Muhammed Masum Faruki mutasavvıf İmamı Rabbani'nin Üçüncü Oğlu
1599 yılında Hindistan’ın Serhend şehrine iki mil uzakta bulunan Mülk-i Haydar mevkiinde doğdu.
Lakabı Mecdüddin olup, Urvet-ül-vüska ismiyle meşhurdur. Urvet-ül-vüska; sağlam ip, kendisine uyulan büyük alim demektir.
Kur’an-ı Kerim’i üç ayda ezberledi. Küçük yaşta ilim tahsiline başladı. 11 yaşında iken; zikr ve murakabe yolunu babasından aldı.
Babası oğluna akli ve nakli ilimleri okuttu.
Büyük ağabeyi Muhammed Sadık ve babasının halifelerinden büyük alim Muhammed Tahiri Lahori’den ilim tahsil etti. Hadis ilminde babasından icazet (diploma) aldı.
16 yaşında bütün ilimlerin tahsilini bitirdi. Sonra tamamen tasavvufa yöneldi.
Babası İmamı Rabbani'nin vefatından sonra irşad makamına geçip talebe yetiştirdi.
900 bin kişi onun sohbetlerine katıldı.
Halifelerinden Ahmed-i Yekdest'i Hicaz’a gönderdi. Hicaz'da Mehmet Emin Tokadi’yi irşad etti. Diğer bir halifesi Murad-ı Münzavi de, İstanbul’da hizmet etti.
Hindistan’daki Babürlü Devletine 50 yıl hükümdarlık yapan Alemgir Şah, Muhammed Masum'un halifelerindendi.
1668 yılında Serhend’de vefat etti.
Cenazesini Ahmed Sücadil yıkadı. Namazını en küçük kardeşi Şeyh Yahya kıldırdı.
Babür sultanı olan Alemgir Şah, kabri üzerine yüksek kubbeli bir türbe yaptırdı. Türbesi, Serhend’de, babası İmamı Rabbani'nin türbesinin birkaç yüz metre kuzeyindedir.
ESERİ:
Muhammed Masum'un üç ciltlik Mektubat-ı Masumiyye adlı eseri vardır. Bu üç ciltte toplam 652 mektup bulunmaktadır.
1976 yılında Pakistan’ın Karaçi şehrinde bastırıldı. Farisça olan bu mektuplar arasından 141 adedi seçilerek; Müntehabat-ı Masumiyye adıyla İhlas A.Ş. tarafından İstanbul’da bastırıldı.
HAKKINDA YAZILANLAR
1.Zübdet-ül-Makamat 2.Hadarat-ül-Kuds 3.Hadaik-ul-Verdiyye fi Hakaik-i Ecilla-in-Nakşibendiyye 4.Hadikat-ül-Evliya 5.Umdet-ül-Makamat 6.Yevakit-ül-Haremeyn
Talebeleri
Başta kendi altı oğlu olmak üzere; Muhammed Sıbgatullah, Muhammed Nakşibend (Hazreti Huccetullah ismi ile meşhurdur), Muhammed Ubeydullah (İslamiyeti kuvvetlendiren manasında; “Mürevvic-üş-şeriat” lakabı ile meşhurdur), Muhammed Eşref, Muhammed Seyfeddin, Muhammed Sıddik yetiştirdiği büyük alim ve velilerdendir.
En önde gelen talebelerinden biri torunu Şeyh Ebül-Kasım olup, bunu da oğullarından saymıştır. Kardeşi Muhammed Said’in oğlu “Hazreti Vahdet” ismiyle bilinen Abdülehad da meşhur talebelerinden olup, çok sırlara ve yüksek derecelere mazhar olmuştur. Hace Muhammed Hanif Kabili de rahmetullahi aleyh, Muhammed Masum hazretlerinin oğullarından sonra gelen en meşhur talebelerinden olup, icazet verilen halifelerindendir. Bundan sonra, Hace Muhammed Sıddik Peşaveri rahmetullahi aleyh seçilmiş talebelerindendir. Bu on halifesi, talebelerinin en seçkinleridir. Bunlarla beraber yedi bin halifesi vardı.
Muhammed Masum Faruki Sözleri:
İnsanın ömrü çok azdır. Sonsuz olan ahiret hayatında, insanın karşılaşacağı şeyler dünyada yaşadığı hale bağlıdır. Aklı başında olan, ileriyi görebilen bir kimse, dünyadaki kısa hayatında hep ahirette iyi ve rahat yaşamağa sebep olan şeyleri yapar. Ahiret yolcusuna lazım olan şeyleri hazırlar.
Muhammed Masum'un ikinci cilt 105. mektubu
“Resulullah efendimize uymak nasıl olur? Bunlardan mühim olan birkaçını bildiriyorum. Günah işleyince hemen tövbe etmelidir. Gizli işlenen günahların tövbesi gizli, açık işlenen günahların tövbesi açık olur. Tövbeyi geciktirmemelidir. Rızkını helaldan kazanmalı, kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını helaldan kazanmak için çalışmalıdır. Bunun için ticaret, sanat yapmak lazımdır. Helal kazanmanın sevaplarını bildiren birçok hadis-i şerif vardır.
Yemekte, içmekte orta halli olmayı gözetmelidir. Gevşeklik verecek kadar çok yememeli, ibadet yapamayacak kadar da perhiz etmemelidir. İbadet, iyilik yapmaya yardımcı olan her şey iyi, mübarektir. Her işte niyete dikkat etmelidir. İyi niyet olmadıkça o işi yapmamalıdır. İyi kötü herkese güler yüz göstermeli, af dileyenleri affetmeli, herkese karşı iyi huylu olmalıdır. Münakaşa etmemelidir. Herkese yumuşak söylemeli, sert söylememelidir. Evliyanın başka insanlardan nasıl ayırt edileceğini Muhammed bin Salim hazretlerinden sorduklarında; “Sözlerinin yumuşak olması, konuşurken itiraz etmemesi, özür dileyenleri affetmesi ve herkese merhametli olması ile anlaşılır” buyurdu.
Az konuşmalı, az uyumalı, az gülmelidir. Çok gülmek kalbi karartır. Çalışmalı, fakat karşılığını yalnız Allahu Teala’dan dilemelidir. O’nun emirlerini yapmaktan zevk duymalıdır. Yalnız O’na güvenmelidir.
Yahya Mu’az-ı Razi buyuruyor ki: “Allahu Teala’yı sevdiğin kadar, herkes seni sever. Allahu Teala’dan korktuğun kadar da herkes senden korkar. Allahu Teala’ya kulluk ettiğin miktarda herkes sana yardımcı olur.”
Dünyaya düşkün olanlarla birlikte bulunmamalıdır. Her işinde sünnete uymalı, neşeli zamanlarında İslamiyetin dışına taşmamalıdır. Sıkıntılı anlarda Allahu Teala’dan ümidini kesmemelidir. Her güçlük yanında kolaylık bulunduğunu unutmamalıdır. Neşede ve sıkıntıda hali değişmemeli, varlıkta ve yoklukta aynı halde olmalıdır. Hatta yokluktan rahatlık duymalıdır, varlıkta sıkılmalıdır. Hadiselerin değişmesi insanda değişiklik yapmamalıdır.”