’la bir kurumsal özdeşlik kurulmasına yol açtı. 

M.S. II. yy’da Cebelitarık’tan Fırat’a kadar geniş bir alana Roma İmparatorluğu hükmetmekteydi. Doğuda Kür ve Aras boylarından batıda Fırat’a kadar olan bölgeye ise Arsaklılar hakimdi. Roma ve İran ile siyasal ilişkileri olan Arsaklılar devletini İskitler in Horasan kolundan gelen Arsak isimli bir başbuğun yönetimindeki boy ve oymaklar kurdu. Bodun bazında teşkilatlanan Arsaklılar eski Gök Tanrı ve Şaman geleneklerini korumakla beraber bu yeni yurtlarında Hıristiyanlıkla tanıştılar. İç Asya da ise Mete nin (Mo-Tun) kurduğu Asya Hun siyasal birliği parçalanmış, Hunların doğu kanadı Çin egemenliğine girmişti. Çiçi batıda Talas boylarında yerleşik düzene geçmeye çalışıyordu. Gerek yerleşikliği gerekse Çin egemenliğini kabul etmeyen özgürlük ve bağımsızlıklarına düşkün kimi Hun boy ve Uruğları ise batıya doğru hareket etmeye başladılar. Asya Hunları’nın sahneden çekilmesi ile Çin Denizi nden Kafkaslar a kadar geniş alanda büyük bir otorite boşluğu belirdi. 

Bir taraftan göç hareketlerinin yerleşikler üzerinde yapmış oldukları tahribat diğer taraftan ise kendilerine yeni yurt bulmak isteyenlerle, yurtlarını korumak isteyenler arasındaki kanlı mücadeleler bozkırda yaşamı güçleştirdi. Bu bunalımlı yıllarda kuzeyden Kafkaslar ı aşarak Kür Irmağı boylarına iki yeni Türk boyu geldi. "Borçalı" ve "Kazaklı" olarak anılan bu boylar, bugün Terekeme olarak bilinen Türklerin atalarıdır. At sürüleri (Yılkı) ve koyun besiciliği yapan bu boylar siyah astragan kalpak giydiklerinden komşuları tarafından "Karapapaklar" diye anılmaya başlandılar. Kür boylarındaki egemenliklerini pekiştirmek isteyen Karapapaklar, Tiflis, Nahçıvan, Karabağ, Loru, Ahılkelek, Gence ve Şirvan dolaylarını yurt edindiler. Bulundukları bölgede bir çok yer ve akarsu, dağ ve ovalara kendi adlarını verdiler. Bugün Gümrü nün kuzeydoğusundan çıkarak Kür e karışan Borçalı Çayı ile Pembek dağından çıkarak Aras’a karışan Kazak Çayı isimleri ile bu yılların hatırasını taşıyor. 

Karapapaklar zaman zaman sınırı geçerek komşu Arsaklılara yağma akınları düzenlerlerdi. Dede Korkut hikâyelerinden bazıları konularını bu iki Türk toplumu arasındaki savaşlardan almıştır. Arsaklılarla Karapapaklar arasında izleyebildiğimiz ilk savaş M.S. 200 yılında meydana gelmiştir. Karapapaklar Surhan isimli bir başbuğun idaresinde Kür Irmağını geçerek Arsaklı ülkesini yağmaladılar. 

Durumu öğrenen Arsak hükümdarı Ulaş onları takip ederek Derbent Geçidi nde (Demirkapı) yakaladı. Bu iki Türk toplumu arasında yapılan çetin ve kanlı savaşta Karapapaklar, büyük kayıplar vermelerine karşın Arsak hükümdarı, Ulaş’ı da okla vurarak öldürdüler. Karapapaklar üslerine dönerken hükümdarları ölen Arsaklılar da onları takip edemediler.

Tarihin akışı içerisinde Karapapaklarla Arsaklılar arasındaki ikinci büyük savaş M.S. 300 yılında gerçekleşti. Karapapak birlikleri Aras ı geçerek, Karabağ, Muş, Erzurum ve Ahlat a kadar Arsaklı topraklarını istila etmişlerdi. Bunun üzerine Arsaklı hükümdarı Tridat ın yönettiği ordularla Karapapaklar, Karkarlı (Gogarlı) ovasında karşılaştılar. Her iki tarafın da çok kayıplar verdiği bu savaşta Arsaklı komutanlarından "Ardovazd" ile Karapapak başbuğu savaş alanında öldüler. Bundan sonra Karapapaklar işgal ettikleri Arsaklı topraklarını terk ederek, Erzurum a (Garin) kadar çekilmek zorunda kaldılar. Karkarlı savaşından sonra da Arsaklı ve Karapapak ilişkilerinde kalıcı bir dostluk gelişmedi. Zaman zaman taraflar birbirlerine çok pahalıya mal olan yağma akınları düzenlediler. Her iki taraf içinde son derece yıpratıcı olan bu akınların hızı, bölgede Hıristiyanlığın yayılmaya başlaması üzerine azalmaya başladı.

Karapapaklar geçmişte Kuzey Azerbaycan’da, Kazah Şemsettin Khanate’nin Kazah ve Borçalı bölgelerindeki Derbend ve Borçalı nehirleri boyunca yaşamıştır. 1828 yılında imzalanan Türkmençay Anlaşması’ndan sonra bir bölümü Kars’a ve bir bölümü de İran Azerbaycan’ın Sulduz bölgesine, Ushnu’nun doğusuna göç etmiştir. Bir başka kayda göre, Terekemeler, Hazar denizi kıyısında, Gamri Uzun’dan Derbent’e uzanan ovada yaşamıştır. Sözkonusu isimsel farklılığın nedeni, Rusların, kısmen Kafkasya ve kısmen de İran’dan gelip eski Aleksandropol bölgesine, Akhaltsike’ye ve şimdiki Gürcistan’daki Ahılkelek’e yerleşenleri tanımlamak için “Karapapaklar” terimini kullanmış olmalarına dayanabilir. Oysa Akbaba Terekemelerinden ayırt edilmeleri için bunlar genel olarak Gürcistan Terekemeleri olarak adlandırılmaktadır. 

Von Hellwald’ın (1878-1899) kaydettiğine göre, Rus işgalinden önce Osmanlı topraklarında 105 köyde 29.000 Terekeme ve Karapapak yaşıyordu.

Terekemeler veya Karapapaklar denilen bu Müslüman Türk boyunun kökeni tam olarak kesinlik kazanmamasına rağmen, tarihçi Z.V.Togan ve A.Caferoğlu bunların tarihi yerleşim bölgelerini dikkate alarak Kıpçak veya Türkmen boyuna mensup olabileceklerini kaydediyor. 

90-100 hanelik bir Terekeme grubu, 1904 yılında Türkiye’ye yerleşmek için başvuruda bulundu. 

Bir kısmı o zaman Rusların elinde bulundurduğu Kars’a, bir kısmı Ağrı, Tutak ve Eleşkirt’e geldi, diğerleri Adana’ya, geri kalanlar ise 1914 yılında Malazgirt’ten Sivas’ın Tutmaç, Büyükköy ve Kurdoğlu köylerine göç etti. Diğerleri ise 1921’de Rusların çekilmesiyle Kars’a yerleşti. Ancak, Gümrü Antlaşması yla gerçekleşen nüfus mübadelesiyle Akbaba, Tiflis, Borçalı ve Kazah bölgelerine göç ettiler.

Karapapaklar ya da Terekemeler özellikle Kuzeydoğu Kafkasya da yaşıyor ve bugün birçokları şehir yaşamı sürdürüyor.