Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Leonardo Da Vinci

ressam, heykeltraş, mimar

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Leonardo Da Vinci
Leonardo Da Vinci
ressam, heykeltraş, mimar 

15 Nisan 1452 tarihinde İtalya'nın Floransa şehrinin Vinci kasabasında doğdu. Babası avukat Ser Piero Antonio da Vinci'dir. Annesi Catarina soylu bir aileden gelmediği için onunla evlenemedi ve Leonardo evlilik dışı doğdu. Annesi sonradan başka bir erkekle evlendiği için Leonardo babasının evinde yetiştirildi. 

Leonardo, ilk öğrenim yıllarında aritmetik ve geometride öğretmenlerini sorduğu sorularla şaşırtacak kadar çabuk cevaplandırdı.

Keskin zekası ve yetenekleri çok küçük yaşlarda bile dikkat çekiyordu. Müzikle de ilgileniyor ve oldukça iyi bir şekilde lut çalıyordu. 

Andrea del Verroccio'nun eğitimi

Çocukluk yıllarında en gözde uğraşı resimdi. Babası bu yeteneği farkedince, onu Flosansa'nın en önemli atölyelerinden birinin başında olan ve aslen bir kuyumcu ustası olan Andrea del Verroccio'nun eğitimine verdi. Burada Botticelli, Perugino, Lorenzo di Credi, Francesco di Simone, Botticini ve Biagio d'Antonio ile birlikte son derece kapsamlı bir sanat eğitimi aldı. 

Leonardo, 1469 ile 1476 yılları arasında devam ettiği alışılmışın dışında bir eğitim veren 'politeknik labarutuvarından' çizim , mimari ve heykelin yanı sıra optik, botanik ve müzik alanlarında temel bilgiler edindi. Leonardo'nun ünlü Arno Manzarası, Müneccim Kralların Tapınması ve Aziz Hieronymus eskizi ile birkaç resim bu döneme aittir.

Bağımsız bir ressam 

1472 yılının haziran ayında adı Floransa'lı ressamlar loncasının defterine bağımsız bir ressam olarak Lyonardo di Ser Piero da Vinci diye geçti.

1482 yılına kadar ünlü ve zengin bir koruyucusu olmadan bağımsız olarak çalıştı. Sadece kendi seçtiği resim ve heykel konularını çalıştı.

Işık ve gölge etkileri 

Eski resim anlayışının biçim ve renk çalışmalarından oldukça ileri giderek ışık ve gölge etkilerinin ilk farkına varan ressam oldu. 

1482 yılında Leonardo, Milano'ya gitti. O sıralar Milano'yu Ludovico Sforza yönetiyordu. Leonardo ona ilgi çekici bir mektup yazarak hizmette bulunmayı teklif etti. Askerlik ve savaş yönetiminde kendi buluşu olan dokuz yeni fikir ileri sürdü.

Leonardo, Milano'ya giderken at başı büyüklüğündeki lutunu da yanında götürmüş, Dükün önünde çaldığı zaman bütün müzisyenleri altetmişti. Ayrıca zamanını en iyi hazırlıksız şiir söyleyicisiydi. Dük bu genç Floransalı ressamın çekiciliğine hemen kapıldı ve teklifini kabul etti. Böylece onun on yedi yıl Milano'eda yaşayıp çalışmasını sağladı. Dehasını çeşitli çalışmalarıyla ortaya koydu.

Yanlızca 15 dakika uyuyarak... 

Ludovico da onun kişiliğini sanatı kadar iyi değerlendirebilmesini bildi. Leonardo bütün saray eğlence ve gösterilerinin başındaydı. Hicivler, alegoriler ve şarkılar yazıyor ve ayrıca kendi görevleriyle uğraşıyordu. Bu yoğun çalışma temposunu kendine has bir uyuma düzeniyle gerçekleştirebiliyordu. Günün her saatinde yanlızca 15 dakika uyuyarak verimli bir çalışma sistemi geliştirmişti. 

1485'de Milano'da görülen bir salgın, Leonardo'ya şehri bir sağlık düzeniyle yeniden kurma fikrini verdi. Planları hazırladı ve Ludovico'ya sundu. Ertesi yıl Milano katedrali için planlar hazırladı. 

Bu arada geometri, astronomi, enerji ve lut yapımı üzerinde çalışıyor, boş zamanlarında da Francesco Sforza'nın at üzerindeki heykelinin modelini hazırlıyordu. Yıllarca süren çalışmanın sonunda 80 metrelik heykeli tamamladı ve Milano'da sergiledi. Fakat bu dev heykelin bronzdan dökümü yapılamamıştı ve altı yıl sonra da Milano Fransızların saldırısına uğradığında okların hedefi oldu ve yıkıldı. 

Leonardo Da Vinci , 1494 yılında Lombardiya ovasını baştan başa kaplayacak su yolları şebekesinin planlarını hazırladı ve şimşek ve fırtına üzerine gözlemler yaptı. 

Ressam Leonardo ise ''Madonna'' resmini bitirmiş ve aynı yıl resimlerinin en ünlüsü ''Son Yemek'' tablosuna başlamıştı. Bu resim Santa Maria delle Grazie manastırının duvarına yapılmıştı, fakat tempera boyası sıvaya, sıva da duvara uymamıştı, kısa zamanda parça parça dökülmeye ve bozulmaya başladı. Son Yemek adlı tablo, bozulmuş durumuna rağmen dünyanın en büyük eserlerinden biridir.

Milano'dan Venedik'e

Ludovico düklükten çekilince, Leonardo 1499 yılı sonunda Milano'dan ayrılarak Venedik'e gitti. Venedik'te Düşes Isabella Gonzaga onu son derece iyi karşıladı. Düşesin tebeşirle bir portresini yapan Leonardo, bunu sonradan bir tablo haline getireceğine söz verdi.

Bilim Leonardo'yu gittikçe daha büyük bir güçle kendine çekiyordu. Vaktinin çok büyük bir bölümünü matematiğe ve mühendisliğe ayırıyordu. Leonardo'nun mimari ve askeri mühendisliğe ilgisi, gezilerini ve etkinliklerini de belirlemişti. Savaş makineleri, toplar, nakliye ve kuşatma gereçlerine dair bilgisini dükalığın düşmesinden sonra, Cumhuriyetin askeri danışmanı sıfatıyla Venedik'e gittiğinde pratiğe dökme fırsatı buldu. 

Leonardo askeri mühendis olarak, Brunelleschi, Taccola, Francesco di Gorgio ve Valturio'nun kavramlarını geliştirdi. Ateşli silahların ortaya çıkmasından sonra karada ve denizde kullanılanılabilecek silahlar tasarladı ve balistik deneylerle bu silahların etkilerini gözler önüne serdi. Leonardo'nun diğer askeri tasarımları arasında çok namlulu toplar, fırlatma mekanizmaları ve patlayıcılar da sayılabilir. 

Ayrıca bugün kullandığımız haliyle makasın tasarımcısı da Leonardo'dur. 

Coğrafyaya ilgi duymaya başlamıştı

1500 yılının Nisan ayında Flosansa'ya doğru yola çıktı. Şimdi de coğrafyaya ilgi duymaya başlamıştı, Hazar Denizi'ndeki med ve cezir üzerine araştırmalar yapıyor, yazılar yazıyordu. Aynı zamanda Arno Nehri'nin kanalize edilmesi için planlar hazırlıyor ve diğer yol ve köprü yapımı projeleri üzerine çalışıyordu. 

Haliç için tasarladığı bir köprü 

Hatta bu tasarımlarının arasında 1502'de Osmanlı Padişahı II. Bayezid'e sunduğu ve Haliç için tasarladığı bir köprü de bulunur. Fakat kabul görmedi. -Bu tasarım daha sonra 2001 yılında Norveç'te yapıldı.- 

Bu dönemde Soderini, Leonardo'ya yontması için bir mermer blok teklif etti. Fakat buna ayıracak zamanı olmadığından teklifi geri çevirdi. Bu mermer daha sonra Leonardo'nun çağdaşı olan Michelangelo'ya Davut heykelini yapması için verildi. 

Michelangelo, Leonardo'yu sevmezdi 

Michelangelo, Leonardo'yu sevmezdi. Bir gün yolda karşılaştıklarında, Michelangelo ona ''At ressamı! Bir heykeli bile bronza dökemeyip utanç içinde kaldın'' diye bağırdığı rivayet edilir. 

1502 yılında Cesare Borgia'nın hizmetine girdi. Bütün orta İtalya'yı baş mühendis sıfatıyla dolaştı. Bu yolculukları sırasında yaptığı kusursuz ve ayrıntılı altı harita bugün Windsor Saray Kitaplığı'nda saklanmaktadır. 

Kısa bir süre sonra Floransa'ya dönen Leonardo, Floransalı bir soylunun sarayının toplantı odası için savaş resmi taslağı hazırlamakla görevlendirildi. 

Ve Mona Lisa 

Leonardo'nun Raphael gibi genç sanatçılar üzerinde bıraktığı etkiler büyük ve kalıcı oldu. Bu dönemde Leonardo, ünlü resmi ''Mona Lisa'' üzerinde çalışıyordu. 1506 yılında tamamlanan bu resimdeki kadın portresi, gülümsemesi, garipliği ve anlamının güçlülüğüyle ün saldı. 

Aynı yıl bir kere daha Milano'ya gitti. Ünü ordan Fransa'ya ulaşana kadar orada kaldı. 1514 yılında Fransa kralı I. Fransuva'nın teklifini kabul ederek Ambois yakınındaki Cloux şatosuna yerleşti. Öldüğü 1519 tarihine kadar da burada yaşadı. 

Bilime katkıları

Olağanüstü resim ve heykellerinden başka not defterlerindeki yazıları ve taslaklarıyla yüzyılların en büyük insanı ve en yüce zekası sıfatını hakeden Leonardo, ta o çağlarda bir uçak taslağı çizmiş, buharın kullanılışını da inceleyip, bir buhar topu ve gemilere çark şemaları da çizmiştir. 

Hidrolik biliminin kaşifi ve resim çekiminde karanlık odanın bulucusudur. Suyun molekül yapısı, ses ve ışık dalgaları üzerine geniş bilgisi olan Leonardo, çiçek ve filiz yapısı ve düzeni konusunda da çalışan ilk kişidir. 






HABER

Da Vinci Türk'tü
Ahmet Turan Alkan 
Zaman 5 Aralık 2010

Aktüel dergisi'nde yayınlanan habere göre Robin Maxwell adında bir yazar, geçen yıl "Signora Da Vinci" adıyla bir kitap yazdı ve kitap kısa zamanda Türkiye'de yayınlandı. Kitapta anlatılanlara göre Vinci'nin annesi Caterina idi ve o dönemde bu isim yaygın olarak sonradan Hıristiyan olan kadın kölelere verilirdi. 

Hikâye şöyle: Caterine Ortadoğu'dan İstanbul'a bir köle olarak gelmiş ve yıllarca bir Türk olarak yaşamış, ardından köle olarak İtalya'ya gitmiş. İşte bu "Özgür ruhlu" Caterina'mız bir gün kırlarda ot toplamak için gezmeye çıktığında komşunun oğlu Piero ile tanışıyor! Piero kim, tam olarak bilmiyoruz ama biraz sabretmenizi rica ediyorum. Piero ile Caterina arasında büyük bir aşk başlıyor fakat vaziyet ümitsizdir. Genç ve yakışıklı Piero zengin bir ailenin çocuğudur; Caterina ise fakir bir köylü kızı... 

Haberde tam da bu cümleden sonra şöyle bir ifadeye yer veriliyor: "Bu durum Caterine hamile kaldığında evlenmelerine mani oldu" çünkü o dönem İtalyası'nda babasız çocuk doğurmak, bir kadın için toplum dışına itilmek demekmiş. 

Şöyle devam ediyor haber: "Caterina 'kocaman anne yüreği' ile tüm güçlükleri göze aldı ve çocuğunu doğurdu." 

Çocuk kimdi dersiniz? Bildiniz, bizim Leonardo! 

Bir dakika bir dakika! Anladık, Caterina Ortadoğu'dan geldi, biraz İstanbul'da eğleştikten sonra İtalya'ya geçti; derken kırda bir yakışıklı oğlanla tanıştı, olanlar oldu ve Leonardo dünyaya geldi! İyi de Leonardo nereden Türk oluyor şimdi, delilleriniz neler sayın yazar? 

Haberde deniliyor ki, "Chieti Üniversitesi Antropoloji Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Luigi Capasso da yeni iddiaların doğru olduğunu açıkladı. 3 yıllık bir araştırmada, Da Vinci'nin 52 eserindeki 200'e yakın parmak izi kalıntısı incelendi. Sonuç, Leonardo'nun parmak izinin yüzde 60 Arap özellikleri taşıdığı ortaya çıktı. Annesinin Ortadoğulu bir köle olduğu bulgusunu kanıtladı..." 

Var mı itirazınız, adam % 60 Arap'mış işte! Bu arada parmak izinden genetik kök tahlili yapıldığını bilmiyorduk; öğrenmiş olduk! Tıp ilerliyor durmadan! 

Bitmedi, Kanadalı araştırmacı Louis Buff Parry'ye göre Caterina sadece Ortadoğulu değil, ayrıca bir Müslüman'dı, üstelik Azeri. Ayrıca Parry, "Leonardo Da Vinci, annesinin izlerini aramak için Anadolu'ya ve Azerbaycan'a birçok seyahat gerçekleştirdiğini" ileri sürmekte! 

Tıp ilerlemiyor beyler; görünüşe göre bir adımda çağlar deviriyor! 

Biraz soluklansak iyi olacak; Kapı gibi "bilimsel" belgeler bunlar aziz okuyucu. Vesvese etmenin, "Köprüden geçerken akrabalık mı olurmuş?" diye somurtmanın âlemi yok. Eloğlu durmuyor, çalışıyor, araştırıyor. Hangi kırlarda kim kimle karşılaşmış da el ele tutuşmuş da aradan 9 ay geçtikten sonra nurtopu gibi bir Rönesans dâhisi doğurmuş, isbat ediyor! 

Da Vinci Türk'tü; Goethe üzerinde araştırmalarımız devam ediyor. 



HABER

Da Vinci'nin torunları ortaya çıktı!
BBC TÜRKÇE 15 Nisan 2016

Bugüne kadar soyundan gelen kimsenin kalmadığı sanılan İtalyan Rönesans dehası Leonardo da Vinci'nin halen hayatta olan 35 yakınının bulunduğu açıklandı.

Da Vinci'nin "torunları" arasında 1968 yapımı Romeo ve Jülyet ile Oscar'a aday olan yönetmen ve sahne tasarımcısı Franco Zeffirelli de var. Leonardo da Vinci Müzesi ve Uluslararası Da Vinci Derneği tarafından 1973 yılından bu yana yürütülen araştırmanın sonucunda, Leonardo da Vinci'nin babası Ser Piero'nun soyundan geldiği belirtilen 35 kişi tespit edildi.

1452-1519 yılları arasında yaşamış İtalyan ressam, mühendis ve matematikçi Da Vinci'nin cesedinin halen kayıp olması nedeniyle araştırmacılar DNA testine başvuramadı ve arşiv belgeleri üzerinden iz sürebildi. Kilise arşivleri ve tapu kayıtları incelendi.

Araştırmanın sonucunu dün düzenlenen bir basın toplantısında açıklayan Leonardo da Vinci Müzesi Müdürü Alessandro Vezzosi ve Uluslararası Da Vinci Derneği Başkanı Agnese Sabato, İtalya'nın yanı sıra Fransa ve İspanya'da da detaylı bir belge taraması yaptıklarını söyledi.

Da Vinci'nin aile ağacını çıkarabilmek için kilise arşivleri ve tapu kayıtları gibi belgelerden yararlanıldı. Araştırmacılar, Da Vinci'nin çocuğu olmasa da, çok sayıda kardeşi olduğunu ve kardeşlerinin soyundan gelenlerin izinin sürülebildiğini belirtti.

Ancak DNA testiyle doğrulama imkanı olmadığı için bulguların kesinliğine şüpheyle yaklaşanlar da bulunuyor.

"Da Vinci"nin soyundan gelen bu kişilerin arasında, Oscar'a aday da olan yönetmen ve sahne tasarımcısı Franco Zeffirelli'nin de bulunduğu açıklandı. Gerçek adı Gianfranco Corsi olan yönetmenin ailesinin Da Vinci'nin soyundan geldiği söylentileri daha önce de vardı. Zeffirelli de 2007'de yaptığı bir açıklamada "Benim ailem olan Corsi'ler, Leonardo'nun soyundan geliyor" demişti.

'ANNEM HAKLIYMIŞ'

Da Vinci'nin soyundan geldiği belirlenen bu 35 kişiden büyük kısmının, Rönesans sanatçısının da memleketi olan Toskana bölgesinde yaşadığı açıklandı. Leonardo gibi Vinci kasabasında doğan yakınlarından Giovanni Calosi de "Annem Dina haklıymış" diyerek, ailesinde Da Vinci soyundan geldiklerinin konuşulduğunu ancak bugüne kadar bunu belgeleyemediklerini söyledi.