4 Mart 1949 tarihinde doğdu. Sohum Devlet Subtropik Ürünler Enstütüsü Ziraat Bölümü'nü bitirdi. 1982 yılında Oçamçıra Bölge valisi oldu. 1992 – 1993 yıllarında Abhazya Parlamentosu'nda milletvekilliği ve Başbakan Yardımcılığı yaptı. 1999 – 2000 yıllar arasında Başbakanlık yaptı. 2000 yılından itibaren Devlet Karadeniz Enerjileri Genel Direktörlüğü görevini yürüttü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Amtsahara, Birleşik Abhazya ve Aytayra siyasi hareketleri tarafından desteklendi. İlk turda yüzde ellinin üzerinde oy alarak Abhazya'nın ikinci cumhurbaşkanı oldu. Evli ve biri kız, biri erkek iki çocuk babasıdır.
2011 yılında Moskova'da öldü.
ABHAZYA CUMHURİYETİ
Resmi Dil: Rusça, Abhazca Başkent: Sohum Cumhurbaşkanı: Sergei Bagapş Yüzölçümü : 8 600km2 Nüfus: 215 972 Din: Hristiyan, Müslüman
CUMHURİYETİN YAKIN TARİHİ
1917 Şubat Devrimi'nin haberinin alınmasından sonra, 10 Mart 1917'de Sohum'da Abhazya Halk Temsilcileri toplantısı yapılarak geçici hükümet organı olan "Toplumsal Güvenlik Komitesi" kuruldu. Kasım 19l7'de yapılan Abhazya Halk Kongresi'nde ise “Abhazya Halk Kongresi Deklarasyonu” ve “Halk Konseyi Anayasası” kabul edildi. Deklarasyonda, gerçek iktidar organı olan Abhazya Halk Konseyi'nin görevleri hakkında bilgi verildikten sonra, “Abhaz halkının, Dağıstan, Abhazya ve Kuzey Kafkasya'nın oluşturduğu Birleşik Dağlılar Birliği'nin bünyesine girdiği” deklare edildi.
Abhazlar kendi iradeleriyle, 11 Mayıs 1918'de ilan edilen Kafkasya Dağlı Halklar Birliği'nin bünyesinde yer aldı. 26 Mayıs 1918'de ise Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Aynı yıl Haziran ayında Bolşevik gruplarla mücadele etmek bahanesiyle Gürcü birlikleri Abhazya topraklarına sevk edildi. Bu birliklerin komutanı General Mazniaşvili Genel Vali oldu. Abhazya'da acımasız bir işgal rejimi kuruldu. Akıl almaz bir şovenizm politikası uygulandı. 1918 yılı Ağustos ve Ekim aylarında Abhazya Halk Konseyi iki defa dağıtıldı, milletvekilleri birçok kez politik terör ve baskılara maruz kaldı. "Toplumsal Güvenlik Komitesi"nin kuruluşuyla başlayan Abhaz ulusal hareketi bastırıldı. Mart 1921'de Sovyet egemenliğinin kurulması Abhazya'da birçok kişi tarafından Gürcü işgalcilerden kurtuluş ve devlet yapısının yeniden kurulması olarak algılandı. Gerçekten ilk zaman Bolşevikler Abhazya'ya, "egemen Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti"nin ilanından sonra politik seçim özgürlüğünü sağladılar.
Ancak Abhazya, Stalin, Orconikidze v.b.'nin ağır baskısı altında Aralık 1921'de Gürcistan’la “özel birlik antlaşması” imzalamak zorunda bırakıldı. Komünist Gürcistan, "demokratik" seleflerinin Abhazya'yı ele geçirmeye yönelik "Abhazya Politikası"nı aynen devam ettirdi.
Moskova'da güçlü koruyucular bulan Gürcistan Yönetimi, on yıl sonra 11 Şubat 1931’de Abhazya SSC’nin statüsünü “özerk cumhuriyete” indirtmeyi ve “Gürcistan SSC’ne bağlatmayı” başardı. Abhazya'nın statüsünün Gürcistan bünyesinde Özerk Cumhuriyet'e indirilmesinden tam bir hafta sonra, Abhazların Sovyet iktidarına güvensizliklerini belirttikleri günler süren(18-26 Şubat 1931) gösteriler başladı. Bu, Abhaz halkının, Sovyet egemenliği koşullarında haklarını korumak için yaptığı ilk kitlesel gösteridir.
Bununla birlikte, Abhazya SSC'nin Abhazya ÖSSC'ye dönüştürülmesinden sonra bile Gürcistan ile Abhazya arasındaki ilişkiler hukuki açıdan “devletlerarası ve federatif “karakter taşıyordu.
Abhazya'nın güçlü yöneticisi Nestor Lakoba, Gürcistan'ın saldırılarına karşı koyabiliyordu, fakat yönetimden el çektirilmesinden sonra Abhazya'da hızlı ve yoğun bir tempoyla Gürcüleştirme politikası uygulandı. Okullardaki öğretim Abhazca'dan Gürcüce'ye çevrildi, Abhaz alfabesine yeni bir Gürcü grafiği empoze edildi, eski Abhazya yer adlan Gürcüce adlarla değiştirildi, Abhaz kökenlilerin sosyal gelişimi güçleştirildi.
Bu amaca uygun olarak nüfusun etnodemografik yapısını bozmaya yönelik asimileci yerleştirme politikaları uygulandı. 1937-1953 Döneminde Gürcistan'ın iç bölgelerinden Abhazya'ya onbinlerce Gürcü yerleştirildi; bunun sonucunda Abhazya nüfusu içindeki oranları da arttı. (1886'da % 6 olan Gürcü nüfus oranı bazı Abhaz boylarının da Gürcü olarak kaydedilmesiyle 1939'da yüzde 30, 1959'da yüzde 39.1'elere çıkarılmıştır)
Stalin karşıtı SBKP kongrelerinden sonra Gürcüleştirme politikasının baskıcı metotları durduruldu, ancak üstü kapalı şekilde daha sonra da uygulandı.
Ayrıca Tiflis iktidarlarınca teşvik edilen Gürcü nüfus yayılmacılığı devam etti (1970'de % 41, 1979'da % 43, 1989'da % 49).
Abhazların kültürel gelişimi yapay olarak frenlendi. Mevcut duruma karşı gelişen protestolar, 1950'li yılların sonunda, Tiflis'teki iktidara karşı vatansever Abhaz aydınlarının önderlik ettiği güçlü bir muhalefet hareketine dönüştü. Gürcistan'ın karşısında olunduğu birkaç kez açıkça ifade edildi; ayrıca Abhazya'nın Gürcistan'ın bünyesinden çıkması talebiyle 1957, 1964 , 1967, 1978 yıllarında kitlesel gösteriler ve mitingler yapıldı. Abhaz-Gürcü ilişkilerinde bundan sonraki aşama ulusal sorundan kaynaklanan 1989'daki çatışmalardır.
SSCB'nin iyice yaklaşan çöküşü ve keza Gürcistan'ın toplumsal-politik yaşamında şovenist ve üniter eğilimlerin artması, Abhazlar için, Abhazya'nın devlet egemenliğinin anayasal ve hukuki olarak güvence altına alınması konusunu güncel hale getirdi.
Gürcistan'da 1990 Ekim'de Zviad Gamsakhurdia'nın iktidara gelmesi, Tiflis'in Abhazya'ya karşı tutumunu daha da sertleştirmesiyle kendini gösterdi.
Gürcistan Parlamentosu tek taraflı olarak, Abhazya ve Gürcistan'ın ilişkisinin uluslararası özelliğini görmezden gelen kararlar almaya başladı. Abhazya ÖSSC'nin iktidar organlarının yetkilerini tamamen kısıtladı ve iş Abhazya'nın devlet yapısını ortadan kaldırmaya kadar geldi. Gürcistan SSC Yüksek Sovyeti'nin Kasım 1989, Mart ve Temmuz 1990 tarihlerinde yapılan ve Gürcistan'ın devlet bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi konusunun görüşüldüğü oturumlarında, Gürcistan'da 1921 Şubat'ında Sovyet egemenliğinin kurulmasını, mevcut politik düzenin (yani Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti İktidarının) devrilmesi olarak değerlendiren kararlar alındı.
Gürcistan'da Şubat 1921'den beri var olan bütün devlet yapıları gibi Sovyet Gürcistan'ı ile imzalanan anlaşmalar da yasa dışı ve hükümsüz ilan edildi (Gürcistan ile RSFSC arasındaki 21 Mayıs 1921 tarihli anlaşma; Transkafkasya SFSC'nin kuruluşuna ilişkin 12 Mart 1922 tarihli anlaşma ve SSCB'nin kuruluşuna ilişkin 30 Kasım 1922 tarihli anlaşma).
Abhazya ÖSSC Yüksek Sovyeti, Abhazya'nın devlet yapısını korumak amacıyla 25 Ağustos 1990'da’da aldığı kararla, Abhazya'nın devlet yapısının yasal biçimi olarak, Abhazya halkının özgür iradesiyle kurulan ve 31 Mart 1921'de ilan edilen "Egemen Abhazya Sovyet Cumhuriyeti" statüsünün geçerli olduğunu kabul etti.
Abhazya ÖSSC Yüksek Sovyeti, kararnamesinde, Gürcistan SSC Yüksek Sovyeti'nin mevcut iktidar organlarını ve onlar tarafından imzalanan anlaşmaları yasadışı ve geçersiz sayan kararlarını politik ve hukuki yönden değerlendirerek şu sonuca vardı: "Bu durumda Gürcistan ile Abhazya arasında önceki (1921’den sonrakiler) devlet organlarınca imzalanan anlaşmalar da yasadışı ve geçersiz kalmış; Abhazya'nın Gürcistan SSC bünyesine girmesi de hukuki zeminini yitirmiştir."
Silahlı darbe sonucu Tiflis'te iktidara gelen askeri konsey, Şubat 1992'de "1978 tarihli Gürcistan anayasasının feshedilmesi" ve Abhazya ÖSSC gibi devlet-hukuk ilişkileri öğelerinin yer almadığı "1921 tarihli Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti anayasasına geçilmesi" kararını teyid etti. Hukuki açıdan Abhazya ÖSSC'nin devlet-hukuk ilişkileri içinde bulunduğu Gürcistan SSC'nin böyle bir karar almasından sonra varlığı ortadan kalkmış; Abhazya ÖSSC ile hiçbir hukuki ilişkisi olmayan yeni bir devlet, yani Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuştur.
Cumhuriyetler arasındaki hukuki çözümsüzlükleri ortadan kaldırmak amacıyla ve Abhazya'nın Gürcistan ile devletlerarası ilişkilerini yeniden kurmak gayretiyle Abhazya Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti, Abhazya halkının iradesini yansıtan ve ulusların kendi kaderini belirleme hakkını yaşama geçiren "Abhazya topraklarında 1925 Abhazya Anayasasını geçerli sayan" bir karar aldı. Bu anayasada ise "Abhazya Cumhuriyeti, topraklarında devlet egemenliğini kendi iradesiyle ve başka hiçbir iktidara bağlı olmaksızın gerçekleştiren egemen bir devlettir (Madde 5)” denilmekteydi.
SSCB'nin çöküşünden sonra, uzun yıllar ilk defa eski SSCB'nin bütün halklarının uluslararası hukuk normları temelinde kendi ulusal-devlet yapılarını gerçekleştirme imkanı ortaya çıktı. Birçok halk bağımsızlık ve egemenlik kararını ve gerekli deklarasyonu kabul ederek kendi bağımsız devletlerini kurmak için uluslararası hukukun gereklerine uygun şekilde bu uygar yolu seçtiler. Abhazya halkı da kendine bu yolu seçti.
Ancak Gürcistan bütün dünyaya, büyük ve küçük her ulusun kendi kaderini belirleme hakkı olduğunu, kendi politik statüsünü özgürce belirlemek, kendi ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimini özgürce sağlamak hakkı olduğunu kabul eden uluslararası anlaşmalara ve BM tüzüğünün temel ilkelerine saygısızlığını ve imparatorluk emellerini bütün dünyaya gösterdi.
Kendi halkı için özgürlük, bağımsızlık ve kaba bir dikta; diğer küçük ve bu yüzden de savunmasız halka karşı açık bir şovenizm… işte Gürcistan'ın Abhazya'ya yönelik politikasının temelinde yatan iki ahlak anlayışı.
Abhazya, Gamsakhurdiya'yı devirerek iktidara gelen Şevardnadze'ye diyalog çağrısı yaptı ancak yanıt alamadı. Bunun üzerine Abhazya Parlamentosu da, yukarıda belirtildiği gibi 23 Temmuz 1992'deki oturumunda 1978 Anayasası'nı yürürlükten kaldırarak 1925 Anayasası'na dönme kararı aldı. 1925 Anayasası'na göre Abhazya, egemen bir devlet olarak Gürcistan ile “ittifak bazında birlik' oluşturuyordu. Parlamento aynı oturumda, 14 Ağustos 1992'de yapılacak toplantısında Gürcistan'la nasıl bir ittifak kurulacağını görüşecekti.
Ancak 14 Ağustos 1992'de Gürcistan silahlı birlikleri Abhazya'ya girdi. Karadan, denizden ve havadan yapılan saldırılarla Abhazya'nın Gal, Oçamçira, Sohum ve Gagra kentleri işgal edildi. Abhazya halkı bu saldırıya karşı direnişe geçti. Savaş, önce Gagra'nın, daha sonra da Sohum, Oçamçira ve Gal bölgelerinin Gürcü işgalcilerden kurtarılması ile 30 Eylül 1993'de sona erdi. Bir yılı aşkın süren ve Abhazya'nın tamamını içine alan savaşın faturası çok ağır oldu. Yaklaşık 5 bin Abhazya yurttaşı öldü. On binlercesi yaralandı ve sakat kaldı. Savaşın Abhazya'ya verdiği maddi zarar ise 10 milyar USD'nin üzerinde oldu. Abhazya'nın tarihi, kültürü ve ekolojisi büyük ölçüde tahrip edildi.
Savaştan sonra Abhazya ile Gürcistan arasında, Birleşmiş Milletler, AGİT ve Rusya Federasyonu'nun gözetiminde diplomasi maratonu başladı. Görüşmelerde sorunun siyasi çözümüne ilişkin somut bir ilerleme sağlanamayınca zaman zaman ara verildi.
1995'de Gürcistan'ın talebi üzerine, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Abhazya'ya ağır yaptırımlar içeren ambargo uygulamaya başladı. Tüm zorluklara rağmen Abhazya konumunu korudu. 1997'de, Abhazya Gürcistan'a siyasi bir proje sundu. Taraflar ilişkisini federatif bir yapıya oturtan ve karşılıklı statüleri belirleyen bu projeye Gürcistan, olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt vermedi. Bunun üzerine Abhazya projesini geri çekerek bağımsızlığa yöneldi.
3 Ekim 1999'da yapılan referandum da halkın yüzde 98'i bağımsızlıktan yana oy kullandı.
Abhazya Cumhuriyeti yaşanan bütün zorluklara rağmen de facto bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir.
POLİTİK YAPILANMA
Anayasa’nın kabul yılı: 1994 Devlet Başkanı: Sergey Bagapş Başkan Yardımcısı: Raul Hacimba
Parlamento Başkanı: Nugzar Aşuba Parlamento Başkanı 1. Yardımcısı : İrina Agırba Parlamento Başkanı 2. Yardımcısı : Albert Ovsepyan Parlamento Başkanı 3. Yardımcısı : Vyaçeslav Tsugba
HÜKÜMET
Başbakan: Aleksandır ANKUAB Güvenlik Kurulu Sekreteri: Stanislav Lakoba Devlet Başkanı Yön Kur. Başkanı: Valeri Arşba Başbakan: Aleksandr Ankvab Başbakan Yrd: Leonid Lakerba Başbakan Yrd: Beslan Kurbava Başbakan Yrd: Aleksandr Straniçkin Savunma Bakanı: Ruslan Kişmariye Adalet Bakan: Ludmila Hocaşvili Dışişleri Bakanı: Sergey Şamba İçişleri Bakanı: Otar Hetsia Ekonomi Bakanı: Kristina Ozgan Maliye Bakanı: Beslan Kurbava Eğitim Bakanı: İndira Vardaniya Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı: Zurab Marşania Devlet Güvenlik Teşkilatı Bşk.: Yuri Aşuba Kültür Bakanı: Nugzar Logua Turizm Bakanı: Tengiz Lakerba Tarım ve Köy İşleri Bakanı: Vitali Smır Çalışma Ve Sosyal Güv. Bk.: Olga Koltukova Vergi Ve Harç Toplama Bakanı: Vahtang Pipiya
Parlamento Çalışma Grupları ve Başkanlar: 1- Hukuk, yargı reformu ve devlet yapılanması komitesi : Vladimir Naçaçoğlu 2- Bütçe,kredi organizasyonları,vergi ve finans komitesi: Omar Kuarçiya 3- Ekonomik Politikalar ve yatırımlar Başkanı : Pavel Leşuk 4- Savunma ve ulusal güvenlik komitesi: Garri Samanba 5- Sosyal politikalar,aile,sağlık ve çalışma komitesi: Beslan Copua 6- Eğitim,bilim,kültür,spor ve gençlik komitesi: Valeri Kuarçiya 7- Parlamentolar arası ve dış ilişkiler komitesi : Guram Gumba 8- İnsan Hakları Komitesi: Batal Kobahiya 9- Tarımsal sorunlar, doğal kaynaklar ve ekoloji kom.: Lev Şamba 10- Yerel yönetimler komitesi: Adgur Haraziya 11- Soydaşlarla ilişkiler Komitesi : Soner Gogua
İDARİ YAPI
Abhazya Cumhuriyeti 7 idari bölgeden oluşur: Gagra, Gudauta, Sohum (Başkent), Gulripş, Tkuarçal, Oçamçira ve Gal.
DİL: Türkiye'de ve Ortadoğu ülkelerinde genel olarak Abaza adıyla bilinen halk esas olarak üç gruptan, buna bağlı olarak dil üç ana lehçeden oluşur: 1. Tarihi anavatanları Abhazya'da yasayan Apsuvalar; 2. 13-14. yüzyıllarda Abhazya'dan Kafkas Sıradağları'nı geçerek kuzeye, Adigeler'in arasına yerlesen Aşuvalar; 3. Eskiden dağlık bölgelerde yaşayan, daha sonra (17-18.yy.) Kuzey Kafkasya'nın düzlüklerine inerek yerleşen Aşharuvalar.
Türkiye'de genel olarak Abaza adıyla bilinmelerine karşın, bu ad Kafkasya'da ve literatürde sadece Kuzey Kafkasya'da (Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde) yasayanlar, yani Aşuva ve Aşharuva grubu için kullanılmaktadır (Rusça'da Abazin). Ayrıca Aşuvalar için Osetler Tapanta, Adigeler (Kabardeyler) Bashağ, Nogaylar da Altıkesek Abaza adlarını kullanırlar.
Abhaz ise Abhazya'da yasayan ve kendilerini Apsuva olarak adlandıran gruba Gürcülerin verdiği ad olarak bilinir.
Sovyetler döneminde Abhazya'da Apsuva ve Kuzey Kafkasya'da Aşuva (Tapanta) lehçeleri ayrı ayrı yazı ve edebiyat dili haline getirilmişlerdir. Aşharuva ise yazı ve edebiyat dili olarak Aşuva (Tapanta) lehçesine dahil edilmiştir; Aşuva ve Aşharuva lehçeleri birlikte Abazaca olarak anılmaktadır. Bugünkü Rusya dilbiliminde Abhazca (abhazskiy yazik) ve Abazaca (abazinskiy yazik) iki ayrı dil kabul edilirler ve alfabeleri farklıdır. Dilbilimcilerin çoğu tarafından ise ayni dilin lehçeleri olarak görülürler.
1936-1938 yillarinda Latin temelli alfabeler yerlerini genellikle Kiril temelli alfabelere bırakırken Abhazya'da Abhazca (Apsuva lehçesi), Stalin ve Beria'nin Abhazya'yı Gürcüleştirme politikasının sonucu olarak Gürcü alfabesine uyarlandı. Bu alfabe 1953'te Beria ve Stalin'in ölümüne kadar kullanıldı. Fakat 1940'ların ortasından itibaren Abhaz okulları Gürcü okullarına dönüştürüldüğü ve Abhazca yayınlar engellendiği için bu alfabeyle çok az şey yayınlandı. 1954'den itibaren, bir komite tarafından hazırlanan Kiril temelli alfabe kabul edildi. Bugün hala kullanılan bu alfabede 62 harf vardır. Yazı ve edebiyat dilinin temeli nispeten basit fonetik sisteme sahip Abjua ağzıdır.
Rusya Federasyonu'na bağlı Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin beş resmi dilinden biri olan Abazaca (Aşuva lehçesi) için genel olarak kabul edilen ilk alfabe 1933 yılında Kubina-Elburgan ağzı esas alınarak Latin temelli olarak hazırlandı. 1938'de bugün kullanılan Kiril temelli alfabeyle değiştirildi. Alfabede üçü işaret olmak üzere 68 harf vardır.
EDEBİYAT Abhazca ilk yazılı metinler, Baron Uslar'ın 1862 yılında, Bertomey'in 1865 yılında kaleme aldığı bazı yazılardır. Sonraki yıllarda Dirmit Gulya devreye girer.
Şair araştırmacı, tiyatrocu, yazar, dilbilimci, eğitmen, gazeteci, halk önderi Gulya için yazılı Abhaz Edebiyatı'nın atası diyebiliriz. 1892 yılında henüz 17 yaşındayken K. Maçavaryan ile birlikte, Abhaz alfabesini ve okuma kitabını hazırlayarak Gürcistan'da yayınlanmıştır.
Ahbaz Edebiyatı'nın kurucusu ve ilk şair - yazarı Dirmit (Gaç) Gulya'dır. Gulya'nın "Atasözleri ve Bilmeceler" kitabı 1907 yılında, "Üç masal" adlı kitabı 1909 yılında basılır. Daha sonraki yıllarda Abzıp Bölgesi'nden derlenen 100 kadar masal Petrograd'da bastırılır. Bu olay daha çok genç olan Abhaz Edebiyatı için sevindirici bir gelişmedir. İlk şiirleri 1912 yılında yine Gürcistan'da yayınlamıştır.
İlk folklor derlemesi ise Apsnı gazetesi'nin 1918 yılında yayınladığı "Halk Poezyası"dır. Halk Poezyası iki yıl süreyle yayınlanmıştır. 1918 yılında yazdığı "Yabancı Gök Altında" adlı öyküsü, ilk Abhazca düz yazı örneğidir. 1925 yılında bastırdığı "Abhaz Tarihi" ise çalışmalarını ölümsüzleştirir. D. Gulya sürgünde yaşayanları da unutmayarak "Şansı Yaver Gitmeyen insan" yazısını da yazmış bu arada bir çok Gürcü, Rus veOset yazarların yapıtlarını da Abhazca'ya kazandırmıştır. Gulya Gürcistan Bilimler Akademisi'nin, Abhaz Dili - Edebiyatı Tarihi Enstitüsünde, Abhaz Dili Akademisi Başkanlığı görevini uzun yıllar sürdürmüştür.
1935 yılında Gulya Araştırma Enstitüsü'nün uzun süren çalışmalarıyla "Abhaz Masalları" bastırıldı.. Gulya ve Bğosba "Abhaz Halkının Poezyası"nı 1941 yılında gelebileceği en iyi noktaya kadar genişletmişlerdir. Fakat bilimsel nitelikte bir kitap haline getirilemedi.
Derlenen bu ürünleri ve "Abrıtskil" motifinin halk arasında unutulmak üzere olan parçalarını titizlikle birleştirerek günümüze ulaştıran Bagrat Şinkuba'dır. Bagrat Şinkuba "Abrıtskil Destanı"nı bilimsel bir anlayışla dünya edebiyatına kazandırmıştır.
Sert Gerçekçi anlatımıyla duygusallığı bağrında yaşatan sözlü Abhaz Edebiyatı'nın bu yapısı, yazılı edebiyata da yansımıştır. Bu özelliklerinde son dönem Modern Abhaz Edebiyatı'na göz attığınızda ise Bagrat Şinkuba'nın öncülüğü ile yol alındığını görüyoruz. Lirik edebiyatçılarımızın başında gelen Şinkuba, kendinden önce D. Gulya, Samson Çanba, Koğonya Yıwa gibi isimlerin dirilttiği Abhaz Edebiyatı'nı kendi ünüyle birlikte sınırlar ötesine, uluslararası bir düzeye çıkartmıştır. Şinkuba'nın ilk yazıları 1938 yılında "İlk Satırlar" adlı bir kitapta yayınlandı. 1939 yılında Gürcistan Bilimler Akademisi Filoloji Enststüsü'nde sürdürdü. En önemli yapıtlarından biri olan "Abhaz Şiirinin Yapısı"nı burada tamamladı. Özellikle savaş yıllarında verdiği yapıtlarda vatan sevgisi ağır basmaktadır. Dramatik motifleri katı gerçekçiliği ve lirizmi iç içe yaşatarak sunmanın en çarpıcı örneğini, savaş yıllarında yayınladığı "Ab (baba)" adlı yapıtında görmekteyiz.1943 yılında yazdığı "Güzel Gunda" ise, yine aynı özellikleri kapsamıştır. Nart Destanları'nın yurtseverlik içeriğini günümüz anlayışıyla bütünleştirmiştir. Savaş sonrasında "Ritsa" Çocuk", "Flüt" adlı yapıtları ve yazdığı ilk Abhaz nazım romanı yayınlanmıştır. Yine bu dönemde Abhaz halkının yaşamını şiirsel bir dille yazmıştır. Son yıllarında yazdığı şiirler genellikle felsefi temaları içerir. Yazar, bunu olgunluk çağı olarak nitelendirmektedir. Bagrat Şinkuba'nın en çok okunan kitabı Son Ubıh'ın ünü Sovyetler Birliği sınırları dışına taşar. Rusçaya, İngilizceye, Almancaya, Belorusçaya, Gürcüceye. Arapçaya, Kabardeyceye ve Türkçeye çevrilmiştir. D.Y. Gulya'nın "Ahbaz Edebiyatı", diğer halkların edebiyatları arasında layık olduğu yeri almıştır. Sonrasında bu kutsal görevi üstlenenler S.Çanba Y.Koğonya, L.Kuçniya, L.labahua, M.Lakırba, K Aaumaa, V.Agırba, S.Kuçberya, A.Laşariya, K.Çaçhalya, Ç.Conua vb. yazarlardır.
Günümüz Abhaz Edebiyatı yazarları ise, Y.Papaskir, B.Şinkuba, Ş.,Tücba, Y.Tarbua, A. Tonya,.K.Lomya, A.Açba, N.Yarıpha gibi yazarlardır. Bugün Abhazya Yazarlar Birliği'nin 150'den çok üyesi vardır. Değişik Sovyet halklarının dillerinden çevrilen romanların Abhazca okunması, edebiyatın gelişimini belgelemektedir. Örnek verirsek Rusça, Gürcüce, Ukranca gibi Sovyetler Birligi'nde yaşayan halkların dillerinin yanında; Sovyetler Birliği dışındaki halkların dilinden edebiyat eserleri Abhazca'ya çevrilmektedir. Abhaz okurları, A. Puskin, M.Lermontov , L. Tolstoy, A. Gorki, W.Shakespeare, J. -ondahn, Ş. Rustaveli, T. Şevçenko, N. Ostrovski, G.H. Anderson'un eserlerini Abhazca çevirilerinden okuyabilmektedirler. Son yıllarda Abhaz Edebiyatı büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bunun bir kanıtı da D. Y. Gulya Edebiyat Ödülü'nün sahi sahibi olan İ.Papaskir. B. Şinkuba, Y. Tarba, Ç. Conua. G. Gabliya, A. Gogua gibi değerli yazarlardır.
Abhaz yazarların eserleri sinemaya da aktarılmaktadır. Örneğin Bagrat Şinkuba'nın romanı "Akhra aşöa -Yar şarkısı" senaryolaştırılmış, N. Dovjenko'nun adını Kiev'deki sinema stüdyosunda "Beyaz Başlık" adıyla filme alınmıştır. Ayrıca, N. Tarba'nın senaryosu ile "Gurizya Film'1 stüdyosunda çekilen "At Eğerleyen" film vb. örnekler vardır. Aktif okuyucuları olmayan edebiyatlar gelişemez. Bu bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, Abhaz edebiyatı dikkate değer özelliklere sahiptir. Aydınlar, öğrenciler, bilim adamları, işçiler, köylüler; toplumun her kesiminden, her yaşta insan ana dili olan Abhazca yazılan her türlü yayını yakından izlemektedir.
Sohum Devlet Tiyatrosunda tanınmış eski yazarların yanında yeni yazarların eserlerine de yer verilmektedir. Bu yazarlar Ş.Çkedya, N. Tarpha, Q. Gubliya, A. Gogua, R. Copua, C. Aöhba vb. Devlet Tiyatrosu'nun repertuarlarını da Abhaz yazarlarından başka, Rus ve dünya klasiklerinden örnekler de vardır.
Abhazya dışında da eserler veren yazarlar az da olsa vardır. Örneğin Fazıl İskender dünya çapında üne sahip olan bir Abhaz yazardır. Eserlerini Rusça yazmasına karşın konularını hep Abhazya ve Abhazyalılardan seçmektedir. Toplumsal olayları hicvetmesiyle ünlenmiştir. Türkçeye çevrilen eserleri vardır. Bunlardan bazıları "Sandro Dayı, "Öyküler, Keçi Öküz Yıldızı, Güneşi Yiyen Keçi’dir.
Türkiye'de de Abhazca yazanlar vardır. Ancak Türkiye'de yazanlar, geliştirilmiş bir Abhaz Latin Alfabesi olmadığı için Abhazya'da kullanılan Kiril Alfabesi'ni kullanmak zorunda kalmışlar. Dolayısıyla bu eserlerin matbu hale gelme şansı olmamıştır. Yalnızca Ömer Büyüka'nın bir şiir kitabı Abhazya'ya gönderilerek orada basılabilmiştir. (1991)
EĞİTİM VE KÜLTÜR
Abhazlar, eğitim ve kültürde, sanat ve edebiyatta, sosyal yaşamda öne çıkmaya çalışmışlardır. Okur-yazar oranı % 100'e yakındır. Ülkenin tek üniversitesi Abhazya Devlet Üniversitesi 'dir. 1979 yılında Sohum Pedagoji Enstitüsü olarak eğitim-öğretim hayatına başlamıştır.Üniversite'nin Fizik-Matematik Fakültesi Coğrafya Fakültesi Tarih Fakültesi Filoloji Fakültesi Hukuk Fakültesi Ekonomik Fakültesi Pedagoji Fakültesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi vardır. 384904, Sokhum, Universitetskaya Cad., 1. Tel: Rektörlük - (995-442) 6-16-47, 3-10-10 Faks: (995-442) 3-10-00 E-mail: absu1@mail.ru Sinema, tiyatro, sanat, edebiyat ve folklor alanında ünü eski Sovyet sınırlarını aşmış birçok kişi ve kuruluş bulunmaktadır. TV.de Abhazca yayın süresi: Sabah 1 saat, Akşam : 3-4 Saat. Pazar günleri yayın yapılmıyor Savaşta yayınevi ve matbaaların tamamen yıkılması nedeniyle basın ve yayın sekteye uğramıştır. Abhazya’da çıkan gazeteler: * Nujnaya, İzida Çania tarafından, haftada 1 kez Rusça yayınlanır * Respublika Abkhazia, Devlet gazetesi, haftada 3 kez Rusça olarak yayınlanır. * Apsını, Devlet gazetesi, Abhazca, ayda 1 kez yayınlanır. * Çegemski Pravda, İnal Haşig tarafından, Rusça, haftada 1 kez yayınlanır. * Eko Abkhazia, Vitali Şarya tarafından, Rusça, haftada 1 kez yayınlanır. * Forum, Gennadi Alamiya tarafından, Rusça, haftada 1 kez yayınlanır. * Novy Den, Haftalık periyotlarla, Rusça yayınlanır
EKONOMİ
2006 Sanayi Üretimi Gelirleri : Abhazya Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 5,5 milyar ruble (yaklaşık 200 milyon dolar)
2006 Devlet Bütçesi : 901 milyon ruble (yaklaşık 34 milyon dolar) Gelir-giderler dengelenmiştir.
2002-2006 yılları arası ortalama bütçe artışı : % 35
2005 yılı dış ticaret hacmi :3,34 milyar ruble yaklaşık 126 milyon $ 2004 yılına oranla artış % 72
2005 yılı iç ticaret hacmi : Nüfus dağılımına göre kişi başına 8200 ruble (yaklaşık 310 dolar) 2004 yılına oranla 2,5 kat artmıştır.
2005 yılı iç yatırım : 159 milyon ruble (yaklaşık 6 milyon dolar) 2004 yılına oranla artış % 94,8
Ana Sektörler : Turizm, Tarım, Gıda sanayi
Yer Altı Kaynakları: Petrol, Kömür, Torf, Barit, Dolomit, Mineral ve terminal suları, Mermer, Kireç, Alçıtaşı. Vergi oranları : Kazanç Vergisi % 18, Katmadeğer Vergisi % 10, Dış Bütçe sosyal fon ödemeleri % 20.
Yabancı Sermayeye tanınan ayrıcalıklar : 100.000 dolar ve üzerindeki yabancı kaynaklı yatırımlar 3 yıl % 100 gelir ve kazanç vergilerinden muaftırlar. 50.000 dolar ve üzerindeki yabancı kaynaklı yatırımlar 3 yıl %50 gelir ve kazanç vergilerinden muaftırlar. 20.000 dolar ve üzerindeki yabancı kaynaklı yatırımlar 3 yıl % 25 gelir ve kazanç vergilerinden muaftırlar. Bu tür yatırımcıların Abhazyaya getirecek oldukları üretime dayalı her türlü makine, araç-gereçler ve hammadde tüm gümrük ödemelerinden muaftır.
TURİZM
2005 yılı turist miktarı : 600.000 kişi Bunların 100.000’i turizm acenta turlarıyle , 200.000’i şahsi , 300.000’i günlük gezilerle gelenlerden oluşmaktadır. Otel–Kaplıca ve Dinlenme tesisleri : 50 adet tesis 10.500 yatak kapasitesine sahiptir.
TAŞIMACILIK Karayolları : Ulusal yollar 474 km / Tüm yollar 1831 km
Demiryolları : Toplamı 192 km. 10 tünel, 56 köprü, 305 küçük geçit. Düzenli olarak yük ve yolcu taşımacılığı Sohum-Rostov-Moskova hattında yapılmaktadır.
Deniz Limanları : Sohum, Oçamçira, Pitsunda
Hava Limanları : Suhum hava limanı (başkentte 25 km mesafede bulunmaktadır.) İniş–kalkış pisti 4 km. 200 ton kapasiteli ağır kargo uçaklarına hizmet etmeye müsaittir. Bambora hava limanı (başkentten 40 km mesafede bulunmaktadır.) Her türlü yolcu taşıma amaçlı uçaklara hizmet verecek kapasite ve özelliklere sahiptir.
COĞRAFİ YAPI En Yüksek Tepe : Dombay–Ulgen dağı 4046 m. Ormanlık Alan : Tüm arazide % 55 Dağlık Alan : Tüm arazide % 64 Akarsuları : Kudrı, Kelasur, Bzıb, Gumista Göller : Ritsha, İnkit, Amtkeal, Sıhına Mağaralar : Afon, Snejnaya, Krubera
Sivil İnisiyatif ve Kişisel Gelecek Vakfı Başkan: Tamaz Ketsba İrtibat: Ladaria 17, Sukhum/Abhazya Tel./faks (995) 122 2-84-04 E-mail: tketsba@narod.ru
İnsan Hakları ve Sivil Toplum Vakfı Başkan: Manana Yuriyevna Bzhania Lermontov d.2, Gal/Abhazya Tel. (995 122 2-26-28 (Sukhum), 3-19-47 (Gal) E-mail: manana8@mail.ru
İnsani Program Merkezi Başkan: Batal Kobakhia (idari direktör) İrtibat: Gogol 36, Sukhum/Abhazya Tel. 2-55-98 chpabkhazia@yahoo.com http: // www.abhazia.org
Sivil Toplum Gelişimi Merkezi Başkan: Irina AGRBA (direktör) Leon 1, Gagra/Abhazya Tel. (995) 132 4-17-90, 9-62-61 E-mail: csds@gagra.com, agrba_ira@yahoo.com
Demokrasi ve İnsan Hakları Destek Merkezi Başkan: Natella Akaba (direktör) İrtibat: Gogol 25, Sukhum/Abhazya Tel. 6-42-64, faks: 2-28-87 E-mail: akabanatella@yahoo.com
Rehabilitasyon Merkezi (AIS – Refah Fonu) Başkan: Timur Zantaria Tel. 995 122 22447 Faks 995 122 24749 e-mail Cr_ais@yahoo.com
Dünya Abhaz Abazin Halkları Birliği(MAAAN) Genel Başkan: Prof. Dr. Taras Samba
Faydalanılan Başlıca Kaynaklar: - Soner Gogua, Abhazya Parlamentosu, Soydaşlarla İlişkiler Komitesi Başkanlığı Raporu,2007 - Temur Açugba (Çeviri:Murat Papşu), Stalin Totalitarizminden Bugüne Abhazya’daki Asimilasyon Politikaları, www.cicassianworld.com, - Özdemir Özbay, Dünden Bugüne Kuzey Kafkasya, Ankara,1995 - Vladislav Ardzınba,Abhazya ve Gürcistan'ın Hukuksal İlişkileri, www.abhazya.org - Abhazya Cumhuriyeti,www.wikipedia.org - I. G. KOSIKOV &. S. KOSIKOVA,Kuzey Kafkasya: Sosy-Ekonomik Rehber
- İnsan Hakları Enstitüsü, ve Enformasyon ve Araştırma Merkezi – Moskova/Rusya Federasyonu - MEMORIAL – İnsan Hakları Örgütü (kavkaz.memo.ru) - Rusya İnsan Hakları Derneği (zaprava.ru)
YORUM
Amerika ve Rusya Galip; Bizim Savaşımız Sürüyor Erol Karayel www.kafkasevi.com
5 Günlük Rusya - Gürcistan savaşını değerlendirirken gözden kaçırmamamız gereken birkaç husus var.
Bunlardan birincisi, Kafkasya bölgesinin soğuk harp sonrası dönemde, liderliğini ABD'nin yaptığı Atlantikçilerle (NATO), liderliğini Rusya'nın yaptığı Avrasyacıların en ciddi çatışma mevzilerinden biri olduğudur.
İkinci husus da, bu çatışmanın koçbaşı konumundaki Amerika ve Rusya'nın giriştikleri operasyonlarda "basit planlama hataları" yapmayacakları gerçeğidir.
Yenilgi ve galibiyet iki taraf için de her zaman mukadderdir tabii ki; fakat işin içinde "basit yenilgi" ve "basit galibiyetler" varsa büyük ihtimalle bunların da "planlamaya dahil" olduğunu düşünmek gerekir.
Kafkasya'daki gelişmeleri değerlendirirken bu hususları göz önünde bulundurmak çıkarımlarımızın da sağlıklı olması sonucunu getirecektir.
*** Kafkasya Ağustos'un 8'inden 13'üne kadar ilginç bir beş gün yaşadı. Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner'in ifadesiyle, “en kısa süren savaşlardan ve en kısa sürede varılan ateşkeslerden biri” gerçekleşti Gürcistan'da.
"Gürcistan Osetya'ya bir gece yarısı operasyonu düzenledi, ancak Rusya'nın müdahalesiyle operasyon kısa sürede hüsrana dönüştü…" cümlesiyle özetleyebiliriz yaşananları.
Ancak, tarafları -dolaylı da olsa- Amerika ve Rusya olan bir savaş, böyle "kolay bir zafer"le sonuçlanıyorsa, verilenlerle yetinmeyip, satır aralarına biraz daha dikkat kesilmemiz gerekiyor olayların gerçek yüzünü anlayabilmek için.
Hemen kendimize bazı sorular sorup cevaplarını bulmaya çalışalım mesela:
- Gürcistan'ın hedefi gerçekten G. Osetya'yı ele geçirmek idiyse, kolayca öngörülebilecek Rus tepkisine karşı niçin hiç bir tedbir üretmemiştir?
- ABD'nin akıl hocalığı yaptığı bir yönetimin, böyle "kusurlu bir harekat planı" hazırlaması akla ne kadar uygundur?
- Gürcü silahlı kuvvetleri, Rus askerleriyle temas ettikleri bölgelerde niçin hiçbir ciddi direniş göstermeden silahlarını bırakıp kaçmışlardır? (Çeçenlerin Grozni'de, Boşnakların Saraybosna'da ortaya koydukları direnişleri hatırlarsak ne demek istediğimiz daha kolay anlaşılabilir.)
- Ayrıca, Gürcistan'da mevcudu 1000 kadar olan Amerikan askerinin, çatışmalar başladığında 150 civarına inmiş olmasını nasıl izah edebiliriz? … Üretilebilecek benzer pek çok soru bizi, eleştirilen hususların ihmal değil de "harekat planının gereği" olması halinde makul olabileceği sonucuna götürmektedir.
Ve olanın bitenin farkına varamayacak kadar numunelik bir ahmak olmadığına göre Saakaşvili de bu oyunun aktörlerinden biri olmalıdır.
*** “Peki, Rusya'yı anladık da, ABD'nin bu harpten kazancı ne oldu ki?” diye soracaksınız haklı olarak.
Savaşın sonuçlarına kısaca bir göz attığımızda, Gürcistan'ın Osetya'ya gerçekleştirdiği saldırının Amerika'nın planlaması doğrultusunda yapıldığından ve istenilen sonucun alındığından hiç bir şüphemiz kalmamaktadır.
ABD'de, bu tür operasyonlarda mümkün bütün ihtimal ve karşı tedbirleri hesaplayan onlarca strateji kuruluşunun böyle günler için var olduğunu dikkate aldığımızda, Gürcü ordusunun Rusya'nın silahlı müdahalesine karşı hiç bir direniş sergileyememesi veya hiç tedbire başvurmaması kolay anlaşılır bir şey değildir.
İkincisi, askeri uzmanlar, aniden gelişen bu saldırıya Rusya'nın bu kadar hazırlıklı ve hızlı bir şekilde tepki vermesini "izaha muhtaç bir durum" olarak değerlendiriyorlar. Muhtemeldir ki, Amerikan istihbarat teşkilatı CIA, Rusya'nın zamanında müdahil olmasını sağlamak için Rus yönetimine saldırıyla ilgili istihbarat “sızdırmıştır.”
Peki, Amerika, müttefikini yenilgiye uğratacak bir istihbaratı Ruslara niçin versin?
Ve bu yenilgiyi niçin istesin?
İster, çünkü:
- Bir kere Amerika'daki seçimler çok önemli. Obama'ya karşı kan kaybeden ve izlediği şahin politikalar eleştirilen Cumhuriyetçiler, "Koskoca Rusya'nın, zavallı(!) Gürcistan'a saldırmasıyla" eleştirilen politikalarının ne kadar "haklı" ve "somut" gerekçelere dayandığını Amerikan halkına “aynel yakin”(tecrübe ederek) göstermiş oldular.
- Gürcistan NATO için önemli bir mevzi. Ancak iki problemli bölgesiyle NATO'ya girmesi mümkün değil; nitekim Almanya ve Fransa gibi ülkelerin bu gerekçeyle koyduğu rezervler ortada. Ayrıca, bu problemlerin görüşmeler yoluyla çözümlenmesi de pek mümkün görülmüyor. Öyleyse yapılacak iş kangren olan bölgenin kesilip atılmasıdır. Nitekim ABD'de öyle yaptı kanaatimizce. Gürcistan'ı sözle ikna ederek yaptıramayacağı bu "ameliyatı", narkozsuz olarak Rusya'ya yaptırdı; ki ders alıp "ikinci defa" bıçak altına yatmaya kalkmasın diye. Doğrusunu söylemek gerekirse Amerikanın seçtiği metod oldukça mukni oldu. Görünen o ki, Gürcistan nekahat dönemini atlattıktan sonra NATO'ya, Abhazlar ve Osetler olmaksızın girecektir.
- ABD'nin istediği de tam bu format olmalı: Üs olarak kullanabileceği, Atlantik değerlerine bağlı, problemsiz Gürcistan... (Kimbilir, yurtlarına dönme talebiyle Gürcistan'ı uluslararası arenada zor durumda bırakan 1944 sürgünü Ahıska Türkleri'nin tamamına ABD'nin kapılarının açık olması da belki sırf bu sebeptendir.)
- Bu operasyon sonrasında ABD, İran'la ilgili girişimlerine Rusya'nın blokaj koyma ihtimalini azalttığı gibi, yeni üsler kuracağı Gürcistan'ı problemlerinden arındırmakla bundan sonra Rusya'nın doğrudan müdahale edebileceği gerekçeleri de ortadan kaldırmış oldu.
- Rusya'nın tehditlerinden ürkerek ABD'nin kuracağı küresel füze kalkanı sisteminin topraklarına yerleştirilmesine müsaade eden anlaşmayı imzalamayan Polonya'nın, Rusya'nın Gürcistan'a saldırmasından bir hafta sonra anlaşmayı kendi isteğiyle imzalaması; Kiev'in de aynı gerekçeyle sisteme girme isteğini deklare etmesi ABD için az bir kazanç mıdır?
Rusya'nın kazanımları
Rusya'nın neler kazandığına bakmadan önce küçük bir açıklama daha yapalım. Kuzey ve Güney Kafkasya'yı ayıran sınır, Karadeniz'de İngur Nehri'nden başlayıp, Tskinvali'yi de içine alarak, Ari ve Alazan çayları boyunca uzanır, Nuha'nın güneyi, Dibrar tepesi ve Hazar'ın kıyısında olan Kızılburun'da son bulur. Bu hat Kuzey Kafkasya'nın coğrafi, siyasi ve kültürel sınırıdır. (Yani çok kişinin yanlış olarak bildiği gibi, Kafkasya'yı kuzey ve güney olarak bölen hat Kafkas sıradağları değildir. Kafkas sıradağları Kuzey Kafkasya'nın içinde kalır).
Şimdi, bu harekatın sonucunda Rusya, işte bu sınırlara havi Kuzey Kafkasya bölgesini aşağı yukarı bütünüyle kontrol eder hale gelmiştir.
Bu ne demektir?
- Bu, Rusya'nın bölgede etnik, kültürel ve siyasi beraberliği olan halkların tamamını yönetimine, yani kontrolü altına alarak, “kendisi aleyhine farklı etkilere maruz kalmaları" ihtimalini bertaraf etmesi; dolayısıyla bir potansiyel tehditten kurtulmuş olması demektir.
- Doğal bir set oluşturan yapısıyla askeri manada üstün bir stratejik avantaj sağlayan; el değmemiş yer altı zenginlikleri ve turizm potansiyeliyle de ekonomik manada ölçülemez bir zenginlik sunan Kafkas sıradağları, bu operasyon sonrasında -neredeyse bütünüyle- Rusya'nın kontrolü altına girmiştir.
- Rusya bu vesileyle, güvenliği için elzem gördüğü kırmızı çizgisini önemli oranda "olması gereken yere", yani Kafkas dağlarının güney eteklerine çekmiş, ayrıca bölgesel otoritesini de pekiştirmiştir.
- Rusya'nın, sıcak denizlere açılma arzusu malum... Bu operasyonla Karadeniz'in kıyısında stratejik ve iktisadi değeri ölçülemeyecek 250 km'lik yeni bir sahil şeridi (Abhazya) kullanımına açılmıştır ki, tam da Sivastopol limanlarındaki donanmasına 2017'de yol gösterileceğinin açıklandığı bir sırada...
- Ayrıca, Rus ordusu Çeçen savaşında kaybettiği prestijini nispi de olsa bu operasyonla düzeltme fırsatı bulmuş ve (mizansen de olsa) hızlı cevap kabiliyeti ve kararlılığını "dost-düşman" herkese göstererek imaj yenilemiştir.
Abhazya ve G. Osetya'nın Durumu
Peki bu süreçte Abhazya ve G. Osetya'nın kazanç ve kaybı ne olmuştur? Maddi ve insani kayıplar özellikle G. Osetya'yı derinden yaralamıştır. Ancak geç kabuk bağlayacak olsa da, geçen günler bu yaraları tedavi edecektir. Olaya politik boyutlarıyla baktığımızda ise özet olarak, her iki ülke de yarınını ipotek ederek bugününü kurtarmıştır diyebiliriz.
Gürcü tasallutundan kurtulmak iki ülke için de ciddi bir kazanımdır; ama sadece bugünlerini kurtaran bir kazanım.
Biraz daha Rusya kontrolüne girmiş olmaları ise gelecekleri için endişe etmeyi gerektirir. Ancak şu da var ki, bu iki halkın kaderi, bugün için onlara başka bir seçenek sunmamaktadır maalesef.
Abhazlar ve Osetler bütün iyi niyetleriyle içine düştükleri bu paradoksun içinden "yaşam ve özgürlük" çıkartma gayretinde olsalar da işleri gerçekten çok zor.
Çünkü bu yolda kullanabilecekleri fazla bir enstrümanları yok ellerinde.
İçinde bulundukları süreç, bu iki ülkeyi hala ümitvar kılıyor ve muhtemeldir ki konjonktür bir müddet sonra kendilerine bağımsızlık statüsü de getirecektir.
Ama bu bağımsızlıklarını ceberrut komşularından hangi “caydırıcı silahlarla” koruyabileceklerini şimdiden düşünmeleri gerekir.
Abhazya ve G.Osetya İçin Bir Yakın Gelecek Senaryosu
Gelinen noktada muhtemeldir ki, Abhazya ve G. Osetya, Rusya'nın kontrolü altındaki mevcut statülerini bir müddet daha devam ettireceklerdir. Bu arada, diğer taraftan da uluslararası katılımlı çok yönlü görüşmeler başlayacaktır tabii olarak. Gürcistan'ı tatmin kabilinden zorlu geçecek uluslararası görüşme süreçlerinin ardından Abhazya ve G. Osetya bir şekilde bağımsızlık yoluna girecektir. Referandumlar yapılacak ve Rusya, BDT ülkeleri ve diğer bazı ülkeler tarafından da hemen tanınacaktır.
Sonra zaman bir müddet de böyle akıp gidecektir (5 yıl?-10 yıl?). Abhazya ve G. Osetya'nın hukuken bağımsız fakat fiilen Rusya'ya bağlı olacağı bu dönemin çok uzun sürmeyeceği tahmin edilebilir. Çünkü, ne kadar arzulu olurlarsa olsunlar, normal şartlarda bu iki küçük halkın bağımsızlık statülerini Rusya'ya rağmen uzun bir süre devam ettirebilmeleri mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla, uluslararası alanda olağanüstü gelişmeler olmaz ve bölgedeki yapı Rusya'yı da kapsar şekilde sürpriz bir değişikliğe uğramazsa, konjonktürün uygun düştüğü ilk fırsatta yapılacak yeni referandumlarla, her iki ülke de Rusya Federasyonu'na dahil olmak istediklerini deklare edeceklerdir.
Rusya'nın ilgili birimlerinde gerçekleştirilecek görüşme ve prosedürlerden sonra da, muhtemeldir ki Güney Osetya Kuzey Osetya'yla birleşecek; Abhazya da yeni bir süje olarak Federal Cumhuriyet statüsüyle Rusya Federasyonu'ndaki yerini alacaktır.
…Ve Gürcistan Gürcistan'a gelince… Abhazya ve Osetya'ya sahip olmanın Sovyet döneminden kalma tatlı bir rüya olduğunu müttefikleri kendisine anlatıp, bir şekilde ikna edeceklerdir. Gürcistan'ın da bu süreçten kazançlı çıkması, bunun bir rüya olduğu gerçeğini kabul edebilmesine bağlıdır. Yoksa hem üzen, hem de üzülen taraf olmaya devam edecektir.
Yapılması Gereken Bütün olumsuzluklara rağmen, Kafkasyalıların, Kafkas diasporasının ve destekçilerinin Abhazya ve G. Osetya için yapabilecekleri şeyler vardır. Varlarını yoklarını seferber edip, önümüzdeki günlerde elde edilecek bağımsızlık statüsünü korumak için ne yapacaklarını şimdiden düşünmeye başlamalıdırlar.
O aşamada gelecek Kremlin hamlelerinin nasıl savuşturulacağının hesabı şimdiden yapılmalıdır. Çok zor da olsa mümkün olmayacak bir şey yok; yeter ki akıl ve emeği, siyaset ve diplomasi silahlarına mermi yapalım.
Allah tüm mazlum halklarla birlikte Abhazların ve Osetlerin de yardımcısı olsun.
ekarayel@superonline.com
Abhazya'da bağımsızlık rüzgarı Rusya Devlet Başkanı Medvedev, Moskova’nın Gürcistan topraklarında kalan Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıma kararı aldığını açıkladı. Medvedev’in emriyle en kısa sürede Rusya, bu iki ayrılıkçı bölgeyle diplomatik ilişki kuracak.
Gürcistan, karara "Bu düpedüz ilhaktır" diye tepki gösterirken, başta ABD, AGİT, Almanya, Fransa, İngiltere olmak üzere dünya kararı kınadı. Batı, Rusya’yı Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanımaya çağırdı.
RUSYA Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü sona erdiren kritik kararı alarak, Moskova’nın Güney Osetya ile Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanıdığını ilan etti. Dün öğle saatlerinde Medvedev’in imzaladığı kararnameyle Gürcistan üç parçaya bölünürken, Moskova’nın seçtiği politika 35 yıl öncesi Kıbrıs modeline benzetildi.
HABER
Abhazya'nın lideri Bagapş öldü 29 Mayıs 2011
Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Abhazya'nın lideri Sergey Bagapş'ın öldüğü bildirildi.
Rus devlet medyası, Bagapş'ın, Rusya'nın başkenti Moskova'da kanser tedavisi gördüğü hastanede 62 yaşında öldüğünü duyurdu.
Abhazya'nın liderliği görevini 2005 yılından beri yürüten Bagapş, 2009 yılında yapılan seçimi kazanarak bölgeyi bir dönem daha yönetme hakkını elde etmişti.
Gürcistan'ın hakimiyetinden 1990'lı yılların başından itibaren savaşarak çıkan Abhazya, 2008'de Rusya ile Gürcistan arasında çıkan savaşın ardından, Rusya tarafından resmen tanınmıştı.