13 Şubat 1928 tarihinde İstanbul‘da Üsküdar Salacak’ta doğdu. Robert Kolej’den Lisans (B. A.) derecesini aldıktan sonra master eğitimini Cornell Üniversitesi’nde yaptı. Akerliğini Kore Savaşı sırasında Türk Tugayı’nda yedek subay olarak yaptı. Bir süre yayıncılık ve filmcilikle uğraştı. Milliyet gazetesinde başladığı köşe yazarlığını başka gazetelerde sürdürdü.
1986 yılında kısa adı ITI (UNESCO) olan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi’nin başkanı oldu. 1989’da aynı örgütün Helsinki’de yapılan Dünya Kongresi’nde Uluslararası Yazarlar Komitesi Başkanlığı’na seçildi. Yurtiçinde ve dışında sinema, televizyon senaryoları yazdı.
Devlet Tiyatroları, İstanbul Şehir Tiyatroları, Sururi-Cezzar Tiyatrosu, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Haldun Dormen Tiyatrosu, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Kenter Tiyatrosu, Yunus Emre Tiyatrosu, Tiyatro İstanbul, Yeditepe Tiyatrosu gibi topluluklar tarafından oyunları sahnelendi. Gazete ve tiyatro oyunu yazarlığı alanlarında ödüller aldı. Değişik evliliklerinden dört çocuğu var.
Kiraladığı tekneyle kayınbiraderi Nazım Hikmet'i yurt dışına kaçırmasıyla ün yapmıştır.
En son Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 7 Ocak 2017 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
BAZI ESERLERİ:
– Yağmur Duası 1954 – Domuz 2003 – Er Oyunu 2004 – Kavşak: “Dünyayı Kadınlar Kurtaracak“ 2004 – Neşe’nin Şarkıları 2004 – Sabiha (Sabiha Sertel‘in yaşamöyküsü)2004 – İblisler, Azizler, Kadınlar (Anı) 2005 – Jetonlar Düştükçe 2007
Yazdığı Tiyatro Oyunları:
1957 – Deli, İstanbul Şehir Tiyatrosu 1958 – Bir Kilo Namus 1959 – Cengiz Han’ın Bisikleti 1959 – İp Oyunu 1959 – Karayar Köprüsü 1960 – İkinci Baskı 1961 – Büyük Jüstinyen 1962 – Aman Avcı 1962 – Ayı Masalı 1965 – Direkler Arası Kanto 1965 – Uçurtmanın Zinciri 1966 – Kartal Tekmesi 1967 – Kelepçe 1969 – Turp Suyu 1973 – Canavar Cafer 1980 – Efendimiz Efendimiz 1985 – Bunu Yapan İki Kişi 1991 – Tamirci : Ankara Devlet Tiyatrosu 1995 – Ramiz ile Jülide : Kent Oyuncuları 1996 – Eşek Dağın Sevdalısı : Kent Oyuncuları 1997 – Halay (oyun) : İstanbul Şehir Tiyatrosu 1997 – Seher Vakti : Tiyatro İstanbul 1998 – Yemenimin Uçları : İstanbul Devlet Tiyatrosu 1999 – Bordello 2003 – Bağış (Tülay Erduran ile) 2003 – Seher Vakti 2003 – Sekiz Oyun 2004 – Bahçemdeki Ayı : Ankara Devlet Tiyatrosu 2006 – El Ele : Ankara Devlet Tiyatrosu 2012 – Açıl Kafam Açıl : İstanbul Devlet Tiyatrosu
Senaryo :
1992 – Metamorfoz
HAKKINDA YAZILANLAR
AHMET REFİK ERDURAN KİMDİR?
Kökleri Karamanoğulları Beyliği’ne dayanır. Babası Hüsamettin Erduran, Annesi Refika Hanımdır. Leyla (d.1924) adında bir ablası vardı. 4 yaşına kadar evde ona bakan Yaşlı bir Fransız katolik dadısı vardı. Dadı hep Fransızca konuştuğu için küçüklüğünde Fransızcayı iyice öğrenmişti. Henüz okul çağı gelmeden annesinin karşı tarafa gidelim demesi üzerine aile Nişantaşı’na taşınır.
1934 yılında o zamanki adı 15. İlkokul olan Nilüfer Hatun İlkokulu’na başladı. 1938 yılında başladığı Robert Kolej’i bitirdikten sonra 1947 sonbaharında Amerika’da Cornell Üniversitesi’nde tiyatro tarihi okudu. Tuzla’daki Yedek Subay Okulu’nun ardından askerliğini Kore Savaşı sırasında Türk Tugayı’nda yedek subay olarak yaptı. 1954-1955 arasında TEF adlı haftalık mizah dergisini yönetti. Dergi, 1955’te kapandı. Yayıncılık ve filmcilikle uğraştı. Yayımcılık işlerini Ertem Eğilmez‘e bıraktı, tiyatro yazarlığına yöneldi. Daha çok güldürü ve vodvil türünde oyunlar yazmıştır.
İLK EŞİ NAZIM HİKMET'İN KIZ KARDEŞİ
1.eşi: 1950 yılında evlendiği ilk eşi Nazım Hikmet’in kız kardeşi Melda Kalyoncu hanımdır. 5 yıl evli kaldılar.1955 yılında boşandı. Murat (d.1953) adında bir oğlu vardır.
2.eşi: 1958 yılında gazeteci Leyla Umar ile evlendi. 1960 yılında boşandılar ancak beraber yaşamaya devam ettiler. 1977 yılında ayrıldılar.
3.eşi: Tülay Güngör ile 1992 yılında evlendi. 5 yıl evli kaldılar. 1997 yılında boşandı.
4.eşi: eski eşi Tülay’ın kızı Pınar (d.1965) ile 1997 yılında evlendi. Ferhat (d.1997) adında bir çocuğu oldu. Kerem ve İpek (d.2002) adında ikiz çocuk sahibi oldu. Bir avukat evliliklerini bitirmek için dava açtı, mahkeme sonucunda evliliği 2003 yılında iptal edildi.
Eski karısı Tülay Güngör’ün kızıyla evlendiği için Denişikâyette bulunulan ve mahkeme kararıyla evliliği iptal edilen Refik Erduran, ‘Pınar Hanım’la yurt dışında yeniden evleneceğiz’ dedi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Boğaz'daki Aşiret Mahmut Çetin Biyografi Net Yayınları
"Boğaz'daki Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını akla getiriyor. Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi. Genelde kırsal kesimle alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi"nde bir kast oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi. Bir sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu tarihi, yer yer de Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini resmediyor. Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata, ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi görülecektir zannediyoruz.
Boğaz'daki Aşiret, dört büyük ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur. Eser bu sebeple dört bölüm olmuştur. Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in Çocukarı, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa - Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı.
Boğaz'daki Aşiret! şenlikli bir kitap. Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a, Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri. Polonez, Hırvat, Alman, Macar ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan "Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller...
Kimlerin kimlikleri, Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları. Ve dipnotlar! Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardır.
SÖYLEŞİ
‘Herkes ben olsa anarşi çıkar!..’ ELİF KORAP İstanbul 28 Mart 2002 Milliyet
74 yaşındaki Refik Erduran, eski eşinin kızıyla evlendikten sonra ikiz çocuk sahibi oldu. Erduran’la aşk, sanat ve hayat üzerine konuştuk
Karısının kızıyla evlenen oyun yazarı ve gazeteci Refik Erduran 74 yaşında, ikiz çocuk sahibi oldu. 37 yaşındaki dördüncü eşi Pınar Hanım’ın dünyaya getirdiği ikiz bebeklere Kerem ve İpek adlarını verdi Erduran çifti. İkizleriyle Milliyet’e poz verirken yüzünde güller açan 74’lük baba, insanın yaşadığı sürece aşık olabileceği iddiasında da...
İkizler sürpriz mi oldu? - Eşim oğlumuza kardeş istiyordu. İkiz olması ölçüyü kaçırmak gibi oldu ama ölçüyü ben kaçırmadım, ölçü kaçtı.
Eşiniz Pınar, eski eşiniz Tülay Hanım’ın kızı. Tülay Hanım bebekleri ziyaret etti mi? - Aramızda hiçbir sorun yok. Kendisi şu an Kıbrıs’ta, ama doğumdan sonra telefon üstüne telefon ederek bizi kutladı.
Pınar Hanım’la evlenmeye nasıl karar verdiniz? - Eski eşim Tülay beni çeşitli nedenlerle bırakdığında kızı, ‘ben seviyorum bu adamı, kocam olmasını istiyorum’ dedi. Diyeceksiniz ki, o demiş olabilir, sen niye kabul ediyorsun. Pınar’ı insan olarak o kadar sevmiştim ki, bu bana onur verdi. Kaldı ki Pınar, gözü açılmamış sığırcık yavrusu değil. Birisini ayartmak, iğfal etmekten söz edilemez. Boğaziçi Üniversitesi’ni onur listesinde bitirmiş, 30’unu geçmiş biriydi Pınar. İlk görüşte aşk hayvansı bir dürtüdür. Ben bunun yüceliğini göremiyorum. Önemli olan zamanla oluşan sevgidir. Bizimki de böyle.
Yaşamınızı sıradışı buluyor musunuz? - Çok şükür sıradan bir yaşamım yok. Yine de herkes benim yaptıklarımı yapsa anarşi olur. Her yaptığımı da onaylamıyorum. Bizim durumumuz insanların hoşuna gitmeyebilir, ama bu ahlaksızlıktır dediğiniz zaman saçma oluyor. Ahlaksızlık başkalarına zarar vermektir. Moliere, karısını bırakıp onun kızıyla evlenmiştir. Ama onunki, yaşlı bir kadını bırakıp genç ve güzel bir kadını almak olarak tanımlanabilir. Woody Allen da bu örneklerden.
Nâzım’ı kaçıran kişi olarak da tanınıyorsunuz. Nâzım’ın özel yaşamının konuşulması çok tartışıldı. Ne düşünüyorsunuz? - Nâzım’ın özel hayatının açıklanmasına karşı değilim. Böyle büyük bir ozanın yaşamının her ayrıntısı çok önemlidir, diye düşünüyorum.
Nâzım, oğlu Mehmet ve karısı Münevver’i terk etti. Mehmet Bey’le görüşüyor musunuz? - Nâzım’ın Münevver’den olan oğlu Mehmet’i anlayabiliyorum, ama annesini kınamak zorundayım. Mehmet’i Nâzım’a düşman etti. Bir kadın kendisini ve çocuğunu terk eden adama kızabilir, ama çocuğu ona karşı zehirlemek haksızlıktır. Mehmet şu an Fransa’da yaşıyor. Ben hiç görüşmüyorum. Mehmet "Benim babam Rusya’da ruble için şiir yazıyor", "paragöz" diyecek kadar kışkırtılmış durumda. Bana iyi babalık etmedi, dese haklı ama bunlar çok çirkin.
Bazı şeyleri yazarken çekinmiyor musunuz? Örneğin Yahya Kemal’le ilgili anılarınız çok ilginç... - İnsanlar birini tanırken, onun gerçek kişiliğini de öğrenmeli. Yahya Kemal kızkardeşimi taciz etti. Daha iğrenç şeyler de yapıyordu. Nâzım’ın annesiyle sevişiyordu. Nâzım açlık grevinde ölmek üzereyken, annesi imza topluyordu. Yahya Kemal, bunu görüp bir imza vermemek için yolunu değiştirdi. Kedi pisliğini örter gibi örtelim mi her şeyi.
Devlet Tiyatroları Edebi Kurulu’nda görev yapıyorsunuz. Kuruldaki yazarların kendi oyunlarını seçip oynattıkları iddia ediliyor. Böyle bir şey var mı? - Bunlar çok saçma. Zaten Edebi Kurul’un oyun oynatma yetkisi yok. Son yıllarda hep benim istemediğim oyunlarımı sahnelediler. DT’de sürekli bir huzursuzluk var. Kültür Bakanı İstemihan Talay da, çok iyi bir seyirci!
‘Bazı tiyatrocular Amerika’da temsil izleyip onu Türkiye’de oynayarak Türk tiyatrosuna katkı yaptıklarını zannediyorlar’, demiştiniz. Kimler? - "Türkiye Yabancı Oyun İthalatçıları Ödülü" verilse bunu alacak çok kişi var. Örneğin Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer çok iyi oyuncular, ama ödleri kopuyor yerli oyun oynayacaklar diye.
VEFAT-HABER
Refik Erduran hayatını kaybetti Bugün 7 Ocak 2017
Gazeteci yazar Refik Erduran, 88 yaşında hayatını kaybetti.
Çok sayıda tiyatro oyunu kaleme alan Erduran, Kültür Bakanı Nabi Avcı’ya gönderdiği mektuplarla Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları’ndaki muhalif oyuncuları ihbar ederek tepki toplamıştı.