Nazif Okumuş(1959) politikacı, gazeteci İstanbul Eski Milletvekili
1959 yılında Adapazarı'nın Sabanca ilçesinde doğdu. Ömer Bey ile E.Seher Hanım'ın evladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunu. Gazetecilik yaptı. İstanbul milletvekili seçildi. TBMM Hesaplarını İnceleme Komisyonu Başkanı oldu. İngilizce biliyor. Evli ve iki çocuk babası.
TAKVİM GAZETESİ'NDEKİ SON YAZISI
Ayrılık vakti Nazif Okumuş Takvim 1 Ara 2006
Yaklaşık 4 yıldır yazdığımız Takvim'deki son hasbihalimiz bu... Cenab-ı Allah ömür verirse, ileride ne olur bilemeyiz ama, başka kulvarlarda yelken açacağız yeniden.
Türk basınının okur ile bütünleşmeyi başarmış 3-5 gazetesinden biri olan Takvim'in gerçek sahibi sizlere şükranlarımızı arz ederken, tarifi imkansız duygulardayız.
Maalesef ortalık hiç de iyi değil. Herkes ya kendisini kandırıyor ya da karşısındakini...
Milli ve dini kimliğimiz yok edilmek isteniyor. Irkçılığa ve inanca yönelik her türlü etnikçilik yapılıyor. Mozayikçilik özendiriliyor. Kardeşliği pekişmiş milletimiz ayrıştırılıyor.
Birkaç sene öncesine kadar herkes bu vatanın ve coğrafyanın çocuğu olarak gururlanırken, şimdilerde "Alen şuyuz, buyuz" gibi tariflerle kendilerini tanıtanlar türetiliyor. Bilerek veya bilmeyerek ayrılık tohumları saçılıyor.
Çok uyanık olalım
Büyük Türk milletinin evlatları olarak, her zamankinden daha uyanık olalım. Bizi, kendi içimizde kamplaştırmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Sağcı-solcu, Alevi-Sünni diye parçalamayı başaramayanlar, uzun zamandır Kürt-Türk oyununu sahneliyor. Milletimize hiç yakışmayan bu kör plana alet olmayalım.
Siyasetçi, bilimadamı, sivil toplum önderi, te levizyoncu-gazeteci veya ne sıfatla, her kim olursa olsun, fikirlerini iyi tahlil edelim. Zehiri bal diye yutturanları görelim, bilelim.
Bizi geçmişten bugünlere taşıyan ortak mukaddeslerimize laf söylettirmeyelim. Vatanımıza, milletimize, bayrağımıza ve önderlerimize hakarete yeltenenlere ağızlarının payını anında verelim. Bize düşmanlık edenlere karşı hoşgörü tavsiye edip, sindirmeye çalışanlar varsa itibar etmeyelim.
Efendi ile efendi olan bizler, pamuk yığını gibi, üzerimize atılan her şeyi içimize çekmeyelim. İç ve dış ihanetleri seyretmeyelim.
Sevdalarımız kadar öfkelerimize de sahip çıkalım. Sevgi, büyütüp olgunlaştırır, vatan ve millet için taşınan öfke ise var oldurur. Dolasıyla bize "soykırımcı" gibi iftira atanları unutmayıp, siyasi protesto ve ekonomik boykotlardan vazgeçmeyelim.
Koca çınarın dallarıyız
Biz, Türk milletiyiz. Dünyanın neresinde olursak olalım veya bu topraklara nerelerden gelmiş isek, hepimiz aynı koca çınarın dalbudakları ve kökleriyiz.
İnadına sarılacağız birbirimize... Bin yıldır, bu coğrafyada nasıl var olduysak, dünyanın sonuna kadar da var olacağız. İnşallah...
Atların nal sesi kılıç şıkırtılarıyla türkü olmuş, o türküler Türk'ü anlatmıştı.
Onun için ejderha gibi dışarıdan uzanan küresel emperyalizmin bütün kollarını birlikte kıralım. İçimizdeki kışkırtıcı, bölücü, etnikçi, cemaatçi, torbacı, soyguncu ve işbirlikçi hainlari de gözardı etmeyelim.
Birlikte olduğumuz yıllar içinde Takvim okurlarıyla yoğunlaşan muhabbetimiz, ortak hassasiyetlerimizle son nefese kadar sürecek.
Bu vesile ile "Kökü mazide olan atiyiz" esprisiyle teknolojideki gelişmeye rağmen bilgisayar yerine daktilo veya elle yazdıklarımıza aracılık edip düzen ve sütunlara taşıyan gazetedeki kardeşlerimizden de helallik rica ediyorum. En başta Rabun Hanımefendi'nin, Fatma, İnci, Hilal ve Özge kardeşlerimin, daha önce yuvadan uçan Mihriban Hanım'ın emekleri unutulmaz.
Tanrı Türk'ü korusun
Eğer sizlere, güya çaktırmadan(!) ve nazlı nazlı akıl vermeye kalkan olursa, vekaleti siz okurlarıma ve sembolik olarak hakkı teslim edeceğine inandı.