Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Murat Karasu

PKK'lı Terörist

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Murat Karasu
Murat Karasu
PKK'lı Terörist

1950 yılında Sivas'ın Gürün ilçesinde doğdu. Avareş (Karasu) ve Hüseyin Ali kod adlarını kullandı. 

12 Eylül 1980 Darbesinden sonra cezaevine girdi. 1992'de tahliye edildikten sonra yurt dışına kaçtı. PKK'nın merkez komitesine seçildi. Bir dönem örgütün propaganda kanadı (ERNK)'nın Avrupa temsilciliğini yaptı.

Hüseyin Ali takma adıyla Özgür Gündem gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 


HAKKINDA YAZILANLAR

PKK'NIN DERİN TROYKASI
Aksiyon 4 Aralık 2007

PKK’da öne çıkan isimler Murat Karayılan ve Cemil Bayık. Halbuki kanlı örgütü sevk ve idare eden bir troyka var. Duran Kalkan, Mustafa Kalkan ve Ali Haydar Kaytan Türkiye’de Kürtlerle Türkler arasında kitlesel bir savaş çıkmasını istiyor

Türkiye, terör örgütü PKK’nın ön plana çıkan iki önemli ismi Murat Karayılan ve Cemil Bayık’ın teslim edilip edilmeyeceğini tartışıyor. Hemen herkes iki teröristin Irak’taki Amerikan güçleri tarafından derdest edilip Türkiye’ye teslim edilmesini bekliyor. Şüphesiz iki teröristin yakalanıp teslim edilmesi çok önemli; ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Bazı istihbarat birimlerine ve örgüt kaynaklarına göre terör örgütü PKK, uzun süredir Karayılan ve Bayık gibi ön planda görünen isimler tarafından yönetilmiyor. Peki geri planda kalarak kanlı örgütün hem stratejisini çizen hem de eylem planlarını yapan bu isimler kimler?

İddialara göre bu kişiler Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Ali Haydar Kaytan. Bunlara ilaveten bir de Sabri Ok ismi zikrediliyor. Kürtlerin önemli bir kesimi ve bazı PKK’lılara göre ilk üç isim derin güçlerle birlikte hareket eden “derin PKK’lıları” temsil ediyor. Ulusalcı bir fikri benimseyen üçlüye göre AK Parti, İslamcı özelliklere sahip bir parti ve niyeti Türkiye’yi geriye götürmek. PKK’dan ayrılarak Kuzey Irak’ta yaşamaya başlayan terörist Osman Öcalan, söz konusu üçlünün (Kalkan, Karasu ve Kaytan) çok tehlikeli olduğunu belirtiyor: “PKK’nın içinde de Kemalistlerden daha çok Kemalistler var. Solcular ve Aleviler de yer alıyor ayrıca. Özellikle solcu Aleviler PKK içinde her zaman güçlü ve etkin oldular. Türkiye’deki bazı güçlerle çalışıyor, onlarla birlikte hareket ediyorlar.”

TROYKANIN BİLİNMEYENLERİ

“PKK’nın derin troykası” olarak tanımlanan teröristlerin en çarpıcı özelliği radikal solu benimsemeleri, Alevi ve ateist olmaları. İlginç olan ise her ismin ayrı bir fraksiyonu temsil etmesi. Radikal solcuların liderliğini Duran Kalkan yapıyor. Ateist Alevilerinkini de Mustafa Karasu ile Ali Haydar Kaytan. Bu isimler İslamiyet’e ve dindar yöneticilere karşılar. PKK’nın savaştan yana bir çizgi izlemesini, örgütün belirlenmiş zamanlarda eylem yapmasını istiyorlar. Demokratik Toplum Partisi (DTP) üzerinde baskı kuran üçlü, Türkiye’de kitlesel bir savaşın çıkmasını da arzu ediyor. Mustafa Karasu, bundan bir ay önce yaptığı açıklamada, Türkiye’de bir Türk-Kürt kavgası çıkarabileceklerini şöyle dile getirmişti: “Bu gidişata artık dur deme zamanıdır. Kürtler topyekûn yok edilmek isteniyor. Kürtlerin inançları yok edilmiş, yeni bir inanç dayatılmıştır. Bunun artık özgür bırakılması lazım. Bunlar sağlanamazsa toplum arası bir savaş başlar. Bu savaşı artık kimse durduramaz. PKK bunu sağlayacak güçtedir. Kimsenin maşası olmayacaktır.”

“Abbas” kod adını kullanan Duran Kalkan, Adana Karaisalı doğumlu. Örgütün başkanlık konseyi üyesi. Haziran 2005’te Murat Karayılan’a yönelik suikast girişiminin arkasındaki isim olarak da biliniyor. Örgütte bilinen bir diğer lakabı ise provokatör. Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan terörist Şemdin Sakık’ın verdiği ifadelere göre Duran Kalkan “yaşam düzeyi yetersiz” bir kişi. “Ezberlediği kitabî bir dünyaya sahip. Fikrini değiştirmez ve ezberlerini kolay kolay bozmaz.”

Sivas Gürün doğumlu Mustafa Karasu’nun kod adı Hüseyin Ali. PKK’nın kurucu üyelerinden biri. Örgütün dış ilişkilerinden sorumlu. PKK’ya 1978’de katılır. 12 Eylül darbesinden sonra bir süre cezaevinde kalır. Siyasi yönü güçlü olan Mustafa Karasu, PKK’ya açılım getiren biri olarak kabul ediliyor. PKK’dan ayrılan bazı itirafçılara göre Karasu, “savaş isteyen ancak savaş taktiği anlamında yetersiz” bir terörist.

Tunceli doğumlu Ali Haydar Kaytan, “Fuat” kod adını kullanıyor. Örgüt içinde “kişiliksiz ve korkulan biri” olarak tanımlanıyor. PKK’nın istihbaratından sorumlu. Bütün telsiz kodları onun tarafından belirleniyor. Bilgilerin gidiş ve gelişini kontrol eden tek isim olduğu söyleniyor. Bu görevi onu, PKK ile birtakım güçler arasındaki irtibatı sağlayan kişi olarak ön plana çıkarıyor. Kaytan’ın aynı zamanda PKK’nın merkez karar yürütme kurulu üyeliği de bulunuyor. İmralı’da tutuklu bulunan teröristbaşı Abdullah Öcalan, verdiği ifadelerde Ali Haydar Kaytan için “Yorum kabiliyeti çok güçlüdür.” diyor. Semdin Sakık’a göre Kaytan’ın teorik yönü güçlü; ancak pratik yönü zayıf: “Örgüt tabanında kişiliksiz olduğu için pek sevilmez. Ancak PKK’nın en etkili ismi konumundadır. Hep geri planda kalarak iş yapmayı sever.”

Troykanın yedeği konumundaki Sabri Ok hakkında bilinen en belirgin bilgi, terör örgütü üyeliği suçundan 20 yıl boyunca Bursa Cezaevi’nde tutuklu kalmış olması. Cezaevinden çıktıktan sonra Kandil’e giden ve üçlüyle birlikte hareket eden Ok, DTP’nin PKK ile ilişkisini ve duruşunu belirleyen kişi olarak kabul ediliyor. Nurettin Demirtaş’ın DTP’nin başına getirilmesinde etkili olduğu söyleniyor. Sabri Ok ile Nurettin Demirtaş, bir süre Bursa Cezaevi’nde birlikte kalmıştı.

Terör örgütünde etkili olan dördüncü bir isim ise Suriyeli Dr. Bahoz Erdal Kod adını kullanan Fehman Hüseyin. Bu üçlünün belirlediği stratejiye göre silahlı kanadı harekete geçiren kişi olarak biliniyor. Bahoz Erdal, şehirlerde eylem yapan TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) ve intihar eylemcileri başta olmak üzere HPG’nin (Kürdistan Savunma Güçleri) sorumlusu olarak biliniyor. Hüseyin’in en bilinen lakabı Kukla. Kendisi için söylenen diğer bir lakap ise Cellat. PKK’nın bütün eylemlerinde Bahoz’un imzası bulunuyor. Zap Kampı’nı üs olarak kullanan Fehman Hüseyin elindeki silahlı güçle en tehlikeli isim olmasına rağmen tuhaftır ki, ne Abdullah Öcalan ne de Şemdin Sakık’ın ifadelerinde adı geçiyor.