1949 yılında Gaziantep'te doğdu. Aslen Manisalı bir ailenin ferdi. Galatasaray Lisesi 1968 yılı mezunlarından. 1973 yılında Fransa'da, Grenoble Üniversitesi'nden mezun oldu. Aynı okulda Siyasal Bilimler Enstitüsü'nü de tamamladı.
1979 yılında Nanterre Üniversitesi'nin Ekonomi bölümünde doktorasını yaptı. Yurda dönüş yaptıktan sonra 1980-82 döneminde İstanbul Üniversitesi bünyesinde İktisat Fakültesi'nde Dr. Asistan öğretim görevlisi olarak hizmet verdi. Yardımcı Doçent olduktan sonra 1983 yılında üniversiteden istifa etti. İletişim Yayınları'na geçerek yayın yönetmenliği yaptı.
1994-96 döneminde tekrar eğitim hayatına döndü. Galatasaray Üniversitesi'nde Yar. Doç. olarak görev aldı. 1996 yılında doçent, 2001 yılında profesörlüğe yükseldi. 2007 yılına kadar bölüm başkanlığı ve rektör yardımcılığı yaptı. Paris Sorbonne Üniversitesinde aralıklı dönemlerde misafir öğretim üyesi de oldu. 2007 yılından sonra Bahçeşehir Üniversitesi çatısı altında çalışmaya başladı. 2008 sonrasında okulun Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin direktörlüğünü yürüttü.
TV24 kanalında ekonomi yorumlar ve A Haber'de haftalık siyasi tartışmalar yaptı. Yazılı basında da Yeni Yüzyıl, Vatan, Referans, Radikal ve Today's Zaman gazetelerinde yazılar yazdı. Evli ve iki çocuk babası.
HABER
Seyfettin Gürsel yoğun bakımda Hürriyet 20 Ekim 2014
BAHÇEŞEHİR Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Antalya’da beyin kanaması geçirdi.
Tanı amaçlı anjiyografi yapılan Prof. Dr. Gürsel, yoğun bakımda tedaviye alındı.
Antalya’nın Kemer İlçesi’nde düzenlenen 4’üncü Uluslararası Enerji Konferansı’na katılmak üzere kente gelen BETAM Direktörü ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, dün sabah baş ağrısı şikayetiyle konferansa katılamadı. Kemer Devlet Hastanesi’ne götürülen Prof. Dr. Gürsel, yüksek tansiyon nedeniyle burada bir süre gözetim altında tutuldu. Durumunun ağırlaşması üzerine Prof. Dr. Gürsel, dün saat 16.00 sıralarında eşi Tülin Gürsel’in de refakatinde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yapılan tetkiklerde beyin kanaması geçirdiği anlaşılan Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, yoğun bakım servisinde tedaviye alındı.
HABER
Prof. Dr. Gürsel taburcu oldu 17 Kasım 2014
Gazeteci yazar ve Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, 19 Ekim'de geçirdiği beyin kanamasının ardından tedavi gördüğü Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nden taburcu edildi.
GÖRÜŞ
Seçim barajı telaşı Seyfettin Gürsel Zaman 20 Temmuz 2015
Ne olduysa dünya rekortmeni seçim barajı sürpriz bir şekilde acele gündeme getirildi. Rakamlar havada uçuşuyor: Yüzde 10'luk barajı AKP'nin yüzde 7'ye, hatta yüzde 5'e indirmeyi tasarladığı basında yer aldı. CHP kanadından ise barajı yüzde 3'e ve yüzde 5'e düşüren teklifler Meclis'e sunuldu. HDP ise sıfır barajı savundu. MHP'den ise henüz ses yok. Belli ki seçim barajı konusunda kafalar biraz karışık.
AKP iktidarının 12 Eylül'den miras antidemokratik yasalar içinde en çok sahip çıktığı yasa yüzde 10'uk seçim barajı oldu. Hatırlarsanız iktidara gelişi de bu olağanüstü yüksek baraj sayesinde olmuştu. Kasım 2002'de pek çok parti barajın altında kalınca neredeyse oyların yarısı çöpe gitmiş, barajı sadece AKP ve CHP geçtiğinden AKP yüzde 35 oyla rahat rahat iktidar olmuştu. Yaklaşık iki yıl önce başbakan Erdoğan birden iki alternatif seçim sistemi önerdi. Dar bölge (her seçim çevresinden bir milletvekili) olursa barajı sıfırlarız, bölgeleri daraltırsak (her seçim çevresinden en fazla 5-6 milletvekili) barajı yüzde 5 yaparız dedi.
Bu teklif elbette seçimlerin daha adil olması, özellikle de HDP'nin parti olarak gireceği seçimlerde hak ettiği temsili kazanması için yapılmamıştı. Amaç başkanlık sistemini getirmek için olmazsa olmaz koşul olan referandum çoğunluğunu (330 üzeri milletvekili) yapılacak ilk genel seçimde garanti etmekti. Çok sayıda seçim çevresinde uzak ara birinci olan AKP için tek turlu dar bölge sisteminde bu zaten cepte keklikti. Ama daha makul duran daraltılmış bölgede referandum çoğunluğunu kazanma şansı da epeyce yüksekti. Bu sistemde HDP bağımsız adaylarla çıkardığı 35 kadar milletvekiline yüzde 7-8 oyla 5 bilemedin 10 milletvekili daha eklerdi ama buna karşılık 3. parti olan MHP iyice eriyeceğinden AKP yüzde 42-43 oyla 330'u geçerdi.
Çok geçmeden başbakan “muhalefet teklifime ilgi göstermedi” bahanesiyle seçim sistemi değişikliğini çöpe attı. Bu geri adımın nedeni belli değil. Sanırım 330 küsur milletvekili kazanmak için HDP'nin barajın altında kalmasının daha kestirme bir yol olduğuna karar verdi. HDP'nin seçimlere parti olarak katılacağını da MIT önceden öğrenmiş olabilir. Neyse ki evdeki hesap çarşıya uymadı. HDP barajı geçmekle kalmadı, yüzde 13 oyla 80 milletvekili çıkardı. AKP ise 276'yı bile bulamadı.
Artık yeni hesapların zamanı. Muhtemel bir erken seçimde AKP hiç olmazsa tek başına iktidarı hedefliyor. Bu elbette çok yönlü politika gerektiriyor. Daraltılmış seçim çevreleri ile birlikte yapılırsa seçim barajını düşürmek bu yönlerden biri olabilir. Bu sayede AKP tek taşla iki kuş vurabilir. Bir yandan MHP'ye kaptırılan oylar geri gelmese bile MHP, AKP lehine ciddi miktarda milletvekili kaybeder, HDP de Batı'da kazandığı milletvekillerinin çoğunu kaybeder. Ancak AKP için seçim barajının bir alt sınırı var. Baraj fazla inerse SP-BBP ittifakı baraja yaklaşacağından oylarının boşa gitmesini istemeyen bu nedenle kerhen AKP'ye oy veren dindar seçmenleri kaybedebilir. Bu nedenle yüzde 7 optimal duruyor. CHP çok bastırırsa seçim çevrelerini daraltmak koşuluyla yüzde 5'e razı olabilir.
CHP'nin derdi de muhtemel erken seçimde HDP'ye giden “emanet” oyları geri almak. Baraj esaslı bir şekilde düşürülürse HDP'ye giden oylarını rahatlıkla geri alacağını hesaplıyor. Aynı zamanda düşük baraj SP-BBP ittifakını da AKP'nin sırtından devreye sokacağından bu partinin tek başına iktidar şansını zayıflatıyor. Buna karşılık seçim çevrelerinin daraltılmasına CHP'nin karşı çıkacağı muhakkak. Batı'da zararlı çıksa da Güneydoğu'da hâkimiyetini iyice perçinleyecek böyle bir değişikliği HDP acaba destekler mi? Kestirmek zor. MHP'nin ise seçim çevrelerinin daraltılmasına şiddetle karşı çıkacağı muhakkak. Barajın düşürülmesine de HDP düşmanlığı nedeniyle hayır diyebilir.