1951 yılında Adana'da doğdu. Türk müziği ritim ve makamlarını öğrendi. 1967 yılında 16 yaşında İstanbul'a geldi. Burada Mevlevi dervişleriyle tanıştı. Onların dünyaya bakışlarından, müziği yorumlayışlarından ve ruhlarından çok etkilendi. Mevlevi Şeyhi Neyzen Aka Gündüz Kutbay hayatında önemli bir yer edindi. Sufi müziği, müziğinin temel taşı oldu.
Daha sonra müziğe karşı alternatif bakış açılarıyla tanınmış müzisyenlerle çalıştı. Farklı tarzda soundlarla tanışarak zihninde sürekli olarak büyüttüğü ve adına "Sabır Ağacı" dediği müziğini zenginleştirmeye başladı.
1971 yılında 20 yaşında Türk Klasik Folklor grubunun bir üyesi olarak ilk defa Amerika'ya adım attı. "Sabır Ağacı" da bambaşka bir yönde gelişme yoluna girdi. Sultans adlı müzik grubuyla çalıştı. Ortadoğu kökenli müzisyenlerle beraber kurduğu orkestra ile çeşitli kulüplerde çaldı. 1988 yılında ünlü prodüktör Brian Keane ile tanıştı.
Dünya çapında tanınmasını sağlayan albümlere imza attı. Doğu ve batı ezgilerini tasavvuf müziğiyle sentezleyerek oluşturduğu özgün tarz, büyük beğeni topladı.
New York Metropolitan Museum of Art'ta sergilenen "Muhteşem Süleyman" sergisi ve filmi için Keane ile çalışmaya başladı.
Albümlerinde Yunanistan, İsrail, Bulgaristan, İran ve İspanya gibi birçok farklı ülke ve medeniyetten müzisyenlerle çalıştı.
Amerika dışında, Avustralya, Fransa, İspanya, İngiltere, İsrail ve Yunanistan başta olmak üzere birçok kıta ve ülkede verdiği konserlerle hayran kitlesini her gün genişletti.
Bugüne kadar "Spy Game (R. Redford, B. Pitt)" gibi birçok filmde müziklerine yer verildi.
HABER
Ömer Faruk Tekbilek efsaneleri buluşturdu Sevinç Özarslan Zaman 12 Kasım 2012
Tekbilek'in yeni albümü: ‘Efsanelerin Buluşması’
Dinleyicisinin sesinden değil müziğinden tanıdığı isim Ömer Faruk Tekbilek, yeni bir albümle Türkiye’ye çıkageldi. Türk müziğinin yurtdışındaki fahri elçisi Tekbilek, Aşkın Şerbetçi ile Amerika’da yaşayan ve kendi dalında en iyi olan sanatçıları ‘Efsanelerin Buluşması’ adlı albümde bir araya getirdi.
Türk müziğinin yurtdışındaki fahri elçisi Ömer Faruk Tekbilek, kendisi gibi yaşamını çok uzun süredir Amerika’da sürdüren yakın dostu, bestekâr Aşkın Şerbetçi ile birlikte bir projeye imza attı. Şerbetçi ve Tekbilek, Amerika’da yaşayan kendi dalında en iyi olan sanatçıları bir araya getirerek ‘The Meeting of The Legend-Fantasy/Efsanelerin Buluşması’ adlı bir albüm hazırladı. Beş yılda tamamlanan albümde 6 Emmy ve Grammy ödüllü Brian Keane prodüktör olarak ve gitarıyla yer alıyor. Yine Grammy ödülü sahibi Bassist Eliot Wadopian ile birlikte albümde, ud tınılarıyla ünlü Ara Dinkjian, kanun ve kemanda, Tekbilek’in One Truth albümünde söylediği ‘I Love You’ gibi çok beğenilen bir esere imza atan Hasan Işakkut, perküsyon ve davulda birçok solo albüme sahip ve sanatçının ‘Ensemble’ grubunda da yer alan River Guerguerian, piyano ve akustik gitarda Christopher Rosser, bendir, darbuka ve bongoda oğlu Murat Tekbilek var.
Aşkın Şerbetçi’ye ait olan 9 beste ve bir sürpriz düzenlemeden oluşan albümdeki ‘Dreamy Eyes’, ‘Crazy Heart’, ‘You Are The One’, ‘Be Mine Tonight’ ‘Fantasy’yi sanatçının Türkiye’deki temsilcisi, Zet Müzik’in sahibi Tayfun Medeni’nin paylaşımı sayesinde dinleme fırsatımız oldu. Dört eseri de çok seveceksiniz. Hepsi huzur verici, sakinleştirici, yer yer de heyecanlandırıcı.
Albümün en hoş sürprizi ise 1980’li yıllarda, hem dünyada hem de Türkiye’de meşhur olan Earth Wind&Fire (Toprak, Rüzgar ve Ateş) grubunun unutulmaz eseri ‘Fantasy’nin Türk müziği düzenlemesi. Ömer Faruk Tekbilek, yeni albümü çıkmasına rağmen aslında bugünlerde oldukça hüzünlü. Geçen hafta annesini kaybetti ve Sandy kasırgası nedeniyle cenazesine yetişemedi. Geçtiğimiz cuma günü ise validesinin Adana’daki mezarını ziyaret için Türkiye’ye gelince bizi kırmayıp sorularımıza cevap verdi.
Bu albüm nasıl ortaya çıktı? Hepsi alanında önemli isimleri bir araya getirmeniz zor olmadı mı?
Albüm fikri ilk önce Aşkın (Şerbetçi) ve Burak’la (Yorulmazlar) bir araya gelmemizle başladı. Sonra parçalar geliştikçe zaten senelerdir devamlı beraber çalıştığım o güzel, değerli müzisyenlerin ve sonunda Brian Keane’in katılması kendiliğinden oluştu.
Albümde dikkat çeken parçalardan biri, 1980’lerin ünlü şarkısı Fantasy’ye yaptığınız Türk müziği düzenlemesi. Bu fikir nasıl gelişti?
Parçanın melodik olarak çekiciliği ve bizim müziğimize yakın oluşu onu severek çalmamızı sağladı. Genellikle bütün parçalar kayıt sırasında melodinin daha da belirgin hale gelmesiyle kendini geliştirir ve son halini bulur.
Oğlunuz Murat Tekbilek’in de albümde ismini görüyoruz. Ne zamandır birlikte müzik yapıyorsunuz?
Oğlum Murat beş yaşından beri benimle sahnelerde çalıyor. Annesinin karnındayken başladım ona öğretmeye ve hamd olsun kendini bildiğinden beri de hep benimle beraber sahnede olmanın zevkini paylaştı. Bu onun ilk CD projesi.
Nefes Süvarileri adlı uzun soluklu bir projeniz olduğunu biliyoruz. İçeriğinden bahsedebilir misiniz?
Bu benim kafamda yıllardır düşünüp tasarladığım ve bence de çok kutsal olan bir proje. Endülüs’ten başlayıp Kuzey Afrika, Mısır, İsrail, İran, Afganistan, Pakistan, Anadolu ve Balkanlar’daki sufi geleneğiyle ilgili melodileri, bu ülkelerin müzisyenleriyle beraber çalmak. Sufiler bence nefesin farkına varıp değerini bilen ve en iyi şekilde kullanabilen insanlar. Onun için bu albümü inşallah Nefes Süvarileri olarak adlandıracağım.
ABD’deki Kasırga nedeniyle annesinin cenazesine gelemedi
Annenizi geçen hafta kaybettiğinizi öğrendik. Sandy kasırgası nedeniyle de cenazesine gelemediniz. Öncelikle başınız sağolsun. Hüzün ve sevinç bir arada. Hislerinizi öğrenebilir miyiz?
Evet, Allah'ım anacığımı nur içinde yatırsın. Kalanlara hayırlı, uzun ömür versin. Aydınlık ve karanlığın hayatın değişmeyen iki yüzü olduğunun gerçeği bir kere daha tecelli etti. “One Truth” albümünü yaparken de rahmetli kayınvalidem kalp krizi geçirmişti. O zaman öğrenmiştim ki aydınlıktayken karanlığı, karanlıktayken de aydınlığı düşünüp iki tarafın da tesirinde kalmadan geçici olan gerçeği sabırla yaşamak ve daimi şükür içinde bulunmak hayatın gerçeği ve de biricik sırrı.