Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Murathan Mungan

şair, yazar

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Murathan Mungan
Murathan Mungan     (1955)
şair, yazar

21 Nisan 1955 tarihinde İstanbul’da doğdu. Ortaöğrenimini Mardin’de yaptıktan sonra Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Devlet Tiyatrolarında ve Şehir Tiyatrosu’nda dramaturg olarak çalıştı. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri, öyküleri ve tiyatro üzerine yazıları yayınlandı.

ESERLERİ:

Mahmud ile Yezida (1980) adlı oyunuyla 1979 yılında Türkiye İş Bankası’nın açtığı yarışmada ikincilik ödülü aldı. Osmanlıya Dair Hikayat (1981) adlı şiir kitabıyla 1980 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü’nü Turgay Fişekçi ve Ozan Telli’yle paylaştı. Sahtiyan adlı şiiri ise 1981 yılında Gösteri Dergisi Şiir Ödülleri birincisi oldu. 

Taziye (1982) yine bir oyun kitabıdır. 1984’te sergilenen bu oyun ile Sanat Kurumu tarafından 1984 yılı en iyi tiyatro yazarı seçildi. (Mehmet Baydur ile birlikte). Hedda Gabler Adlı Bir Kadın hikayesiyle 1987 Haldun Taner Öykü Ödülü’nü (Nedim Gürsel’le) aldı. 

Diğer oyunları: Geyikler Lanetler (1992), Bir Garip Orhan Veli (1993). Öykülerini Son İstanbul (1995), Cenk Hikayeleri (1986), Kırk Oda(1987), Lal Masallar(1989), Kaf Dağının Önü (1994); şiirlerini Osmanlıya Dair Hikayat( 1981), Kum Saati (1984), Sahtiyan(1985), Yaz Sinemaları (1989), Eski 45’likler (1989), Mırıldandıklarım (1990), Yaz Geçer (1992), Oda, Poster ve Şeylerin Kaderin (1993), Omayra (1993), Metal (1994), Oyunlar, İntiharlar, Şarkılar (1997), Mürekkep Balığı (1997), Başkalarının Gecesi (1997) kitaplarında topladı. 

Çeşitli alanlara dağılmış yirmi yıllık çalışmalarından bir seçmeyi Murathan’95’te bir araya getirdi. 

Metinleri Metinler Kitabı (1998) adıyla kitaplaştı. 

Resim konulu öykülerden bir seçkisi yayınlandı: Ressamın Sözleşmesi (1997).




HABER

Mungan, BDP'ye akıl verdi
ntv 28 Ocak 2012

BDP Siyaset Akademisi'nde ders veren Murathan Mungan, "Siz kendi hikayenize sahip çıkmazsanız, birileri size hikayenizi anlatmaya başlar'' diye konuştu.

Şair ve yazar Murathan Mungan, BDP Siyaset Akademisi'nde ''Tarihe Kayıt Düşmenin Yolları'' konulu ders verdi. 

Mungan, BDP Genel Merkezi'nde yapılan derste, BDP'ye ve Siyaset Akademisi çalışmalarına destek vermek istediğini belirterek, ''Burada olmam, burada konuşuyor olmam, umarım hem buradakiler hem de burada olmayı reddedenler için bir şey ifade eder'' dedi. 

Toprağın altında gömülen bütün tarihlerin bir gün yeniden anlatılacağını ifade eden Mungan, ''Dünya, adil bir yer değil, o yüzden ezilenler çok daha donanımlı, bilgili ve bilinçli olmalı'' dedi. 

Amerika'nın sinemayı bir propaganda aracı olarak kullandığını belirten Mungan, yıllarca dışlanan Yahudilerin Amerikan sinemasını ele geçirdikten sonra soykırımla ilgili filmler yaptığını anlattı. Mungan, ''Ancak, Irak ile ilgili en insani filmlerde bile 'Amerika neden Irak'ta' sorusunun cevabı yok. Bu filmlerde işgal lafı geçmez. Siz kendi hikayenize sahip çıkmazsanız, birileri size hikayenizi anlatmaya başlar'' diye konuştu. 




HABER

Kimliğimi hiç bir zaman gizlemedim
20 Haziran 2012

Yazar Murathan Mungan, Yeni Türkü'nün solisti Derya Köroğlu ile hakkında çıkan aşk dedikodusuna sessiz kalamadı ve "Tatsız ve zorunlu bir açıklama" başlığı altında kendi bloğunda bir açıklama yaptı.

Sosyal medyada yayılan Köroğlu ile bir zamanlar sevgili olduğu iddiasına başta gülüp geçtiğini anlatan Mungan, ancak konunun üzerinde çok sayıda yorumların yapıldığını görünce "İşin tadı kaçtı" diyerek açıklama yapma gereğini duyduğunu belirtti. Mungan, açıklamasında "Biz Derya Köroğlu ile değil sevgili olmak, yakın arkadaş bile sayılmazdık. Tanıştığımız sıralarda arkadaşım Meral Özbek ile evlendi.

Derya'nın oğlu Yunus'un annesi, ikinci eşi Sibel Erülgen de ahbabımdır. Gördüğüm kadarıyla Derya, şimdilerde üçüncü evliliğini yaptığı genç ve güzel eşi Ayşe Özgür Köroğlu ile mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürüyor. Anlayacağınız, sosyal medya uydurmacılarının yalanlarıyla bizim hayatımız birbirini hiç tutmuyor. Şunu özellikle belirtmeliyim ki, Derya Köroğlu hayatımda gördüğüm "heteroseksüel" olup da "homofobik" olmayan insanlardan biridir" cümlelerine yer verdi.

"Kimliğimi hiçbir zaman gizlemedim"

Köroğlu'nun çıkan bu dedikodulara her zaman bıyık altından gülmeyi tercih ettiği için açıklama yapmadığına vurgu yapan Mungan, sözlerine şöyle devam etti:

"Benim güya onun için 'Olmasa Mektubun', 'İstersen Hiç Başlamasın' gibi şiirler yazıp, Derya'nın da karşılık olarak bunları bestelemiş olması zırvalıklarına gelince; öncelikle iki şarkının da bestecisi Derya Köroğlu değildir. İlk şarkı Yunanlı besteci Manos Loizos'undur. Adından da anlaşılacağı gibi, şarkıyı söyleyeni "fonetik olarak" rahatlatsın diye, "Ola se thimizun"u "Olmasa mektubun" yapmıştım. İkinci şarkının bestecisi ise Selim Atakan'dır. "Şarkıcı Kız Kezban'ın Önlenebilir Tırmanışı" adlı müzikal için yazılmış bu şarkı, dolayısıyla benim ruh halimi değil, konu gereği ilerleyen yaşında karşısına çıkan genç erkeğe seslenen müzikalin kahramanı Kezban'ın ruh halini yansıtmaktadır.

İstanbul'a taşındığımız yıllarda söz yazarı ve besteci olarak bir işbirliği içine girdik Derya'yla, dostluğumuz, arkadaşlığımız pekişti; "Fırtına", "Dönmek", "Göç Yolları", "Aşk Yeniden", "Ağır Kapı" böyle ortaya çıktı. "Cezası" bu mudur?Ben kendimi ve kimliğimi hiçbir zaman gizlemedim, ama mahremimi korumaya hep özen gösterdim. Sanırım burada benim kimliğini açıkça üstlenen varlığımdan ötürü çevremdekileri de içini çeken homofobik bir cezalandırma mekanizması işliyor. Yazdığım şarkıları söylemekten başka bir ilgisi olmayan "heteroseksüel" bir adamı ısrarla sevgilimmiş gibi göstermek, hakkımızda asılsız hikâyeler uydurmak, kaç yıldır onca insanın anılarına eşlik etmiş bu şarkılara yalan tarihler yazmaya kalkışmak tek kelimeyle ayıptır. Umarım utanırsınız.”

Derya Köroğlu'nun eşi Ayşe Köroğlu ise Mungan'la evliliğinde her şeyin yolunda gittiğini söyledi ve "Evliliğimizde her şey yolunda... Murathan zaten açıklamasını yaptı. Bizim bu konuda bir açıklamamız olmayacak" dedi.




HAKKINDA YAZILANLAR

Kendini ötekileştiren kalem Murathan Mungan 
Mahmut Çetin
sondevir 26 Haziran 2012

Romancı Cezmi Ersöz, sol sanat içinde bir klikten bahsetmişti. Bu çıkış, tarihi bir çıkıştı ama balık hafıza onu da öğüttü… Ersöz, “Edebiyatta eşcinsel lobisi var” demişti. Bu çıkış, Türkiye Sosyalist Fırkası Başkanı Adil Müstecaplıoğlu’nun, Abidin Dino ile kalem kavgası sırasında dönme-devşirme takımı için söylediği “Mührüsüleymancılar” çıkışı kadar önemlidir. Eşcinsel lobisi ile ‘Mührüsüleymancılar’ın belki de doğrudan hiç bir ilişkisi yok. Ama bu çıkışlarda, akademisyenlerin maaşlarından dolayı göremediği ‘kanatıcı sosyoloji’nin can alıcı tespitleri var. Benzer bir şekilde Yalçın Küçük’ün farkı da burada gizli. Onun yazı serüveninde, bilginin detay olarak doğru veya yanlış olmasının önemi yok. Ondaki devinim önemli, düşünce üretim biçimi önemli. Bizi rahatsız eden ve araştırmaya fişekleyen anafor önemli.

Gelelim Cezmi Ersöz’den Murathan Mungan’a ve hakkında çıkan eşcinsel polemiklerine… İşte yazının müsebbibi haber…

Geçmişte eşcinsel yönelimlerinden bahseden Murathan Mungan’ın Yeni Türkü’nün solisti Derya Köroğlu ile hakkında aşk dedikoduları çıkıyor. Bunun üzerine Mungan, ‘Tatsız ve zorunlu bir açıklama’ başlığı altında bir açıklama yapıyor: “Şunu özellikle belirtmeliyim ki, Derya Köroğlu hayatımda gördüğüm ‘heteroseksüel’ olup da ‘homofobik’ olmayan insanlardan biridir.” 

Devamında şöyle diyor: “Ben kendimi ve kimliğimi hiçbir zaman gizlemedim, ama mahremimi korumaya hep özen gösterdim. Sanırım burada benim kimliğini açıkça üstlenen varlığımdan ötürü çevremdekileri de içini çeken homofobik bir cezalandırma mekanizması işliyor.”

Şu sözler Mungan’ın daha önceki söyleşilerinden: “Hiçbir zaman gay kimliğimi saklamadım ama, bunu bir promosyon nesnesine dönüştürmek istemedim.” Bunun peşine şu beyanatını da ekliyorum: “Ahmet Altan ve Orhan Pamuk kadınları dışarıdan anlatıyor, ben içerden.”

Mungan’ın ‘İbranice Aşk Şiirleri’ne göz atıyoruz: Şiirin bir başka dizesi “bir erkek yüzünün en büyük aşklara benzediği zamanlar.” Bu dizeyi Mungan’ın cinsel tercihiyle birleştirince farklı bir yorum çıkıyor karşımıza. 

Kendini Türk ve hususen ‘Müslüman’ hissetmese bile bir şair niçin şiirine ‘İbranice Aşk Şiirleri’ adını koyar? (Meraklısına Orhan Türkdoğan, Güneydoğu’da İbraniceye yakın bir dilden bahseder. Mungan acaba?)

‘İbranice Aşk Şiirleri’nin şu dizeleri ne diyor?

“yurtsa(y)malısın gövdeni 

mahzun ve asi ibrani

yapayalnız bir yemin gibi direnmelisin yakın çağa…”

İbrani yani Musevi, yani Yahudi, “bir yemin gibi” kime karşı direnmektedir. Sermaye, medya, localar… İbrani daha kime karşı direnecek? Sıradan museviye lafımız yok ama siyonizmin dünyada ifsat etmediği hangi hayat alanı kalmıştır sormak lazım?

‘İbranice Aşk Şiirleri’ yazarı Mungan, kendini Türk ve hususen en genel manasıyla ‘Müslüman’ hissetmediğini açıklar… Ona göre bu milletin her şeyi kötü hele milliyetçi-muhafazakar denklemi: “Politikalarını özellikle ‘maneviyat’ üzerine yoğunlaştırmış dinci ya da dinci-ulusalcı yaklaşımların..” diye başlayan bir paragrafın sonunda “Bilgisayar başına çökmüş türbanlı kız” batıyı ve teknolojiyi algıladığını “görüntüleriyle de görüşlerine sözlerine bir gerçeklik duygusu kazandırmaya” çalışmaktadır!

Mungan’ın beslenme kaynaklarının başında bir İbrani var: Bilge Karasu. Karasu, Yalçın Küçük’ün yanlışlıkla belirttiği gibi Emanuel Karasu’nun değil, Albert Karasu’nun oğlu. Aynı şekilde Soner Yalçın’ın Sabri Ülker için ‘İpekçi’ rumuzuyla yazdığı ‘yahudi dönmesi’ suçlama yazısındaki Refik Halit Karay’ın ‘karayim’ olduğu iddiası nasıl yanlışsa, Baransu-Tuncay Opçin cephesinin Soner Yalçın, Şiar Yalçın’ın oğlu bilgisi de yanlış. Mesela Refik Halit Karay, Bülent Ecevit ve Engin Noyan’la kuzen. Teyze ile Prenses’te yazdık bunları ama okutamadık kendimizi.

Cemil Meriç, “sağ okumuyor” diyordu. Bu bilgi o zaman için doğruydu, şimdi yanlış.

Üstad şimdi okuyorlar ama hep yanlış okuyorlar!




HABER

Solcu sanatçılar HDP'yi destekliyor
22 Mart 2015

Vedat Türkali, Murathan Mungan, Ece Temelkuran, Ahmet Ümit, Latife Tekin, Tuğrul Eryılmaz, Nejat İşler, Nur Sürer, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Reis Çelik, F. Serkan Acar, Gaye Boralıoğlu, Fuat Ercan, Hüsnü Arkan, Gün Zileli, Haluk Yurtsever, Masis Kürkçügil'in de aralarında olduğu çağrıcılar; yayınladıkları destek açıklamasında "7 Haziran seçimlerinde HDP ile etkin bağımsız bir dayanışma çalışması yürütmek gerektiği fikrinde birleşti.

HDP'ye destek çağrısı yapan aydın, sanatçı, akademisyen ve siyasetçilerin tam isim listesi şöyle:

Abdurrahman Atalay, Adnan Saatçi, Ahmet Haluk Ünal, Ahmet Tonak, Ahmet Ümit, Akif Burak Atlar, Akif Kara, Ali Mert, Ali Şimşek, Anıl Güler, Arman Yılmaz, Aslı Baran Kaya, Aslı Filiz, A. Mücella Yapıcı, Başar Toros, Behçet Çelik, Bingöl Erdumlu, Burhan Sönmez, Bülent Akbay, Bülent Aslanhan, Bülent Çoşkungür, Bülent Öz, Can Atalay, Can Ersoy, Cansu Yapıcı, Cem Kaptanoğlu, Cemal Polat, Cenk Cihangir, Cenk Dik, Cenk Gündoğdu, Cihan Uzunçarşılı Baysal, Çetin Ali Nergis, Çoşkun Adalı, D.Özlem Bilgili, Doğan Halis, Ebru Sorgun, Ece Temelkuran, Eda Derya Toper, Edvar Aksakal, Elif Refiğ, Emre Öztürk, Enbiya Kırali, Ender Özkahraman, Enis Riza Sakızlı, Ercan Yavuz, Erge Yeksan, Eriş Bilaloğlu, Ertuğrul Mavioğlu, Ersin Tosun, Esra Türkekul, Evren İşler, F. Naciye Biten, Feridun Koç, Fırat Yücel, Fuat Ercan, F. Serkan Acar, Gaye Boralıoğlu, Gökhan Dinçer, Gönül Kıvılcım, Güçlü Gözüaydın Gülgün Nergis, Gülsüm Kav, Gün Zileli, Günseli Andaç Atalay, Hakan Güneş, Hakan Koçak, Hakan Öztürk, Hakan Tanıttıran, Haldun Açıksözlü, Haluk Yurtsever, Hamdi Özyurt, Harun Balcıoğlu, Hasan Ali Sönmez, Hasan Efe Uyar, Haydar Karataş, Hayri Erdoğan, Hayri Erol, Hüseyin Erdoğan, Hüseyin Eroğlu, Hüseyin Karabey, Hüseyin Sezer, Hüseyin Terzioğlu, Hüsnü Arkan, İbrahim Sinan Ege, İhsan Hacıbektaşoğlu, İlknur Birol, İsmet Aktaş, İnan Temelkuran, Kaan Müjdeci, Kemal Tanışan, Koray Türkay, Kubilay Kartal, Latife Tekin, Mahir Ünsal Eriş, Masis Kürkçügil, Mehmet Çevik, Mehmet Özgen, Mehmet Türkay, Meliha İnce, Metin Cihan, Metin Solmaz, Metin Yeğin, Mithat Ercan, Moray Morgül, Murat Uyurkulak, Murathan Mungan, Mustafa Atalay, Muzaffer Tekin, Mübarek Berkyürek, N. Çiğdem Atalay, Nadir Öperli, Nazır Kapusuz, Nejat İşler, Nermin Yıldırım, Neslihan Önderoğlu, Nezih Kazankaya, Nur Sürer, Onur Keşt, Orhan Eskici, Osman Akınhay, Oylum Yılmaz, Ozan N. Kaya, Ömer Kamil Kartal, Özge Akman, Özgür Altın, Özgür Ay, Özgür Barış Akbayır, Özgür Doğan, Özgür Karaduman, Pelin Buket Olcay, Pertev Aksakal, Recep Yılbaşı, Reis Çelik, Rezzan Yeşilbaş, Rıfat Karadağ, Rıza Gezici, Sabri Kuşkonmaz, Sanem Deniz Kural, Sedat Biten, Sedat Yılmaz, Sema Kaygusuz, Sema Günaydın Solaklı, Seray Şahiner, Serdar Yazıcı, Seren Yüce, Serkan Öngel, Seyhan Kaya, Seyhan Şahin Ay, Suzan Geridönmez, Şevkat Bahar Özvarış, Tayfun Budak, Tevfik Güneş, Tuğrul Eryılmaz, Tursun Baydar, Vedat Türkali, Yasemin Zeytinoğlu, Yeşim Dinçer, Zafer Aydın, Zafer Kıraç, Zeyyat Usalp, Ziynet Özçelik.