1699 yılında doğdu. Babasının adı Mirza Can’dır. Bu isme izafeten Can-ı Canan denildi.
Küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Çeşitli sanat ve fen ilimlerini de öğrendi.
16 yaşındayken babası vefat etti.
Kelimullah Çeşti, Şah Muzaffer Kadiri, Şah Gulam Muhammed Muvahhid ve Mir Haşim Caliseri gibi velilerin sohbetinde bulundu.
Tefsir ve hadis ilmini Hacı Muhammed Efdal Siyalkuti’den; Kur’an-ı Kerim ilmini Hafız Abdürresul Dehlevi’den ve Farisi lisanını babasından tahsil etti.
İmamı Rabbani'den feyz alan Şeyh-üş-Şüyuh Muhammed Abid'in sohbetlerine katıldı.
Kadiri, Çeşti ve Sühreverdi yollarında icazet aldı. Seyyid Nur Muhammed Bedevani’nin sohbetlerine 4 sene devam etti. 22 yaşında halifesi oldu. Tasavvufta Müceddidiyye yolunda yüksek derecelere kavuştu.
Yetiştirdiği talebelerinin sayısı çoktur. Seyyid Abdullah-ı Dehlevi ve Muhammed Senaullah-i Osmani Pani-püti Dehlevi talebelerinin meşhurlarındandır.
Abdullah-ı Dehlevi hocasından duyduklarını Makamat-ı Mazhariyye’sinde topladı. Senaullah-i Pani-püti de hocasının ismine nisbetle Tefsir-i Mazhari adlı bir tefsir yazdı.
Dünyaya düşkün olanlardan son derece sakınırdı. Kendisine verilmek istenen hediyeleri kabul etmezdi.
Hocalarına büyük bir muhabbetle bağlıydı. İmamı Rabbani'ye derin bir sevgisi vardı.
1781 yılında üç Mecusinin saldırısı sonucu Delhi’de vefat etti. Kabri, Şah Cihan Camii yakınındaki Dergah Camii’nde bulunan dört kabirden biridir.
AİLE
İsmi, Şemseddin Habibullah’tır. Hazreti Ali’nin neslinden olup, seyyiddir. Yirmi sekiz batında Hazreti Ali’ye ulaşır.
Mazhar-ı Can-ı Canan'ın Sözleri:
“Kim dünyaya düşkün olanlar arasına karışırsa, sohbetin bereketlerine ve tasavvufun nurlarına kavuşamaz! Bir kimse dünyaya düşkün olanlar arasına ihtiyaç olduğu kadar karışır, halis niyetle ve batıni nisbetini muhafaza ederek aralarında bulunursa zararı yoktur.”
“Dünya mel’undur ve dünyada olan şeylerden Allah için yapılmayanlar da mel’undur. Allahu Teala’nın sevgisiyle dünya sevgisi bir araya gelmez. Allahu Teala’nın rızasına kavuşmak için masivayı yani Allahu Teala’dan başka her şeyi ve bütün maksatları terketmek lazımdır.”
“Takvanın ve veranın yani haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmanın yolu, Resulullah sallAllahu aleyhi ve selleme hakkıyla uymak ve O’nun bildirdiklerini candan kabul etmektir. Kendi halinizi, Kitap ve Sünnette bildirilen hususlar ile karşılaştırınız. Eğer, Kitap ve Sünnette bildirilen hususlara yani dinin emirlerine uygunsa makbuldür. Uygun değilse merduddur, reddedilecekdir. Ehlisünnet ve cemaat itikadı üzere olmak lazımdır.”
“Evliyanın mezarlarını ziyaret edip, gönlü toplamak için feyz dilemelidir. Evliyanın büyüklerinin ruhlarına Fatiha ve salevat sevabı göndererek, onları Allahu Teala’ya kavuşmak için vesile yapmalıdır. Zahir ve batın saadetlere, ancak onlar vasıtasıyla kavuşulur.”
“Allahu Teala’ya kavuşmak iki yolla olur! Birincisi Allahu Teala’nın bütün emir ve yasaklarını eksiksiz yapmak, ikincisi Allahu Teala’nın sevdiği bir kulunu çok sevmek, kurtuluşuna onu vesile bilmektir. İkincisi yapılınca, emir ve yasaklar kolay gelir. Yapılan kusurlar da o büyüğün hürmetine affedilir. Böylece Allahu Teala’ya daha kolay kavuşulur.”