Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Necati Demir

akademisyen

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Necati Demir
Necati Demir
akademisyen

20 Nisan 1964 tarihinde Ordu'ya bağlı Ulubey ilçesinin Kumanlar Köyü'nde doğdu. Kumanlar İlkokulu (1974), Ordu Fatih Ortaokulu (1977), Ordu Fatih Lisesi (1980) mezunu. 1983 yılında kaydolduğu Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1987 haziranında bitirdi. Aynı yıl Gaziantep Sarılsalkım Ortaokulu'nda öğretmenliğe başladı.

1990 Bahar yarıyılında C. Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yeni Türk Dili Bilim Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı. Buradan 20 Ocak 1992 tarihinde mezun oldu. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalında doktora eğitimine başladı. 1990 yılından bu yana öğretmen olarak çalıştığı Sivas Cumhuriyet Lisesi'nden 1994 yılı kasım ayında ayrılarak Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlük Türk Dili Okutmanlığına başladı.

24 Nisan 1996 tarihinde doktorasını bitirdi. 13 Haziran 1996 tarihinde Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümüne Yardımcı Doçent olarak atandı. 8 Ocak 1997 tarihinde adı geçen bölümün başkanlığına tayin edildi. Eğitim Fakültelerinin yeniden teşkilatlandırılmasından sonra 18 Haziran 1998'de Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalı Başkanlığına getirildi. 30 Kasım 2000'de Doçent oldu. 9 Şubat 2006’da profesörlüğe atandı. 22 Nisan 2010 tarihinden Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı'nda göreve başladı. 19 Şubat 2011 Bölüm Başkanlığı'na atandı.

ARAŞTIRMA

TÜRKİYE’DE BULUNAN GREK HARFLİ TÜRKÇE KİTABELER VE KARAMAN TÜRKLERİNİN DİLİ
Necati Demir
 
Giriş:
Dil, tarih ve kültür konuları ile ilgili alan araştırmalarımızı Kayseri, Nevşehir ve Niğde yörelerinde sürdürürken karşımıza ilgi çekici bir konu çıkmıştır: “Grek harfleriyle yazılmış Türkçe kitabeler”. Daha sonra bu konu hakkında tarafımızdan detaylı araştırmalar yapılmış, kitabelerin Konya, Niğde, Kayseri, Ankara, Mersin, Isparta, Antalya, Nevşehir, İstanbul, Tokat, Ordu, Zonguldak… illerinde dinî ve sivil yapılar, ev eşyaları ile mezar taşları üzerinde bulunduğu tespit edilmiştir.

Günümüzde bu kitabelerin bir kısmı mevcut yerlerindedir. Bir kısmı ise çeşitli müzelerde saklanmaktadır. Büyük bir kısmının da kayıp olduğu anlaşılmaktadır. Grek harfli Türkçe kitabe ve metinlerin, Hristiyan Ortodoks Karaman Türkleri tarafından yazılmış
olduğu anlaşılmaktadır. Bizim tespit edebildiklerimizin yazılış tarihleri, 18. yüzyıldan başlayıp 20. yüzyılın başlarına yani mübadele yıllarına kadar sürmektedir. Bu kitabelerin dışında Karamanlı Türklerinin meydana getirdiği bir edebiyat da vardır. Türklerin Grek alfabesini kullanması, 1484’e kadar indiği anlaşılmaktadır1.

Yapılan araştırmalara göre Grek harfleri ile yazılan Türkçe kitabelerin sayısı, tahmin edilenden çok fazladır ve bu kitabeler içerisinde büyük boyutta Türk dili, tarihi ve kültürü ile ilgili bilgiler saklıdır. Biz bu çalışmada Anadolu’da tespit ettiğimiz ve bizzat inceleyerek okuduğumuz 23 kitabeyi verdik. Tokat Müzesi’nde bulunan mezar taşı dâhil (Tokat Müzesi’nde varlığını bildiğimiz bir mezar taşını, müze müdürü incelememize izin vermemiştir.), varlığını bildiğimiz ancak ulaşamadığımız 4 kitabeyi, daha önce çekilen fotoğraflardan okumak zorunda kaldık. Ordu-Mesudiye’de bulduğumuz kitabenin tamamına yakını tahrip olmuştur. Ordu-Mesudiye’deki bu kitabenin sadece ilk satırdaki “sene 1858” ifadesini okuyabildik. Ayrıca İstanbul Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı önünde yere döşenmiş mezar taşlarından yaklaşık 10 tanesini yazıların yıpranmasından dolayı okuyamadık. Varlığını bildiğimiz ancak ulaşamadığımız Eskişehir ve Kayseri’deki birkaç kitabe ile bundan sonra tespit edilecekleri ise daha sonraki çalışmalarımıza bırakıyoruz.

1. Gayrimüslim Karaman Türklerinin Tarihine Kısa Bir Bakış:
Anadolu’da yaşayan, Türkçeden başka dil bilmeyen, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebini benimsemiş Türklere “Karamanlı” adı veriliştir. Karamanlı Türklerinin konuştuğu ve yazdığı Türkçe de “Karamanlı Türkçesi” veya “Karaman Türkçesi” olarak adlandırılmıştır.

Özellikle şunu belirtmek gerekir ki Anadolu’da kurulan ikinci dönem Türk beyliklerinden Karamanoğulları Beyliği’nin gayrimüslim Karaman Türkleri ile soylarının binlerce yıl öncesine dayanan ortaklığı dışında bir ilgisi yoktur.

Müslüman Karamanoğullarının, Oğuzların Salur veya Afşar boylarına mensup olduğu düşünülmektedir2. Karamanoğulları Beyliği’nin bu adla anılmasının sebebi, beyliğin kurulduğu yörenin Bizans döneminden beri Karaman adı ile anılması olsa gerektir.
János Eckmann, Karamanlı Türkçesi konusunda pek çok makale yayımlamıştır3. Semavi Eyice, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde tespit ettiği kitabeleri iki makale hâlinde yayımlamıştır4. Mehmet Eröz, Hristiyan Türkler konusundaki çalışmasında Karaman Türklerinin üzerinde de durmuştur5. Osman Fikri Sertkaya ise Karamanlı ağzı ile yazılan metinleri incelemiş, İstanbul Balıklı Meryem Ana Manastırı’nın bahçesinde bulunan mezar taşlarından bazılarının metnini vermiştir.

Sertkaya, ayrıca Karaman Türkçesi ile ilgili çalışmaları kısaca özetleyerek derli toplu bir literatür sunmuştur6. Harun Güngör, zaman zaman tespit ettiği Karamanlıca kitabeleri yayımlamıştır7. Görsel Korat, İstanbul Zeytinburnu’ndaki Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı’nın avlusundaki Karaman Türkçesi ile yazılmış mezar taşlarının resmini yayımlamıştır8.
Öyle görünmektedir ki Türkler, 1071 yılından çok önce Anadolu’ya gelip yer yer yerleşmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulduğumuz Köktürk harfli kitabelerden anlaşıldığına göre 1071 öncesinde gelen Türklerin büyük çoğunluğu ise muhtemelen Şamanizm inancına bağlı idi.

Bazı Türk boylarının Müslüman Oğuzlardan çok önce Anadolu’ya gelip boydan boya yerleştikleri hakkında yüzlerce kaynak ve delil bulunmaktadır9. Konuçok kapsamlı olduğu ve bir makalenin sınırını aşacağı için biz bu çalışmada ayrıntıya girmeyeceğiz.
Karaman Türkleri, 1071'den çok önce Türkiye’ye gelip yerleşen Kuman / Kıpçak veya Peçenek Türklerinin bir boyu olmalıdır. Anadolu’da Karaman ismine ilk kez MÖ 400'de rastlıyoruz. Bugünkü Uşak ilimizin bulunduğu yerin yakınlarında MÖ 400'de Keramonagora (Karamanpazarı, Karaman Halk Meydanı) adlı bir yerleşim merkezi bulunmaktadır. Anadolu'nun Tarihî Coğrafyası adlı eseri yazan Ramsay, Keramonagora’nın İslâmköy olabileceği düşüncesindedir10.
 
Selçukluların Doğu Anadolu’ya yaptıkları akınlara karşı Bizans İmparatoru Konstantin Momomach, Peçeneklerden 15 bin kişilik bir birlik kurmuş, bu birliğin başına dört Peçenek komutan tayin etmiştir. Bu komutanlardan birinin adı da Karaman’dır11. 1473’te kaleme alınan Saltık-name’de Karaman ilinden ve o ilde yaşayanların bir kısmının Müslümanlığı kabul ettiğinden bahsedilmektedir12.

Ayrıca Müslümanlığı kabul eden Karaman adlı bir şahsın Selçuklu sultanına damat ve komutan olduğu anlatılmaktadır13. Osmanlılar bu bölgeyi sınırlarına dâhil ettikten sonra Karaman adını değiştirmemişler ve idari taksimata da pek dokunmamışlar, bu yöreyi aynı adla kayıt altına almışlardır14.

Türkçeden başka dil bilmeyen Hristiyanlara bu adın verilişi ile ilgili ilk bilgilere 1553-1555 yılları arasında Anadolu’da seyahat eden Hans Dernschwan’ın seyahatnamesinde rastlamaktayız. Eserde kelime “Caramanos” şeklinde geçmektedir15. Gayrimüslim Karaman Türkleri, Karamanlı Türkçesi ile Anadolu’da zengin bir edebiyat ortaya koymuşlardır. Karaman Türkçesiyle yayımlanan en eski kitap 1584 tarihini taşımaktadır.

Karaman Türkçesiyle basılan eserlerin bibliyografyası ve kısa tanıtımları ile ilgili Yunanistan’da beş ciltlik eser yayımlanmıştır16.
Günümüzde Türkiye’nin güneyinde bir ilimizin adı Karaman’dır.

Adapazarı, Balıkesir, Bursa, Antalya, Denizli Acıpayam, Ankara Çubuk, İzmir Ödemiş’e bağlı birer Karaman köyü bulunmaktadır.
Denizli Çivril, Edirne Uzunköprü, Burdur Tefenni’de Karamanlı; Balıkesir, Bolu, Antalya, Bursa İnegöl, Balıkesir Dursunbey, Kocaeli Kandıra’da Karamanlar köyleri; Kütahya Gediz’de Karamanca köyü yer almaktadır17.

Anadolu’ya Selçuklulardan önce yerleşen Türklerden Ermenilerin etkisinde kalanlar zamanla Ermenileşmişlerdir. Rum cemaati içinde kalan Türkler ise kararsız kalmışlardır. Rum adı ile anılmalarına rağmen bunu yürekten benimsemedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumu Karaman Türklerinden bir şairin kaleme aldığı şu dörtlük çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır:
Kerçi Rum isek de Rumça pilmez Türkçe söyleriz
Ne Türkçe yazar okuruz, ne de Rumca söyleriz
Öyle bir mahludi hatt-ı tarikatımız vardır ki
Hurufumuz Yunanice, Türkçe meram eyleriz18.

Konunun başka dikkat çekici bir yönü de Selçuklulardan önce Anadolu’ya yerleşen gayrimüslim Türklerin, Osmanlı Dönemi’nde de Hristiyan olarak karşımıza çıkmasıdır. Zira 19. yüzyılda Anadolu’yu dolaşan Charles Texier, Isparta çevresinde Türkçe konuşan
Hristiyanlardan bahseder. Evliya Çelebi, Alanya’nın bir mahallesinde oturan Rumların, Türkçeden başka dil bilmediklerini anlatır. Avram Galanti, Antalya’da Yunanca bilmeyen Rumlardan bahseder. Bir başka kaynak, Ankara Rumları için “Rumca bilmeyen Türkçe konuşan Rumlar” olarak bahseder. Şeriye sicillerinde Isparta’da, Konya’da, Kayseri’de, Niğde’de, Ankara’da, Tokat’ta, Sivas’ta gayrimüslim Türklerin yaşadığı açıkça bellidir19.
 
Üzerinde çalıştığımız Grek harfli Türkçe kitabelerin de aynı yörelerden çıkması gerçekten ilgi çekicidir.

Öyle anlaşılmaktadır ki, gayrimüslim Türklerin dillerine, dinlerine ve yaşayış tarzlarına, Selçuklu Dönemi’nde ve Osmanlı Dönemi’nde hiç müdahale edilmemiştir.

Bütün bunlarla birlikte kitabelerde kiliselerin bizzat padişah tarafından yaptırıldığı ve onarıldığı açıkça bellidir.
Dil yadigârlarından anlaşıldığına göre gayrimüslim Karaman Türklerinin dili, Kuzey Türkçesinin yani Kıpçak Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır. Bu durum tarihî alt yapı ile de uyumludur.

2. Karamanlı Türkçesi ile Yazılmış Kitabelerin Bazıları:
1. Nevşehir-Ürgüp Yenicami Mahallesi Hamam Kitabesi
2. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Suvermez Kasabası Ev Kitabesi
3. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Özlüce Köyü Kilise Kitabesi
4. Niğde-Konaklı Köyü Kilise Kitabeleri
5. Niğde Yeşilburç Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi
6. Niğde Müzesi Mezar Taşı Kitabesi
7. Niğde-Kumluca Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi
8. Niğde-Hamamlı Köyü Kilise Kitabesi
9. Konya-Sille Hagios Mikhael Kilisesi Kitabesi
10. Kayseri-Endürlük Köyü Üç Azizler Kilisesi Kitabesi
11. Isparta-Doğancı Mahallesi Aya Yorgi Kilisesi Kitabesi
12. Antalya-Alanya Müzesi Kilise Kitabesi ve Mezar Taşı Kitabesi
13. Mersin-Silifke Müzesi Mezar Taşı Kitabeleri
14. Karadeniz Ereğlisi-Süleymanlar Mahallesi Çeşme Kitabesi
15. Tokat Müzesi Mezar Taşı Kitabesi
16. İstanbul Zeytinburnu’ndaki Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı Mezar Taşları
 
3. Grek Harfli Türkçe Kitabelerin Metinleri:
1. Nevşehir-Ürgüp Yenicami Mahallesi Hamam Kitabesi: (1) Asr-i Sultan-i Hamid-i sani (2) fahr-i alemdir. Dehrin salmani (3) sayesinde inşa olan pu hamam, (4) ahalimiz ipraz etdi. İhtimam (5) gidirig. Puyurdi evlad-ı vatan (6) ianesin puradan, kerek taşradan. (7) Haralampos Hacı Savva eseri ( 8 ) yad etdirir eser, ehl-i hüneri (9)
ethemel to 1900 (Fotoğraf: 1, 2).
2. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Suvermez Kasabası Ev Kitabesi: (1) 14 April 1912 (2) Masalah! (3) Ya rapi! Pu (4) hane senintir, (5) bu hanetekileri (6) esirke. Amin! (7) Çerioğlu Hacı Aspar. (Fotoğraf: 3).
3. Nevşehir-Derinkuyu İlçesi Özlüce Köyü Kilise Kitabesi: (1) Aziz
Basiliostan (2) mahsıstır. Zilelile(3)re ne mutlu. Kelip(t) (4) te kören (k)izennere (5)
rahmet, kalfasına, (6) yapturanlere, (7) ırahmet olsun ec(8)tatlerine, 1849 (9) Mortatu
Agıu Basi(10)liu (Fotoğraf: 4).
4. Niğde-Konaklı Köyü Kilise Kitabeleri:
4.1. (1) Çümle tintarlere ver(2)irim kamet, Aziz Harala(3)mpis’ten olsun nigiame(4)t, pu haneye çekilen za(5)hmet, fazilet sagapı ol ü(6)statlere 1844. liu (Fotoğraf: 4).
4.2. (1) Allahü azimşan temennah (2) Abtilmecid efentimizin fermanı iglen (3) İkonıugohmanı Ypsakemin(?) kametigilen kal(4)fa Kiryakon’un çahtikargistıgılen mis (5) ….. aziz (6) Blasios’un inayetigilen çümle ortodoksosları (6) layık eyleye ol cenneti aleye, amin. ( 8 ) 1844 Agustos 15 (Fotoğraf: 6).
4.3. (1) Aziz Vasileios Tangeahsisti(2)r(?) mistililere(?) ne mütlu nelire (3) korenlere, rahmet kalfasına y(4)aptıranlere, ırahmet olsun ecta(5)tlerine. (Fotoğraf: 7).
5. Niğde Yeşilburç Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi: (1) … Serif Eklisiya … seniniz gaiu(?)(2) … seninmis … sen mukemlen … (3) ... nin aziz, müparek kanı … (4) …rtıros Diyakonos Ayios Istefanos (5) ... temelinden tamir oluntu cümne hri … (6) hizmet etmia buna … ve üçüncü (7) … ve mürüvvetli Sultan Selim hazreretlerinin ( 8 ) emri şifiynen … h … ve eytin (9) …miru kiriyum … os … ayios ikonias … (10) efendimizin gününde ve bina kalfaları gi … (11) asmir kalfa marençi sene 1807 magio 2 (12) muazım eklisanın bina kalfası Zincidereli (13) Esefoğlu Kalfa … . (Fotoğraf:8 ).
6. Niğde Müzesi Mezar Taşı Kitabesi: -.--/ -.--/ -.--/ -.-
(1) Sebeb-i meftim civanıma meram etti felek
(2) Kenç yaşımda ömr ü dünyayi haram etti felek
(3) Ne tahamül eglesin kardaş mader ehl-i ayal
(4) Yirmi peş yasimda ömrümü hitam etti felek
(5) Yerde insan agledi kökte melekler etti ah
(6) Mezarim topragını amper-i fam etti felek
(7) Sebep-i meftim olan versin sualim aglesin
( 8 ) Hak divanında peni mahsun aram etti felek
(9) Okusun rahmet-ile ismimi hep halk-ı cihan
(10) Mezarım taşına köz yasımı kam etti felek
(11) Tarih-i meft 1894 İouniou 23 E. Esiroglu (Fotoğraf:9).
7. Niğde-Kumluca Köyü Camiye Çevrilen Kilise Kitabesi: (1) İşpu emate ihtaz olan Atios Stefanos Eklisası tikatli yapılti. Ruy zemin (2) halifesi sefketlü, elametlü, fükaraya merhametlü patişah-i alempena Sultan (3) Mahmüt efentimizin merhametkara inayetüllahi hatt-ı humayun ferma(4)ni alisan-ilen çümlemiz yetkil ve yekcihet olalım, avaz ete(5)rek teyelim Zülcelal hazretlerine ki pu adaletlü
patişah(6)imizin üzerinte olsun nazar. Amin. Tevlet-i Aliye kullarıntan (7) serifetlü Kyrios Kyrios Ayos İkoniü Despoti Anthimios efentimizin ( 8 ) vakt-i tuasıylen Kümüshane karyesinten Hmaralı Papa Lazaros (9) torunu Grigor Kalfa marifetiylen 1835 İuliu 2 yapıltı. (10) 1835. (Fotoğraf: 10).
8. Niğde-Hamamlı Köyü Kilise Kitabesi: (1) Pu aziz eklasai suvayan Kaiserili Enterlükten … Metamorphotis yartımçı olsun cümle. (Fotoğraf: 11).
9. Konya-Sille Hagios Mikhael Kilisesi Kitabesi20: (1) 327 tarihinte pu serif ekklisemizi (2) Aya Eleni Mihail Arhangelos ismine kurtu. Temeli (3) Hale ekklesiamizin üçüncü tamiri (4) sefketlü Sultan Mahmut efentimiz ihsan eyleti, emri(5) Epitropos zarraf Ha(cı) Elya Oltu tekmil nazırı (6) Mihael Arhangelosun sefaati ilan hak teale (7) imtat etenlere ve zahmet çekennere vere eciri ( 8 ) sine 1833 (9) Feb 12 (10) a. o
10. Kayseri-Endürlük Köyü Üç Azizler Kilisesi Kitabesi: (1) Pu muazzam ipatet(hane) … (2) (devle)tlü patişah Sultan … (3) asirinte, Kayseri kahini fazile(4)tlü Paysios’un kahanetinte Çi(5) lepoglu H. Murat Kalfa’nın res(6)mi ile, ve pu köyte ikamet iten (7) çümle müminlerin gani imtatı ( 8 ) ile, mukates teslisin ismine pi(9)ŋ
sekiz yüz otuz peş se(10) nesinte, mücetteten ahya (11) olunup, septembriosun s(12)ekizinte taktislenti. 1835. (13) Mezkur H. Kalfa’nın hayretitir. (Fotoğraf: 12).

11 Isparta-Doğancı Mahallesi Aya Yorgi Kilisesi Kitabesi 21: (1) Pu serif Eisodia tes Panagias ekklesiası evvel (2) Allahu azimü’ş-şanın sanie valitetu’llahıŋ (3) keremi inayetleriyle patişahimiz şevketlü (4) Abdülmecid efentimizin eyam-ı devletlerinte (5) ve arhierasımız Kyros Kyr Meletios efentimiziŋ (6) vaktinde çümle Ortodoks hristianlarıŋ (7) imtat ve gayretleri ile 1857 mayus tarihinte ( 8 ) Miysli Hacı Nikola ve Rodoslu Andreas Soulinas (9) ustalartan temeli konulup 1858 mayos 20 tarihi (10) merhum Hacı Nikola Usta vefat ettikte (11) 1860 senesi içinte Andrea ustadan hitam (11) pulmuştur.

12 . Antalya-Alanya Müzesi Kilise Kitabesi ve Mezar Taşı Kitabesi:
12.1. (1) Ayos Georyos (Georgios?) Eklisasi kadimden purta pulunur. (2) Şimdi pu tarihte aziz eklisaniŋ yeniden (3) Ortotokso Hrisdian karindaşlarimiz kuvetiŋde (4) yapilmiştir. Piz te eklisanıŋ tarihi (5) pilmek içün pu tarihi yaztırmışımtır. (6) Alanyalı Manud oglu Sava 1873 April 23. (Fotoğraf: 13).
12.2. Antalya - Alanya Müzesi: (1) Punta pulunan (2) H. Lefter Tamati Neofit (3) ö.s. 1878 Fevrar 27 Pefati, (4) okuyan, rahmet okusun. (Fotoğraf: 14).
13. Mersin-Silifke Müzesi Mezar Taşı Kitabeleri:
13.1.(1) Kayseri Talasli Arsen Tozakoglu (2) mezaritir. Tevelluti (3) 1858 (4) vefati (5) 25 mart 1882. (Fotoğraf: 15).
13.2. (1) 14.1.1872 Fevr (2) Vilayetim Trapezon Pa(3)nayot oglu Nikola Kalfa (4) pirateri Georgi oglu Romanos (5) o theos sygkhoresis. (Fotoğraf: 16).
14. Karadeniz Ereğlisi-Süleymanlar Mahallesi Çeşme Kitabesi22: (1) Sahibü’lhayrat (2) içenlere afiyet, (3) yaptırane rahmet. (4) Ha(cı) Istavri
15 Tokat Müzesi Mezar Taşı Kitabesi:23 (1) Pu mezarta yatar Panayot (2) Poyacıoglu 1847; (3) Ehli Elena 1884; (4) Kızı Marina 1861 xx
16. İstanbul Zeytinburnu’ndaki Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı Mezar Taşları:
16.1. (1) Pu mezarta sakin olan (2) İkoniu Epiarhiasinta Te(3)tenegilin İsaak oglu Azır(4)cı(?) İhaipsakim’in oglu Laza(5)ros, Allah rahmet eylesin (6) (Yunanca dua….) (7) (Yunanca dua...). ( 8 ) 1833 İuliu 28. (Fotoğraf: 17).
16.2. (1) Bu mekanta sakin olan (2) İkoniü eparhisinta Fertekli (3) meyhaneci Para torunu usta İakofun(4)tur. 1839 İoilioi 9. (Fotoğraf18).
16.3. (1) Pu mekanda sakin İko(2)nioi parhiasından Ferte(3)kli Adzemoglu Hacı Pe(4)tronion mahtümü Minyatis. (5) Tarih-i velede 27 Septem 1850 (6) Tarih-i vefati 27 Maios 1879. (Fotoğraf: 19).
16.4. (1) Pu mekanta sakin olan (2) Koniu eparhiesinta (3) Fertekli mehaineci (4) Kurt oglu Prodpomo (?) (5) 1822 Augusto. (Fotoğraf: 20).
16.5. (1) Pu mezarta sakin (2) Nigde karyesinten Ze(3)vcesi H. Violeem (4) yatior. (5) Allah rahmet (6) eilesin. 1879 ioilius. (Fotoğraf: 21).
16.6.
(1) Çünkü pu kaprime etin nazar ve ziaret
(2) Hatirine gelsin hey kartasim ölüm ve ahret
(3) Pir rahmet okuyasin pana terun-i çandan
(4) Haper sorarsan ismimten hem vetanimtan
(5) Kayser karyesi Stefana’tir asil vetanim
(6) Tülpetçi H(acı) Yakovotür fakir ismim
(7) Merhum H(acı) Savatir asil peterim
( 8 ) Vefatim Vlanatir peyan eter kapirim
(9) 1839 Oktomvrioi 20. (Fotoğraf: 22).
16.7. (1) Pülpül kibi ustu yavrü kafesten, (2) meger tekmil imis ab u danesi, (3) perüsan egledi zümbül zülfünü, (4) pu konça fitanın ecel hanesi, (5) mevlütüm Kayseri Zincidere’den, (6) ayırti kolera an(?) eten, (7) söyüm haci Nuroglu, ismim Mihail’tir. ( 8 ) Sizlerten … pir sinoris ehsantir. (9) Mihayl Haralampa yasati sene 19 (10) Köç etti sene 1865 İoilioi 28. (Fotoğraf: 23).
16.8. (1) Çünki pu mezarıma ettin nazar ve (2) ziaret, hatiriŋe kelsin kartasim ölü(3)m ve ahiret, okuyasin simti can(4)tan pir rahmet. Zira ziaret etme(5)ten mırat pir tuatir. Pu (g)kün pana (6) ise yarin sanatir. Vatanim Tirmo(7)son, ismim sorarsan Yetikuleten Kostanti, ( 8 ) topal pakal Allah’ın kuki (9) 1838 Noevroi 1. (Fotoğraf: 24).

4. Metinlerin Dil İncelemesi:
4. a. Alfabe: Şimdiye kadar tespit edip inceleyebildiğimiz kitabelerden anlaşıldığına göre gayrimüslim Karaman Türklerinin alfabesi şöyledir:
Tablo 1: Karaman Türkçesi Alfabesi
Taplolar Görselde Mevcuttur:
Tabloda görüldüğü gibi Karaman Türkleri, Grek alfabesinde bulunmayan Türkçe sesleri veya kendilerine yabancı gelen sesleri harf birleştirmek veya harflerin üzerlerine nokta/lar koymak yoluyla elde etmişlerdir:
IA, AI, ıa, aı: e; IO,
io: ö; AU, au: ü; UA, ua u; ΓΓ: NG veya Nazal n; ΤΖ - τζ: c, ç; ΟΥ - ου: U, Ü, u, ü;
ΟΙ - οι: İ, i; OU, ou: ö; OY, oy: u, ü; IA, ıa: â; Гı, ГI: Y; ﻻ: u, ü; Ž: c; …
Alfabede dikkat çeken bir başka konu da imlâ birliğinin olmamasıdır. İ sesi karşılanırken kararsız bir şekilde bazen H, bazen de I harfini kullanılmıştır. ğ sesi kullanılması gereken yerlerde g sesi kullanılmıştır. ğ sesi için kitabelerde herhangi bir işarete
rastlanmamıştır.
Grek harfleri ile yazılmış Türkçe kitabelerdeki alfabe düzeni açısından en önemli konu ise ince ve kalın ünlülerin tespitidir. Uygur ve Arap yazısında a-e, ı-i, o-u, ö-ü seslerini bazen tespit edebilmek mümkün değildir.
Karaman Türkleri, harf birleştirmek yoluyla ünlüleri açık bir biçimde göstermiştir. Selçuklu Dönemi yazılı edebiyatın en zengin olduğu bölge, İç Anadolu Bölgesi’dir. Bazı kelime eklerin doğru şeklinin belirlenmesine Grek harfleri ile yazılan Türkçe metinler ışık tutabilir.
4. b. Ses Bilgisi:
Ünlüler: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde, Türkçenin temel ünlüleri doğal olarak bulunmaktadır. Bunların yanında temel ünlülerden az çok farklılaşarak ortaya çıkmış ünlüler de karşımıza çıkmaktadır (bk. Alfabe). Bu ünlülerin bir kısmının ortaya çıkması kurallıdır.
é ünlüsü: Yarı geniş, yarı dar, düz, ince, e ile i arası bir ses olan kapalı e (é) çok sık karşılaşılan bir ses değildir. Bilindiği gibi é ünlüsü,
Türkiye dışında yaşayan Türklerin pek çoğunun alfabesinde bulunmaktadır24.
Bu ses için gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde herhangi bir harfe rastlanmamıştır. Kapalı e sesi, daha çok e sesi ile karşılanmıştır: etdi (1/4), kerek (1/6), etdirir (1/8), veririm (4.1./1), eyleye (4.2./7), etti (6/1), versin (6.1), etenlere (9/7), peş (10/9), eylesin (16/5) … Bazı durumlarda ise i olarak karşımıza
çıkmaktadır: kizennere (3/4), ikamet iten (10/6), …
Uzun ünlüler: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde uzun ünlü ve uzun ünlü için belirlenmiş bir harf karşımıza çıkmamaktadır.

Kalınlık-incelik uyumu: Türkçenin en önemli özelliklerinden biri, aynı kelime içinde bulunan kalın veya ince ünlülerin birbirini takip etmesidir.

Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ünlü uyumu çok zayıftır: korenlere (4.3/3), agledi “ağladı” (6/5), yapilmiştir (12.1/4), … Kalın sıradan ünlülere sahip olan kelimelere gelen ekler genellikle ince ünlülüdür: yaptıranlere (4.3./3), ectatlerine (4.3./4), yasimda (6/4), patişahimizin (7/6), yaptırane (14/3),
Köktürk metinlerinde her türlü ünlüden sonra teklik üçüncü şahıs iyelik eki genellikle –si ve –i’dir25. Aynı durum Çuvaşçada da geçerlidir26. Türkiye Türkçesi ağızlarında Trabzon’dan Urfa’ya çizilecek çizginin doğusunda kalan bölgenin hemen tamamında çok heceli kelimelerin sonundaki –ı, -u, -ü ünlüleri, –i ile karşılanmaktadır27. Oğuz Türkçesinde böyle bir durum olmadığına göre, gayrimüslim Karaman Türklerinin kitabelerindeki bu özellik Selçuklu öncesi Türklerden kalmış olmalıdır28. puyurdi (1/5), yapılti (7/1), Talasli (13.1./1), vefati (13.1./4), …
Düzlük-yuvarlaklık uyumu: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı
kitabelerde en dikkat çekici özelliklerinden biri de düzlük-yuvarlaklık uyumunun çok zayıf olmasıdır. Bu durum hemen Eski Türkiye Türkçesinin yapısını hatırlatmaktadır. Bilindiği gibi Eski Türkiye Türkçesinde pek çok ekin yalnızca yuvarlak ünlülü şekilleri vardır29. Bu durum gayrimüslim Karaman Türklerinde, Eski Türkiye Türkçesinin mirası olarak büyük ölçüde korunuyor gibi görünmektedir: sefketlü (7/2), elametlü (7/2), merhametlü (7/2), adaletlü (7/5), sefketlü (9/4), (devle)tlü (10/2), … Bir başka örnekte yapım eki uyumun dışında kalmıştır: yapturanlere (3/4). Bir kelimede v ünsüzünün etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır: suvayan(8/1).

Ünlü türemesi: Ünlü türemesi ön seste karşımıza çıkmaktadır. Ön seste türeyen ünlüler Anadolu ağızlarının genelinde olduğu gibidir.

Bilindiği gibi bazı ünsüzler Türkçe kelimelerin ön sesinde yer alamazlar. Bunların arasında r-, l- ünsüzleri de bulunmaktadır. Bu seslerle başlayan yabancı dillerden alınmış kelimelerin ön sesinde bazen ünlü türemesi görülür. Türeyen ünlü çoğunlukla düz
dardır. Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabeler bu bakımdan kararsızlık göstermektedir: ırahmet (3/7), (4.3./4). Bazen de ünlü türemesi görülmez: rahmet (6/9), (12.2./4), …

Ünsüzler: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde alfabemizde bulunan ünsüzler doğal olarak bulunmaktadır. Ek olarak bu ünsüzlerden çeşitli sebeplerden dolayı farklılaşarak ortaya çıkmış ünsüzler de vardır (bk. Alfabe).
 
Ünsüzler açısından Grek harfli Türkçe kitabelerde ilk göze çarpan özellik, ön ses ünsüzleridir. Tonlu karşılıkları bulunan patlayıcı ünsüzlerden c, d, g ve ġ sesleri Eski Türkçede ön seste bulunmamakta, bunların yerine tonsuz karşılıkları ç, t, k ve
ķ ünsüzleri kullanılmaktadır30. Grek harflerle yazılmış Türkçe kitabelerde de aynı durum karşımıza çıkmaktadır. Kelime başında; tek örneklik arz edecek biçimde katı, patlayıcı ünsüzlerin tonsuzları kullanılmaktadır:
b- / p-: b- ile başlaması gereken kelimeler, Grek harflerle yazılmış Türkçe kitabelerde tek örnek arz edecek biçimde p- ile başlamaktadır: Bu konuda da Doğu Karadeniz ağızları ile paralelliğin olması ilgi çekicidir31. Konunun tarihî bir derinliği de
bulunmaktadır32. Ön Türkçe Dönemi’nin ortak bir özelliği ön seste b- ünsüzünün bulunmamasıdır. Bu durumda Grek harfli Türkçe kitabeleri yazanların binlerce yıllık hafızayı korunduğu ortaya çıkmıştır: pu (1/3), puyurdi (1/5), pu (2/3), işpu (7/1), pu (8/1), piŋ (10/8), pulmuştur (11/11), purta (12.1./1) pulunur (12.1./1), piz (12/1./4), pilmek (12.1./5), pirateri (13.2./4), pu 15/1), pu (16.1/1),
pülpül (16.7/1) …

ç- / c-: Türkçe kelimelerde, bazı istisnalar hariç, ön seste c- ünsüsü yazı dilinde bulunmamaktadır. Grek harfleri ile yazılmış Türkçe kitabelerde c- ile başlaması gereken kelimeler de bazen ç- ile başlamaktadır:33 çümle (4.1./1), (4.2./6), (7/4), (10/7), (11/6), çantan “candan” (16.6.3), … Bu değişikliğin alıntı bir kelimede tek örneklik arz etmesi ise dikkat çekicidir.
t- / d-:34 Eski Türkçede kelime başında d- sesi yoktur. Oğuz Türkçesinde t>d- değişmesi çok yaygındır. Bugün d- ile söylenmesi gereken kelimeler Türkiye'nin pek çok yöresinde t- ile
söylenmektedir. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi ağızlarında d- ile başlaması gereken hemen bütün kelimeler t- ile başlamaktadır. Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazılı kaynaklarında da aynı
durumla karşılaşmamız tesadüf olmasa gerektir: tintarlere (4.1/1), tikatli “dikkatli” (7/1), teyelim “diyelim” (7/5), tuasıylen (7/8), te “de bağlacı” (12.1./4), tuatir “duadır” (16.5/5) …
k- / g-:35 Eski Türkçede kelime başında g- sesi bulunmamaktadır. Oğuz Türkçesinde genel bir k->g- değişmesi görülmektedir. Fakat Doğu Karadeniz Bölgesi ağızlarında tek örneklik arz edecek biçimde aydın konuşmasında g- ile başlayan bütün kelimeler k- ile
söylenmektedir. Gayrimüslim Karaman Türklerinde de durumun aynıdır: kelip (3/3), kören (3/4), kenç (6/2), kökte "gökte" (6/5), köz
"göz" (6/10), kurtu (9/2), köyte (10/6), köç etti (16.7/10), …
ŋ ünsüzü: ŋ ünsüzü bakımından gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ilgi çekici birtakım özellikler göstermektedir: Bazı kitabelerde ŋ doğru kullanılmıştır: hristianlarıŋ (11/6), eklisaniŋ (12.1./2), (12.1./4), Bazen de yanlış kullanılmıştır: karindaşlarimiz kuvetiŋde (12.1./3), piŋ (10/8). Çoğunlukla da bu ses hiç
kullanılmamıştır: Dehrin salmani (1/2), müminlerin (10/7), efentimizin fermanı (4.2./2), ekklesiamizin üçüncü tamiri (9/3), …
Ünsüz uyumu: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ünsüz uyumu kararsızlık göstermektedir. Bazı ekler, sert ünsüz ile başladığı için genellikle uyumu bozmaktadır: hanetekileri (2/5), yapturanlere (3/4), tamir oluntu (5/5), yapılti (7/2), üzerinte (7/6), kullarıntan (7/6), karyesinten (7/6), tarihinte (9/1), kutru “kurdu” (9/2), ihsan eyleti (9/4), asirinte (10/3), köyte (10/6), senesinte
(10/9), sekizinte (10/11), taktislenti (10/12), devletlerinte (11/4), tarihinte (11/8), ustalartan (11/9), içinte (11/11), purta (12.1./1), yapilmiştir (12.1./4), mezarta (16/1), … Bazen de ekin tonlu ünlüyle başladığı görülmektedir: ipraz etdi (1/4), yad etdirir (1/8), …

Akıcı ünsüzler arasındaki değişiklikler: Kuralsızdır. -n ile biten kelimelere -l ile başlayan ek getirildiğinde bazen -nl->-nn- değişikliği karşımıza çıkmaktadır: kizennere (3/4), çekennere (9/7). Çoğunlukla da bu değişiklik görülmez: yapturanlere (3/6), korenlere (4.3./3), müminlerin (107/), hristianlarıŋ (11/6), içenlere (14/2), …
Ünsüz türemesi: Kuralsız bir şekilde zaman zaman -g- ünsüzü türemesi karşımıza çıkmaktadır: fermanı iglen (4.2./2), kametigilen (4.2./3), …
Ünsüz düşmesi: Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde ğ sesi düşmemiş, gereken yerlerde g sesi kullanılmıştır. ğ sesi için kitabelerde herhangi bir işaret yoktur: agledi “ağladı” (5), oglu (12.1./6), Poyacıoglu (15/2), …

4. c.Şekil Bilgisi:
Yapım ekleri: Eklerin büyük bir bölümü şekil ve görev bakımından yazı diliyle paralellik göstermektedir. Farklılık bazı ses değişikliklerden dolayıdır. Son sesi -n olan kelimelere -l sesi ile başlayan ek getirildiğinde ekin ilk ünsüzü bazen n’ye değişmektedir: : kizennere (3/4), çekennere (9/7). Şu örnekte ek ünsüzü
uyumsuzdur: yartımçı (8/1). Bazı eklerde kurallı olarak ünsüz uyumu yoktur. Tonlu ve tonsuz ünlü ile başlayan aynı ekin genellikle tonlu ünlüyle başlayanı tercih edilmektedir:
Hâl ekleri: Görev ve şekil bakımından büyük çoğunlukla yazı diliyle
paralellik göstermekle birlikte ses açısından bazı farklılıklar da göze çarpmaktadır. Bulunma hâli eki –de ve ayrılma hâli eki -den, çoğunlukla –t ile başlamaktadır:
hanetekileri (2/5), üzerinte (7/6), kullarıntan (7/6), karyesinten (7/6), tarihinte (9/1), asirinte (10/3), köyte (10/6), senesinte (10/9), sekizinte (10/11), devletlerinte (11/4), tarihinte (11/8), ustalartan (11/9), içinte (11/11), purta (12.1./1), mezarta (16/1), …
-len vasıta hâli eki: -len vasıta hâli eki, tarihî Türkçe ve günümüz Türk lehçe ve şivelerinde çok çeşitli biçimlerde kullanılmaktadır. Ek yığılması sonucu genişlemiş olan (-la, -le -n) şekli ise yalnızca Çuvaş Türkçesinde kullanıldığı bilinmektedir36. Bu ek, Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi ağızlarında da tek örneklik arz etmektedir37.
Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde bu ek sık sık karşımıza ince ünlülü olarak çıkmaktadır: kametigilen (4.2/3), inayetigilen (4.2./6), tuasıylen (7/8), marifetiylen (7/9), ...
 
İyelik ekleri: Teklik 3. şahıs iyelik eki -si, -i: Köktürk metinlerinde her türlü ünlüden sonra teklik üçüncü şahıs iyelik eki genellikle –si ve –i’dir38. Aynı durum Çuvaşçada da geçerlidir39.

Türkiye Türkçesi ağızlarında Trabzon’dan Urfa’ya çizilecek çizginin doğusunda kalan bölgenin hemen hemen tamamında çok heceli kelimelerin sonundaki –ı, -u, -ü ünlüleri, –i ile karşılanmaktadır40. Oğuz Türkçesinde böyle bir durum olmadığına göre, gayrimüslim Karaman Türklerinin dillerindeki bu özellik Selçuklu öncesi Türklerden kalmış olmalıdır41. Dehrin salmani (1/2), köz yasımi (6/10), Stefanos Eklisasi (7/1), eklisanın bina kalfasi (5/12), vefati (13.1./4),... -ki aitlik eki: Ek ünlüsü, çoğunlukla kalınlık-incelik uyumuna uymaktadır: hanetekileri (2/5).
Zamirler: Şahıs zamirlerinde birçok değişiklik karşımıza çıkmaktadır.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi teklik I. şahıs ve çokluk şahıs zamirleri kurallı olarak p- ile başlamaktadır: peni (6/8), piz 12.1./4).
Sıfatlar: Bazı ses değişikliklerinin dışında yazı diliyle paralellik
göstermektedir: pu hamam (1/3), pu hane (2/3), pu haneye (4.1./4), İşpu emate (7/1), pu adaletlü patişah (7/5), pu serif ekklisemizi (9/1), …

Şahıs ekleri: Zaman ekleri: Bazı ses olayları hariç, Türkiye Türkçesine benzerlik göstermektedir: tamir oluntu (5/5), yapılti (7/2), kurtu “kurdu” (9/2), ihsan eyleti (9/4), taktislenti (10/12), yapilmiştir (12.1./4), … Öğrenilen geçmiş zaman ekinin bu örnekteki çekimi ünlü uyumuna uymuştur: pulmuştur (11/11). Şimdiki zaman
çekimine bir yerde rastlanmıştır: yatior “yatıyor” (16.5/4).

Sonuç: Bir çalışma çerçevesinde ele alıp işleyebildiğimiz
kitabelerden hareketle Türklerin Türkiye’ye, Selçuklulardan binlerce yıl önce gelip yerleşmiş olduğu
söylenebilir. Selçuklu Türkleri, Türkiye’ye geldikten sonra diğer Türk kavimlerini birleştirip bir şemsiye altına toplamış gibi görünmektedir.

Karamanlı Türkçesini konuşan ve yazan gayrimüslim Türkler, 1071’den önce Türkiye’ye gelip yerleşen Türk gruplarıdır.
Türkiye içerisinde Köktürk alfabesi ile yazılmış kitabe, anıt vb. metinler tam olarak tespit edilememiştir. Tespit edilip bu metinler okunduğunda Türkiye’deki Türk tarihi hakkındaki bilgilerin mutlaka gözden geçirilmesi gerekecektir. Zira şimdiye kadar tespit edip okuduğumuz Türk (Runik) yazılı kitabelerin pek çoğunun içeriği tamamıyla Şamanizm ile ilgilidir.
Gayrimüslim Karaman Türklerinin yazdığı kitabelerde yaşayan Oğuz öncesi Türkçe özellikleri gerçekten ilgi çekicidir. Bu özellikler ve özelliklerin yaşadığı yöreler belirlendiğinde Türkiye’deki Türk varlığının eskiliği kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Yapılan incelemelerden gayrimüslim Karamanlı Türklerinin Türkçesinin, Kuzey Türkçesinin yani Kıpçak Türkçesinin bir uzantısı olduğu anlaşılmaktadır.

Daha önce yapılan araştırmalara bakıldığında Arkaik Türkçe, İlk Türkçe, Ana Altayca ve Eski Türkçenin özelliklerinin en yoğun biçimde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu bölge 1461 yılında, Oğuz Türkçesinin kuralları olgunlaştıktan sonra, Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu bölge halkı
Oğuz Türkçesinden son derece az etkilenmiş, tarihî Türkçe bu bölgede seyrini sürdürmüştür.
Gayrimüslim Karaman Türklerinin Türkçesi, Doğu Karadeniz
Bölgesi Ağızları ile pek çok bakımdan birbirine benzemektedir. Dolayısıyla Karaman Türkleri ile Doğu Karadeniz Bölgesi pek çok bakımdan birbiri ile bağlantı hâlindedir.

Karaman Türkleri, Lozan Anlaşması ile Yunanistan’agönderildiğinden
Karamanlı Türkçesi konuşan ve yazan gayrimüslim Türklerin yazı dili ve edebiyatı tarihe karışmıştır.
Uygur ve Arap yazısında a-e, ı-i, o-u, ö-ü seslerini bazen tespit edebilmek mümkün değildir. Karaman Türkleri, harf birleştirmek yoluyla kalın ve ince ünlüleri açık bir biçimde göstermiştir. Bu bakımdan Grek yazılı Türkçe kitabelerin okunması ve özelliklerinin belirlenmesi çok önemlidir.

Yalnızca kelime başında b- yerine p-’nin kullanılmasından hareket edilerek bile, Grek harflerini yazan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan Türklerin bu coğrafyaya Orhun Abidelerinin dikildiği 700’lü yıllardan çok önce, hatta Hazret-i İsa’nın doğumundan binlerce yıl önce geldiği, bu coğrafyayı vatan yaptığı ortaya çıkmaktadır.

Karaman Türkçesi ile yazılmış kitabe ve mezar taşları derhâl muhafaza altına alınmalı ve Türk kültür mirası olarak korunmalıdır.