1854 yılında İstanbul'da doğdu. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra Hicaz valisi ve Mekke Şerifi olarak Arabistan'a gönderildi.
Arapların Osmanlı Devleti'nden ayrılmaları yönünde çalışmalar yapmaya başladı. Oğlu Abdullah aracılığı ile Mısır'daki İngiliz yönetimiyle ilişki kurdu.
Oğullarından Faysal Suriye'de bulunan Osmanlı komutanı Cemal Paşa ile anlaşmaya çalıştı.
1916 ilkbaharında Cemal Paşa, Beyrut ve Şam'da devlete ihanet eden bazı Arap milliyetçilerini astırdı. Hicaz Demiryolu denetim altına alında. Bu iki durumun ardından krallığını ilan etti.
Haziran 1916'da Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklandı.
Hicaz Demiryolu'na saldırılar düzenledi.
Bir yandan İngilizler'le çarpışan Osmanlı Ordusu, Hüseyin'in oğulları komutasındaki Arap birliklerine karşı savaşmak zorunda kaldı.
İngiltere, 1921 yılında oğlu Abdullah'ı Ürdün Emiri, diğer oğlu Faysal'ı da Irak Kralı yaptı.
Mart 1924'te, Türkiye'de halifeliğin kaldırılmasından sonra kendisini halife ilan etti. Mekke'yi kuşatan İbni Suud Abdülaziz tarafından krallığına ve halifelik iddialarına son verildi.
1930 yılına kadar Kıbrıs'ta sürgün hayatı yaşadı. Bundan sonra Ürdün Emiri olan oğlu Abdullah'ın yanına gitti. 1931 yılında öldü.
ESERİ:
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik? / Arap Gözüyle Osmanlı Kral Abdullah KLASİK YAYINLARI
"Arap İsyanı" yakın tarihimizin en önemli kırılma noktalarından biridir. Kurgulanmış tarihin toplumsal hafızamıza işlemeye çalıştığı "Arapların ihaneti" algısı, astında bizim geçmişimizle kurduğumuz ilişkinin travmatik boyutunu sergiler. Osmanlı'nın parçalanış sürecinde Arapların kopuşu etrafında geliştirilen söylem, tarihî bir olgudan çok ideolojik bir tutumu yansıtır.Gerçekten Araplar Osmanlı'ya ihanet ettiler mi? Ya da isyan sadece bölgeye ilişkin sömürgeci amaçları olan büyük devletlerin kışkırtmasından mı ibaretti?Kesin olan şu ki, Arapların Osmanlı'dan kopuşu, ulus-devlet sürecinde Türk kimliğinin yeniden inşası amacına hizmet eden ideolojik bir söyleme dönüşmüştür. "Türklere ihanet" söyleminin Araplardaki karşılığı Arapları sömüren, İslâm'a ihanet eden Türklere dönüşecektir. Astında bu iki zıt söylem, Osmanlı bakiyesi Müslüman uluslarda inşa edilmeye çalışılan modern ulus kimliğinin ortak tarihî ve kültürel bağlamdan koparılarak "öteki" üzerinden tanımlanmasına hizmet etmiştir.Bu kitap, "Arap isyanı" olarak bilinen gelişmelerin en önemli aktörünün yaşadığı olayları anlatan belge niteliğinde bir hatırattır. İngiliz istihbaratının marifetiyle Hicaz'da başlatılan isyanın nasıl gerçekleştiği anlatılırken aynı zamanda bu hareketi meşrulaştırma çabalarının nelere yaslandığını da okuyabiliyoruz. Elinizdeki eser, sembolik olarak başlatılan ve İngiliz politikasının uzantısı olan isyan hareketinin baş aktörü durumundaki bir ismin gözlemlerine, niyetlerine ve en önemlisi bu hareketin dayandırıldığı siyasî ve kültürel gerekçelere aşina olmak isteyenlerin gözardı edemeyecekleri bir metin. Şerif Hüseyin'in İttihatçılarla ilişkisi ve İngiliz yetkilileriyle isyandan çok öncelere dayanan teması yakın tarihe ışık tutacak nitelikte.
Çevirmen: Halit Özkan Yayın Tarihi: 21.09.2017 ISBN: 9789758740475 Dil: TÜRKÇE Sayfa Sayısı: 247 Cilt Tipi: Karton Kapak Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı Boyut: 13 x 22 cm