Sabahat Akkiraz Türk Halk Müziği Sanatçısı CHP İstanbul Eski Milletvekili
1955 yılında Sivas’ın Kangal ilçesinde doğdu. Ailesinde müzik ile uğraşan anneannesinin annesi Firdevs Hanım ve Davut Sulari, Mahzuni Şerif, Feyzullah Çınar ve Daimi gibi ozanlarıyla müziğe başladı. İlk 45’lik plağını yaptığında 13 yaşındaydı. 14 yaşında ailece göç ettikleri Almanya’da eğitimine devam etti.
1983 yılında profesyonel müzik yaşamına başladı. Sabahat Akkiraz ilk albümü “Şafak Söktü”yü büyük usta Musa Eroğlu ile birlikte yaptı. Ardından Arif Sağ ile çalışmaya başladı ve ardarda albümler yaptı.
Anadolu’yu köy köy, kasaba kasaba gezdi. Sadece bir okuyucu değil, derleyici ve araştırmacı olarak da kayıtlara başladı.
90’lı yıllarda ilk uluslararası davetini alıp Hollanda’da dört konser yaptı. Londra Caz Festivali’ne davet edildi. Grand Union Orkestra ile “Anadolu’dan Yansımalar” projesini yaptı. Sadler’s Wells Theatre’da dört gün sahnelenen “Where The Rivers Meet” projesinde yer aldı. Queen Elizabeth Hall’de “Womans of Tradition” projesinde Anadolu’nun derin müziğini paylaştı.
1999’da Cite De La Music Paris’de konser verdi. Aynı yıl Fransa’da turneye çıktı ve on konser yaptı. 2000 yılında Paris’te Theatre De La Ville’de konser yaptı ve hayatı Le Figaro, Le Monde gibi gazetelerde tam sayfa olarak okuyuculara aktarıldı. Mezzo Tv yaşamını konu alan bir belgesel hazırladı. 2001 yılında Jaspering De Jong ile Hollanda Turnesi’ne çıktı. Aynı yıl Brezilya’da Sheikh Ahmed El Tuni ve Sister Marie Keyrouz ile konserler yaptı.
2008 yılında Berlin Flarmoni Salonu’nda dünyaca ünlü Bass-Bariton Thomas Quasthoff ile konser verdi.
İsveç’ten Fas’a, Malezya’dan Norveç’e, İspanya’dan Meksika’ya kadar pek çok ülkede konserler verdi. Onaltı ülkede albümleri yayınlandı. Her yıl yüzü aşkın konser verdi.
Ayrıca Mercan Dede ile birlikte “Kerbela” adlı eseri hazırladı ve bu eserin yer aldığı Mercan Dede’nin “Su” albümü BBC World Music Chart’ta ilk sıraya kadar yükseldi. Akkiraz’ın Orient Expressions ile hazırladığı ve Doublemoon tarafından yayınlanan “Külliyat” albümü ise World Music Chart’da altıncı sıraya kadar yükseldi. Onaltı ülkede basılan bu albüm, Anadolu müziği ile elektronik müziğin en iyi harmanlandığı albüm olarak kabul ediliyor.
Kariyeri boyunca Arif Sağ, Erdal Erzincan, Grand Union Orc, Jaspering De Jong, Musa Eroğlu, Orient Expressions, Mercan Dede, Erkan Oğur, Erol Parlak, Thomas Quasthoff, Leman Sam, Hüsnü Şenlendirici, Candan Erçetin gibi klasik, dünya ve alternatif müziğinin dev isimleri ile ayni sahnede yer alan Sabahat Akkiraz, kurduğu müzik şirketi ile de yapımcılığa başladı. Kendi albümlerinin yanı sıra Barbaros Erköse, Norrda, Kurban, Erol Parlak Bağlama Beşlisi, Mustafa Özarslan, Asia Minor gibi bir çok önemli isim ve projeyi hayata geçirdi.
Bestelediği “Beni Beni” adlı deyiş Azam Ali ve Niyaz grubu tarafından seslendirildi ve Harrison Ford’un “Crossing Over” adlı filminde kullanıldı.
Müzik hayatına çocuk yaşta başlayan Sabahat Akkiraz, yarattığı eserlerin yanı sıra, çok farklı kitleleri bir araya getirme başarısını gösteren birbirinden özgün konserleri ve birlikte çalıştığı misafir sanatçılar ile müziğine yenilikler getiren bir sanatçı. Kendisinden önce yapılmayanı yapacak kadar sıra dışı, ama o kadar da mütevazı, sıradan bir gönül ehli. Yaptığı yirmi albüm, kat ettiği milyonlarca kilometre ve verdiği binlerce konsere rağmen her gün daha da heyecanlı olarak müzik yapıyor.
ALBÜMLERİ:
1. Şafak Söktü 2. İnsana Muhabbet Duyalı 3. Bir Gerçeğe Bel Bağladım 4. Boş Yere Kavgayı Zahmet Biliriz 5. Fazilet 6. Bendeki Yaralar 7. Yalan Dünya 8. Dostların Anısına / Yine mi Figan Var 9. Dağlar Kardeşimi Geri Ver 10. Yiğit İnsanların Türküleri 11. Türkülerle Gide Gide 12. Yüreğimin Sesi Sabrın Türküleri 13. Deli Derviş 14. Lamekan 15. Konserler 16. Kaygusuz 17. Seyran 18. Külliyat / Sabahat Akkiraz Featuring Orient Expressions 19. Türkü Hayattır 20. Birlikte Türküler Söylüyoruz / Sabahat Akkiraz & Mustafa Özarslan 21.Dillerdeki Türküler/Live
HABER
Alevilere kimlik araştırması HABIB GÜLER Zaman 10 Aralık 2012
CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, Alevilikle ilgili geniş kapsamlı bir araştırma yaptı.
Akkiraz, Bahçeşehir Üniversitesi’nin katkılarıyla 40 ilde yapılan anket sonucuna göre hazırlanan raporu, önümüzdeki günlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sunacak. 35 sayfalık raporda, Türkiye’deki toplam nüfusun yüzde 15’inin Alevi olduğu iddia edilirken, bu vatandaşların yüzde 75’inin CHP’ye oy verdiği belirtiliyor. Alevilerden en çok oy alan parti sıralamasında CHP’yi MHP, BDP ve AK Parti izliyor.
‘Alevilik’ başlıklı araştırma kapsamında, öncelikle Alevilerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim yerleriyle ilgili demografik çalışmalar yürütüldü, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden kütüğe kayıtlı kişi sayısı istendi. Ardından da 40 kişilik bir ekiple şehir, ilçe, belde ve köy taraması yapıldı. Bu bölgelerde kendini ‘Alevi’ olarak tanımlayan 2 bin kişiye 10 temel soru yöneltildi. İstanbul’dan Sivas’a kadar uzanan geniş bir yelpazede yapılan araştırma kapsamında deneklere siyasi soruların yanı sıra Alevilikle ilgili sorular da yöneltildi. Alevilere yöneltilen temel sorulardan biri son seçimlerde hangi partiye oy verdikleri oldu. Alevi vatandaşların yüzde 75’i ‘CHP’ şıkkını işaretledi. Alevilerin yaklaşık yüzde 10’unun MHP, yüzde 5’inin BDP ve AK Parti, yüzde 5’inin ise diğer partilere oy verdiği gözlendi. Bir sonraki seçimde oy verilecek parti sorusuna verilen cevapta ise CHP’nin ciddi bir düşüş yaşadığı öğrenildi. “Kendinizi ne olarak görüyorsunuz? Alevi mi, Türkmen Alevisi mi, Müslüman mı, ateist mi?” sorusuna cevap veren vatandaşların büyük bir bölümü ‘Alevi’ şıkkını işaretledi. Bu soruya cevap verenlerin çok düşük bir oranı kendini ‘ateist’ olarak tanımladı.
HABER
Akkiraz: Sünni kesimin bir şekilde kendisiyle yüzleşmesi lazım 2 Haziran 2014
"SOLCULAR VE PKK HEP ALEVİLERİN ÜSTÜNE OYNADILAR"
Akkiraz, Habertürk'ten Kübra Par'a yaptığı açıklamada Solcular ve PKK'lıların Aleviliği kullandığını belirterek, "1980 öncesinde solcular cemevlerini basıp "din uyuşturucudur" derlerdi. Aleviler arada kalırdı. Babam abime "gelip cemevini dağıtacağına neden gidip camideki imama laf söylemiyorsun" diye kızardı. Solcular hep Alevilerin üstüne oynadılar. PKK da Alevi çocukları kullandı. Alevi toplumu mazlum bir halktır." dedi.
"OKMEYDANI'NI RANT İÇİN DAĞITMAK İSTİYORLAR"
"Okmeydanı olayı aslında Alevi gettolarını dağıtma projesidir. Okmeydanı şehrin ortasında bir rant bölgesi olduğu için dağıtmak istiyorlar. Olayları çıkaran yüzü maskelilerin kim olduğunu bilmiyoruz. Polis görevini yapıp onları yakalamıyor.
"OLAYLAR ÇOK SİSTEMATİK YÜRÜYOR" (Polis kasten mi yakalamıyor yani?)
Bu olaylar çok sistematik yürütülüyor. Eskiden hep Gazi Mahallesi'nde olurdu. Orayı dağıttılar. Yüzü maskelileri bahane ederek gariban aileleri yerinden etmek istiyorlar.
"BİR YERDE RANT VARSA ORADA SIKINTI VARDIR" (Okmeydanı'nda içinde Alevilerin de olduğu radikal sol bir yapılanma yok mu? O bölgedeki protestolar barışçıl protestolar mı?)
Bir yerde rant varsa orada sıkıntı vardır. Güvercintepe'de cemevini taşladıklarında da bunu rant için yaptıklarını biliyorduk. Radikalleştirip boşaltmak istediler çünkü Başbakan'ın büyük projesi oradan geçiyormuş. Tesadüf değil, pek çok mahallede böyle oldu. Sol örgütler de bunu kullanıyorlar.
"CHP'LİLER ALEVİLİĞİ BAŞKA TÜRLÜ KULLANIYOR" Aleviler şiddetin tarafıymış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Devlet görevini yapsın, güvenliği sağlasın. Küçücük bir mahalledeki şiddeti durduramıyorsa ülkeyi nasıl yönetecek? Alevilerin yaşadığı mahalleler karışıklık çıkarmak için biçilmiş kaftandır çünkü Aleviler hiçbir şeye karışmazlar. Yıllarca öldürülen Şafii PKK'lıların cenazeleri cemevlerinden kaldırıldı. O bir insan, ne şekilde ölürse ölsün o bir insan... Sonra "Aleviler PKK'lı" diye bir algı yaratıldı. CHP'liler Aleviliği başka şekilde kullanıyorlar, AKP'liler başka şekilde...
"SÜNNİ KESİMİN KENDİSİYLE YÜZLEŞMESİ LAZIM" (Alevi gençlerin olaylara katıldığı doğru değil mi? Neden çıkıp "Okmeydanı'ndaki şiddet olaylarını Alevilere mal etmeyin" demiyorsunuz?)
Diyoruz ama kimse duymuyor. Akıl var mantık var. Adam cenazeye geliyor, alnından vuruyorlar. GBT'sinde bir şey olmadığı da çıkıyor ortaya. Neden onu vuran değil de Aleviler konuşuluyor? Yüzü maskeliler neden yakalanmıyor? Sünniler empati yapsın, bir cami taşlansaydı, bir genç namaz kılarken başından vurulsaydı ne tepki verirlerdi? Çıldırmazlar mıydı? Aleviler çok sabırlılar. Başbakan konuşmalarında Kemal Bey'in mezhebinden bahsediyor. Deniz Bey'in Sünniliği hiç konuşuldu mu? Sünni kesimin bir şekilde kendisiyle yüzleşmesi lazım...