Mao Ze Tung (1893)-(1976) Çin Halk Cumhuriyeti Eski Devlet Başkanı
1893 yılında doğdu. Sol düşüncelerle üniversite öğrenimi sırasında tanıştı. 1921 yılında kurulan ÇKP (Çin Komünist Partisi)’nin 12 kişilik kurucu üyesinden biriydi. ÇKP’nin kurulduğu dönem, onbinlerce köylünün toprak ağalarına karşı ayağa kalktığı bir süreçti. ÇKP, bu dönemde büyük bir etki sağladı. 1924-1927 yıllarında başlattığı silahlı ayaklanma bastırıldı. ÇKP 6. kongresinde, kırın kenti kuşatması stratejisini kabul etti.
Yoğunlaşan yerli direnişler karşısında geriye çekilmeye mecbur kaldı. Uzun Yürüyüş'e başladı. Uzun Yürüyüş, Eylül 1934’ten Ekim 1935’e kadar sürdü. Çin’in bir ucundan diğer ucuna yürüdüler.
1935’te ÇKP’nin liderliğine getirildi.
Çin’in özgün koşullarından dolayı kır çalışmasına ağırlık verdi. Kızıl Ordu’yu kurarak, mücadeleyi gerilla savaşı biçiminde başlattı. Kurtarılmış bölgeler yöntemiyle ilerledi. Komünist rejimi yerleştirmek için onbinlerce insanın ölümüne yol açtı. Doğu Türkistan'ın işgalini sürdürdü. 1949’da zafere ulaştı. Devlet başkanlığına seçildi.
1976 yılında öldü.
Mao'nu uyguladığı politik süreçler:
* 1956’ya kadar geleneksel Sovyet ekonomi modelini yakından izledi.
* 1956-1957’de “yüz çiçek açsın, yüz düşünce yarışsın” sloganı ile yürütülen liberal dönem.
* 1958’de “büyük sıçrayış ve halk komünleri” kampanyası.
* “Kültür Devrimi”
* 1960’lardan sonra Çin-SSCB arasındaki anlaşmazlıklar.
* ABD’ye yakınlaşma politikaları ve bunun “Üç Dünya Teorisi” ile sistematikleştirilmesi.
HAKKINDA YAZILANLAR
MAO
Çinli devlet adamı ve ülkesinde komünizmin kurucusu. 1883’te doğdu. 1976’da öldü. Babası Konfiçyus hayranı bir köylüydü. Yedi yaşında okuma yazma öğrendi. Küçük yaşlarda okuduğu isyancı kahramanların hikayelerini anlatan Maymun ve Bütün İnsanlar Kardeştir gibi romanların etkisi, hayatı boyunca devam etti. On dört yaşında evlenip, aynı yıl eşini terk ederek okula başladı. Çangşa Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra, beş yıl öğretmenlik yaptı. Kısa bir müddet, 1911 devrim ordusunda bulundu. Pekin Üniversitesinde memurken, Çen Tuh-Siu, Çang Kuo-Tao ve Li Ta-Çao ile beraber Marksizmi İnceleme Derneğini kurdu. Özellikle anarşizm üzerine devamlı okudu.
1921’de Şanghay’da toplanan Çin Komünist Partisi birinci kongresine Hunan temsilcisi olarak katıldı ve gitgide parti kademelerinde yükselmeye başladı. Komünistler ve Çan Kay Şek idaresindeki Kuamintang arasında ihtilafın olmadığı yıllarda Kuamintang’ın propaganda kısmının idareciliğini yaptı. Bu arada komünist partisinin yüksek kademe üyeleri için bir mecmua çıkarmaya başladı. Kuamintang’ın içindeki komünistlerin giderek kuvvetlenmesi, Çan Kay Şek’in tepkisine yol açtı. Bunun neticesinde Mao ile komünistler, Çin Komünist Partisine geçtiler. Çin’in güneyinde kalan ve komünistlerin hakim olduğu Hunan’a giden Mao, burada zenginlerin geniş topraklarını köylülere dağıtarak fakir köylülerin desteğini sağladı. Çan Kay Şek’in bu toprak reformuna karşı çıkıp mücadeleye başlaması üzerine, köylülerden müteşekkil Çin Kızıl Ordusunu ve idari teşkilat için mahalli Sovyetleri kurdu. 1931 Kasımında Kiangsi’de Çin Sovyet Cumhuriyeti kurulunca Mao başkanlığa getirildi.
Çin’de, Mançu Hanedanı 1912’de yıkılıp cumhuriyetin ilanıyla başlayan siyasi istikrarsızlık, Çin Sovyet Cumhuriyetinin kurulması ile daha da arttı. Japonya bu durumdan faydalanmak için Mançurya’dan itibaren Çin’i işgale başladı. Bu sırada gözünü Mao kuvvetleri üzerine çeviren Çan Kay Şek; “Japonlar cilt, halbuki komünistler kalp hastasıdır.” diyerek, Çin Kızılordusu Kaumintang tarafından 1934’te kuşatıldı. Mao kuvvetleri çemberi yararak, Kiangsi eyaletinden altı bin millik bir yürüyüşle on iki ayda Sovyet sınırı yakınlarındaki Yenan bölgesine sığındı. Komünistler buna “Uzun Yürüyüş” ismini verdiler. Yenan, gerilla eğitim merkezi haline getirildi. Mao burada Çin komünist hareketinin teorik temellerini, konuşmaları ve yazıları ile ortaya attı.
Japonya’nın kendi iç meseleleri sebebiyle Kuzey Çin’i işgal harekatında duraklama gösterdiği sıralarda Çin’de de, Japonya’ya karşı milliyetçilik hisleri hayli gelişti. Mao ile generallerin baskısı altında kalan Çan Kay Şek, Japonlara karşı ortak bir mücadele yapmak hususunda anlaşmaya vardılar. Antlaşma 1945’te Japonların teslim oluşuna kadar bozulmadı. Ancak bu süre içinde komünistler son derece zayıf, durumlarını gizlice kuvvetlendirerek, Kuamintang’ı arkadan vurmaya başladılar. 1939’da Almanya ile “Dostluk, Saldırmazlık ve İşbirliği” antlaşmasını imzalayarak rahat nefes almak imkanına kavuşan Sovyetlerin de yardımıyla güçlerini iyice arttırdıktan sonra 1946’da iç savaş yeniden başladı. Daha önce işgal ettikleri Dairen Limanından komünistlere açıkça yardıma başlayan Sovyetler’e karşı Kuamintang, ABD’den beklediği yardımı alamadığı için, 1948’de durum aleyhine döndü. 1949’da Mao’nun Çin’e hakim olmasıyla, Çin Demokratik Halk Cumhuriyeti ismiyle komünist bir rejim kuruldu. Çan Kay Şek mücadelesine devam edebilmek için Formoza Adasına (Bugünkü Taiwan) çekildi ve iki tane müstakil Çin devleti ortaya çıktı.
Devlet başkanı olarak diktatörlüğünü ilan eden Mao rejimini, Sovyetler Birliği hemen, İngiltere 1950 Ocak ayında resmen tanıdı. 14 Şubat 1950’de Çin, Sovyetler ile Dostluk ve İşbirliği Antlaşması imzaladı. Çin 300 milyon dolar iktisadi yardım aldı. Böylece Asya’daki denge tamamen komünist blok lehine bozuldu.
Kısa zamanda ülkenin tek adamı haline gelen Mao, cumhurbaşkanlığı yanında parti genel sekreterliğini de yüklendi. Çin’de sosyalizmin tatbikine geçilmesi, sosyalizmin insan tabiatına zıt olan gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Aydınlar ve köylüler arasında kuvvetlenen gizli muhalefet Mao’nun 1956’da komünist rejimi benimsetmek için başlattığı ideolojik tartışma devri olan “Yüz Çiçek” harekatı sırasında, sosyalizmin ve rejimin açıkça tenkidi şeklinde kendisini ortaya koydu. Bu muhalefet hemen susturuldu. 1958’den itibaren büyük çaplı yeni bir harekat ile beş yüz milyon insan, 26.000 “halk komünü” içinde toplanarak, büyük çaplı bir tarım endüstri hamlesini başlattı. Sektörler arası denge ve organizasyon kurulamayan, ekonomik realitelerden uzak bu hamle de başarısızlıkla sonuçlandı. Mao; “Kömür ve demir kendi başına yürümezmiş. Ben sadece ihtilal üzerinde durdum, endüstriyel planlama konusunda bir şey bilmiyormuşum.” diyerek, hatasını itiraf etti.
1961’de bundan vazgeçildi ancak Mao’nun 1964’lerde başlattığı “Proleter Kültür İhtilali” ile Çin’de büyük bir karışıklık ve terörizm devri başladı. “Burjuva Kültürü”nün silinmesi için Üniversiteler on sene tatil edildi ve ülkenin her tarafında, herkes, Mao’nun sözlerini ve yazılarını ezberlemeye, öğrenmeye başladı. Bunları okuyup ezberlemek entellektüel olmak için kafi sebep sayıldı. Şehirlerdeki duvarlar adeta bir karış boş yer bırakılmamacasına Mao’nun posterleriyle donatıldı. Çin Komünist Partisi içinde en üst kademeden alt kademelere varıncaya kadar, Mao’nun en yakın arkadaşları dahil binlerce kişi tasfiye edildi...
“Kızıl Muhafızlar” isimli gençlik teşkilatının giriştiği sokak terörizmi sonunda milyonlarca Çinli, komünizm idaresini istemediklerinden sudan bahanelerle öldürüldü. 1949’da Komünist Çin kuvvetlerince işgal edilen Doğu Türkistan’daki baskı ve zulümler, “Kültür İhtilali” sırasında dayanılmaz ölçülere ulaştı. Burada yaşayan yirmi beş milyon Türk’e karşı tatbik edilen asimilasyon (eritme) politikası değişik şekillere sokularak devam ettirildi. Böylece bütün Çin; ideolojik bir eğitim içine girdi. “Kültür İhtilali” 1970’li yılların başında hızını kaybetmeye başladı.
1976 yılında ölen Mao’nun ölüm haberi on gün gizli tutuldu. Sekiz ay süren iktidar mücadelesi sonunda Çu En Lay; Mao’nun yerine getirildi.
Mao bir kanlı diktatör olarak hüküm sürdü. “Kültür ihtilali” hareketiyle Çin’in gelişmesini geriye çevirdi. Ayrıca bu hareket çok kanlı olup, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu.