Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Stella Aciman

yazar, işkadını

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Stella Aciman
Stella Aciman
yazar, işkadını 

1953 yılında İstanbul'da doğdu. 1974 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun oldu. Ticarete atıldı. Pek çok kuruluşta işletme müdürü olarak görev aldı. Çeşitli radyo kanallarında müzik direktörlüğü ve program yardımcılığı yaptı. 

2000'li yılların başında yazarlığa yöneldi. İlk kitabı Bella 2002 yılında yayımlandı. Kırlangıçların Ömrü adlı ikinci kitabı 2003 yılında ve Bir Masaldı Geçen Yıllar 1926-1960 adlı üçüncü kitabı 2006 yılında yayımlandı. 

Stella Aciman, 2003 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yerleşti. 2011 yılında Kuzey Kıbrıs'ta edindiği izlenimlerini yazdığı Orda Bir Ada Var Uzakta adlı dördüncü kitabı yayımlandı.

ESERLERİ:

Bella, Galata Yayıncılık, 2002 
Kırlangıçların Ömrü Sınırda Yaşayan Düş Yorgunları, Karakutu Yayınları, 2003 
Bir Masaldı Geçen Yıllar 1926-1960, +1 Kitap, 2006 
Orda Bir Ada Var Uzakta, Galata Yayıncılık, 2011 




SÖYLEŞİ

Korkak ve cimri Yahudi yaftası içimi sızlatıyor
Sayım Çınar
3 Aralık 2006


Stella Aciman: İsrail, Filistin’le savaşır günahını biz Türk Yahudileri çekeriz. Korkak, cimri, sahtekar diye aşağılanırız. Ticarette başarılı olmamız bile suçtur! Bir T.C. vatandaşı olarak yaralıyor bunlar beni...”

Stella Aciman, Türk edebiyatında Bella romanıyla tanınmıştı. Türkiye’de lezbiyen olmak, Yahudi olmak, din değiştirmek, dönme olmak gibi birçok tehlikeli konuya cesurca el attı. +1 Kitap’tan yayımlanan yeni romanı ’Bir Masaldı Geçen Yıllar’ın azınlık romanları içinde ayrı bir yerde tutulması gerekiyor. Anlatılanlar bizim hikayemiz... Yoanna, Brana, Ester... Türkiye’de yaşamış bir Yahudi aileden üç ayrı neslin kadınları... Fatma Hanım, Zehra, Leman. Anadolu’nun çeşitli köy ve kasabalarından İstanbul’a göç etmiş Müslüman bir ailenin kadınları... Yaşam onları Beyoğlu’nun arka sokaklarında bir araya getiriyor... Din ,dil, ırk farkını gözetmeden, iyileri, kötüleri paylaşarak uzun bir ömrü iç içe yaşadılar. 6-7 Eylül olaylarının, Varlık Vergisi’nin yüreklerde açtığı derin yaraya dostlukları merhem oluyor...

Bella ile yeni romanınız arasındaki en önemli farklılık nedir?

Bella’da olaylar bir kadın kahramanın etrafında dönüyordu. Bella’nın duyguları, çaresizlikleri, yaşamla tek başına verdiği mücadele, sevgiyi aramasını anlatıyordu. ‘Bir Masaldı Geçen Yıllar’da ise farklı kültürlerin yarattığı kadınların hikayeleri var ve üç nesli anlatıyor. Bu kitabımda bana göre en önemli farklılık din, dil, ırk farkı gözetmeksizin kadınların birbirlerine sıkıca sarılmaları... 

CANLI TANIKLARDAN ÇOK YARARLANDIM

Kitabınızda 1926 İstanbul’unu anlatıyorsunuz. Hangi kaynaklardan yararlandınız?

Ben İstanbul’da doğmuş ve büyümüş bir Yahudi’yim. Geçmişimizi babamdan ziyade annemden öğrendim. Babam (tüm ısrarlarıma rağmen) geçmişte yaşanılanlardan söz etmeyi sevmezdi. Onun için Trakya Olayları, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları birer tabuydu sanki. Annem de bu olayları o varken konuşmaktan çekinirdi. Okumaya karşı aşırı merakım başladıktan sonra geçmişimizi kurcalamaya başladım doğal olarak ama o günleri yaşayan canlı tanıkların çok yardımı oldu bu kitabı yazarken. Yaşananları anlatırlarken yüzlerine yerleşen geçmişin izleri ve hüznü çok etkiledi beni. Belleğimi ise özellikle Rıfat N. Bali’nin değerli kitapları tazeledi.

6-7 Eylül olaylarına sizin bakış açanız nedir?

6-7 Eylül olayları yaşandığında 2 yaşındaydım, hiçbir şey hatırlamıyorum, ama o günleri yaşayanlar ailemin, arkadaşlarımın içindeydi. Her şey kapalı kapılar ardında konuşulurdu. Bu konuya romanımda genişçe bir yer verdim. 

Peki Yahudiler’in tarihsel olarak neden sevilmediğini de araştırdınız mı?

Evet... Ama tatmin edici bir sonuç çıkaramadım. Üzerimize yapıştırılan bir takım sözler var mesela. ‘Korkak Yahudi’, ‘Cimri Yahudi’ gibi. Korkak olmadıkları kesin. Peki hiç mi cimri Müslüman, Hıristiyan yok? Ticareti iyi bilirmişiz... Bunun nesi suç? Kitabı yazarken Rıfat N. Bali’nin kitaplarında o dönemin dergilerinde yayımlanan bazı karikatürler görmüştüm. İçim sızlayarak okudum hepsini. Sonrasında “Bir ırk nasıl bu kadar aşağılanabilir?” diye düşündüm. İsrail, Filistin’le savaşır günahını bizler Türk Yahudileri çekeriz. Sanki İsrail’in güttüğü politikayı benimsiyormuş gibi. Bir olay olur gazeteler “Yahudi vatandaş Moriz” der. Bir T.C vatandaşı olarak yaralıyor bunlar beni. 

Bir Yahudi olarak mason sözcüğü ne anlama geliyor sizin için?

Tanıdığım birçok mason var. Onlara baktığımda “Kurmuşlar bir düzen, birbirlerini kalkındırıyorlar” diye düşünürüm. Yani benim için konuşmaya değmez bir topluluktan öteye gidemediler bugüne kadar.