Nejat Uygur(1927)-(2013) tiyatro oyuncusu ve yönetmeni
10 Ağustos 1927 tarihinde Kilis'te doğdu. İlkokulu Siirt, Ezine ve İntepe'de okudu. 1938 yılında ilkokul öğrencisiyken tiyatroya başladı. Sarıyer, Çanakkale ve Manisa'da ortaokulu tamamladı. Güzel Sanatlar Akademisi'nin Heykel Bölümü'ne girdi. Fakat mezun olamadı.
İsmail Dümbüllü tarafından keşfedildi. 1949 yılında Nejat Uygur Tiyatrosu'nu kurdu. Amatör ve profesyonel olarak 60 yıldan uzun süre tiyatro yaptı. 50'den fazla ödülü var. 2 kez ABD, 4 kez Avrupa turnesine çıktı. 35 yıla yakın bir süre Anadolu turnesi yaptı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 'Devlet Sanatçısı' unvanı verildi.
1950 yılında Necla Uygur ile evlendi. Beş çocukları oldu. Çocuklarından Süheyl ve Behzat Uygur, babaları gibi tiyatrocu. 10 Eylül 2007 tarihinde kısmi felç geçirdi.
18 Kasım 2013 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
AYRINTI
1943 yılında Sarıyer Halkevi'nde boks sporuna başladı. Atletizm, su topu ve atlı sporla ilgilendi.
Ödülleri
2007 - Altın Kelebek TV Yıldızları Yarışması "Tiyatroya Destek Yılı Özel Ödülü" 2006 - Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü "En İyi Tiyatrocu" 1999 - 22. Avni Dilligil Tiyatro Ödülleri "Belkıs Dilligil Onur Ödülü"
Bazı Tiyatro Oyunları
Zamsalak Aman Özal Duymasın Hastane mi? Kestane mi? Minti Minti Hanedan Miğferine Çiçek Eken Asker Cibali Karakolu Benim Annem Evden Neden Kaçtı Şeytandan 29 Gün Evvel Doğan Çocuk (Minti Minti 2) Alo Orası Tımarhane mi? Kaynanatör Sizinki Can da Bizimki Patlıcan mı? Son Umudum Milli Piyango Şeyini Şey Ettiğimin Şeyi
Filmleri
2007 - Beyaz Melek 2004 - Vizontele Tuuba 1974 - Cafer'in Nargilesi 1971 - Cafer Bey İyi, Fakir Ve Kibar 1970 - Cafer Bey
HAKKINDA YAZILANLAR
Nejat Uygur 78 yaşına bastı 10 Ağustos 2005
Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği 3. Kadıköy Tiyatro Festivali’nde sevilen oyunu Cibali Karakolu’nu sahneye koyan Uygur’a Kadıköy Belediyesi sürpriz yaparak doğum günü pastası hazırladı.78.yaşını seyircileriyle birlikte kutlayan Uygur’a Kadıköy Belediye Başkan Vekili Gürsel Tekin, çiçek, sahne arkadaşları ise “kavuk” hediye etti. 62 Yıldır sahnede olduğunu ve yaşıyla övündüğünü kaydeden Uygur, “Yaşımı ispat edercesine çalışıyorum. Ölümden değil ama Azrail’den korkuyorum” dedi. Uygur şunları söyledi:
“Ben kahkaha ile doyuyor, alkışla yaşıyorum. Yüce Allahım onları benden esirgediği anda şoka girerim. Halk çok mühim. Sevdi mi tam seviyor, kolay kolay bırakmıyor. Onların sevgisi bana yetiyor. Büyüğü, küçüğü herkes beni Nejat Abi, Nejat baba diye çağırıyor. Bazı arkadaşlarım çok seviliyorum diye beni kıskanıyor. Turnelerle yaşımı hesaplıyorum. Şimdi Nasrettin Hoca Avrupa Birliği’nde adlı bir oyun yazıyorum. Bu oyunu da sahneye koyacağım. Bundan sonra ne olur ne olmaz bilemiyorum. İzmir de bir mezartaşı yaptırmıştım, çalındı. Üzerinde Hastayım, hastayım dedim kimse inanmadı yazıyordu. O çalındı.”
Arkadaşlarının kendisine kavuk hediye etmesi ile ilgili düşüncelerini de söyleyen Uygur, şunları söyledi: “Biraz da bizi atışa getirdiler. Aslında Ferhan Şensoy’u çok severim. Kavuğun sahibi Ferhan da olabilir başkası da. Ama bir keresinde İsmail Dümbüllü benim Ayar Hamza adlı oyunumu izlemeye gelmişti. Oyun sonunda Nejat, eğer seni Münir’den önce seyretseydim kavuğu sana verirdim dedi. Bu olayı Dümbüllü’nün kızları, torunları da bilir.”
Uygur, oyunlarını izleyen ve kendisini seven bazı ünlü kişilere isimler taktığını da söyleyerek “Başbakan’a sabırtaşı, Maliye Bakanı’na kerpeten diyorum. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de seçimi hep aldığı, onu kimse yıkamadığı için Beton Başkan adını taktım” dedi.
HABER
Nejat Uygur'u kaybettik Milliyet 18 Kasım 2013
Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Nejat Uygur, Medistate Kavacık Hastanesi’nde 19.45 sıralarında hayatını kaybetti.
HAKKINDA YAZILANLAR
İbiş'in vedası HÜSEYİN SORGUN Zaman 20 Kasım 2013
Önceki gün hayata veda eden usta tiyatro ve sinema sanatçısı Nejat Uygur’un (86) cenazesi, Teşvikiye Camii’nde bugün öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek.
Sahnenin ustaları birer birer ayrılıyor aramızdan. Haldun Taner'in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı oyununda Tomas Fasulyeciyan'a söylettiği gibi; “Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Bir zaman sonra da unutulur gider…” Aslında uzunca bir süre, rahatsızlığı nedeniyle kendisini unutturmayı deneyen Nejat Uygur, bir gülümsemeyi yüzümüze emanet bırakarak ayrıldı aramızdan.
Yaklaşık bir hafta önce, oğlu Süha Uygur ile bir aradaydık. Söz Nejat Uygur'dan açıldı. Sağlığını sorduğumda, “Durumu iyi değil, hastaneye kaldırdık.” demişti. Sonra bir anısını anlattı Süha: “Babamın dizinin dibine oturdum, bana bir şey söyle, sizin için onu yapayım, dedim. Bana, çocuk tiyatrosu yap, dedi. Şimdi bir vasiyet olarak, onun dediğini yapıyorum.” Ardından vefat haberini aldık Nejat Baba”nın…
Nejat Uygur, bir halk komiğiydi, İbiş'ti… Nejat Baba'ydı… Kel Hasan, Kavuklu Hamdi, Naşit Özcan, İsmail Dümbüllü gibi kendinden önceki kuşağın belki de son temsilcisiydi. “Ölüyü bile güldürür” denilen İsmail Dümbüllü'den el almış, onun keşfiyle sahneye çıkmıştı. Tiyatroya başlamasını kendisi şöyle ifade ediyor: “Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu. Sonra da tiyatro başladı zaten…” Tiyatroyu hayatın içinde demleyen, yazılı tekstlerle soğutmadan, sıcağı sıcağına sahneden servis eden bir bilge ve nüktedan oyuncu tipini temsil ediyordu.
Mizahın toplumu bir tutkal gibi bir arada tuttuğu zamanların hoşgörüsünden geliyordu. Geleneksel tiyatromuzun “güldüren” ve “güldürürken düşündüren” özelliğini her oyununda sahnede bir kez daha ispat etti. Fransız, Amerikan ya da İngiliz güldürülerinin gölgesine sığınmadan, öz be öz “mizah”ı devşirdi Nejat Uygur. Öyle ki, on bin kişilik kalabalıkları da en yakınındaki insanları da aynı ustalıkla güldürmesini bildi.
Bir dönem “Bizde Batılı anlamda tiyatro yok” diye çıktığımız yolculuğun gölgesinde filiz veren bu ustalar, “kurumsal” ve “ödenekli” tiyatrolarımızın “Fransız” ve “Alman” ekolüne sığındığı zamanlarda, “yerli malı” arayışını ömrüne yayarak, sahnede bir ömür geçirdi. Nejat Uygur'un izini sürenler, İsmail Dümbüllü'yü, Kavuklu Hamdi'yi, Kel Hasan'ı, geleneksel Türk temaşasını, orta oyununu, meddahı, Karagöz'ü keşfedebilir. Lüküs Hayat'ta, “Zihni Göktay”ın varlığının karşılığını arayanlar, yine bu silsileden giderek, bir netice elde edebilir.
Normal bir ülkede adına üniversitelerde kürsüler kurulması gereken ustalar, Erol Günaydın, Zihni Göktay, Münir Özkul, Nejat Uygur gibi ustalar, konservatuarlarda “müfredat”a bile dâhil olamadan bir başka “yalnızlığın” içinde kalıyorlar. Unutamam... Bir Alman kültür araştırmacısı, bir orta oyunu resminin peşi sıra yolunu bana düşürdüğünde, geleneksel Türk tiyatrosunu, meydan sahnesini konuşurken, “Bu daha modern!” deyivermişti. Modernlik algımızı kıran Yuri Lubimov'un “Benim tiyatromu merak ediyorsunuz. Sizin Karagöz'ünüz Hacivat'ınız…” çıkışını unutamam… Ne acı ki, ustalardan geriye sadece bir “hoş seda” kalıyor. Gülse Birsel'in keşfettiği “tip”leri görmekten uzakta “kimlik arayışı”na giden tiyatromuz, “karakter”ini oluştururken ne yazık ki bu ustaları çoğu zaman ıskalıyor. Sinemamızın temel eserleri arasında yerini alan filmlerin, Münir Özkul'lu, Şener Şen'li, Kemal Sunal'lı, Adile Naşit'li, İlyas Salman'lı filmlerin bu zemin üzerinde, yıllar yılı sağlam bir şekilde bugüne kalabildiğini de gözden uzak tutmamamız gerekir.
Nejat Uygur da artık aramızda yok!.. Güldüren, güldürmek için ant içen adam, “pilot” olmak sevdasıyla başlayıp sahnede soluklandığı hayatına bir virgül koydu ve aramızdan ayrıldı. Tarık Buğra'nın “İbiş'in Rüyası”nda yazdığı gibi, uzun ve meşakkatli bir tiyatro yolculuğunda perde kapandı. Nejat Baba'nın bir belgeselinin yapılmış olması, tek tesellimiz olabilir. Bir de belki daha çok kendisinde Nejat Baba'yı gördüğüm, Süheyl Uygur'un bundan sonraki adımları…
Gül'e güle Nejat Baba!
Sen bizi güldürdün, Allah da seni güldürsün!..
HABER
Nejat Uygur için mevlit okutuldu 20 Kasım 2013
Bezmi Alem Valide Sultan Camisi'nde yatsı namazının ardından okutulan mevlide, Uygur'un eşi Necla Uygur, oğulları Ahmet, Süheyl, Süha, Kemal ve Behzat Uygur, Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ile sanatçının yakınları ve sevenleri katıldı.
Din görevlisi tarafından Mevlid-i Şerif ve Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından Uygur için dua edildi.
Cami çıkışında, mevlide katılanlara ikramda bulunuldu.