Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Kemal Kılıçdaroğlu

CHP Genel Başkanı

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Kemal Kılıçdaroğlu
Kemal Kılıçdaroğlu
CHP Genel Başkanı

1948 yılında Tunceli'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Anadolu'nun çeşitli il ve ilçelerinde tamamladı. 1971 yılında Ankara iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi'nden mezun oldu. 

Aynı yıl hesap uzman yardımcılığı sınavını kazanarak Maliye Bakanlığı'na girdi. Hesap uzmanı olduktan sonra, bir yıl süre ile Fransa'da kaldı. 1983 yılına kadar hesap uzmanlığı görevini sürdürdü. 

1983 yılında Gelirler Genel Müdürlüğü'ne daire başkanı olarak atandı. Aynı Genel Müdürlükte, genel müdür yardımcısı olarak görev yaptı.

1991 yılında, Bağ-Kur, 1992 yılında da SSK Genel Müdürlüğü'ne atandı. Kısa bir süre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda müsteşar yardımcılığı yaptı. Ocak 1999 ayında kendi isteğiyle SSK Genel Müdürlüğü'nden emekli oldu.

İstanbul milletvekili seçildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu.

8. Beş Yıllık Kalkınma Planı çalışmalarında, "Kayıtdışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu" Başkanlığını yaptı.

Hacettepe Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Türkiye iş Bankası Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulundu.

1994 yılında "Ekonomik Trend Dergisi'nce konusunda yılın bürokratı seçildi. 

Evli ve üç çocuk babası. Yayınlanmış üç kitabı ve çok sayıda makalesi bulunmaktadır. 

22 Mayıs 2010 tarihinde CHP Genel Başkanı seçildi.




HAKKINDA YAZILANLAR

Horasanlı Baba Kureyş: Kemal Kılıçdaroğlu
16 Şubat 2009

Aksiyon Dergisi'nin bu haftaki sayısında CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılan bir röportaj yayınlandı.
Haberin spotunda Kılıçdaroğlu şöyle anlatılıyor: Adı 'dosyalı siyaset'çiye de çıkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, sakin mizacını Alevilikte dede ocaklarından Kureyşan aşiretine mensup olmasına bağlamak mümkün. Zira o da dedelik makamına sahip; ama bürokratlığı buna engel olmuş. İşte Cemal Kalyoncu tarafından yapılan Aksiyon'daki röportajın bir bölümü. 

Kemal Kılıçdaroğlu, aslında bir aşirete mensup. Ailesi Dersim'in eski adıyla Kızıl Kilise, yani Nazımiye ilçesinden. Asıl köyü Ballıca. Ancak terör sebebiyle şehir merkezine yakın bir köy olan Kocakoç'ta yaşamış ailenin diğer fertleri. 
Osmanlı'dan daha evveliyatı da var aşiretin. Aslen İran Horasan'ına kadar uzanıyorlar. Önce Konya Akşehir'e yerleşiyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu'nun da içinde bulunduğu aşiret, Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasındaki çatışma dolayısıyla bugünkü yerlerine göçüyor. Osmanlı kayıtlarında hâlen Akşehir'de göründüklerini de söylüyor Kılıçdaroğlu. 
Kemal Bey, eski senatör Arslan Bora'nın da mensubu olduğu Kureyşan aşiretinden. Kureyşanlılar bölge halkı nazarında kutsal bir ocak. Kureyşanlılar'da dedelik yapanlara, 'Horasanlı Baba Kureyş' denildiği de söylenir. Dersim'de Kureyşanlılar'la birlikte Baba Mansur Ocağı da önemli bir ocak sayılır. Bu iki ocak arasında akrabalık olmadığını ama öyle bilindiğini söylemektedir Kılıçdaroğlu. Bildiğimiz Kureyş kabilesi ile bir alakaları olmadığı notunu da düşmek gerekiyor burada. 

-Kureyşan aşireti önemli ocaklardan. Alevi geleneğinde Dedelik makamı buradan mı geliyor? 

"Söyleniyor, evet." 

-Sizdeki bu sakin tabiatın altında böyle bir kültürden gelmenin etkisi olduğu kanaati var. 

"O kültürden gelmenin etkisi var tabii." 

-Dolayısıyla dedelik sizde de var mı? 

"Ailede var ama ben bu işi yapmıyorum tabii takdir edersiniz ki." 

-Ama siz de dedelik makamındasınız diyebilir miyiz? 
"Diyebilirsiniz tabii. Ama dediğim gibi bu kültür olmakla beraber hani o kültürü uygulayan bir kişi değilim. O da, yetişmem, bürokraside görev yapmam dolayısıyla bizim hani o bağlantıda bir şey yapmamız zaten mümkün olmuyor." 

Kureyşanlı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ailesi Dersim'de Cebeligiller lakabı ile de tanınıyor. Kemal Bey, bunun, muhtemelen ailede birisinin Osmanlı'da askerlik yapmasından kaynaklandığını düşünüyor.

Osmanlı zamanında dedesinin dedesini de eşkıya olarak anlatıyor o. Buradaki bilgileri tam olmadığı için de muhtemelen o kişinin Cebeli denen kişi olabileceğini söylüyor. İhtimal ki Kemal Bey'in babası Kamer Bey, 1934'te, ailesinin Karabulut olarak aldığı soyadını eşkıya büyük dedesine dayandırarak 1950'den sonraki bir tarihte Kılıçdaroğlu diye değiştiriyor. 

Aile daha çok tarımla meşgul olmuş. Kemal Kılıçdaroğlu, Yusuf Bey ile Zeynep Hanım'ın beşi erkek sekiz çocuğundan biri olan Kamer Bey'in oğlu olarak 1948'de dünyaya gelmiş. Kamer Bey, önce Meteoroloji'de, ardından da Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki tapu dairelerinde çalışıp en son Patnos'tan emekli olmuş. Evliliğini, Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in de mensubu olduğu Areli (bazı yerlerde Areyli diye de geçiyor) aşiretinden Zülfü Bey ile Hatun çiftinin beşi erkek yedi çocuğundan biri olan Yemuş Hanım'la yapmış. Yemuş isminden dolayı da Ermeni iddialarına maruz kalmış Kılıçdaroğlu ailesi. Kemal Bey bunun 'nüfus memuru azizliği' olduğunu belirtiyor. 

Aşiretteki feodal yapı aileye de yansımış. Kamer-Yemuş çiftinin de beşi erkek ikisi kız yedi çocukları gelmiş dünyaya. Kardeşlerin içinde tek üniversite bitiren Kemal Bey. Kız kardeşlerinden Fikriye'yi okutmamak Kılıçdaroğlu'nun en büyük pişmanlıklarından biri. Kılıçdaroğlu, ikisinin işçi emeklisi, birinin de ilkokul müdürlüğünden emekli olduğunu belirttiği kardeşlerinin isimlerini, nedense 'onların rızasını almadan vermek istemiyorum' diyerek vermedi.





HABER

Dedelik soyundan geliyorum ama dedelik yapmıyorum
Zaman 22 Şubat 2009 
NURİYE AKMAN

Kemal Kılıçdaroğlu'nun sükûnetini, ne sorarsam sorayım hiç kızmadan, sesini yükseltmeden gülümseyerek cevap vermesini sevdim. İstanbulluların oyunu alabilir mi bilemem. Samimiyeti gerçekse, seçilse de seçilmese de CHP Genel Merkezi ile ufukta çatışma görüyorum.

Ankara'daki politbüronun istediği tavizlere pabuç bırakmayacağı anlaşılıyor. Bırakırsa, yıldızını parlatan bu "doğrucu Davut" tiplemesini kendi elleriyle yıkmış olur. Çünkü Sevigen hakkındaki iddiaları ciddiye alarak "Gereğini yapmalıdır" diyebildi, Baykal'sa ben bu söyleşiyi yaparken henüz bu konuda görüş oluşturamamıştı. Sevigen de istifa etmemişti... 

Siz belediyeciliği, seçilirseniz mi öğreneceksiniz? 
Ben biliyorum belediyeciliği. Belediyelerin yasalarını, topladıkları paraları, sundukları hizmetleri biliyorum. 

Ama teorik olarak. Bugüne kadar çeşnicibaşıydınız. Görevi sadece yemeğin iyi mi kötü mü olduğunu söylemek olan bir çeşnicibaşının, bir patates soymadan sınıf değiştirip aşçıbaşı olması akıl kârı bir iş mi? 

Ben aşçıbaşılık yaptım. Türkiye bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi yönettim. 
Ama yedi yıl boyunca zarar ettiniz. İyi yönetemediniz ki... 

Bu doğru değil. Sosyal güvenlik sisteminde ilk açık 1971'de ortaya çıktı. İlk önlem alınmasını isteyen, Uluslararası Çalışma Örgütü uzmanı Zelenka'ydı. Raporunda, "Önlem almazsanız kurum yakın bir gelecekte aylık ödeyemez." dedi. Önlem almadılar. 

Hangi mazeret başarının yerini tutabilir ki?.. 
Sistemin bütün kurallarını kim belirliyor? 

Parlamento. Ben Parlamento'nun üstünde bir güce sahip değilim. Ben, kişilere sen 34 yaşında emekli olacaksın diye bir karar alıp, o kararın sonucunda kurumu batırmışsam haklısınız. Ama o karar yanlıştır, bu uygulama yanlıştır diye o dönemde bile bunu söylüyorsam, ben işi doğru yapıyorum demektir. 
Başarısızlığı Parlamento'ya yüklüyor ama olmayan başarıyı üstleniyorsunuz! 

Bakın, bürokrat, yetkilerini sağlıklı kullanırsa başarılı olur. Yetkilerini sağlıklı kullanamazsa başarısız olur. Türkiye'de ilk eşdeğer ilaç uygulamasını başlatan benim. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük tasarrufunu yapan benim. Ve bunun içindir ki; ben o dönemde yılın en başarılı bürokratı seçildim. 

Kim seçti? 

Ekonomi Trend dergisi. 

Politikaya girmeseydiniz sadece SSK genel müdürlüğünüzle nasıl anılırdınız acaba? 

Bana beş tane SSK genel müdürünün ismini sayabilir misiniz? 

Sayamam. 

Güzel. Ama Kemal Kılıçdaroğlu adı SSK Genel Müdürlüğü ile özdeşleşmiştir. Niçin? 

Yakınlarınızı işe yerleştirdiğiniz ve ihalelerde usulsüzlük yaptığınız için olabilir mi? 

Hayır. SSK genel müdürü olarak çizdiğim performans başarılıdır. Kurumda 65 bin kişi çalışıyor. Ben Tunceli'de de sınav yaptım. Bir tek akrabam Tunceli'de sınava girmedi. Hiçbirisine izin vermedim, torpil olur, söz olur diye. 

70 akrabanızın işe girdiği iddiası?.. 

Efendim soyadı Karabulut olan ne kadar insan varsa, hepsini alt alta yazıyorlar. Bunların eski soyadı Karabulut, akrabasıdır diye. 

Sadece Karabulut değil, iki soyadı daha var. Gündüz ve Düzgün... 

Yok, onları bırakın. 65 bin kişinin çalıştığı kurumda eğer ben yakınlarımı, akrabalarımı oraya doldurmak isteseydim, kurum tarihinde ilk kez ÖSYM aracılığıyla sınav yapmazdım. Kimin sınav kazandığının belgelerini, isimlerini noter huzurunda açtıran benim. 

SSK'da bir yakınınız bile çalışmadı mı yani? 

Var efendim, çalışıyor. Ben genel müdür olmadan önce de yakınlarım vardı. Ama hiç kimse şu yakınını şurada müdür yapmıştır diyemez. Sınavı kazanmış gelmiştir. Düz memurdur, çok istediği halde asla müdür olmamıştır. 

Diyelim belediye başkanlığını kazandınız. Bu sefer de iktidar para musluklarını kesti, şöyle oldu, böyle oldu diye sürekli topu başkalarına mı atacaksınız? 
30 Mart'ta inşallah İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına oturacağım. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kapısına beş kuruş talep etmek için dahi gitmeyeceğim. 

Mümkün değil. İhtiyacınız olacak. 

Hayır efendim, 10 milyar dolar bütçesi var bu kentin. Sorun şu: Bir liraya yaptıracağınız işi beş liraya yaptırıyor ve kaynak savurganlığına yol açıyorsunuz. Ben burada iddialıyım. 10 milyar dolarla İstanbul'u İstanbul yapacağım. Zaten Tayyip Bey'in korkusu da o. Acaba diyor, bu adam gelir, gerçekten beş yılda bizim on beş yılda yaptığımızı yaparsa ne olacak? 

Topbaş, sizin hesap hatası yaptığınızı söylüyor. Siz daha önce İstanbul'un 15 yıllık bütçesi 150 milyar dolar demiştiniz. 

Ben bütçesi demedim. İstanbul'a harcanan para dedim 150 milyar dolar. Gerek Sayın Tayyip Erdoğan, gerek Sayın Kadir Topbaş, benim ne söylediklerimi dinlemiyorlar. Kendi algılarına uygun olarak benim söylemlerimi alıyorlar. 

Topbaş hesaplamış, son 15 yıllık bütçe 59 milyar dolar. Nasıl olur da 150 milyar dolar harcayabilirler? 

İstanbul'a harcanan para bu. Bunun içinde belediyenin harcamaları dışında merkezî hükümetin ve il özel idaresinin harcamaları da var. Benim sözlerimi çarpıtıyorlar. Dedim ki beş yılda 80 kilometre metro yapacağız. Sayın Topbaş'ın yanıtı, "Bunlar hayal âleminde geziyor. Bir yılda 80 kilometre metro nerede yapılmış?" oldu. Ben bir yılda demedim ki. 

Bir kilometre metronun maliyeti 50 milyon dolar. 80 çarpı 50 eşittir 4 milyar dolar lazım beş yıl için. Nereden bulacaksınız bu parayı? 

Beş yıllık bütçe 50 milyar dolar. Buradan 4 milyar dolarını metroya ayırırsanız ne olur? Çok mu büyük para? Kaldı ki 50 milyon dolara bunlar mal ediyorlar. Dünya fiyatları 30 ile 40 milyon dolar arasında değişiyor. 

Siparişi verir vermez hemen yapabiliyorlar mı? 
Hayır. 

Önümüzdeki beş yıl içinde bunu tamamlamanız mümkün değil yani? 

Mümkün. İlk bir iki yıl biraz ağır gider, ondan sonra süratli gider. 

Diyorlar ki, dünyada üç tane metro üreticisi var. Şu anda kapılarını çalsan ancak üç yıl sonra işe başlayabiliyorlar.

Siz bir ihale açın bakalım. Kaç firma giriyor ihaleye. 

Yani üç üretici yok mu? 

Hayır efendim. Metro, bir sistemler bütünüdür. Bunların yaptığı bir bütün olarak ihale etmemeleri. Sorun da oradan çıkıyor. Tüneli birisine veriyorsunuz. Sinyalizasyonu birisine veriyorsunuz. Başka bir işi başkasına veriyorsunuz. Sonra bunlar bir araya gelmiyor. Metroyu adam gibi bir firmaya verirsiniz. Düğmeye basar, tıkır tıkır gider her şeyiyle beraber. 

Üçlü yönetime gelelim. "Bu üçlü çok güçlü" sloganıyla ortaya çıktınız. Ama daha seçilmeden bu üçlünün bir ayağı genel merkezle ihtilafa düştü. Sizi neredeyse yarı yolda bırakıyordu. İstifanın eşiğinden döndü. 
İstifanın eşiğinden dönme diye bir şey yok. 
Var var. 

Aday belirleme sürecinde her partide olduğu gibi kırgınlıklar olur. Birisi gider, öbürü gelir. Bunlar işin doğası gereği. Bizim üçlüde bir ayrılık yok. Ben şahsen liste işine girmiyorum. Çünkü ben öyle partinin iç sorunlarına girersem başkan adaylığımı yapamam. 

Ankara'daki politbüro, İstanbul'da işi bilen insanlara müdahale ediyor. Gürsel Bey de direniyor. Madem troykasınız, bu problem sizin de aynı zamanda. 
Hayır. Ben belediye başkanlığı koltuğuna oturduğumda görevim İstanbul'a hizmet etmek. Siyasi partiye değil. Eğer birisi gelip benden ihale ve iş ister, "Ben onun için oy verdim" derse baştan söyleyeyim, bana oy vermesine gerek yok. Seçildikten sonra, Gürsel Bey de artık o üçlü yönetim içinde partiyi değil, İstanbul'u düşünmek zorunda. 

O zaman Gürsel Bey il başkanlığını bir başkasına mı devredecek? 

Hukuki olarak, il başkanlığı yapar mı, yapmaz mı? O süreci bilmiyorum. Seçilirsek, ortak tek bir hedefimiz var: İstanbul'u 21. yüzyılın dünya markası haline getirmek. 

Genel merkez ile kent teşkilatları arasındaki kısır çekişmeler bu hedefi saptırmaz mı? 

Siz beni tanımıyorsunuz. Ben en uzun süre SSK genel müdürlüğü yaptım. İki veya üç bakan hariç bütün bakanlarla kavga ettim. 

Ufukta CHP yönetimi ile bir kavga mı görünüyor? 

Hayır. Ben İstanbul'la ilgili bütün sağlıklı önerilere bakarım. Bunun illa partiden olması şart değil. AKP'den de gelebilir, vatandaştan, üniversiteden, yerel aktörlerden de gelebilir. Ama bana illa şunu yapacaksın, şuna şu işi vereceksin diyemez kimse. Derse kavgamı ederim. 

Sevigen hakkındaki iddiaları ciddiye alıyor musunuz? 

İddialar ciddi. Önce ses kaseti çıktı, sonra belgeler. Kendisi zaten böyle bir durumda yönetimden ve milletvekilliğinden ayrılacağını açıkça söylemişti. Bu durumda gereğini yapmalıdır. 

Baykal'dan neden hâlâ ses çıkmıyor? 

Bilemiyorum. Ben gerçekten genel merkezden hiçbir yetkili ile bu konuyu konuşmadım. 
Kağıthane yerine Kağıttepe diyerek diliniz
sürçmeseydi gidip orada ev tutar mıydınız? 

Evet. Seçim Koordinasyon Merkezi'ne yakın olduğu için tuttum o evi. 

Niye 850 liraya ev tuttuğunuzu cümle âleme teşhir ediyorsunuz? 

Cümle âleme değil. Medya istedi bunu. Bana kalsa ben yapmayacaktım. Ama medya mensupları çok ısrar etti. Öyle bir noktaya geldi ki; ya gidelim biz de kurtulalım, siz de kurtulun dedik. Kabul ediyorum, eleştiri de aldım bu yüzden. 

Medyanın gazına geldiniz yani. Peki mokasen ayakkabılarla çamurlara batmanızı da medya mı istedi? 
Sayın Başbakan, "İstanbul'da çöp, çamur, çukur yoktur." dedi. Biz de var dedik. Yoksa ben hiçbir zaman İstanbul'un çöpünü, çukurunu ve çamurunu eleştiri konusu yapmadım. 

Ama yaptınız... 

Başbakan söyledikten sonra. Söylemese yapmayacaktım. 
Bu kadar kolay mı gaza geliyorsunuz? 

Hayır, ama söyleyen kişi bir başbakan. 

Sizi komik duruma düşürdü ama. Aranılmış, bulunmuş, işte çamur! Çok eski moda yani. 

Hayır, aranmış bulunmuş değil. Gerçekten bu bölgeye gittiğimizde insanların şikâyeti vardı. Biz gittikten sonra oraya mıcır döktüler. Böyle de bir katkımız oldu.

Siz gerçekten halk çocuğu musunuz? 
Evet. 

Nasıl oluyor da tıraş olduğunuz berbere yüz lira bahşiş verebiliyorsunuz? 

Ben yüz lira bahşiş vermedim. Ama gazeteler öyle yazdı. Berber benden para bile almadı. Normalde Parlamento'da tıraş oluyorum. Orada da yaklaşık on lira para veriyorsunuz. 

İmaj-maker'ınız, size akıl verecek profesyonel bir ajansınız yok mu sizin? 

Bu kampanyanın en büyük özelliği, çok sayıda gönüllü arkadaş geliyor, bana yardımcı oluyor. 

Ama yanlış yapıyorlar. Ben profesyonel bir ajansın yetkilisi olsaydım ne sizi o çamurlara batırırdım, ne evinizde medyaya çay demletirdim ne de o berbere gidip tıraş olurdunuz. 

Onu da bizim politikadaki yeniliğimize verin. Bunu çok samimi söylüyorum. 

İstanbul'un bir Paris, bir Tokyo olamamasını parti ayrımı yapmadan "Çünkü akıllı adamlar yönetmedi" diye açıkladınız. Bunca belediye başkanı geçti İstanbul'dan. Kendinizi hepsinden daha mı akıllı görüyorsunuz? 

Hayır. Öyle bir iddiam yok. Ben ortak aklı yürütebileceğimizi ve bu konuda sağlıklı projeler üretebileceğimizi düşünüyorum. Ben bir hesap uzmanıyım. Kaynaklarla öncelikli sorunları kıyaslamak lazım. Bunları denk düşürmezseniz kentin sorunu çözülmez. 

Akıllı adamlar yönetmedi diyerek, gelmiş geçmiş başkanları töhmet altında bırakmanın size ne faydası var? 

Belki bu akıllı sözcüğü ile, haklısınız biraz dozunu kaçırmış olabilirim. Ben devlet adamı eksikliğini dile getirmek istedim. 

Baykal'ın sizi aday göstermesi parlayan yıldızınızın matlaşma operasyonu muydu? 

Bunu diyenler var ama sanmıyorum. Beni siyasete davet eden Sayın Baykal'dır. 

Kemal Derviş'in de başına aynı şey geldi, Yaşar Nuri Öztürk'ün de. Onları da davet etmişti. Kimler geldi, kimler geçti Baykal'ın değirmeninden. 

Benim ayrıcalığım var. Ben, hırsları olan bir insan değilim. Ben bulunduğum konumun görevini hakkıyla yapmayı seven bir insanım. Bana bir görev verilir. Bu görevi elimden gelen en iyi şekilde yerine getiririm. 
Seçilirseniz belediye çalışanlarını işten atacak mısınız? 

Hayır. İşini yapan herkes görevinde kalacak. Bir kişi gidecek, o da Sayın Kadir Topbaş. 

Türbanlılar kalacak yani belediyede? 

Elbette. O konuda hiçbir tereddüt yok. 

Türbanı sadece temizlik işçisine layık gördüğünüz yalan mı? 

Yalan. O konu çarpıtılıyor. Efendim türbanlı temizlikçi kalacakmış, öbürü gidecekmiş. Olur mu öyle bir şey? 

Soyunuzda Alevi dedeliği var, değil mi? 

Ben dede soyundan gelmekle beraber dedelik yapmadım. 

Dedelikte kendinizi o yola adamanız lazım. O zaman bürokrasiyi bırakmanız lazım. Dedelikte içinizde olağanüstü bir sevgi olmalı. Kesinlikle kin tutmamalısınız. 

Öyle olmadığınız için mi dede olmadınız? 

Hayır, ben öyleyim. Kimseye beddua etmiş değilim. Eğer bir yerde bir yanlışlık varsa önce kendimde kusur ve eksik aramaya çalışırım. 

Kendinizi dindar biri olarak mı tanımlarsınız?

İnanan birisi olarak tanımlarım. İnanca da saygı gösteririm. Çok sayıda Refah Partisi belediye başkanı vardır çocukluk arkadaşım. Hâlâ birbirimizi çok severiz, konuşuruz. Önyargıları kırdığınız zaman sevilmeyecek insan yoktur. 

Başbakan gibi "Yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü" mü diyorsunuz? 

Bir halk ozanı şunu söyler: Cehennem dediğin dal odun yoktur, herkes ateşini buradan götürür. Olağanüstü felsefesi olan bir ikilemdir. Eğer bu dünyada kötülük yapmıyorsanız insanlara, cehennemden korkmaya gerek yoktur.




HABER

Kılıçdaroğlu: Seyyid Mahmud Hayrani büyüğümüzdür
Zaman 16.12.2011 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kon TV'deki programda kimlik üzerinden siyaset yapılmasını eleştirirken soy kütüğüne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ailesinin İran Horasan'dan Anadolu'ya, Malatya üzerinden Konya'ya geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bir süre Hazreti Mevlânâ'nın yanında kalan, onun hizmetinde bulunmuş Seyyid Mahmud Hayrani için ise "Bizim büyüğümüzdür" ifadesini kullandı. 

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisine memleketi üzerinden yüklendiğine değinen Kılıçdaroğlu, aslen Akşehirli olduğunu kaydetti. Dedelerinin mezarlarının Konya'nın Akşehir ilçesinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Tunceli'ye sonradan göç ettiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Büyük dedelerimiz İran'ın Horasan'ından Malatya'ya, oradan da Konya'ya geliyorlar. Seyyid Mahmud Hayrani, bizim büyüğümüzdür. Dedelerimiz Akşehir'e gelmiş yerleşmişlerdir. Osmanlı kayıtlarında da bu vardır. Daha sonra iç çatışmalardan dolayı Dersim'e gidip oraya yerleşiyorlar. Bir kolumuz da Adıyaman'dadır. Bana 'Niye Akşehirli olduğunu söylüyorsun?' diyorlar, doğruyu söylemeyeyim mi? Dedelerimiz Akşehir'den gelmişler. Ailemizden halen Akşehir'e, dedelerimizin mezarını ziyaret için giderler. Ben iki kez gittim. Soy kütüklerimiz var. Bütün bunlar açık. Akşehirli olmaktan da Türkiye'de olmaktan da son derece mutluyum. Bunda rahatsız olacak bir şey yok." 

Anadolu'da evliyalar içinde önemli bir yere sahip olan Seyyid Mahmud Hayrani'nin Hz. Mevlânâ'nın gözde talebelerinden olduğu belirtiliyor. Miladi takvime göre 1268 tarihinde vefat eden Seyyid Mahmud Hayrani, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Tunceli başta olmak üzere değişik illerde bulunan ve halk tarafından benimsenen inanç önderlerinden biri olarak anılıyor. 




HABER

Resepsiyonda başörtüsü tartışması aşıldığı için memnunuz
26 Nisan 2012

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iki günlük ziyaret için gittiği Bosna-Hersek'te, beraberindeki gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin başörtülü eşleriyle 23 Nisan resepsiyonuna katılmasını memnuniyetle karşıladığını söyledi. CHP lideri, normalleşme olarak kabul edilen Meclis'teki tarihî tablo için "Sorunlar olmuş aşıldı, aşıldığı için de memnunuz" yorumunu yaptı.




HABER

Bir daha 'bildiri'lere destek vermeyeceğiz
9 Mayıs 2012

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 27 Nisan e-muhtırası karşısında sessiz kalmasına ilişkin özeleştiride bulundu. 

"Eskiden Genelkurmay Başkanlığı bir bildiri yayınladığında bazı arkadaşlar ses çıkarmazdı ya da destek verirdi." diyen Kılıçdaroğlu, yeni CHP'de bunun asla olmayacağını kaydetti.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 27 Nisan e-muhtırası karşısında sessiz kalmasıyla ilgili olarak Deniz Baykal'ı suçladı. "Eskiden Genelkurmay bir bildiri yayımladığında bazı arkadaşlar ses çıkarmazdı ya da destek verirdi." şeklinde özeleştiri yapan Kılıçdaroğlu, yeni CHP'de, bildiri yayımlayanların anında cevabını alacağını söyledi. Grup toplantısında partililere seslenen Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'ın geçen hafta üç ayrı bildiri yayımlamasına da tepki göstererek, "Eğer askerin rahatsızlığı varsa Başbakan'a anlatır. Yargıya gider, demokraside çare tükenmez." dedi. Askerin her türlü eleştiriye tahammül göstermesi gerektiğini belirten CHP lideri, eskiden bildirilere tepki gösteren AK Parti'nin şimdi bunlara destek verdiğini savundu. 





HABER

Çözüm üretemezsek, halka çaresizliği dayatmış oluruz
06.06.2012 

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümü konusunda bugün Erdoğan ile yapacakları görüşmenin iyi niyetli ve önyargısız olacağını söyledi. 

Siyasetin sorunlara çözüm üretmemesi durumunda halka çaresizliği dayatmış olacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Her şehit annesini ziyaretimde, 'inşallah bu son olur' diyorlar. Bu son olacaksa, siyaset kurumuna görev düşüyor" dedi.



HABER

Kılıçdaroğlu yeniden seçildi
17 Haziran 2012

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin 34. Olağan Kurultayı’nda 1164 delegenin oyuyla, yeniden genel başkanlığa seçildi.





HABER

Sosyalist Enternasyonal'in Başkan Yardımcısı 
31 Ağustos 2012

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sosyalist Enternasyonal'in 'Yeni Bir Enternasyonal ve Kültürel Dayanışma İçin' konulu 24. Konsey Toplantısı'na katıldı.

Kılıçdaroğlu'na Umut Oran, Faruk Loğoğlu, Gülsün Bilgehan, Osman Korutürk ve PM üyeleri eşlik etti. Toplantıda, 4 başkan yardımcılığı için seçim yapılırken CHP heyeti, Türkçe karşılığı 'Oylar Kemal'e' anlamına gelen 'Kemal For Vice Presidency' seçim broşürüyle Kılıçdaroğlu için üyelerden oy istedi. Başkan yardımcılığına seçilen Kılıçdaroğlu, delegelere 'Yoldaşlarım' diye seslenerek bir konuşma yaptı.

4 yıl sonra Enternasyonal'in yönetimine dönen CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu Cape Town'da Sosyalist Enternasyonal'in Başkan Yardımcısı seçildi.




HABER

Kılıçdaroğlu'ndan, Menderes'in mezarına ziyaret
17 Eylül 2012 

Merhum Başbakan Adnan Menderes'in Anıtmezar'daki kabri başında dua eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Geçmişte yapılan tüm siyasi idamların cinayet olduğunu kabul etmemiz gerekir." dedi.




HABER

Kılıçdaroğlu'na bibergazı 
29 Ekim 2012

Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Ankara Ulus Meydanı’ndaki 1.Meclis binası önünde yaşanan olaylardan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da etkilendi.

Ulus Meydanı’nda polisin sert müdahalesiyle karşılaşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, parti yöneticileri ve milletvekilleriyle birlikte 1. Meclis'in bahçesine girmek zorunda kaldığı görüldü. CHP lideri Kılıçdaroğlu'na biber gazı sıkıldı, CHP lideri korumaları tarafından Birinci Meclis'in arkasındaki TSK’nın erbaş gazinosuna alındı.

Bu arada, birinci ve ikinci barikatı aşan Kılıçdaroğlu’na biber gazı sıkılması ile birlikte, Kılıçdaroğlu’nun korumaları ile polis arasında da gerginlik yaşandı.



HABER

Kılıçdaroğlu, Çin’e ve Doğu Türkistan'a gidecek
Milliyet 12 Ocak 2013

Kılıçdaroğlu, 2013’ün ilk yurtdışı gezisi için bugün kalabalık bir heyetle Çin’e gidecek. Çin Komünist Partisi’nin davetlisi olarak ülkeye gidecek Kılıçdaroğlu, Pekin, Şanghay ile Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunacak.




HABER

Kılıçdaroğlu: Sultanahmet Camii'nin siluetini bozan görüntüyü düzelt
ntv 2 Nisan 2013

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a seslenerek "Sultanahmet Camii'nin siluetini bozan görüntüyü düzeltelim. O minareleri yeniden ortaya çıkartacak değişikliği yapalım" dedi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında halkın partisi olduklarını, vatandaşın sesini duyduklarını ve sorunlarını çözmek istediklerini ifade etti. 

Kemal Kılıçdaroğlu filmlerde, romanlarda bazen çift kişilikli insanların konu alındığını, bu insanların bedenlerinde iki farklı ruh olduğunu belirterek, ''(Bizde çift kişilikli siyasetçi var mı?) diye sorarsanız, ben 'vardır' derim'' dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdroğan'ın, Yerel Yönetimler Sempozyumu'nda bir konuşma yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu konuşmadan bazı örnekler verdi. Erdoğan'ın kentler için, ''Bizim neslimiz maalesef aldığı mirası ileriye taşıyamadı. Adata ihanet etti'' dediğini, bu ifadeye katıldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 

''Devam ediyor Sayın Erdoğan: 'Bizim metropollerimiz vardı ama o metropoller, beceriksiz ve estetik dünyası olmayan ellerde adeta ölü şehirlere dönüştü. Eskiden yeşilin içine yeşile uyumlu yapılar inşa edilirken şimdi artık saksılarda çiçek yetiştiriliyor.' Doğru diyor. Altına imza atarız. Hangi ellerde olduğunun da cevabını veriyor: 'Beceriksiz ve estetik ruhu olmayan ellerde' diyor. 'Ben yüksek binalar inşa etmeyi maharet kabul etmiyorum.' diyor. 

'ERDOĞAN'I İŞLETMİŞLER'

Şunu söylemekten kendimi alamıyorum. Sayın Erdoğan'ı fena işletmişler. Çünkü bu metin onun konuşacağı metin değil, kendisini anlatıyor aslında. Kentleri bu hale getiren kim, biz miyiz? Hayır. O belediye başkanları, bizim belediye başkanlarımız mı? Hayır. Güzel bir metin bulmuşlar, malum camdan okuyor, oradan okuyup kendisini anlatıyor ama farkında değil.'' 

İstanbul'da yıkılan tarihi eserlerden, fotoğraflarla örnek veren Kılıçdaroğlu, tarihi Acemoğlu Hamamı'nın yerine otel yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Kaptan-ı Derya Halil Paşa Camisi'nin de yıkıldığını yerine muhallebici yapıldığını belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu, ''Hani tarihe ihanet etmeyecektik, saygı gösterecektik Eğer kenti seviyorsanız önce kentli olacaksın ve kente saygı göstereceksiniz. Estetik kaygılardan söz ediyorsanız gereğini yerine getireceksiniz. Bunu yapmayıp, laf olarak konuşuyorsanız inandırıcı olamazsınız. Ne demiştim: Yalancıdan Başbakan olmaz'' diye konuştu. 

İSTANBUL'A SAYGI İÇİN HER ADIMI DESTEKLERİZ

Sultanahmet Camii'nin fotoğrafını da gösteren Kılıçdaroğlu, siluetin bozulduğunu, minarelerin arkasında binaların yükseldiğini söyledi. 

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da yeşil alanların büyük kısmının mezarlıklarda olduğunu belirterek, 'Çok şükür oralarda bina yapmıyorlar ama göz dikmişler. Korkuyorlar, CHP gelip müdahale eder diye'' dedi. 

İstanbul'un Çamlıca Tepesi'nde önce Başbakan Erdoğan'ın kendisine villa yaptırdığını ve etrafını duvarlarla ördürdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, ''Sen Başbakan olarak o yeşil alanı korumazsan, senin söylediğin sözler neye yarar ' diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

''Belki Sayın Başbakan, 'Geçmişte hata yaptık, bundan sonra düzelteceğiz' der. Eğer düzeltecekse CHP Genel Başkanı olarak söz veriyorum; İstanbul'da tarihe, yeşile, doğaya saygının gereği olarak atacağın her adımı hiçbir koşul aramadan destekleyeceğiz. 

İstanbul nasıl yağmalandı 2009-2013 yılları arasında Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu'na gelen dosya sayısı 9 bin 957. Gündem sayısı 11 bin 229. Mevcut planlarda değişiklik yapmak üzere geliyorlar. 'Daha fazla kat nasıl elde ederiz ' diye. Başbakan'a çağrı yapıyorum: Gel plan değişikliği içeren bu dosyaların tamamını geri çekelim. 

Sultanahmet Camii'ne yapılan o olumsuz davranışı düzeltelim ve caminin minareleri bütün görkemiyle ortaya çıksın. 

İstanbul'da imar değişiklikleri dolayısıyla yandaşlara sağlanan imkan 100 milyar dolar. Gerçek tabloyu ortaya çıkarmak, hangi yandaşlara bu avantajın sağlandığını ortaya çıkarmak için TBMM'ye araştırma önergesi vereceğiz. Siz de destekleyin, araştıralım. 

Ayamama Deresi... 35 yurttaşımız hayatını yitirmişti. Sayın Erdoğan, 'Derenin etrafındaki binaları yıktıracağız' dedi. Sayın Erdoğan, Ayamama Deresi etrafından usulsüz dediğin binalardan birini yıktın mı Hiçbirini yıkmadı, yeni binalar yaptı. O 35 yurttaşımızın günahı kimin boynuna '' 

Kılıçdaroğlu, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği Marmara Depremi'nin ardından dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in, olası bir depremde çadır kentlerin kurulması için 400 büyük arsa tahsis etiğini anımsatarak, ''Sayın Erdoğan'a soruyorum: Bu arsalardan kaçı elimizde kaldı acaba Ne yaptınız bu arsaları Yarın İstanbul'da deprem olsa bu insanlar nerede toplanacak ' diye konuştu. 

BAKANI GÖREVDEN ALACAK MISIN?

İstanbul'un nasıl yağmalandığını, örneklerle anlatabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

''Meşhur bir müteahhidimiz var. Gazetelerde boy boy fotoğrafını görürsünüz. Bakırköy'de bir arazi var, inşaat alanı 64 bin metrekare. Ama 'Bu bana yetmez' diyor ve 190 bin metrekareye çıkarmak istiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi oy birliğiyle bu isteği reddediyor. Aynı vatandaş Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gidiyor, buradan onay alıyor. Sayın Erdoğan, 'yeşil' diyorsun, 'yüksek binalar yapmayın' diyorsun. Bu izni veren senin bakanın. Sen bu bakanı İstanbul'u sevdiğin için görevden alacak mısın? 

Esenyurt'ta, Belediye Başkanı kendi kendine plan yapıyor, Büyükşehir'e gönderiyor. Büyükşehir 'olmaz' diyor. O da 'Arkamda kapı gibi Recep Tayyip Erdoğan var' diyor. Yapıyor planını. Yasalara aykırı inşaat ruhsatı veriyor. 

Bir firmanın sahip olduğu arsanın inşaat alanı yasalara göre 134 bin 327 metrekare. Belediye ise 366 bin metrekare ruhsat vermiş. Emsal 9,32. İnsan da insaf, ahlak, Allah korkusu olur. 

Başka bir firma. İnşaat alanı 12 bin metrekare. Verdikleri ruhsat 39 bin metrekare. Emsal 10,63. Başka firma, inşaat alanı 10 bin metrekare. Kendisine verilen ruhsat, 49 bin metrekare. Emsal 11,41. 

Diğer bir firma. Ruhsatı 34 bin metrekare ama 141 bin metrekarelik inşaat ruhsatı verilmiş. Emsal yüzde 12,38. Samimi söylüyorum. Bunu yapanda Allah korkusu yok.




HABER

KILIÇDAROĞLU: ALPERENLERİN OCAĞINA GELDİM!
Hürriyet 5 Mayıs 2013

Kemal Kılıçdaroğlu, Yörükler Derneği tarafından düzenlenen ’20’nci Yörük ve Türkmen Şöleni’ne katılmak üzere bu sabah Antalya’ya geldi. Kılıçdaroğlu’na Antalya’da CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Tunceli Milletvekili Kamer Genç ve CHP Antalya milletvekilleri Osman Kaptan, Gürkut Acar ve Arif Bulut eşlik etti. 

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Düzlerçamı piknik alanında düzenlenen şölende ilgiyle karşılandı. Kılıçdaroğlu’nun girişi, hem de çıkışı sırasında izdiham görüldü. Omuzuna Yörük poşusu bırakılan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşması öncesi şölen alanında kurulan kıl çadırda bağdaş kurup oturdu, yanındakilerle sohbet etti.

"ALPERENLERİN OCAĞINA GELDİM"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20’nci Yörük ve Türkmen Şenliği’nde davet için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, "Pınarın gözesine, ışığın kaynağına geldim. Anadolu’yu vatan yapan yiğitlerin obasına, Alperenler’in ocağına geldim. Biliyorum ve eminim ki, Anadolu’daki son Yörük obasında ocaklar tüttükçe bu şafaklarda yüzen al bayrak asla sönmeyecektir" diye konuştu.

Atatürk’ün, "Arkadaşlar gidip Toros Dağları’na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu dünyadaki hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez" sözlerinden alıntıyla konuşmasını sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündelik siyaset konuşmayacağını, ama bazı sorunların artık milli mesele haline geldiğini belirterek şöyle konuştu: 

"Günümüz birlik, dirlik, iri olma günüdür. Bu meydandaki bayraklar bizim zaten birliğimizi ve kardeşliğimizi gösteriyor. Bu meydanın sesini bütün Türkiye çok iyi bilmelidir, çünkü siz bir söylersiniz pir söylersiniz. Bu meydanın mesajını herkes çok iyi anlamalıdır. Hem de dosdoğru anlamalıdır. Bu meydanda bulunanların haksızlığa tahammülü asla yoktur. Bu meydan zalimlere diz çöktüren meydandır. Bu meydanda bulunan, ataları ’Ferman padişahınsa dağlar bizimdir’ diyenlerdir. Bu ülkenin gerçek güvencesi, devletin de ülkenin de güvencesi sizlersiniz. Gerçek sahibi, koruyucusu sizsiniz. Sizin vicdanlarınıza sesleniyorum, son günlerde yapılanları sizin vicdanınız kabul ediyor mu? O yapılanlara destek veriyor misiniz?"





HABER

CHP'de Ulusalcı-Yenilikçi zirvesi
ntv 9 Mayıs 2013

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eski başkan Deniz Baykal, CHP İstanbul milletvekili Aydın Ayaydın'ın ev sahipliğinde gerçekleşen yemekte bir araya geldi. Yemeğe partinin ulusalcı ve yenilikçi kanadından birçok milletvekili de katıldı. 





HABER

Kılıçdaroğlu kaza geçirdi
ntv 27 Mayıs 2013

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet Afyonkarahisar-Ankara yolunda kaza geçirdi. Kılıçdaroğlu'nun durumunun iyi olduğu bildirildi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun içinde bulunduğu otomobil Burdur’dan Ankara’ya gelmek üzereyken İscehisar yakınlarında bir araçla çarpışarak kaza yaptı.

Kılıçdaroğlu’nun aracın çarpışmadan zarar gördüğü için otomobil değiştirdiği ve Ankara'ya gelmek üzere koruma aracıyla yoluna devam etti. 

'SAĞLIK DURUMU İYİ, UCUZ ATLATTIK' 
Kılıçdaroğlu’nun gezisine katılan Genel Başkan yardımcısı Adnan Keskin “Sayın Genel Başkanımız'da ve bizde bir şey yok. Araba hasar gördü, biz çok ucuz atlattık” dedi. 




HABER

'Gül'e görevlerini hatırlattım'
Milliyet 3 Haziran 2013

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Bir Başbakan'ın biz yüzde 50'yi evlerinde zor zapt ediyoruz demesi ne demektir. Eğer siz 'toplumun yüzde 50'si de benim kontrolümde ben onları istediğim zaman sahaya sürerim bir meydan savaşı çıkar ortaya' diye tehdit ediyorsa bunun adı demokrasi değildir. Bu ancak diktatörlerin kullanacağı bir dildir" dedi.





HABER

Kılıçdaroğlu ABD Büyükelçisiyle görüştü
Hürriyet 24 Ekim 2013

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, sürpriz bir akşam yemeğinde biraraya geldi.Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu ve Ricciardone’nin akşam yemeği buluşmasının öncelikli konusu, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmeler ve Türkiye ABD ilişkileri oldu. Gezi olaylarının da gündeme geldiği öğrenilen görüşmede, Kılıçdaroğlu’nun olası ABD ziyareti de değerlendirildi.





HABER

Kılıçdaroğlu'na yumruklu saldırı
8 Nisan 2014

Partisinin Grup toplantısına giden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na TBMM yumruklu saldırı yapıldı. 

Saldırı Kılıçdaroğlu tam grup toplantısının yapılacağı salona girerken kapıda girerken gerçekleşti. Kılıçdaroğlu saldırı bölgesinden uzaklaştırıldı. Kılıçdaroğlu'nun yüzünden darbe aldığı, gözlüğünün yere düştüğü ifade edildi. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin BDP grup toplantısı salonundan çıkan bir partili olduğu iddia edildi. Ancak BDP Milletvekili Sırrı Sakık 'Yumruklu saldırının BDP'li bir kişi tarafından gerçekleştirildiği iddiasını yalanladı. 

Saldırganın adının Dönüş Gürbüz olduğu iddia edildi...




HABER

Kılıçdaroğlu amcasını kaybetti
Milliyet 2 Mart 2014

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun amcası Arslan Karabulut hayatını kaybetti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Antalya'da oturan ve bir süredir tedavi gören amcası 75 yaşındaki Arslan Karabulut vefat etti.

Konyaaltı İlçesi'ndeki Özel Olimpos Hastanesi'nde kalp, akciğer yetmezliği ve KOAH rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gören Arslan Karabulut, bu sabah yaşamını yitirdi. Karabulut'un cenazesi, saat 15.00'da Antalya Cemevi'nde yapılacak törenden sonra memleketi Tunceli'ye gönderilecek. Arslan Karabulut'un oğlu Bülent Uğur Karabulut, sabah saatlerinde vefat haberini aldıklarını söyledi

KILIÇDAROĞLU'NUN SOYADI NEDEN FARKLI

Ailenin daha önce sahip olduğu 'Karabulut' soyadı, yaşadıkları köyde herkesin aynı soyadını taşıması nedeniyle, babası tarafından 1950'lerde 'Kılıçdaroğlu' olarak değiştirildi.




HABER

Kılıçdaroğlu ilk kez MÜSİAD'da 
28 Mayıs 2014

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk kez bugün Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkezi'ni ziyaret edecek. Ziyareti MÜSİAD Başkanı Nail Olpak açıkladı. 

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarını bugün Genel Merkezimizde ağırlayacağız. Hem kendilerinin fikirlerini dinleyeceğiz hem de bu konudaki düşüncelerimizi paylaşacağız" dedi.




HABER

CHP'de Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan
5 Eylül 2014

CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı'nda mevcut başkan Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi. 

Kılıçdaroğlu, 415'e karşılık 740 oyla koltuğunu korudu. Muharrem İnce'yi 177 delege aday göstermişti. İnce, aldığı oy oranıyla sürpriz yapmış oldu.





HABER

Kılıçdaroğlu: Umreye gittim ama söylemedim
Zaman 13 Eylül 2014

İnançlı bir insan olduğunu söyleyen anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu, umreye gittiğini ilk kez açıkladı. “Ama çıkıp söylemedim. Ayıp bir şey, gösteriş için ibadet olmaz” dedi. Kılıçdaroğlu, sosyal demokrat olduğunu ifade ederken, “Peygamberimiz ne diyor: ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ Bizim de felsefemiz bu” görüşünü dile getirdi. 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Alevi kimliğinin siyasi arenada öne çıkarılmasına tepki gösterdi. İnançlı biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ilk kez umreye gittiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Ben dinsiz miyim? Müslüman’ım, Allah’a, Peygamber’e, ehlibeyte, Kur’an’a inanıyor muyum? Benim Müslümanlığımı kim sorgulayacak? Bunu kendine dindar diyen reddeder. Eğer bir insan gerçekten inançlıysa bunları zaten yapmaz, eğer inancı kendi kariyerine odaklıysa bu yola başvurur ve bel altı oynar.” dedi. Ardından şunları kaydetti: “Gösteriş için ibadet olmaz. Ben umreye de gittim ama çıkıp söylemedim, ayıp bir şey bu. Sosyal demokratım derim. İnsanı siyasetin merkezine alan ve onun sorunlarını çözmeye adamış bir siyaset anlayışından yanayım. Üstelik bu Müslümanlıkla yüzde yüz örtüşen bir siyaset anlayışıdır. Peygamberimiz ne diyor? ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ Bitti. Bizim felsefemiz. Sosyal demokrasiyi bundan daha iyi tanımlayacak ikinci bir cümle yoktur.”





HABER

Kılıçdaroğlu'dan kayınvalidesine veda
24 Kasım 2014

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayınvalidesi Fatma Özdağ'ın cenazesi, Tunceli'nin Nazımiye ilçesine toprağa verildi. 

TUNCELİ - Kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayınvalidesi Fatma Özdağ'ın cenazesi, Kocaeli'nden karayoluyla Tunceli’nin Nazımiye ilçesine getirildi. 

Özdağ için Nazımiye Cemevi önünde cenaze töreni düzenlendi. Burada kılınan namazın ardından cenaze, ilçeye bağlı Ayranlı köyüne götürüldü. 

Fatma Özdağ'ın cenazesi, eşi Ali Hıdır Özdağ'ın mezarının yanına defnedildi. 

Cenaze törenine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve akrabaları ile Tunceli Valisi Osman Kaymak, İl Emniyet Müdürü Fahrettin Şen, Eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP'nin yöneticileri, bazı milletvekilleri, partililer ve vatandaşlar katıldı. Kılıçdaroğlu ve akrabaları, cenazenin defnedilmesinin ardından taziyeleri kabul etti. 

Fatma Özdağ, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle bir aydır tedavi gördüğü Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, 88 yaşında hayatını kaybetmişti. Özdağ, 6 çocuk annesiydi. 





HABER

CHP liderine ayakkabı fırlatıldı
8 Ocak 2014

HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, emeklilerle yaptığı toplantıda, bir kişinin ayakkabılı saldırısına maruz kaldı.

Konuşmasını bitirdiği sırada, "basın mensupları alınırken toplantı salonuna girdiği" belirtilen bir kişi Kılıçdaroğlu'na, "Sizin siyasetiniz benim babamı yaktı" diyerek ayakkabılarını fırlattı.

Ayakkabıların isabet etmediği Kılıçdaroğlu, olaya ilişkin, "Ruh sağlığı yerinde olmayan bir arkadaş" değerlendirmesinde bulundu.

Korumalar tarafından otelin alt katlarındaki bir odaya indirilen saldırganın, ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüleceği belirtildi.




HABER

Kılıçdaroğlu’nun akrabası Erdoğan’ı korurken şehit oldu
Hürriyet 20 Temmuz 2016

15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı Marmaris’te suikast girişiminde şehit olan polislerden Nedip Cengiz Eker’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun akrabası olduğu ortaya çıktı.

CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, yaptığı başsağlığı açıklamasında “15 Temmuz’da alçakca gerçekleştirilen darbe girişiminde Marmaris’te Sayın Cumhurbaşkanına karşı suikast girişimde devletin varlığını ve bağımsızlığını koruma görev anlayışıyla darbecilere karşı koyarak şehit olan polis memuru Tunceli Nazmiye ilçesinden ve Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroglu'nun akrabası olan Nedip Cengiz Eker’i rahmetle anıyorum” dedi.




HABER

Kılıçdaroğlu: Allah'ın verdiği bir canımız var, o da bu memleket için feda olsun!
25 Ağustos 2016

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu saldırıya ilişkin konuştu."İyiyim merak etmeyin. Karayolları binasındayım" dedi. CHP lideri saldırıda yaralanan bir askerin şehit olduğunu açıkladı.

KILIÇDAROĞLU: 1 ŞEHİDİMİZ VAR

Kılıçdaroğlu "Bir terör eylemiyle karşı karşıya kalındı. Keşke ülkemizde terör olmasa. Allah'ın verdiği bir canımız var, o da bu memleket için feda olsun. Bir şehidimiz olduğu haberini aldık. Araçta uzun süre bekledik. Bu tür olaylarda geri adım atmamız söz konusu olamaz" dedi.




HABER

Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırı!
21 Nisan 2019

Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı şehit cenazesinde bir grubun fiili saldırısına uğradı. Kılıçdaroğlu'nun durumunun iyi olduğu belirtildi.

Güvenlik tedbiri kapsamında çevredeki bir evde tutulan Kılıçdaroğlu, bir süre sonra zırhlı araçla evden çıkarılarak CHP Genel Merkezi'ne getirildi. Saldırgan olduğu değerlendirilen 6 kişinin kimliği belirlendi.