Osman Fikri Sertkaya
akademisyen, yazar
11 Ağustos 1946 tarihinde Adana’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 1968 yılında mezun oldu.
1966-2014 yılları arasında Köktürk, Uygur, Karahanlı, Kıpçak, Çağatay, Erken Osmanlı ve Çağdaş Uygur Türkçesi devrelerinde çeşitli sahalarında araştırma yaptı.
50’yi aşkını Almanca, Fransızca, İngilizce, Kırgız Türkçesi, Rusça ve Japonca olmak üzere 435’ten fazla araştırmayı yerli ve yabancı ilim dergilerinde yayımladı.
Yurt içinde ve dışında 180’yi aşkın millî ve milletlerarası kongre, konferans, kollokyum, sempozyum, seminer ve panel gibi ilmî toplantılara bildiri ile katıldı.
44 yıla yakın bir süre akademisyen olarak çalıştı. Ağustos 2013’te yaş haddinden emekli oldu.
ESERLERİ:
1.Göktürk Tarihinin Meseleleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1995
2.Dede Korkut Kitabı’nın Dresden Nüshasının “Giriş” Bölümü, 2006, 160 s.
3.Eski Türklerde Para (Rysbek Alimov ile birlikte), Ankara, Ötüken Yayınları, 2006, 160 s.
4.Hüseyin Nihal Atsız Hayatı ve Eserleri. Ankara, Ötüken Yayınları, 2014
Öğretim üyesi olduğu ve bilimsel çalışmalar sürdürdüğü kurullar:
Türkiyat Enstitüsü (1970), Türk Edebiyatı Vakfı (1972), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü (1976), Türk Dil Kurumu (1983), Türk Tıp Tarihi Kurumu (1985), TAÇ Vakfı (1987) gibi kuruluşlarda tabiî üye, aslî üye, bilim kurulu üyesi ve mütevellî heyeti üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Uluslararası Akademik İlişkiler Kurulu üyesi olarak çalıştı (1985-2005) ve 1996-2009 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün Müdürlüğü görevini yürüttü.
PIAC (Permanent International Altaistic Conference, 1972), DMG (Deutsche Morgenländische Gesellschaft, 1979), SUA (Societas Uralo-Altaica, 1980), CASA (Assocation for Central Asian Studies, 1988) gibi kuruluşların aslî üyesi, Tataristan Bilimler Akademisi Galimcan İbrahimov Dil Edebiyat Enstitüsü ile Macaristan Alexander de Körös Csoma Enstitüsü’nün ise şeref üyesidir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Osman Fikri Sertkaya Hakkında
Osman Fikri Sertkaya, 11 Ağustos 1946’da Adana’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi T’ürk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden (1964-1968) mezun oldu. 1970’te Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Eski Türk Dili Anabilim Dalına intisap etti. 1975 yılında Türk Hava Kuvvetlerinde askerlik görevini yaptı.
1976’da “Pek iyi” derece ile “Dr. phil,” unvanını aldı. Haziran 1982’de “Yardımcı Doçent Doktor” unvanı ile “Öğretim Üyesi” olarak atandı. Ekim 1989’da “Doçent Doktor” unvanını aldı. Ağustos 1996’da profesörlüğe yükseltildi.
Alexander Von Humbolt Vakfı Araştırma Bursu ile Haziran 1977-Şubat 1979 tarihleri arasında; Almanya’da Ruhr Üniversitesi/Bochum (Abteilung für Geschichtswissen-schaft ile Sprachwissensschaftliches Institut)’da, Justus-Liebig Üniversitesi/Giessen (Seminar für Sprachen und Kulturen Nordafrikas)’de, Bonn Üniversitesi (Seminar für Sprach-und Kulturwissenschaft)’nde, Göttingen Üniversitesi (Seminar für Turkologie und Altaistik)’nde Batı Berlin (Staatsbibliothek Preussischer Kulturbesitz, Oriental Abtcilung)’de, Doğu Berlin İlimler Akademisi (Zentral.Institut für Alte Geschihchte und Archaeologie, Bereich Alter Orient)’nde, İngiltere’de, Manchester (Üniversitesi’nde ve John Rylands Kütüphanesi’nde, Londra Üniversitesi (School of Oriental and African Studies)’nde ve British Library (Department of Oricntal Manuscript)’de, Fransa’da (Bibliothèque Nationale)’de Köktürk, Uygur, Karahanlı, Kıpçak, Çağatay ve Osmanlı yazma ve basmaları üzerinde Türk dili araştırmaları yaptı.
1982-1983 yılları arasında Almanya’da Justus Liebig Üniversitesi Şarkiyat Enstitüsü (Institut für Orientalistik)’nde “Lektor für Turkisch [Türkçe Lektörü]”olarak çalıştı.
1986 yılının yazında, üç ay, tekrar Alexander von Humbolt Vakfı’nın bursiyeri olarak Justus Liebig Üniversitesi (Giessen)’nde “Uygur Tıp Metinleri” konulu bir araştırma yaptı.
Anayasanın 134. maddesi gereği 2876 sayılı kanunla yeniden yapılanan Türk Dil Kurumu’nda başta “Yürütme Kurulu” üyeliği olmak üzere çeşitli görevler aldı.
1987-1990 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı “Kaynak Eserler Yayın ve İstişare Kurulu” ve “1000 Temel Eser Yayın ve İstişare Kurulu” üyeliklerinde bulundu.
Osman Fikri Sertkaya’nın geçen 40 yıl içerisinde Türkoloji biliminin yurt içinde ve dışında yayılması ve milletlerarası ilim dünyasında yerini alması için yapmış olduğu çalışmalar arasında kısaca şunlar zikredilebilir: 1973-1999 yılları arasında yedisi Milletlerarası ve onu Millî olmak üzere on yedi Türkoloji Kongresi’nin Sekreter Yardımcısı (1973-1982), Genel Sekreteri (1983-1988) ve Başkanı (1997-1999); Türkçenin Tarihi, Orhun Abideleri, Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Yazım ve Noktalama, Türkoloji Makaleleri, Edebiyat Nedir?, Alfabelerimiz, Atasözleri, Bulmacalar, Edebi Sanatlar, Sınav Soruları, Kpss, Oks, Öss, Bunları Biliyor musunuz?, Özlü Sözler, Güzel Sözler, Türkçe, Edebiyat, Masallar, Destanlar, Astroloji, Roman Özetleri
1988-1992 yılları arasında Bakü, Elazığ, Almatı, Konya ve Bişkek’te toplanan Türk - Sovyet İkili Kollekyumları” nın kurucusu, yürütücüsü ve Türk tarafının başkanı; Türk Dil Kurumu’nun 1988, 1992, 1996 ve 2000 yıllarında tertiplediği; Uluslararası Türk Dili Kongresi ile Ali Şir Nevayi’nin 550 Doğum Yıldönümü Paneli, Wilhelm Radloff’un Doğumunun 100. Yıldönümünü Anma Paneli ve Göktürk Harflerinin Okunuşunun 100. Yıldönümü Anma Günü toplantılarının düzenleyicisi ve uygulayıcısı;
Kültür Bakanlığı’nın tertiplediği Milletlerarası Yesevi Kongresi ile Türkiye-Rusya veKazakistan tarafından tertiplenen Ahmet Yesevî’nin Dünyası adlı Kongrelerinin düzenleyicisi yürütücüsü;
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin yayımladığı Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi’nin Yayın Kurulu Üyesi;
Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten’in 1982-2001 yılları arası Yazı Kurulu Sekreteri ve Yazı Kurulu Başkanı; Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nün yayımladığı Türk Kültürü Araştırmaları’nın Yayın Kurulu Üyesi
Osman Fikri Sertkaya 1966-2005 yılları arasında Göktürk, Uygur, Karahanlı, Kıpçak, Çağatay, Erken Osmanlı ve Çağdaş Uygur Türkçesi devrelerinin dili, edebiyatı, tarihi, sanatı, musikisi, folkloru kısacası Türk dili ve kültürünün çeşitli sahalarında 40 kadarı Almanca, Fransızca, İngilizce, Kırgız Türkçesi, Rusça ve Japonca olmak üzere 330’dan fazla araştırmayı yerli ve yabancı ilim dergilerinde yayımlayarak Türkoloji biliminin yurt içinde ve dışında yayılması ve tanınması için katkı ve çalışmalarda bulundu.
Yurt içinde ve dışında 120’yi aşkın millî ve milletlerarası kongre, konferans kollokyum, sempozyum, seminer panel gibi ilmî toplantılara bildiri ile katıldı.
Yurt içinde Türkiyat Enstitüsü (1970), Türk Edebiyatı Vakfı (1972), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü (1976), Türk Dil Kurumu (1983), Türk Tıp Tarihi Kurumu (1985) ve TAÇ Vakfı (1987) gibi kuruluşlarda tabiî üye, aslî üye, bilim kurulu üyesi ve mütevellî heyeti üyesi olan Sertkaya, yurt dışında da PIAC (Permanent International Altaistic Conference=1972), DMG (Deutsche Morgenländische Gesellschaft=1979), SUA (Societas Uralo-Altaica=1980), CASA (Assocation for Central Asian Studies=1988) gibi kuruluşların aslî üyesidir.
1985-2005 arasında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Uluslararası Akademik İlişkiler Kurulu üyesi olarak çalıştı. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün Eski Türk Dili Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün Müdürlüğü görevini de yürüttü.
ŞECEREDEN KÜÇÜK BİR PARÇA
Osman Fikri Sertkaya
facebook 30 Ağustos 2023
17-19 Nisan 2015 tarihlerinde Adana’da I. Uluslararası ‘Tarihte Adana ve Çukurova” Sempozyumu adlı bir bilim toplantısı yapıldı. Ben de Çukurova’daki yerleşim isimlerinden hareket ederek bölgeye yerleştirilen etnik unsurların kökenleri üzerinde “Ceyhan’ın bazı mahalleleri ile civarındaki bazı yerleşim mahallerinin isimleri üzerine açıklamalar” başlıklı bir bildiri sundum. Bildirimdeki küçük bir bölümü burada paylaşmak istiyorum.
5 Ocak 1970’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün Eski Türk Dili Anabilim Dalı’na asistan oldum. 1970’li yıllarda rahmetli Aydın Bolak’ın başında bulunduğu Türk Petrol Vakfı üniversite asistanlarına Yabancı Dil Öğrenme Bursu veriyordu. 1971-1973 yılları arasında bu burstan faydalandık. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki 333 numaralı odamda iki yıl, dört arkadaşım ile birlikte, Amerikalı iki hocadan, Millgrim âilesinden, İngilizce dersi aldık. İngilizceyi de öğrendik. Arkadaşlarımın dördü İktisat Fakültesi asistanları idi. Begli Dikeçligil, Ahmet Gökçen, Enis Öksüz ve Ahmet Yörük.
Enis Öksüz Tarsus’lu idi. 1971’in yaz tatilinden sonra İstanbul’a dönüşünde bana “Siz Çerkez kökenli imişsiniz” dedi. Ben şaşırdım. “Bunu nereden çıkardın? Ben niye bilmiyorum” diye sordum. “Babanın dayıları Ceyhan’ın Sarıbahçe Köyünde oturuyor-muş” cevabını verdi. Ben ailemin soy kütüğünü üniversite sıralarında büyükannem, babam ve dayıları ile konuşarak hazırlamıştım.
Büyükannem Zeynep Nazife Sertkaya’dan âilesi hakkında duyduklarım şunlardır: “Ailemiz Kafkasya’dan, Babalar köyünden, Türkiye’ye göçtü. Kelîmât Oğulları adı ile bilinirdik. Bir kısmımızı bugün Kelemeti şeklinde telaffuz edilen Kelimâtî köyüne yerleştirmişler. Bizi de Büyük Mangıt köyüne yerleştirmişler. Ben Mangıt köyünde doğdum. Çerkezce bilmem. Babam Hasan beş kardeşin en küçüğü idi. O da Çerkezce bilmezdi. Büyük babam Emin Bey de Çerkezce bilmezdi. Komşularımızdan köy sokaklarında bazı Çerkezce kelimeleri öğrendik”.
Konuyu rahmetli hocamız Prof. Dr. Cengiz Orhonlu’ya sordum. Aldığım cevap şudur: “Osmanlı arşiv belgelerinde Türkiye’ye Kuzey Doğu’dan, Kafkasya üzerinden, göçenler için kullanılan genel terim Çerâkise (Çerkezler) tabiridir. Bu terim ile 36 Kafkas kavmi ifade edilmek istenmiştir.Türkiye’ye Güney Doğudan göçenler için kullanılan genel terim ise Ekrâd (Kürtler) tabiridir. Bu tabir içerisinde de onlarca Türk boyu ifade edilmek istenmiştir”. Bu durum karşısında baba tarafından büyükannemin âilesinin Kafkasya göçmeni olduğu ve Karaçay-Malkar Türklerinden olduğu aydınlandı.
Büyük Mangıt köyüne öğretmen olarak atanan büyükbabam Muallim Osman Fikri Efendi, büyükannemi görmüş, istemişler ve evlenmiş. “Bey torunu bir Türk kızı aldım” diye övünürmüş. Büyük amcam Mustafa Hikmet Sertkaya ise Çerkez (Şapşuğ) olan Müzeyyen Rukiye Taymas ile evlenmiş ve Yücel Nimet Sertkaya ve Ünal Sertkaya isimli iki oğulları olmuş. Eşinden ayrıldığı için oğullarını yalnız büyüten anneleri onlara hep Çerkez olduklarını söylermiş.Dolayısıyla terminoloji dolayısıyla Ceyhan ve havalisine iskân edilen ve kendisini Çerkez kökenli sayan bir çok ailenin de Karaçay-Malkar Türkü kökenli olduğunu söyleyebiliriz.
Rahmetli babam çok güzel Şeyh Şamil oynarmış. Burada onun Kafkasya kıyafeti ile bir resmini veriyorum.
Anne tarafımdan büyük annem ise Kerkük’ün Bulak mahallesinden Adana’nın Büyük Dikili köyüne göç eden bir Türkmen âilesi imiş. O da Tarsus’un arpacılar köyünden Durmuş adlı bir Türkmen ile evlenmiş.
Anneannemin Adana’daki evi Müzenin bitişiğinde idi. Etnografya Müzesi’nin Müdürü Ali Rıza Yalman Yalgın bir gün anneme “Dürdane. Git. Millî kıyafetini giyip gel. Resmini çekelim” demiş. Annemin bu resmi yıllarca müzede asılı kaldı. Ayrıca Ali Rıza Yalman Yalgın’ın Cenupta Türkmen Oymakları. Kısım - V (Adana, 1939) adlı eserinin 5. cildinin önünde “Adana Müzesi’nin Yürük Etnografya Salonu’nda Müze elbisesini giyerek fotoğrafı alınan tabak Durmuş kızı Bayan Dürdane” başlığı ile yayımlandı.
Ocak 2015’te büyük dayım İhsan Arpaç “dalya” diyerek 100 yaşına, 5 Ocak 1923 doğumlu annem ise 91 yaşına girdi. Onları kutlamaya eşim Ayşegül Sertkaya ile birlikte Adana’ya gittik. Ali Rıza Yalman Yalgın’ın anneme imzaladığı Cenupta Türkmen Oymakları adlı kitabı annem bana hediye etti. Anneme “Bu resimdeki Türkmen elbisesi senin miydi müzenin miydi? diye sordum. Annem: “elbise benimdi. Ali Rıza Bey etnografik malzeme topluyordu. Annemden benim giydiğim elbiseyi istedi. “Dürdane çabuk serpiliyor. Seneye bu elbiseyi giyemez. Bu Türkmen elbisesini bize bağışla Rabia Hanım” demiş. Annem de elbisemi Müzeye bağışladı. Elimdeki kirman ise annem Rabia Arpaç’ın yün eğirdiği kirmanı idi. Onu müzeye vermedi” diye cevap verdi.
Osman fikri sertkaya