Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Mustafa Necati Sepetçioğlu

Çağımızın Dede Korkut'u

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Mustafa Necati Sepetçioğlu
Mustafa Necati Sepetçioğlu    (1932)-(2006)
romancı, yazar

1932 yılında Tokat'ın Zile ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Zile'de okudu (1947). İstanbul'da Haydarpaşa Lisesi'ni (1950) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1956).

İstanbul Belediyesi şubelerinde memurluk, Türkiye Kızılay Derneği'nde Neşriyat Müdürlüğü (1962), İstanbul Sosyal Sigortalar Kurumu Hukuk İşleri Müdürlüğü'nde şeflik görevlerinde bulundu. Milli Eğitim Basımevi (1968) ve Derleme Müdürlüğü (1974) yaptı. 

İlk hikayeleri, Sivas'ta çıkan Hakikat gazetesinde yayınlandı (1948). Daha sonra hikayeleri İstanbul, Yol, Türk Yurdu, Türk Dili (1955-59) ve Türk Edebiyatı dergilerinde yer aldı. Çağlayanlı Vadi adlı romanı Vatan gazetesinde tefrika edildi (1964). Nehir roman denilebilecek bir dizi roman yazdı. Malazgirt zaferinden (1071) başlayıp, Osmanlı'nın fetret devri ve İstanbul'un fethine kadar Türk tarihi konu aldı. Diğer romanlarında, günümüz Türkiye'sinde yaşanan toplumsal değişim ve sonuçları işledi. 

Trampacılar adlı oyunu, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda (Mart, 1968) sahnelendi. Oyun yazarlığında en önemli başarısını gösterdiği Büyük Otmarlar, önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu'nca sahneye konuldu (1967), Ardından Avrupa Üniversitelerarası Tiyatro Festivali'nde en iyi oyun seçildi (1968). 

8 Temmuz 2006 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

ÖDÜLLERİ:

Gece Vaktinde Gün Dönümü ve Karanlıkta Mum Işığı adlı kitaplarıyla "Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı"nı 1980 kazandı. 1994'te İLESAM Üstün Hizmet Beratı verildi. 1998 yılında Atatürk Dil-Tarih Kurumu şeref üyeliği'ne seçildi. 

ESERLERİ:

Hikaye: 
Abdürrezzak Efendi (1956), Menekşeler Ölmemeli 81972), Bir Büyülü Dünya ki (1972). 

Roman: 
Kilit (1971), Anahtar (1973), Kapı (1973), Konak (1974), Çatı (1974), Üçler-Yediler-Kırklar (1975), Bu Atlı Geçide Gider (1977), Karanlıkta Mum Işığı (1978), Darağacı (1979), Sabır (1980), Ebem Kuşağı(1989), Cevahir ile Sadık Çavuş'un Buğday Kamyonu (1980), Gece vaktinde Gündönümü-İstanbul'un fethi (1980); Geçitteki Ülke (1980). ...Ve Çanakkale 1 / Geldiler (1989), ... Ve Çanakkale 2 / Gördüler (1989), ...Ve Çanakkale 3 / Döndüler (1989). "Bu eserler Türkiye Yazarlar Birliği'nin "Yılın Romanı" ödülünü aldı (1980)." Kutsal Mahpus (1990) Sabır Ağacı (1992) - 8 ciltlik bir roman. (Kıbrıs'ın 4000 yıllık tarihini anlatan bir roman) Benim Adım Yunus Emre(1994) Bir ömür boyu Kıbrıs... (Rauf Denktaş'lı Kıbrıs'ın son dönemini anlatan bir roman çalışması.) 

Destan: 
Yaratılış ve Türeyiş (1965), Dedem Korkut'un Kitabı (1990), Sonsuza Uyanan Taşlar (1973)

Oyun: 
Büyük Otmanlar (oyn. 1967, bes. 19789) Trampacılar (oyn. 1968) Çardaklı Bakıcı (1969). "Bu eser MEB ödülünü aldı." Köprü (1969). "Ankara'da Türk Ev Kadınları Derneği ödülünü aldı." Son bloklar (1969) Her Bizans'a Bir Fatih (1972) Mehveş Hanim (1984), Meragati Abdülkadir (1986). Yunus Emre (1995) 

İnceleme: 
Türk Destanları (1986)




HABER

Tarih, romancısını kaybetti 
Musa İğrek
Zaman 10.07.2006 

Türk edebiyatının Cumhuriyet dönemi romancılarından Mustafa Necati Sepetçioğlu, İstanbul’da vefat etti. 
‘Çağımızın Dede Korkut’u’ olarak da adlandırılan Sepetçioğlu, ‘Kilit’ romanı ile başlattığı, tarih ve milli kültürümüzü çağımıza inşa sürecini, son romanı ‘Yesili Hoca Ahmed’ ile tamamlamıştı. Tarihî romanları bir neslin başucu kitapları arasında yer alan Sepetçioğlu’nun cenazesi, bugün ikindi vakti Bağlarbaşı İlahiyat Fakültesi Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 

1932 yılında Zile’de dünyaya gelen Mustafa Necati Sepetçioğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli kurumlarda memurluk ve idarecilik yaptı. İlk romanlarında Malazgirt zaferinden başlayarak İstanbul’un fethine kadar Türk tarihini konu aldı, sonrakilerde ise Türkiye’de yaşanan toplumsal değişimi ve sonuçlarını anlattı. Eserlerindeki şiirsel anlatımı sayesinde geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Sepetçioğlu’nun Anadolu fethini ve Türk devletinin kuruluşunu anlattığı romanları, bir döneme ışık tutmuş ve başucu kitapları arasında yer almıştı. Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun tarihî romanlarının yanı sıra tiyatro oyunları da bulunuyordu. Trampacılar adlı oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmişti. Oyun yazarlığında en önemli başarısını gösterdiği Büyük Otmarlar, önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu’nca sahneye konuldu. Ardından Avrupa Üniversitelerarası Tiyatro Festivali’nde en iyi oyun seçildi. ‘Gece Vaktinde Gün Dönümü’ ve ‘Karanlıkta Mum Işığı’ adlı kitaplarıyla 1980 yılında ‘Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı’nı kazanan Sepetçioğlu, 1994’te İLESAM üstün hizmet beratı almış, 1998’de Atatürk Dil-Tarih Kurumu şeref üyeliğine seçilmişti. 

Eserleri tarihi bugüne taşıdı 
Hikaye: Abdürrezzak Efendi, Menekşeler Ölmemeli, Bir Büyülü Dünya ki. 
Roman: Kilit, Anahtar, Kapı, Konak, Üçler-Yediler-Kırklar, Sabır Ağacı, Darağacı, Çanakkale serisi, Kutsal Mahpus. 
Destan: Yaratılış ve Türeyiş, Dedem Korkut’un Kitabı, Sonsuza Uyanan Taşlar. 
Oyun: Büyük Otmarlar, Trampacılar, Köprü, Yunus Emre, Son Bloklar. 

Beşir Ayvazoğlu: 
Yakından tanıdığım ve severek okuduğum bir yazardı. İlk okuduğum kitabı, İslam öncesi Türk destanlarını edebi bir üslupla yeniden yazdığı ‘Yaratılış ve Türeyiş’tir. Daha sonra Anadolu’da Türklüğün oluşumuna yöneldi. Kilit, Kapı ve Anahtar ile başlayan dizisi, Anadolu’nun Türklere açılışını ve sonraki gelişmeleri başarıyla anlattığı romanlarıdır. Son zamanlarda yeniden gündeme gelmişti. Önemli bir şahsiyetti. Çok ihmal edilmişti; ama edilmemesi gerekirdi. 

Mehmet Nuri Yardım: 
Türk tarihini onun sayesinde okuduk, sevdik ve benimsedik. Onunla birlikte tarihimiz, edebiyat ile birlikte geniş yollardan günümüze ulaştı. Destanları, o sihirli kalemden okuduktan sonra daha çok sevdik. Büyülü bir rüyaydı gördüğümüz, engin ufuklara satır aralarından açıldık. Dede Korkut’tan aldığımız soluğu Çanakkale’de boşalttık. Sepetçioğlu, sağlam kuralcılar, emin rehberler ve gerçek öncülerin ardından yürüttü okuyucusunu. 




HABER

Sepetçioğlu anıldı
7 Temmuz 2011

Tarihî romanları ve destanlarıyla Türk edebiyatında farklı bir yere sahip olan Mustafa Necati Sepetçioğlu, vefatının 5. yılında 'Bâbıâli Sohbetleri'nde yâd edildi. 

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından 7 Temmuz 2011 saat 18.00'de Cağaloğlu'ndaki Timaş Kitap Kahve'de gerçekleşen toplantıda Prof. Dr. Durali Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen, Hilâl Ünlü ve Mehmet Nuri Yardım, Sepetçioğlu'nun hayatını, eserlerini ve edebiyatımızdaki yerini anlattı. Toplantıda, Sepetçioğlu'nun dostları da hâtıralarını nakletti. 



HABER

Sepetçioğlu, ömrünü tarihî romanlara adadı
20 Kasım 2014

Edebiyat tarihimizin önemli romancılarından Mustafa Necati Sepetçioğlu ESKADER tarafından Bâbıâli Sohbetleri’nde yâd edildi.

Neredeyse her türde eser kazandıran yazarı anlatan Yard. Doç. Dr. Ramazan Topdemir, Sepetçioğlu’nun tarihi iyi kavramış ve iyi anlatmış bir münevver olduğunu vurguladı. 

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin her hafta Timaş Kitapkahve’de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’nin 220’ncisi yapıldı. Birçok roman, hikâye ve tiyatro eserini kültür hayatımıza kazandırmış olan edebiyatçılarımızdan Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun konuşulduğu toplantıda, yazarın romancılığını ve romanlarını Yard. Doç. Dr. Ramazan Topdemir anlatırken, takdimi edebiyatçı yazar İlyas Dirin gerçekleştirdi. Selçuklulardan başlayarak fetih tarihimizi ve Çanakkale’yi işlediği roman dizilerinin benzersiz bir kaynak olduğu üzerinde duran Topdemir, Sepetçioğlu’nun monoton bilgilerin ötesine geçerek tarihi sevdiren romanlara imza attığını kaydetti. Dinleyiciler arasında bulunan şair ve yazar Yusuf Bilge, musiki üstadı Fırat Kızıltuğ ve ESKADER Kurucu Başkanı Mehmet Nuri Yardım da Sepetçioğlu hakkındaki düşünlerini ifade ederek adının nasıl yaşatılması gerektiğine ilişkin düşüncelerini ortaya koydular. 

DİZİ ROMANLARINDA BİR İSTİSNA
Konuşmacı Ramazan Topdemir’in 1970-80 arasında yazılmış tarihî romanlar üzerinde ihtisası bulunduğunu ve bu araştırmalar ışığında Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun romanları üzerine incelemeler yaptığını anlatan İlyas Dirin, Sepetçioğlu’nun roman dışında birçok türde eserler kaleme aldığını, tarihî romancılık alanında Türkiye’de benzersiz bir yeri olduğunu ifade etti. “Sepetçioğlu edebiyatımızda en çok seri roman kaleme alan bir yazardır ve roman üçlemesi yazan edebiyatçılarımızın başında gelir. Çok geniş bir tarih kesitini kronoloik olarak ele almış başka bir romancımız yok.” diyen Dirin, romanlarının adlarını sıralayarak konuları hakkında kısa bilgiler aktardı. Sepetçioğlu’nun hem uzak, hem yakın tarihimize dair olanların yanı sıra biyografik romanlar da yazdığına dikkat çeken Dirin, romancılıkta en zor tür olan tarihî romanların altından ustalıkla kalktığını, romanlarını okuduğunuzda gerçekliği başarılı bir şekilde yansıttığını belirtti. 

NEDEN SEPETÇİOĞLU?
Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun ömrünü tarihî romana adamış bir düşünür ve aydın olarak karşımıza çıktığını anlatan Ramazan Topdemir, dün bugün ve yarını farklı kategorilerde ele alarak, felsefeyi, sosyolojiyi, psikolojiyi ve tarihî bilgileri işleyerek gençliğe mesaj verdiğini ifade etti. “Sepetçioğlu bütün bu unsurları edebiyat mutfağında harmanlamış ve okuyucuya sunmuştur. 1970 ve 80 arası tarihî romanlara ağırlık verdi. Tarihî roman kaleme alan bir yazar, içinde bulunduğu siyasî durumu da göz önünde bulundurmak zorundadır.” diyen Topdemir, Sepetçioğlu’nun tarihî romanları kaleme aldığı sürecin Türkiye’nin çalkantılı yıllarına rastladığını, tarihin önümüzü aydınlatan yönüne inandığı için bu minvaldeki romanlara ağırlık verdiğini kaydetti. Sepetçioğlu’nun olayları anlatırken olumlular kadar olumsuz yönleri de es geçmediğini vurgulayan Topdemir, “Romanlarında zamanın etnik meselelerine, tarihî vak’alar aracılığı ile mesajlar vermiştir. Amacı yalnızca tarihi aktarmak değil, günümüz için de olmuş olanlardan ders çıkarmaktır.” dedi. 

DEVLET VE MANEVİYAT
Edebiyatımızda ilk tarihî romanları Ahmet Midhat Efendi ve Namık Kemal’in yazdığını anlatan Ramazan Topdemir, Reşat Ekrem Koçu, Turan Tan, Kemal Tahir, Tarık Buğra, Nihal Atsız, Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun peşpeşe bunu devam ettirdiğini, Sepetçioğlu’nun birçok romancının aksine kendi tercihi ile tarihî romanlara yöneldiğini ifade etti. “Selçuklu ve Osmanlı’nın kuruluşundaki manevî dinamikleri irdeledi ve manevî erenlerin kuruluş sürecindeki önemini vurguladı. Burada ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesiyle Anadolu insanına aşılanan kardeşlik, birlik ve dirlik unsurlarının önemine dikkat çekti. Osmanlı’yı İstanbul’un fethine kadar götüren manevi alt yapıyı ortaya koydu.” diyen Topdemir, Selçuklu ve Osmanlı’nın kuruluşundan itibaren süregelen stratejik bilinci çok iyi anladığının ve romanlarında ifade ettiğinin altını çizdi. Osman Bey, Orhan Bey, Şeyh Edebali, Yunus Emre gibi tarihteki kilit kahramanlarla ilgili Sepetçioğlu’nun romanlarından pasajlar aktaran Topdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: 

ÇAĞIMIZIN DEDE KORKUT’U
“Sepetçioğlu romanlarında iki eksen üzerinden gider; biri manevî hükümdarlar, bir de fiilî hükümdarlardır. Siyasî teşhisleri son derece isabetlidir. Kuru tarihî bilgiler aktarmamıştır. Yumuşak, zarif ve anlaşılır Türkçesi ile ecdadın başarı ve hüsranlarından ders çıkartarak günümüz insanlığına ve bilhassa gençliğine motivasyon sağlamak için çabalamıştır. Bu noktada başarılı olduğuna inanıyorum. Romanlarının günümüze büyük yansımaları oldu. İnsanlarımıza tarihi sevdirmeye gayret etti ve sevdirdi. Sepetçioğlu ömrünü bu romanların altyapısını sağlamaya, sağlıklı bir şekilde analizlerini yaparak okuyucuya ulaştırmaya adadı. Az zamanda çok eser ortaya koyan velut bir yazardı. ‘Çağımızın Dede Korkut’u’ unvanı da kendisine verilmiştir.”

YAZARIN GÜCÜ
Şair ve yazar Yusuf Bilge, 70’li yılların çalkantılarına rastlayan gençlik yıllarında Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun romanlarını okuyup anlamaya çalışarak kendini eğiten bir grup içinde yer aldığını anlatarak o topluluk içinden başarılı birçok şahsiyet ve yazar çıktığını, Sepetçioğlu romanlarının kişiyi olumlu ve verimli olmaya sevk ettiğini dile getirdi. “Bir yazarın gücü ancak bu kadar olabilir. Millî kültürümüzle ilgili muazzam bir damar yakaladı.” diyen Bilge, Sepetçioğlu’nun toplumumuzun manevî hasletlerini ve millî kültür unsurlarını sanatla işlediğine dikkat çekti. ESKADER Kurucu Başkanı edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım, çocuk yaşlarında ilk tanıdığı yazarın Sepetçioğlu olduğunu söyleyerek çocukluğunda kendisiyle tanışma fırsatı bulduğunu hâtırası ile birlikte nakletti. Tarihî romanlarının mutlaka sinemaya uyarlanması gerektiğini belirten Yardım, tiyatrolarının da vefatından bu yana oynanmadığına dikkat çekerek yeniden gündeme gelmesini diledi. Sepetçioğlu’nu yakından tanıyan Fırat Kızıltuğ, âdeta ağabey-kardeş ilişkisi içinde olduklarını söyleyerek eserlerinin yayımlanma süreci hakkında bilgi verdi. Program sonunda konuşmacılar ve dinleyiciler birlikte hâtıra fotoğrafı çektirdiler.