1850-1923 yılları arasında yaşadı. Gerçek adı Louis Marie Julien Viaud olan yazar aynı zamanda bir deniz subayıydı. 1867 yılındaki Okyanusya seferi sırasında, Büyük Okyanus’ta yetişen bir çiçeğin adı olan Loti takma adını aldı. Mesleği sayesinde Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerini, kültürlerini görme fırsatı buldu ve yazdığı anı ve romanlarda bu seyahatlerinde edindiği bilgilerden çok faydalandı. Denizcilik öğpreniminin ardından 1881’de yüzbaşı, 1906 yılında da albay rütbesini aldı. İstanbul’u da ziyaret eden Loti, bu şehirden ve Osmanlı kültüründen çok etkilendi ve daha sonra defalarca buraya gelerek uzun süre burada yaşadı. İstanbul’a ikinci gelişinde (1879) o zamanın Osmanlı Dönemi Türkiyesi’ni anlattığı “Aziyadé” adlı romanına adını veren kadınla tanıştı. Loti, bu romanla birçok eleştirmenden olumlu not aldı ve geniş bir kitle tarafından tanınmış oldu. Daha sonra roman yazmaya devam etti ve birçok önemli yapıta imzasını attı. Gözlem yönü kuvvetli olan Pierre Loti, yazılarında oldukça yalın bir dil kullandı ve aşk, ölüm, umutsuzluk gibi öğelere fazlaca yer verdi.
Eyüp sırtındaki Pierre Loti Kahvesi, bütün Haliç’in tepeden görülebildiği, doğal ve sakin bir mekan. Eyüp, dini mekanları, mezarlıkları, doğal güzellikleriyle önemli ve eski bir yerleşim bölgesi. Eyüp’ten Eminönü’ne kadar tüm Haliç’in tepeden görülebildiği Pierre Loti Kahvesi, yerli ve yabancı turistlerin oldukça ilgi gösterdiği bir yer. Osmanlı kültürüne ve yaşayış biçimine hayranlık duyan yazar Pierre Loti, İstanbul’da bulunduğu dönemlerde bu kahveye sürekli gelirdi. Özellikle nargileye meraklı olan Loti, burada saatlerce oturur, insanlarla sohbet ederdi. Kahvehaneye, Eyüp’ten arabayla veya mezarlıkların içinden geçen patika yoldan yaya olarak ulaşılabiliyor. Hafta içi öğlen saatleri dışında, oldukça kalabalık olan Pierre Loti Kahvesi’ne turistlerin yanı sıra İstanbullular da ilgi gösteriyor.Kahvenin arkasında kalan bölümde ise inşaatı bitmiş ve faaliyete geçmesi beklenen , eski İstanbul evleri şeklindeki apart hotel evleri, restoran ve kafeden oluşan bir kompleks bulunuyor. Divanyolu’ndaki caddeyle birlikte buraya da Pierre Loti’nin adı verildi.
ESERLERİ:
1.İsfahan Seyahatnamesi Pierre Loti
Pierre Loti'nin eserlerinde, kendi hayatının serüveniyle hayalhanesinde kurguladığı hayatın bir karışımı vardır. Adeta bir rüya gözlüğü ile hayatın yalın yüzünü seyreder. Yer yer hayat, yer yer de rüya ve hayaller baskın çıkar. Onun böyle bir yapıda oluşturduğu, ortaya koyduğu eserleri; okuyucuyu bağımlılık derecesinde etkileyip sürükleyici bir anlatım ırmağına götürür.Hayatın iki ayrı yönünü aşkı ve ölümü batılı bir düşünce yapısı içinde değil de Doğu- İslam anlayışı ekseninde karşılaştırmalı olarak değerlendirmeye çalışır.
HABER
Türk dostu Pierre Loti Çanakkale’de Türklere karşı savaşmış! Hürriyet 10 Aralık 2016
Balkan Savaşları ve Milli Mücadele’ye verdiği destekle bilinen Fransız yazar Pierre Loti’nin karanlıkta kalan Birinci Dünya Savaşı yıllarını, tarih doktorası yapan Mesut Özekmekçi araştırdı.
Meğer Pierre Loti, Topkapı Rıhtımı’nda devlet töreniyle karşılanmasından sadece iki yıl sonra Birinci Dünya Savaşı için ülkesine dönmüş, Fransa ordusuna katılmış ve Çanakkale Savaşı’nda Türklere karşı savaşmış!
Türk dostu Pierre Loti.” Dilimize bu şekilde geçmiş, adı İstanbul’un en güzel tepelerinden birine verilmiş Fransız yazar, oryantalist ve asker Julian Viaud ya da bilinen adıyla Pierre Loti, yakın tarihin en renkli kişiliklerinden biri. 73 yıllık hayatında 1870 ile 1913 arasında tam sekiz kez Türkiye’ye gelmiş, Türkiye hakkında eserler yazmış, Milli Mücadele’ye verdiği destek sebebiyle kendisine fahri hemşerilik verilmiş olan Pierre Loti’nin yaşamında, bizi ilgilendiren ama karanlıkta kalan bir bölüm var.
Loti, 1911 Trablus ve 1912-1913 Balkan Savaşları’nda Türkiye’nin yanında yer almış, Avrupa devletlerinin haksızlıklarını, ‘Can Çekişen Türkiye’ kitabında kaleme alarak Türkiye’de sempati toplamıştı. Bu kitapta Avrupalı devletlerin İtalya’nın saldırgan tutumuna göz yummasını eleştiren Loti, 1913’te devlet konuğu olarak Türkiye’ye davet edilmiş, Tophane Rıhtımı’nda görkemli bir törenle karşılanmıştı. Hatta Sultan Reşad kendisine Topkapı Sarayı’nda bir ziyafet vermiş, kendi saatini hediye etmişti.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA NEREDEYDİ?
Tarih kitapları, Pierre Loti’nin I. Dünya Savaşı’na kadar Türkiye’de kaldığını, savaş patladıktan sonra tam 64 yaşındayken savaşmak için Fransız ordusuna başvurduğunu yazıyor. Loti, daha sonraları Milli Mücadele’ye verdiği destekle hayatımıza tekrar müdahil oluyor.
Peki, son ziyaretinde yerleştiği Eyüp’teki bir tepeye adı verilen, Türkiye sevgisini romanlarına konu eden Pierre Loti, Birinci Dünya Savaşı’nda ne yapmıştı?
Bu sorunun peşine düşen Celal Bayar Üniversitesi tarih doktora öğrencisi Mesut Özekmekçi, Avrupa ve Amerikan gazetelerinin arşivlerinde yaptığı çalışmayla bu soruya tatsız bir yanıt bulmuş. Özekmekçi’ye göre Pierre Loti, Topkapı Rıhtımı’nda devlet töreniyle karşılanmasından sadece iki yıl sonra Birinci Dünya Savaşı için ülkesine dönmüş, Fransız ordusuna katılmış ve Çanakkale Savaşı’nda Türklere karşı savaşmış!
GAZETE ARŞİVLERİNDEN ÇIKAN GERÇEK
Pierre Loti’nin hayatını merak eden Özekmekçi, Loti’nin Birinci Dünya Savaşı sırasında tarihimizde karanlık kalan dönemini incelemek için gazete arşivlerine dalmış.
Özekmekçi, “Çanakkale saldırısı bilindiği üzere 19 Şubat 1915 yılında başlamıştır. Gazete haberlerinden anlaşıldığı kadarıyla bir aydan kısa bir sürede Loti, Türklere karşı yapılan saldırıda gönüllü olmuştu” diyor.
11 Nisan 1915’te Amerikan Richmond Times gazetesinde tam sayfa yayımlanan “Pierre Loti şimdi hayran olduğu Türklere karşı savaşıyor” başlıklı haber bu konuda önemli bilgiler içeriyor. Yazıda Loti’nin Dünya Savaşı’nın patlak vermesini beklemediği, ancak savaş başlar başlamaz kalemini bırakarak Alman yayılmacılığına karşı savaşmaya gittiği anlatılıyor.
Haberde Loti’nin Çanakkale cephesine katılması şu cümlelerle anlatılıyor: “Türkleri çok seven Loti’nin uyarılarına rağmen onlar Fransa’nın düşmanlarıyla aynı safta yer aldı. Bu durumda Loti, kızgınlıktan çok üzüntüyle ama gerçek bir vatanseverlikle aldığı emirleri uygulayarak donanmasıyla Çanakkale kalelerini bombalamaya gitti. Eğer Loti Türkler tarafından ele geçirilirse, şüphesiz savaşın en değerli esiri olacak.”
Özekmekçi, 1916 ve 1917 yıllarındaki gazetelerde Loti’nin Çanakkale’deki Türk kalelerini bombaladıktan sonra, karaya çıkarak Fransız birliklerini ziyaret ettiğine yönelik haberlere de rastlamış.
Amerikan ‘The Bridge Port Evening Farmer’ gazetesinin bir haberinde, Loti’nin Birinci Dünya Savaşı macerası net bir şekilde anlatılmış: “Uzun yıllar Türklerin ve Türkiye’nin hayranı olmasına ve bir süre ikinci evi saydığı İstanbul’da yaşamasına rağmen Loti’nin Türk düşmanı olması kaderin tuhaf bir oyunu.”
Pierre Loti Türkçedeki hemen tüm kaynaklarda ‘Doğu âşığı’, ‘Osmanlı dostu’ olarak kabul ediliyor.
Fakat Mesut Özekmekçi bu durumun Loti’nin Çanakkale’ye savaşmaya geldiği bilgisini gölgelemek için bir gerekçe olmaması gerektiği görüşünde: “Loti’nin Balkan ve 1911-1912 Türk-İtalyan Savaşları’nda Türklerden yana cephe aldığı açık. Bunun yanında kendisinin Dünya Savaşı’ndan sonra Kurtuluş Savaşı’na verdiği fikirsel destekle Ermeni iddialarına karşı Türk tezlerini savunması hemen her kesimce bilinmekte. Lakin bu, onun I. Dünya Savaşı’nda Türklere karşı savaştığı, kalelerimizi bombaladığı ve belki de (istemeyerek bile olsa) askerlerimizi şehit ettiği gerçeğini değiştirmiyor.”
SAVAŞ SONRASI FAHRİ HEMŞERİLİK
İslam Ansiklopedisi’ndeki ‘Pierre Loti’ maddesinde Loti’nin Birinci Dünya Savaşı’na ilişkin dönemi hakkında “1910’da emekliye ayrıldı, fakat I. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine yeniden göreve çağrıldı” ibareleri var. Ancak savaş sonrasında Türkiye’de büyük saygı gören Loti hakkında şu bilgilere yer veriliyor: “1921’de Müfide Ferid (Tek) başkanlığında bir heyet, TBMM adına Loti’yi ziyarete gitti ve kendisine İstanbul’un fahri hemşerilik beratını sundu. Fakat bu arada Tevfik Fikret, Halit Ziya (Uşaklıgil), Celâl Nuri (İleri) ve Adnan Adıvar başta olmak üzere bazı Türk yazarları ise onu Avrupa’da yanlış ve hayali bir Türk imajı oluşturmakla suçladılar.”