Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Satuk Buğra Han

İlk Müslüman-Türk hükümdarı

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Satuk Buğra Han
Satuk Buğra Han
İlk Müslüman-Türk hükümdarı
Abdülkerim Satuk Buğra Han

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Babası Karahanlı hükümdar ailesinden Bezir Han idi. Babasının ölümü üzerine amcası ve üvey babası Oğulcak Kadır Hanın himayesinde büyüdü. Satuk Buğra on iki yaşlarında iken Maveraünnehr ve Horasan bölgesine hakim olan Müslüman Samanlı Devleti şehzadeleri arasında anlaşmazlık çıktı. Bunlardan Nasır bin Ahmed, Oğulcak KadırHanın ülkesine sığındı. Ona iyi muamele edip Artuç nahiyesinin idaresini verdi. Artuç Nasır bin Ahmed'in gayretleri ve gelip-giden Müslüman tüccarlar sayesinde bir ticaret merkezi oldu. Satuk Buğra da Artuç'un ziyaretçileri arasındaydı. Nasır bin Ahmed'le tanışıp ondan İslamiyeti öğrenerek Müslüman oldu. Abdülkerim adını aldı. Yirmi beş yaşına gelince Müslüman olduğunu açıklayıp, amcası ile mücadeleye başladı. Onunla Fergana Savaşını yaptı. İlk olarak Atbaşı kalesini zaptetti. Daha sonra üç bin kişilik bir orduyla Kaşgar üzerine yürüyüp fethetti. Amcası Oğulcak Kadır Han'ı öldürdü. Ülkede hakimiyeti sağlayıp birliği temin etti. Türk ülkelerinde İslamiyeti hızla yaydı. Ebü'l-Hasan Muhammed gibi İslam alimleri, Satuk BuğraHana yol gösterip teşvik ettiler.

Abdülkerim Satuk Buğra Han, daha sonra yaptığı savaşlarda; Yağma, Çiğil, Oğuz kabilelerinin yerleşmiş bulunduğu Türkistan şehirlerini birer birer ele geçirdi. Bu sırada Karahanlılar Devletinin doğu kısmına hakim olan Büyük Kağan Bazır Arslan Han Çinlilerden yardım alarak 924 yılında Abdülkerim Satuk Buğra Hana karşı savaş açtı. Satuk Buğra Han Müslümanların yardım ve desteğiyle, onunla Balasagun Savaşını yaptı ve galib geldi.

Bundan sonra 31 yıl hüküm süren Satuk Buğra Han, güzel ve adil idaresi ile binlerce kimsenin Müslüman olmasına vesile oldu. 955 (H.344) senesinde Kaşgar civarında bulunan Artuç kasabasında vefat edip oraya defnedildi.Abdülkerim Satuk Buğra Handan sonra, oğulları devrinde de ülkesine pekçok İslam alimi gelip, İslamiyeti doğru olarak anlattılar ve yayılmasına çalıştılar. Kendisinden sonra Musa Tunga adında bir oğlu yerine geçti. Bundan sonra da bunun oğlu Baytaş Süleyman Arslan hükümdarlık yaptı. Başka oğulları ve kızları olduğu da rivayet edilmiştir.



English Biography

SATUK BUGRA KHAN 

Abdulkerim Satuk Bugra Khan is the first Muslim-Turk ruler. His exact birth date is not known. His father was Bezir Khan, from Karahanli ruler family. Upon his father's death, he was brought up under protection of his uncle and stepfather Ogulcak Kadir Khan. 

When Satuk Bugra Khan was twelve, some conflict occurred between the princes of Muslim Samanli State ruling over Maveraunnehir and Horasan regions. One of them, Nasır bin Ahmed, took shelter in Oğulcak Kadir Khan's country. He treated him well, and gave the administration of Artuç town. Artuç region became a center of trade due to Nasır bin Ahmed's efforts and visiting Muslim tradesmen. Satuk Buğra was also among the visitors of Artuç. He met Nasır bin Ahmed and learned Islam from him, and became a Muslim. He took the name Abdulkerim. 

He announced that he was a Muslim when he was twenty five and started fighting against his uncle. He made Fergana war against him. First he seized Atbaşı castle. Then he marched on Kaşgar with an army of three thousand people and conquered the city.He killed his uncle Ogulcak Kadir Khan and succeeded in ascending to Karahanli throne.He ensured unity in the country under his domination. He spread Islam in Turkish countries rapidly. Islam scholars such as Ebu'l-Hasan Muhammad guided and encouraged Satuk Bugra Khan. 

Abdulkerim Satuk Buğra Khan seized one by one Turkistan cities where Yagma, Çigil, Oghuz tribes had settled down. At the same time, Big Khan Bazır Arslan, who dominated eastern part of Karahanlilar State, declared war on Abdulkerim Satuk Buğra Khan in 924 with assistance of Chinese. Satuk Bugra Khan fought Balasagun war against him with support of Muslims and came out victorious. 

After that, Satuk Buğra Khan, who reigned for 31 years, caused thousands of people to be converted into Islam with his good and fair governance. In 955 (H 344), he passed away in Artuç town in the vicinity of Kaşgar and was buried there. After Abdulkerim Satuk Buğra Khan, in his sons' period many Islam scholars came to his country and told about true Islam and tried spreading of it. His son Musa Tunga acceded to the throne after him. Then his son Baytaş Suleyman Arslan reigned. It is reported that he had other sons and daughters.




KARAHANLILAR DEVLETİ

840-1212 tarihleri arasında Türkistan ve Maveraünnehir’de hakimiyet kuran ilk Müslüman Türk devleti. Karluk, Çiğil, Yağma ve diğer Türk boylarından meydana gelen Karahanlılar Devleti, devrin İslam kaynaklarında El-Hakaniye, El-Haniye, Al-i Afrasiyab; başka eserlerde de, Alp-ilig Hanlar, Arslan-Buğra Hanlar ünvanlarıyla anılır. Karahanlılar tabiri, bu sülalenin Kara ünvanını çok kullanmaları sebebiyle verilmiştir. Kara, Türkçede, kuzey yönünü işaret etmesinin yanında, büyüklük ve yükseklik de ifade eder.

Karahanlılar Devleti, 840 senesinde Uygur Devleti’nin Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla, Orta Asya bozkırlarında Bilge Kül Kadır Han tarafından kuruldu. Kadır Han, Maveraünnehr’i almak isteyen Samaniler Devleti ile mücadele etti. Karahanlıların başlangıç dönemi ilmi yönden pek açık değildir. Kadır Handan sonra iki oğlundan Bazır Arslan Han, Balasagun’da Büyük Kağan olarak, kardeşi Oğulçak Kadır Han ise, Ortak Kağan olarak Taraz’da devleti idare ettiler. Oğulçak Kadır Han, Samani Hükümdarı İsmail bin Ahmet ile devamlı mücadele etti. Samaniler, 883 senesinde Taraz’da devleti ele geçirince, Oğulçak Kaşgar’ı merkez yapıp, Samani hakimiyetindeki bölgelere akınlara başladı. Bu akınlar sırasında Oğulçak Kadır Han’ın yeğeni Satuk, Karahanlılara sığınan Ebu Nasır adlı Samani şehzadesi veya Müslüman din adamları ile tanışarak, İslam dinini kabul etti. Satuk, amcası Oğulçak’a karşı Müslümanlardan da yardım alarak taht mücadelesine girişti. Onuncu asrın başlarında taht mücadelesini kazanan Satuk Buğra Han, Karahanlı hükümdarı olarak İslamiyeti kabul ettiğini ilan etti. 

Nuh Aleyhisselam’ın oğlu Yafes’in torunları olan Türkler, hükümdarlarının Müslüman olmasından sonra fıtratlarındaki temizlik ile seve seve ve büyük topluluklar halinde en son ve en mütekamil din olan İslamiyeti topluca kabul ettiler. Sekizinci asırda Müslümanlarla tanışıp, içlerinden kısmen bu dini kabul edenlerin bulunduğu, Türklerin 10. asırda topluca İslamiyeti kabulü, netice itibariyle tarihteki birçok hadiseye yön vermesi bakımından pek önemlidir.

Müslüman olunca, Abdülkerim adını alan Satuk Buğra Han, doğudaki amcasına karşı mücadelesinde, Müslüman gönüllülerden de faydalandı. Abdülkerim Satuk Buğra Han, 995 senesinde vefat edince Artuç’a defnedildi. Yerine oğlu Musa hükümdar oldu. Onun çok kısa sürdüğü anlaşılan saltanatından sonra hükümdar olan kardeşi Baytaş Arslan Han, doğu kağanı Arslan Han’ı mağlub ederek sülalenin bu kolunu ortadan kaldırdı ve bütün Karahanlıları birleştirdi. Büyük evliya Ebü’l-Hasan Muhammed’in yardımı ile ülkenin doğusundakiler de müslüman oldular. Baytaş Arslan Han, Karahanlı ülkesinde İslamiyet’in yayılması faaliyetlerini tamamlayınca, komşu Türk boylarını hak dine daveti kendisine gaye edindi.

Baytaş’tan sonra oğlu Ebü’l-Hasan Ali hükümdar oldu. Bu dönemde devletin batı kısmını kardeşi Buğra Han Harun idare ediyordu. Buğra Han, 990 senesinde İsbicab’ı zaptedip, 992 senesinde Samanilerin merkezi Buhara’ya girdi. Böylece Horasan ve Maveraünnehir, Karahanlıların eline geçti. Şihabüddevle ve Zahirüdda’va gibi İslami ünvanlar kullanan Buğra Han, Kaşgar’a dönerken 996 yılında vefat etti. Yerine Ahmet bin Ali geçti. Halife tarafından tanınan ilk Karahanlı hükümdarı Ahmet Handır.

Ahmet Han zamanında, Samaniler ve onlara bağlı devletçiklerle Karahanlı münasebetini, devletin batı kısmını idare eden İlig Han ünvanlı Nasır bin Ali sağlıyordu. Özkent’te oturan Nasır, 996 senesinde Samani kumandanlarından Faik’in teşvikiyle bu ülke topraklarına sefer düzenledi. Fakat Gazne Hakimi Sebüktekin’in aracılığı ile bu iki devlet antlaşma yaptı. Bu antlaşmaya göre Samaniler, Seyhun sahasını Katvan Çölüne kadar Karahanlılara bırakıyor, Faik de Semerkand valisi oluyordu. Nasır, 999 senesinde Buhara’yı zaptederek, Samani Hanedanı mensuplarını Özkent’e götürdü. Nasır Han, Gazneli Mahmut ile anlaşınca, Ceyhun Nehri iki devlet arasında sınır kesildi. Ayrıca Mahmut Han, aralarındaki dostluğu kuvvetlendirmek için Nasır’ın kızı ile evlendi. Nasır, Samanilerin bütün mirasına konmak ve Horasan’ı ele geçirmek istiyordu. Bu yüzden Gazneli Mahmut’un Hindistan Seferi’nden faydalanarak iki koldan Horasan’a girdi ise de mağlub oldu. Hanedan mensubu Hotan Hakimi Yusuf Kadır Handan yardımcı kuvvet alıp, Gaznelilere karşı yeniden askeri harekata geçti. 1006 senesi Ocak ayının beşinde, Sultan Mahmut’a mağlub oldu. Bu başarısızlık, Karahanlılar arasında aile kavgalarına yol açtı. Nasır, bağımsızlığını ilan etmek istedi. Nasır’a karşı Büyük Kağan Ahmet Han, Gazneli Mahmut’a müracaat ettiyse de, Nasır bin Ali 1013 senesinde vefat etti. Yerine Arslan İlig ünvanıyla kardeşi Mensur bin Ali geçti. Büyük Kağan Ahmet Arslan Han’ın hastalığında kendisini Büyük Kağan ilan eden Mensur Han, kardeşi Muhammed’e de Arslan İlig ünvanını verdi. 

Ahmet Arslan Han, Ortak KağanYusuf Kadır Han ve Ali Tigin ile birlik olup, hanedanlık kavgasına son vermek için harekete geçti. Ali Tigin, Mensur’a esir düştü. Yedisu bölgesine yapılan düşman hücumuna karşı hasta yatağında mücadele eden Arslan Han, Balasagun’a sekiz günlük mesafede, yüz bin çadırdan fazla gayri müslim göçebeyi mağlub etti. Tufan’a kadar takib ederek ülkesini korudu. Ahmet Han bu seferden dönüşünde 1017 senesinde vefat etti. 

Ahmet Handan sonra, Büyük Kağan olan Mensur Arslan Han ise, 1024 senesinde kendi isteği ile saltanatı Yusuf Kadır Han’a bıraktı. Bu sırada Selçuklular’dan yardım alan Ali Tigin, Buhara’yı zaptetti. Yusuf Kadır Han’a karşı kardeşleri Ahmet ve Ali birleştiler. İkinci Ahmet kendisini 1004’te Muizüddevle lakabıyla büyük kağan ilan etti. Kardeşi Ali ise, Arslan İlig oldu. İkinci Ahmet Arslan Han; Balasagun, Hocend, Ahsikas, Fergana ve Özkend’e hakim oldu. Yusuf Kadır Han, Gazneli Mahmut ile görüştü. İki Müslüman Türk Devleti arasında dostluk bağları, evlenme yoluyla da kuvvetlendirildi. Bu görüşmede Karahanlıları ilgilendiren meselelerin yanısıra, Arslan bin Selçuk ve emrindeki Oğuzların da Horasan’a nakledilmesi hususunda karara vardılar. Sultan Mahmut, bir fırsatını bulup, Arslan bin Selçuk’u yakalattı ve Hindistan’da Kalincar Kalesine hapsettirdi. Bu sırada Ali Tigin bozkırlara kaçtı ve Mahmut’un ülkesine dönmesi üzerine tekrar Buhara ve Semerkand’a hakim oldu. Yusuf Kadır Han’ın 1032 senesinde vefatıyla oğulları Süleyman, Arslan Han; Muhammed de Buğra Han ünvanlarıyla devletin idaresini ele aldılar. Bu sırada Ali Tegin de Maveraünnehir’de kendisini Tavgaç Kara Buğra Kara Hakan ilan etti.

Karahanlı Hanedanı arasında kıyasıya devam eden mücadele neticesinde, 1042 yılında ülke kesin olarak ikiye ayrıldı. Nasır bin Ali’nin oğullarından Muhammed Arslan, Kara hakanlık mevkiinde Büyük Kağan ve İbrahim de Tavgaç Buğra Kara Hakan ünvanını alarak Batı Karahanlılar Devleti’ni meydana getirdiler. Yusuf Kadır Han’ın oğulları da Doğu Karahanlı Devleti’ni idare ettiler.




Doğu Karahanlılar Devleti

Karahanlı Devleti ikiye ayrılınca; Büyük Kağan ünvanıyla Şerefüddevle lakaplı Ebu Şüca Süleyman bin Yusuf, merkezi Balasagun ve Kaşgar’ı kendine bırakıp, kardeşlerinden Buğra Han Muhammed’e, Taraz ile İsficab’ı, Mahmut’a ise Arslan Tiğin ünvanıyla ülkenin doğusunu verdi. 1043 senesinde yapılan aile toplantısında ayrıca eski Büyük Kağan İkinci Ahmet Han’a da Maveraünnehir mülk olarak verildi. Fergana’nın bir kısmı zaptedilerek. Bulgar ile Balasagun arasında yaşayan on bin çadırdan meydana gelen Türkler, 1043 senesi güzünde, topluca İslamiyeti kabul etti. 

İslam dininin esaslarına sıkıca bağlı, adil bir hükümdar olan Süleyman Han, ilim aşığı ve alimlerin hamisiydi. 1056’da kardeşi Ortak Kağan Buğra Han, Büyük Kağan Süleyman Han’la anlaşmazlığa düştü. Muhammed Han, Süleyman Hanı hapsettirip, büyük kağanlığını ilan etti. On beş ay hükümdarlık yapan Muhammed Han, mevkiini büyük oğlu Hüseyin’e bıraktı. Hüseyin Hanı, kardeşi İbrahim tahttan indirtip, 1057’de büyük kağan oldu. İbrahim Han 1059’da hanedandan Yınal Teğin tarafından öldürülünce. Tuğrul Kara Han ünvanlı Mahmut bin Yusuf başa geçti. Mahmut Han (1059-1074), Ortak Kağan Tabgaç Buğra Kara Han, Hasan bin Süleyman ile Batı Karahanlılarla, kaybedilen toprakları geri almak için harekete geçtiler. 1068 yılında iki taraf arasında yapılan antlaşma ile Seyhun hudut kesilerek; Fergana, Doğu Karahanlılara bırakıldı. 1074’te Mahmut Han’ın yerine oğlu Ömer geçti ise de ancak iki ay hükümdarlık yapabildi. Büyük Kağan olan Buğra Han Hasan bin Süleyman (1074-1103) devrinin ilk yıllarında; Buge Budraç kumandasındaki Yabaku ve Basmılların da aynı safta olduğu yedi yüz bin düşmana karşı, Ömer bin Mahmut kumandasında kırk bin Müslüman askeriyle büyük bir zafer kazanıldı. 

Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah (1072-1092), 1082’de Maveraünnehir’i zaptedip Özkend’e gelince Doğu Karahanlı hükümdarı Hasan Han, onun hakimiyetini tanıdı. Hasan Handan sonra oğlu Ahmet (1103-1128) hükümdar olup, Abbasi Halifeliği ile münasebette bulundu. Halife Mustazhirbillah (1094-1118) Ahmet Han’ın istediği beratı verip, ona “Nuruddevle” demiştir. 1128’de Karahıtayları Kaşgar şehri yakınlarında mağlub eden Ahmet Han, onların batıya doğru ilerlemelerini durdurdu. 

Ahmet Han’dan sonra 1128’de hükümdar olan oğlu İbrahim, Karahitaylardan yardım alarak, rakiplerini yendi. Karahıtaylar İkinci İbrahim Han (1128-1158) devrinde Balasagun’u zaptedince, merkez Kaşgar’a taşındı. Karahıtaylar, kendilerine isyan eden Karlukların üzerine onu gönderdi. 1158’de de, öldürülen İkinci İbrahim Han’ın yerine oğlu Arslan Han ünvanlı Muhammed ve sonra da torunu Ebü’l-Muzaffer Yusuf geçti. Yusuf Han 1205’te vefat ettiği sırada oğlu Ebü’l-Feth Muhammed, Karahıtaylı Kür Han’ın yanında rehin bulunuyordu. Nayman Devleti kurucusu Küçlük tarafından 1207’de kurtarılan Ebü’l-Feth Muhammed daha sonra Kaşgar’a gönderildi. Ancak Kaşgar’a varmadan şehirdeki beyler tarafından yolda öldürüldü (1211). Bu durum Küçlük’ün Karahanlı merkezini işgal edip, katliam yaptırmasına sebep oldu.

Hadenanlık içi mücadele neticesinde bölünen Doğu Karahanlılar, Moğol Naymanlarca işgal edilerek, hakimiyetlerine son verildi. Böylece Türk milletine ve İslama büyük hizmetleri olan Doğu Karahanlılar Devleti tarihe karıştı.




Batı Karahanlılar Devleti

Karahanlı Devleti ikiye bölününce Batı Karahanlı Hanlığı, Maveraünnehir ve Hocend’e kadar Batı Fergana’yı içine almaktaydı. Büyük Kağanın merkezi, önceleri Özkend, sonraları Semerkand oldu. 

Bu devletin ilk hükümdarı Birinci Muhammed Han, 1052 senesinde vefat edince yerine kardeşi Ortak Kağan İzzül-umma Ebu İshak İbrahim Tavgaç Han geçti. Tavgaç İbrahim Han, doğu Karahanlılardan Şaş, İlak gibi hudut şehirleri ile Fergana’nın bir kısmını aldı. İbrahim Han alim olup, iyi bir hükümdardı. Devletin idaresi için lüzumlu kanunları tanzim edip, hırsızları tamamen ortadan kaldırdı. Ahalinin menfaatlerini koruyup, piyasayı düzeltti. Alimlerin sohbetinde bulunup onların tasvibini almadan kanun koymadı. Batıl itikatlara karşı, ehli sünneti müdafaa etti. İbrahim Han, Ortak Kağanken devlet aleyhinde faaliyette bulunan İsmailileri dahiyane bir siyasetle ortadan kaldırdı. 

İbrahim Handan sonra oğlu Şemsül-Mülk Nasr hükümdar oldu. Şaş ve Tünhas Hakimi Şuayb, yeni hükümdara isyan etti. Nasr Han, bu isyanı bastırdı. Bu karışıklıktan faydalanan Doğu Karahanlılar, İbrahim Han’ın zaptettiği yerleri geri almaya çalıştılar ise de, bu mücadele bir antlaşma ile sona erdi. Daha sonra Birinci Nasr Han, Selçuklular tarafından zaptedilen yerlerin alınması için bir hareket başlattı. Fakat Melikşah’ın Semerkand’a gelmesiyle sulh yapılıp, akrabalık tesis edilerek meseleler halledildi. Nasr Han da, alimlere hürmet edip, ilim merkezleri inşa ettirdi. Ticaretin gelişmesi için sosyal hayatın bütün lüzumlu müesseselerini içine alan iki ribat yaptırdı. 

1080 senesinde Nasr’ın vefatı üzerine oğlu Ebu Şüca Hızır hükümdar oldu. Hızır Han’ın saltanatı bir sene kadar sürdü. Yerine geçen Ahmet Han devrinde ulema ile hükümdar arasında bir anlaşmazlık oldu. Bu sırada Selçuklu Sultanı Melikşah, önce Buhara’yı sonra da Semerkand’ı zaptetti ve Ahmet Han’ı Özkend’de esir alıp İsfehan’a götürdü. Bunun neticesi, Batı Karahanlı ordusunun temelini teşkil eden Çiğil Türklerinin kumandanı Yakub bin Süleyman Semerkand’a davet edilip hükümdar ilan edilerek Selçuklulara karşı bir ayaklanma başlatıldı. Bunun üzerine Melikşah, ikinci defa Semerkand seferine çıktı. Bu sefer sonunda Batı Karahanlı Devleti, Selçuklulara bağlandı. Karahanlı devlet adamları Mesut bin Muhammed’i hükümdarlığa getirdi. 

Birinci Mesut’un hükümdarlığı devrine ait bir bilgi yoktur. Mesut Handan sonra Selçuklu Sultanı Berkyaruk, arka arkaya üç hükümdar tayin etti. Bunlardan üçüncüsü olan Cebrail Han, Selçuklu şehzadeleri arasındaki saltanat kavgalarından faydalanarak, Horasan’ı ele geçirmek istedi. Bu sırada Horasan valisi olan Sencer, Tirmiz şehri için yapılan savaşı kazandı ve Cebrail Han’ı esir alıp, 1102’de idam ettirdi. Bu zaferden sonra Sultan Sencer, Maveraünnehir’i yeniden teşkilatlandırdı. Karahanlı sülalesinden olup, Selçuklu sarayında büyüyen yeğeni Muhammed bin Süleyman’ı Arslan Han ünvanıyla Semerkand’da Büyük Kağan ilan etti. Dayısı Sultan Sencer’in yardımıyla isyanları bastıran İkinci Muhammed Han, düşmanlarına karşı seferler düzenledi. İkinci Muhammed Han, saltanatının son zamanlarında felc oldu. Çıkan iç isyanları bastırmak için Selçuklular’dan yardım istedi. Fakat yardım gelmeden isyanı bastırınca Selçuklu yardımını geri çevirdi. Bu durum Sultan Sencer’i kızdırdı. 1130 senesinde Semerkand’a gelen Sultan Sencer, Muhammed Han’ı Merv’e götürdü. Muhammed Han, 1132’de orada vefat etti.

Sultan Sencer, Muhammed Han’ın ölümünden sonra Batı Karahanlı tahtına sırasıyla Ebü’l-Meali el-Hasan bin Ali, Ebu Muzaffer İbrahim bin Süleyman ve Mahmut bin Muhammed’i tayin etti. İkinci Mahmut Han, Karahıtaylarla 1137 senesi yazında Hocend yakınında yaptığı muharebeyi kaybedip, Semerkand’a çekildi. Karluklular ile ülke içinde anlaşmazlık çıkıp, Sultan Sencer’den yardım isteyince, Karluklular da Karahıtaylara müracaat etti. Sultan Sencer ve İkinci Mahmut 8 Eylül 1141 tarihinde Katvan Muharebesinde Karahıtaylara mağlub olup, Horasan’a çekildiler. Karahıtaylar bütün Maveraünnehir’i istila edip, Mahmut Han’ın kardeşi Ortak Kağan Tavgaç Buğra Han İbrahim bin Muhammed’i Büyük Kağan ilan ettiler. Üçüncü İbrahim Han, Karluklar ile anlaşmazlığa düşünce, Buhara yakınlarındaki Kallabaz Muharebesinde öldürüldü. Yerine geçen oğlu Mahmut Han, Horasan’a çekildi ve vefatına kadar orada kaldı. Sultan Sencer’in ölümünden sonra Oğuzlar, İkinci Mahmut Han’a hükümdarlık teklif ettiler. O, önce oğlu Muhammed’i gönderdiyse de bir müddet sonra Oğuzların hükümdarı oldu. Sultan Sencer’in eski kumandanlarından Nişabur Valisi Müeyyeddevle Ay Aba, 1163 senesinde Horasan’ı ele geçirmek arzusuyla hareket edip, İkinci Mahmut Han ve oğlu Muhammed’i esir alarak gözlerine mil çektirip hapse attırdı. Baba, oğul, 1164 senesinde hapisteyken vefat ettiler. İkinci Mahmut ve iki oğlunun hapiste vefatları ile Karahanlıların hakimiyeti Ali Tegin’in soyundan gelenlere geçti.

Üçüncü İbrahim Han’a halef olan, Ali Tegin ailesinden Ali bin Hasan, Karluklar ile mücadele edip, reisleri Paygu Hanı öldürterek, onları iskana mecbur ve askerlikten men etti. Fakat bu hareketi isyhanlara sebep oldu. Ülkedeki isyanları Buhara’daki Hanefi alimi Muhammed bin Ömer’in vasıtasıyla yatıştıran Ali Han, 1160 senesinde vefat edince, yerine kardeşi Ebü’l-Muzaffer Mesut bin Hasan geçti. İkinci Mesut Han, iç işlerini nizama soktu. Sarayını alim ve şairlere açıp, ilmin hamisi oldu. 1178 senesinde vefat eden İkinci Mesut Han’ın yerine kardeşi Fergana hakimi Hüseyin bin Hasan’ın oğlu İbrahim bin Hüseyin hükümdar oldu. Önce Feryun’da, sonra da Semerkand’da hüküm süren Dördüncü İbrahim Han, Nusretüddünya ved-din Kılıç Tavgaç Küç Arslan Han ünvanlarıyla Büyük Kağan oldu. Onun vefatıyla yerine oğlu 1204 senesinde Büyük Kağan oldu. Osman Han tedbirli bir insandı. Önce Karahıtaylara tabi olmasına rağmen, Müslüman Gurluların Moğollar tarafından yok edilmesini engellemek için gayret sarf etti. Karahıtaylı saldırısına karşı Muhammed Harezmşah ile iyi münasebetler kurdu. Muhammed Harezmşah’ın kızı ile evlenip, adet olduğu için bir sene Harezm’de kaldı. 1211 senesinde Semerkand’a dönen Osman Han, Karahıtayların gücünden çekinerek onlarla ittifak kurdu. Bu hareketi Muhammed Harezmşah’ın Maveraünnehir’i almasına sebep oldu. Yakalanan Osman Han idam olundu (1212). Osman Han’ın ölümü ile Batı Karahanlı Devleti sona erdi.




Fergana Kağanlığı

1141 yılında Batı Karahanlı Devleti, Karahıtayların istilasına uğrayınca, Fergana’da merkezi Özkend olmak üzere müstakil bir Karahanlı Devleti kuruldu. İlk hükümdarı Gelaleddünya ved-din Hüseyin bin Hasan olup, Fergana kağanları, Türkçe Tuğrul Kara Hakan ünvanını taşırlardı. Ünvanlarında Türk kelimesi de kullanan Fergana Kağanlığı, 1211 veya 1212 senelerinde Muhammed Harezmşah’ın tabiiyetine girdi.

Karahanlı Devleti, daha ilk kuruluş yıllarında tarihi Türk devlet idaresi geleneğine uygun olarak iki büyük idari kısma bölündü. Bunlardan doğuda kalan kısmın başında hakan bulunur ve her türlü idari selahiyeti elinde bulundururdu. Batı kısmını ise hakanın hükümranlığı altında, aynı aileden bir han ona bağlı olarak idare ederdi. Karahanlı devlet teşkilatında bu büyük ve ortak kağanın yanında hanedana mensup dört alt kağan ile altı hükümdar vekili vardı. Rütbeler kademe kademe yükselme esasına göreydi. Her rütbenin değişebilen ünvanları olurdu. Türkçe ünvanların değişmesine rağmen, İslami ünvanlar değişmezdi. Hükümdar vekilleri İrken, Sagun, İnanç ünvanlarını taşırlardı. Hükümdarların yanında “yuğruş” denilen bakanlar kurulu bulunurdu. Yüksek devlet memuriyetlerinde, baş kumandana “subaşı”, maliye bakanına “ağıcı”, saray hacibine “tayangu” veya “bitikçi” denirdi.




Karahanlılarda ordu: 

Selçuklular’da olduğu gibi başlıca dört ana bölümden meydana gelirdi. Bunlar, saray muhafızları, hassa ordusu, hanedan mensupları ile valilerin ve diğer devlet adamlarının kuvvetleri, devlete bağlı Türk teşekküllerine mensup kuvvetlerdi.





Kültür ve medeniyet: 

Türk töresine göre kurulan Karahanlı Devleti, 10. asırda İslamiyeti kabulüyle, ilk İslami Türk eserleri meydana getirdiler. Hakani Türkleri adını taşıyan Karahanlılar, Türklerin milli kültür ve sanat an’anesini ve istidadının kuvvetli hususiyetlerini bütünüyle İslama adayıp, bu ilham ile yeni bir üslubun kurucusu oldular. Karahanlı hükümdarlarının ilme hayranlığı, alimlere hürmetkarlığı ve onları korumaları neticesinde Türkistan, Maveraünnehir şehirleri birer medeniyet, kültür beşiği haline geldi. Doğu Karahanlılar devrinde Balasagunlu Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig, Kaşgarlı Mahmut, Divanü Lugat-it-Türk, İmam-ı Ebü’l-Fütuh Abdülgafür Tarih-i Kaşgar adı ile, Türk dili, edebiyatı, kültürü ve tarihi için çok mühim eserler yazdılar.

Büyük İslam hukukçu ve alimleri Karahanlılar zamanında yetişti. Bunlardan bazıları şunlardır: Burhaneddin Mergınani, Şems-ül-Eimme Serahsi, Şems-ül-Eimme Hulvani, Ebu Zeyd Debbusi, Fahr-ül-İslam Pezdevi, Sadrüşşehid, Kaşani, Ömer Nesefi, Siracüddin Üşi.

Şah-i Türkistan denilen Ahmet Yesevi hazretleriislam dininin göçebe Türkler arasında yayılmasına hizmet etmiş olup bugün bile; Rusya, Bulgaristan, Çin ve İran’daki Türklerin Türklüklerini veİslamlıklarını muhafaza etmelerinde tesiri vardır.

Türklerin şehir hayatına geçişi Karahanlılar devrinde başladığından, şehircilik ve mesken mimarisi gelişti. Buhara, Fergana, Merv, Semerkand, Tirmiz ve Ürgenç’te birçok mimari eser yapıldı. Türkistan’da ağaç ve taş az olduğundan Karahanlılar, eserlerini umumiyetle kerpiç ve tuğladan yaparlardı. Mescit ve hayır külliyeleri çok yaygındır. Çok kubbeli mescitlerin sütunları tahtadan, yuvarlak veya çok köşeli; minareler ise pişmiş tuğladan yapılırdı. Kerpiç ve tuğladan köşe payeli, yazı şeritli, örgülü eserler yapıldı. Duvarları çiğ tuğladan örülüp, üstü tezyin edilip, kaymak taşı sıvası ile veya çeşitli şekillerde kesilmiş süslü, oymalı, kabartmalı, çizgili kiremitler ile kaplanıyordu. Cilalı ve sırlı tuğla ve cam tezyinatın getirdiği koyu mavi ve yeşil renkler ve parlak satıhlar Karahanlı eserlerinin hususiyetleridir. Saraylar, arklı ve havuzlu bahçeler ve korular içinde yapılırdı. Karahanlılar devrinde mescit, cami, türbe, külliye, kervansaray, saray, kale, köprü, hamam yapılmıştır. Camilerin sadece minareleri günümüze ulaşabilmiştir. Türk hat sanatı Karahanlılar ile başladı. Kufi, sülüs, celi gibi yazı türleri ile Kur’an-ı Kerim ve hadis kitapları itina ile yazılıp, saklandı.




Karahanlı Hükümdarları Tahta Geçişi

Abdülkerim Satuk Buğra Han…………….(?)
Musa.............................................. 955
Baytaş Arslan Han Süleyman............ (?)
Ebü’l-Hasan Ali bin Musa................... (?)
Birinci Ahmet Arslan Kara Han......... 998
Mansur Arslan Han........................ 1015
İkinci Ahmet Togan Han................. 1024
Yusuf Kadır Han............................ 1026




Batı Karahanlı Kağanları

Muhammed Aynüddevle................. 1041
Birinci İbrahim Tavgaç Han.............. 1052
Birinci Nasır.................................. 1068
Hızır............................................. 1080
Birinci Ahmet................................ 1081
Yakub........................................... 1089
Birinci Mesut............................... 1095
Süleyman..................................... 1097
Birinci Mahmut............................. 1097
Cebrail.......................................... 1099
İkinci Muhammed.......................... 1102
İkinci Nasır.................................... 1129
İkinci Ahmet................................. 1129
Hasan........................................... 1130
İkinci İbrahim................................. 1132
İkinci Mahmut............................... 1132
Üçüncü İbrahim............................. 1141
Ali................................................ 1156
İkinci Mesut................................. 1161
Dördüncü İbrahim........................... 1178
Osman......................................... 1204
Harezmşah hakimiyeti.................... 1211


Doğu Karahanlı Kağanları

Süleyman..................................... 1032
Birinci Muhammed......................... 1056
Birinci İbrahim............................... 1057
Mahmut....................................... 1059
Ömer............................................ 1074
Hasan........................................... 1075
Ahmet.......................................... 1103
İkinci İbrahim................................. 1128
İkinci Muhammed.......................... 1158
İkinci Yusuf...................................... (?)
Üçüncü Muhammed....................... 1211
Noymanların işgali......................... 1211