Sema Demir müzeci, akademisyen Yaşayan Müze Kurucusu Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Öğretim Görevlisi Dr. Sema Demir
5 Mart 1974 tarihinde Ankara'da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halkbilimi Anabilim Dalı'ndan 1996 yılında mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans yaptı (2003). Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Türk Halk Edebiyatı Bölümü'nde doktora yaptı (2010).
TED Polatlı Koleji'nde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği yaptı (1997). Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi'nde öğretim görevlisi oldu (2000).
2006 yılında Beypazarı'nda Yaşayan Müze'yi kurdu. 2010 yılında Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü'nde öğretim görevlisi oldu. 2012 yılında Beypazarı'nda Türk Hamam Müzesi'ni açtı.
İlgi Alanları: Müze Bilim, Bellek Çalışmaları, Geleneksel Mimarî, İslam ve Tasavvuf Kültürü.
Bilimsel Toplantı - Kongre ve Görevler Kongre
2009. “Geleneksel Yaşam Temsilleri: Bir Zamanlar İstanbul’da Kadın ve Kültürün Müzeleşmesi”, 7. Uluslararası Türk Kültürü Kongresi Türk ve Dünya Kültüründe İstanbul. 5-10 Ekim 2009. 2006. Kültür Turizmi Bağlamında Geleneksel Mekânların Yeniden Üretimi , VII: Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi - 27 Haziran - 1 Temmuz 2006 Gaziantep Konferans, Sempozyum, Kongre, Panel vb. Görev “Yaşayan Müze ve Gelenekselin Temsilî Mekânda Sunumu Üzerine” • I. Uluslararası Ev Müze - Tarihî Evler Sempozyumu, Ankara(2011) “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Koruma Projelerine Farklı Bir Bakış: Yaşayan Müze” Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik Sempozyumu IV. Bir Açık Hava Müzesi: Ankara Kenti ve Çevresi, 20-21 Mayıs 2010(2010) “Kültürel Sürekliliğe Katkı Bağlamında Beypazarı Örneği” • Uluslar arası Kültürel ve Sanatsal Organizasyonlarda Geleneksel Kültürlerin Korunması ve Tanıtılması Açısından Sorunlar ve Çözüm Yolları Sempozyumu (2009) “Kültürel Sürekliliğe Katkı Bağlamında Beypazarı Örneği” Uluslar arası Kültürel ve Sanatsal Organizasyonlarda Geleneksel Kültürlerin Korunması ve Tanıtılması Açısından Sorunlar ve Çözüm Yolları Sempozyumu (2009) “ Fıkradan Dansa 21. Yüzyılda Nasrettin Hoca: Fazıl Say ve Nasrettin Hoca Dansları Piyano için Dört Dans” • Uluslar arası Nasrettin Hoca Sempozyumu “21.Yüzyılı Nasrettin Hoca İle Anlamak”(2008) “Halk Hikâyesi ve Mit Bağlamında Armağan-Ceza, Armağan-Mutsuzluk, Armağan-Aldatma İlişkisi” • Türk Kültüründe Hediye Sempozyumu Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma Ve Uygulama Merkezi(2005) Bilimsel Toplantı Düzenleme Uluslararası Müzeler Çalıştayı Türk Hamam Müzesi - Beypazarı(2012)
Dersler ve Tez Yönetme Dersler
Halk Bilmi Müzeciliği I (Güz) Halk Bilimi Müzeciliği II (Bahar) Uygulamalı Halk Bilimi I (Güz) Uygulamalı Halk Bilimi II (Bahar) El Sanatları (2012-2013 Güz) Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı (Bahar) Çocuk oyunları ve Oyuncakları (Bahar)
Makaleler
(2012). Kültürel Bellek, Gelenek ve Halk Bilimi Müzeleri. Millî Folklor Uluslar Arası Kültür Araştırmaları Dergisi, 95(184-194).
Ödül - Proje - Buluş
Ankara Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri Projesi Halk Kültürü Bölüm Başkanlığı (2012) Ankara Kalkınma Ajansı
Sürdürülebilir Bir Turizm İçin Uygulamalı Hamam Müzesi Projesi (2011) Ankara Kalkınma Ajansı.
HAKKINDA YAZILANLAR
Tutturuk ve tutkulu girişimci kadın Sema Demir üç müze kurdu: Müzelerin prensesi Ayşe Arman Hürriyet 22 Aralık 2017
İşte yine kadın girişimcileri yazma günüm...Yürünmeyen yollarda yürümeyi tercih etmiş şahane bir kadın daha... Sema Demir. Nevi şahsına münhasır bir kadın. Müzelere tutkusu var. Yanlış okumadınız, üniversite öğrencisiyken bu tutkusu daha da depreşiyor. Ama onun ilgisini çeken, canlı müzeler. İnsan merkezli, kanlı canlı yaşayan müzeler. O müzeler de öyle sadece vitrinlerden, etiketlerden, kasvetli koridor ve salonlardan oluşmuyor... Literatürde, “Open air museum” (açık hava müzesi) ya da “Living museum” (yaşayan müze) diye adlandırılıyor.
TUTTURUK VE TUTKULU KADIN İşte bu tutturuk ve tutkulu kadın, ülkemizde de yaşayan müzeler kurmak için harekete geçiyor. Tutturuk ve tutkulu girişimci kadın Sema Demir üç müze kurdu: Müzelerin prensesi Ama önce hayal kırıklığı yaşıyor. Önce 1950’den bu yana müzelerin devlet eliyle kurulmaya çalışıldığı ama bütçe, kaynak ve türlü kısıtlar nedeniyle bir türlü kurulamadığını öğreniyor. Fakat pes etmek onun kitabında yazmıyor. Yüksek lisansa başladığı yıllarda, yurtdışındaki müzelerle irtibat kuruyor. Ve Anadolu halk kültürünün sergilendiği bir müze projesi geliştiriyor. Ama tabii, bunu gerçekleştirebilmek için maddi ve manevi desteğe ihtiyacı var. N’apıyor? Belediyelerden, işadamlarından, yatırımcılardan destek istiyor. Ama her defasında eli boş dönüyor. Sonra Beypazarı Belediyesi’yle görüşüyor. Bu arada kendisi de 7 kuşak Beypazarılı. Sadece tutkulu, tutturuk değil, sabırlı da... Çünkü tam 8 yıl beklemek durumunda kalıyor.
Ama sonunda Beypazarı Belediyesi, Yaşayan Müze projesiyle ilgileniyor. Ve Sema Demir, müzesini hayata geçirmek üzere geleneksel bir konağı belediyeden kiralıyor.
MÜZENİN KURUCUSU, KÜRATÖRÜ REHBERİ VE TEMİZLİKÇİSİ! Evet, müze kurmaya çalışıyor ama... O aynı zamanda öğretmen, doktora öğrencisi ve bir çocuk annesi... Bilkent Üniversitesi’nde severek yaptığı işine, akademisyenliğe, tutkuyla bağlı olduğu müzecilik sebebiyle son veriyor. Ve full time işin başında duruyor. Artık Yaşayan Müze’nin kurucusu, müdürü, küratörü, müze yorumcusu, rehberi ve hatta temizlik görevlisi oluyor! Müze ilk bir yıl ziyaretçilerine ücretsiz hizmet veriyor. 2007’de, yani açıldığı ilk yıl, beş bin ziyaretçisi oluyor, 2016’da ise yüz elli bin! İşte budur! Bravo Sema Demir’e!
ONU DURDURABİLENE AŞKOLSUN... Hayallerinin önüne geçmeye de imkân yok! Yaşayan Müze ziyaretçilerinden elde edilen gelirin Beypazarı’nda başka kültür işlerine yatırılması gerektiğini düşünüyor. Veeeee 2010’da yine Beypazarı’nda, 13. yüzyıldan kalma bir hamamı restore etmeye ve müzeye çevirmeye karar veriyor. 2012’de Türkiye’nin ilk, dünyanın üçüncü ‘Hamam Müzesi’ açılıyor. Bitmedi!!!! Hayalinde, bir de açık hava müzesi var. Beypazarı’nın kırsal bölgesinden satın aldıkları bağlık araziyi projelendiriyor. 25 bin metrekarelik bir alana sahip devasa müzeyi, Ankara Kalkınma Ajansı ve Avrupa Birliği desteklerini de alarak inşa ediyor. Ve ‘Anadolu Açık Hava Müzesi-Yaşayan Köy’ü kuruyor. Bir çentik daha atıyor, bir hayalini daha gerçekleştirmiş oluyor. Bu ülkenin kültür-sanat hayatına müthiş katkılar sunuyor. Hepimiz şükran borçluyuz aslında ona. Tabii ödüller de peş peşe geliyor.
KAGİDER üyesi bu şahane kadın, 2015’te “Yılın Sosyal Girişimci Kadını” seçiliyor. Sabancı Vakfı tarafından “2016 Yılının Fark Yaratanı Ödülü”ne layık görülüyor. Avuçlarım patlayınca kadar, hayallerinin peşinde koşan ve yaşadığımız ülkeye toplumsal fayda sağlayan bu kadını, Sema Demir’i alkışlıyorum...