Kara Hasan Paşa direniş lideri İlk Kurşun Komutanı Dörtyol'un Milli Kahramanı
1891 yılında doğdu. İstanbul'un işgalinden sonra Anadolu'da örgütlenen direniş liderlerindendir. 1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan ve çetesi Türkiye'de işgal güçlerine karşı millî direnişi ilk başlatan teşkilatı oldu. Mallarını satarak silahlandılar.
Kara Hasan'a halk, 'Paşa' unvanını verdi. Çetesi de 'Kara Hasan Paşa Çetesi' olarak adlandırıldı. Kara Hasan Paşa Çetesi işgalci Fransız ve isyancı Ermeniler'in korkulu rüyası oldu.
Kara Hasan Paşa ve Çetesi Gâvur Dağları, Antakya, Adana, Maraş, Antep ,Osmaniye, Ceyhan dolaylarında işgalci Fransız kuvvetlerine baskınlar yaptı. Türklerin can, mal ve namuslarını korumaya çalıştı. Arkadaşlarıyla birlikte 9 Ocak 1922 tarihinde düşmanların vatan topraklarından kovulmasını sağladı. 1936 yılında verem hastalığına yakalanarak vefat etti.
HAKKINDA YAZILANLAR
MİLLİ MÜCADELEDE İLK KURŞUN VE KARAKESE
Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasının ardından, yöreden göç ettirilen Ermenilerin, Fransızların desteğinde geri döneceği ve yöreyi işgal edeceği söylentileri yayılmıştı.
Nihayet 11 Aralık 1918'de Dörtyol'u işgal eden Fransızlar, bu işgalde dört yüz Ermeniden oluşan bir Fransız taburundan faydalanmışlardır. Bu işgal birliklerine bağlı askerler, Türklere ait on iki evi basarak eşya ve paralarını gasbetmiş, bir kadını boğazından yaralamış ve Osmanlı jandarmasını kasabadan çıkarmışlardı.
İşte Ermeni şiddet hareketlerinin daha önceleri Türkler arasında yol açtığı hoşnutsuzluk, Ermenilerin Fransızlar desteğinde bölgeyi işgal edeceği söylentilerinin yayılması ve gerçekten de, Fransızların işgal sırasında Fransız askeri üniforması giydirdikleri Ermenilere, işgal kuvvetleri arasında yer vermeleri ve bunların işgalle birlikte hareket, gasp, yaralama olaylarına girişmeleri, Türklerin, Ermenilerle birlikte Dörtyol,Adana ve havalisini işgal eden Fransızlara da sert tepkiler göstermesine yol açmıştır. Fransızlar, işgalden sonra, daha önce Suriye ve Lübnan'a göç ettirilen Ermenileri, Dörtyol'a ve yörenin diğer şehirlerine naklederek yerleştirdiler. Az zamanda Dörtyol'a yerleştirilen Ermenilerin sayısı on iki bin kişiye ulaştı.
Kısa zaman sonra, Dörtyol ve yakınlarına yerleştirilmiş olan sivil Ermeniler de, Fransız işgal kuvvetlerinden cesaret ve destek alarak, Dörtyol civarındaki köylere baskınlar düzenlemeye başladılar. Bunların yaptığı zulümlerden ve işkencelerden bıkan ve endişe içinde sıranın kendilerine geleceği günü bekleyen Dörtyol'a bağlı Özerli Köyü halkından Hacı Hüseyin Oğulları'ndan Emin Hoca başkanlığında üç kişilik bir heyet de, bölgenin İngiliz Komutanlığına müracaat etti. Heyet, köylerinin ve çevrenin, Fransızlar ve özellikle Ermeni zulmünden korunmasını istedi. Bunun üzerine, İngiliz Komutanlığı, Hintli Müslümanlardan oluşan bir müfrezeyi Dörtyol'a gönderdi. Bu müfreze, asayiş ve sükuneti geçici bir zaman için sağlamayı başardı. Fakat, bir süre sonra, Fransızlar ve Ermeniler, Özerli Köyü'ne saldırdılar ve halka hakaret ettiler. Bu kötü tutum ve hakaretlerine tahammül edemeyerek karşı koyan Özerli Köyü İhtiyar Heyeti'den Muhtar Şeyhmuzzade (Şeyh Musazade), Mehmet Ağa ile üye Abdülkadir Ağazade Yusuf Ağa'yı elleri bağlı olarak, Fransız işgal komutanının kapısı önünde süngü ile şehit ettiler. Ayrıca Ermeniler, Türklere ait hayvanlara el koyarak, zorla götürmek istediler. Buna katlanamayan Ömer Hoca Oğlu Mehmet Çavuş (Mehmet KARA), kavga yapar, Karakese Köyü'ne kaçar. Ermenilerin bu olayı Fransızlara bildirmesi üzerine, sayıca daha fazla bir müfreze ile Karakese Köyü'ne taarruza geçen Fransız ve Ermenilere karşı köylüler taştan kurdukları barikatla yolu kapatarak ve silahla ateş açarak karşı koydular. ''İlk Kurşun'u'' sıkan ve ''Ateş'' emrini veren Ömer Hocaoğlu Mehmet Çavuş'tur. Beklemedikleri bu mukavemet karşısında şaşkına dönen Fransızlar, Dörtyol'daki karargahlarına çekilmek zorunda kaldılar (19 Aralık 1918).
Yakın zamana kadar Milli Mücadele'de ''İlk Kurşun'un '' İzmir'in işgali sırasında Hasan Tahsin (Asıl adı Osman Nevres)'in Yunanlılara attığı kurşun,Milli Mücadele'nin İlk Kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, Milli Mücadele'de düşmana karşı sıkılan ''İlk Kurşun'un,(İzmir'in 15 Mayıs 1919'daki Yunanlılara sıktığı ilk kurşundan 5 ay önce) Dörtyol'da 19 Aralık 1918'de Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) tarafından atıldığı ortaya çıkmıştır.
Bu çarpışmaların ardından Dörtyol'a dönen Fransız askerleri, Jandarma Komutanı Teğmen Hasan'ı sebepsiz olarak ağır şekilde yaraladılar.
Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü'nde Mehmet (Osmanoğlu lakaplı) oğlu Mustafa da Kurtkulağı Köyü'nde şehit edildi. Bu ve buna benzer haksız davranışların devamı, Türk halkını direnişe sevketti.
Yöre halkı canını ve namusunu kurtarmak için her türlü imkanını kullanarak silah satın almaya başladı.Kara Hasan da Fransızlardan kardeşinin intikamını almak için Kuzuculu Köyü'nde bir teşkilat kurarak direnişe geçti. Mal ve hayvanlarını satarak silahlanan yöre insanları da Kara Hasan'a katıldılar. Böylece, zamanla sayısı 300-400'e varan bir milli teşkilat ortaya çıktı.1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan Paşa ve çetesi de, Türkiye'de işgal güçlerine karşı milli direnişi ilk başlatan teşkilat olmuştur.
Kara Hasan'a halk ''PAŞA'' unvanını verir. Çetesi de ''Kara Hasan Paşa Çetesi'' olur. Kara Hasan Paşa artık Fransız ve Ermenilerin korkulu rüyası olmuştur. Kara Hasan Paşa,halkın dilinde bir milli kahramandır artık. Çetesi ile Gavur Dağları, Antakya, Adana, Maraş, Antep, Osmaniye, Ceyhan dolaylarında Fransızlara baskınlar yapıyordu. Türklerin can, mal ve namuslarını korumaya çalışıyordu. Kara Hasan Paşa, Türkiye'nin en büyük Kuvay-i Milliye Teşkilatını kurarak Fransız ve Ermenilerle mücadele ederek 9 Ocak 1922'de düşmanların bu vatan topraklarından kovulmasını sağlamıştır.
BELGE
T.C. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ANKARA
ATASE: 3214-4-92 Arşiv 29 OCAK 1992 KONU: Kadir ASLAN 'ın dilekçesi
HATAY VALİLİĞİNE
İLGİ : Hatay Valiliği'nin 18 ARALIK 1991 gün ve sayı: Ya. İş : 16 (işl. 12) 2325 / 4407 sayılı yazısı
1.Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığına gönderilen ilgi yazıyla, İşgalci güçlere karşı ilk kurşun'un 19 Aralık 1918'de Dörtyol ilçesinde Mehmet Kara tarafından atıldığından bahisle, ilgi yazı ekindeki belgelerinde incelenerek konuya açıklık getirici bilgiler istenilmektedir. 2.Konuyla ilgili olarak, arşiv uzmanınca ATASE Başkanlığı arşivinde gerekli incelemeler yapılmış olup; inceleme neticesi hazırlanan uzman raporu ekte gönderilmiştir. 3.Uzman raporu ve konuyla ilgili Başkanlık yayınlarının tetkiki neticesinde, Birinci Dünya Savaşından sonra galip devletlerin yurdumuzda ilk işgal ettiği yerlerin İskenderun ve Dörtyol olduğu bu düşmana karşı ilk direniş hareketlerinin yine bu bölgede başladığı buna bağlı olarak da ilk silahlı direniş hareketinin de 19 Aralık 1918'de Dörtyol ilçesi Karakese köyünde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Bilgilerinize arz ederim.
GENELKURMAY BAŞKANI NAMINA Erdoğan ÖZNAL Hv. Plt. Korgeneral As. T. ve Str. E. Bşk.
HAKKINDA YAZILANLAR
İlk kurşun Abdurrahman Dilipak Vakit Gazetesi 16 Haziran 2005
İlk kurşun anıtı İzmir'de, ama ilk kurşunun atıldığı yer Hatay'ın Dörtyol ilçesinin Karakese köyü.
Kaynak Genelkurmay Başkanlığı. 29 Ocak 1992 tarih ve ATESE 3214-4-92 arşiv sayılı yazışmada her şey çok açık. "Birinci Dünya savaşı sonrası, galip devletlerin ilk işgal ettikleri yerlerin İskenderun ve Dörtyol olduğu, düşmana karşı ilk silahlı direniş hareketinin 19 Aralık 1918'de gerçekleştiği" belirtiliyor..
İzmir Gazeteciler Cemiyeti internet sitesinde hâlâ ilk kurşunu atan kişi olarak Hasan Tahsin adından söz edilirken, şu bilgiler yer alıyor: "Hasan Tahsin, 15 Mayıs 1919 günü Konak Meydanı'nda İzmir'i işgal eden istilacı güçlere ilk kurşunu atan kahraman bir gazetecidir."
Osman Nevres; Selanik'te 1888 de doğmuş, burada Mustafa Kemal'le aynı okulda, Fevziye Mektebi'nde okumuş, oradan İzmir'e göç etmiş, Hasan Tahsin takma adını kullanan biri idi.
28 Şubat'ta, Genelkurmay Basın Merkezi'ne Hasan Tahsin adı verilmişti, biliyorsunuz. O gazetecilerin andıçlandığı günlerde birileri, belki de konjonktüre denk düştüğü için, bu adı uygun görmüştü. Neyse ki, daha sonra bu merkez kapatıldı. Artık ama herhalde bu "ilk kurşun anıtı" İzmir'in işgaline karşı direniş hareketinin ilk kurşunu olarak akıllarda kalacak.. Bana kalırsa 15 Mayıs 1919'da Yunan Efzun alayının Başbapaz Hristamos'un önderliğinde Kordonboyu'ndaki şenlikli çıkartma harekatına karşı çıkan, rovelveri ile işgal birliğinin bayraktarını vuran Osman Nevres, orada açılan karşı ateş sonucu hayatını kaybetti ve bu olayın arkasından Yunan birliklerinin denizden ve karadan açtığı ateş sonucu birçok sivil de hayatını kaybetti. Paris Sorbon mezunu, olay tarihinde 31 yaşındaki bu delikanlı, maceracı bir ruh taşıyordu.. Buxton kardeşlere karşı Bükreş'te düzenlenen suikastte onun parmağı vardı.. Balkanlar'da ve Avrupa'da birçok siyasi olaya adı karışmıştı..
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin öncülüğünde, 1974 yılında Hasan Tahsin ve arkadaşlarının anısına İzmir'in Konak Meydanı'nda "İlk Kurşun Anıtı" yaptırıldı. Anıt, zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından açılmıştır.
Kurtuluş Savaşı'nın başlangıç tarihini belirlemek açısından bu ilk kurşun, büyük bir önem taşıyor.. Hatay ve İzmir olayları arasında 6 aylık bir fark var.. Belki de Hasan Tahsin olayının öne çıkartılması, Selanik doğumlu olması, Fevziye Mektebi mezunu olması ve Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışına çok yakın bir tarih olması ile açıklanabilir mi?
Hasan Tahsin'in bir Sabatay olduğunu biliyoruz.. Belki de bu özelliği de, onun öne çıkartılmasında rol oynamış olabilir..
Genelkurmay'ın ilk kurşunun atıldığı yer olarak Hatay'ı tesbit etmesine rağmen, Dörtyol'da neden bir anıt yapılmadığı ve 19 Aralık gününün kutlanmadığını anlamak mümkün değil.. Bu gerçek ortada dururp dururken, 28 Şubat günlerinde yeniden Genelkurmay'daki basın merkezine Hasan Tahsin adının verilmesi de, başka dikkat çekici bir nokta..
Aslında bu konunun daha ciddi bir şekilde incelenmesi gerek.. 19 Aralık 1918'den 15 Mayıs 1919'a kadar hiç mi çatışma çıkmadı?. İlk kurşun Hatay'da atıldı ise, 2. nerede atıldı, 3.sü, 4.sü.. O zaman İzmir kaçıncı sırada yer alıyor, o da belli değil. En azından ben ve benim gibi birçok kimse bilmiyor.
Aslında Çanakkale Savaşı gibi, Kurtuluş Savaşı'nın ayrıntılarını çok iyi bilmiyoruz.. Okullarda okutulanla gerçek aynı değil.. Kaç öğrenci, 1. İnönü, 2. İnönü, Sakarya, Dumlupınar, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin kaçar gün sürdüğünü, kaç askerin savaşa katılıp, kaç kayıp verdiğimizi, kaç kayıp verdirdiğimizi bilir.. Düşmana karşı verdiğimiz savaşta kaç kayıp verdik, toplam kaç gün sürdü, iç isyanlar kaç gün sürdü ve kaç insan hayatını kaybetti. Ya İstiklal Mahkemesi'nde kaç kişi yargılandı, kaç kişi idam edildi. Hani şu kanuna göre hüküm veren mahkemeler değil, kararları kanun sayılan, tek celsede işin bitirildiği, savunma avukatı ve temyizi olmayan mahkemeler.. Hem de nasıl bir meclis. Tek parti var. Adayların tümü merkezden belirleniyor. Seçimler açık oy, gizli tasnif yöntemi ile yapılıyor. Parti merkezinde oylar sayılıp, hiçbir itiraza mahal bırakmamak için hemen yakılıyor.. Aslında soru sormadan cevabını bulamazsınız birçok şeyin.. Tarihten.. Hele bir soru sormaya başlayın, size öğretilenlerin dışında birçok sorunun cevapsız kaldığını göreceksiniz.. Çanakkale, Kurtuluş Savaşı, İstanbulun Fethi, ya da diğerleri..
Unutmayın, tarih, övgü ya da sövgü kitabı değildir. Geçmişlerini bilmeyen milletler, geleceklerini doğru bir biçimde inşa edemezler. Tarih, bir toplumun ortak hafızası ve tecrübeler birikimidir..
Tarih arşivlerde mahkûm.. Tarih diye bize öğretilen ise büyük ölçüde bir illizyon. "İlk Kurşun"la ilgili Genelkurmay belgesini görmek isteyenler, Mehmet Tekin'in Hatay tarihine bakabilirler (S:266-272). Selam ve dua ile.
HAKKINDA YAZILANLAR
İLK KURŞUN O'NUN Turgut Özakman Hürriyet
FRANSIZLAR İskenderun'a sürekli asker çıkararak Halep'e ve Adana'ya yollamaya başlamışlardı. 11 Aralık 1918'de Pozantı Dörtyol'a girdiler. Bu işgaller Mondros Ateşkes Antlaşması'na aykırıdır ama aldıran kim?
Emperyalistler aralarında Anadolu'yu bölüşmüşler, Çukurova "sömürü bölgesi" olarak Fransızların payına düşmüş. Halk şaşkın, çaresiz. Erkeklerin çoğu ya şehit ya esir düşmüş, pek azı köyüne, şehrine dönebilmiş.
ERMENİ ZULMÜ
Fransızlar ve birlikte getirdikleri Ermeni lejyonu, savunmasız çevreyi yağmalamaya girişirler. Karşı duran olursa tutuklayıp zindana atar ya da öldürürler.
Dörtyol'a bağlı Karakese köylüleri yağmalanma sırasının kendilerine geldiğini anlayınca köy yolunu taşlarla kapadılar, silahlandılar ve yağmacıları köye sokmadılar. Bu direniş işgalcileri şaşırttı, delirtti. Öfkeyle ateş kustular.
İLK DİRENİŞ
Köylüler hazırlıklıydı. İlk önce Mehmet Çavuş silahını doğrulttu, tetiğe dokundu, ilk saldırganı devirdi (19 Aralık 1918).
Saldırganlardan 15'i vuruldu. Kalanlar takviye alarak bir daha saldırdılar. Sonunda Dörtyol'a geri çekildiler. Karakese köylüleri de 10 şehit vermişlerdi.
KARA HASAN
Kurtuluş Savaşı'nın ilk kurşunu ve ilk direnişi budur.
Mehmet Çavuş, Güney cephemizdeki ilk Kuvayı Milliye olan Kara Hasan'ın çetesine girecektir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Millî Mücadele'de masaldan gerçeğe: İlk Kurşun'un Encâmı İsmail Çolak Tarih Ufku 29 Eylul 2003
Millî Mücâdele'nin, bütün boyutlarıyla aydınlandığı, resmîlik ve ilmîlik vasfına tam anlamıyla büründüğü henüz söylenemez. Bu dönemin ilmî bir mâhiyete kavuşması için, mesûliyetli tarihçilerin himmetlerine bugün şiddetle ihtiyaç vardır.
Ancak evvelâ, tarihi/tarihçileri yönlendirmeye mâtuf ideolojik baskı ve kalıpların bertaraf edilip, hâdiselere ilmî metot ve zihniyetle yaklaşmayı düstur edinen bir anlayış ve vasatın ikamesi zarurettir.
Millî Mücâdelenin resmen başlamadığı mütâreke döneminde, işgâlleri durdurup topraklarını korumak maksadıyla Anadolu insanı, mücâdeleye "Kuvâ-yı Milliye Hareketi" olarak fiilen girişmiş ve yurdun dört bir köşesinde teşkilatlanarak "cihad ruhûnu" tutuşturma sürecine çoktan koyulmuştu.
Düşmana var gücüyle mukâvemet ederek içinden Mehmet Çavuş, Sütçü İmam, Şahin Bey gibi daha nice adsız efsânevî kahramanlar çıkarmasını bilmişti. Bunlar sergiledikleri kahramanca kıyamlarla, sâdece kendi bölgelerinin işgâlcilerden temizlenmesine sebep olmakla kalmamış; hazırlık safhâsındaki Millî Mücâdele hareketinin, vatanı kurtarmada savaşma azmini körükleyen moral güç özelliği de kazanmışlardı.
Çözülen Muammâ: Hasan Tahsin'den Mehmet Çavuş'a Millî Mücadele'nin başlamasına sebep olan ilk kurşunun kim tarafından atıldığı hâlâ tartışılmaktadır. Şimdiye kadar resmî kayıtlarda ve ders kitaplarında ilk kurşunun, İzmir'in işgâli esnasında (15 Mayıs 1919) Gazeteci Hasan Tahsin Recep (Osman Nevres) tarafından atıldığı ileri sürülmüştür.
Esâsen ilk kurşunu Hasan Tahsin'in attığının iddiâ edilmesi, tarihî bir mâhiyet arzetmekten ziyâde, meslekî ve siyasî bir hüviyet taşımaktadır. Çünkü Hasan Tahsin isminin ön plana çıkarılması, Millî Mücadele kazanıldıktan yaklaşık yarım asır sonra olmuştur.
1972 yılında İzmir Gazeteciler Cemiyeti, bir "İlk Kurşun Hasan Tahsin Anıtı" dikilmesi için yoğun bir kampanyaya girişmiş ve basındaki günlük yazılarla yetinmeyip -karşı fikirleri hiç dikkate almadan- ilk kurşunu Hasan Tahsin'in sıktığına dâir propagandaya yönelik yanlı çalışmalar içerisine girmiştir.
Aslında Hasan Tahsin'in ilk kurşunu atıp atmadığı dâhi bugün münâkaşa edilmektedir. İlmî ve resmî kaynaklarda Hasan Tahsin lehinde açık ve sağlam bir bilgi yer almamaktadır.
Mıntıka Müfettişi Yüzbaşı Ziya Bey'in İzmir'in işgâli sırasında vukû bulan hâdiseleri, umum jandarma komutanlığına anlatan raporu başta olmak üzere o günlerdeki hiçbir resmî raporda söz konusu görüşü teyid eden kayda rastlanmamıştır.
Ayrıca, Genel Kurmay Başkanlığı Arşivinde ve bunların yayınlandığı Genel Kurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesince 3 ayda bir çıkarılan Harp Tarihi Vesikaları Dergisi'nde de, mâlum tezi ispatlayan herhangi bir yazı ve belgeye tesâdüf edilmemiştir. Buna karşılık, Ahenk Gazetesi Başyazarı Şevki Bey, İzmir'de ilk kurşunun saatçi Aziz Efendi tarafından atıldığına şâhit olduğunu yazması ise, alternatif bir iddiâ olarak ortada durmaktadır.
Hâsılı, İzmir'de ilk kurşunu kimin attığının kesin şekilde belli olmadığı ve müphemliğini koruduğu, tarihî hakikati yansıtan gâliba en sağlıklı ve tutarlı hükümdür.
Ancak yapılan yeni araştırmalar neticesinde, Millî Mücadele'de ilk kurşun muammâsı tamamen ayân beyân hâle gelmiştir. Araştırmacı-yazar Kadir Aslan'ın geliştirdiği bu yeni teze göre ilk kurşun; Hasan Tahsin'den takrîben 5 ay önce Hatay'ın Dörtyol ilçesine bağlı Karakese Köyü'nden Mehmet Çavuş (Kara) tarafından, Fransız ve Ermeni işgâlcilerine karşı 19 Aralık 1918'de atılmıştır.
Şu hâlde Mehmet Çavuş kimdir ve ilk kurşunu nasıl atmıştır? 1894 yılında Dörtyol'un Özerkli köyünde dünyaya gelmiş ve babası Ömer Hocanın terbiyesiyle yetişmiştir. Mütârekede Kara Hasan Paşa'nın çetesine katılarak çavuş olmuştur. Sıktığı ilk kurşunun hikâyesi ise şöyledir: 11 Aralık 1918'de Fransızlar Ermenilerin desteğiyle Dörtyol'u işgâl etmiş ve halkın mallarını "bunlar bizim hakkımız" deyip gasbetmeye ve türlü işkenceler yapmaya başlamışlardı. Tezahür etmekte olan esef verici hâdiselere dayanamayan Mehmet Çavuş ise, olaylara karışan iki Ermeni ile kavga etmişti. Kavgadan sonra Karakese Köyü'ne kaçan Çavuşu yakalamak için, düşman birlikleri köye baskın düzenleyeceklerdi.
İşte düşmanın, kendisine 50 metre kadar yaklaştığı tam bu esnâda, Mehmet Çavuş zikri edilen ilk kurşunu ateşleyecek ve girdikleri çatışma sonucunda adamlarıyla beraber 15 Fransız askerini öldüreceklerdi.
Daha sonra bu kahramanlığından ötürü Mehmet Çavuş, Mustafa Kemal Paşa tarafından gâzi ünvanı, gâzi madalyası ve beraat ile taltif edilecekti. Soyadı kanunuyla birlikte "Kara" soyadını alan Mehmet Çavuş, 1962'de Dörtyol'da dünyaya vedâ edecekti. Kadir Aslan, 1976 yılından itibaren bizzat Kuvâ-yı Milliyecilerle görüşerek yaptığı araştırma neticesinde ilk kurşunu Mehmet Çavuş'un attığını katî biçimde ispatlamıştır. Aslan, çalışmaları hakkında şu bilgileri vermektedir: "Ben bu bilgiyi doğrulamak için 100'ün üzerinde kişi ile görüştüm. Bunlar bizzat mücadele vermiş olan Kuvâ-yı Milliyeciler idi. Hepsi de ilk kurşunun Mehmet Çavuş tarafından atıldığını doğruluyordu. Birçok üniversiteden bu konuyu tez olarak inceleyenler var. Şimdi ilk kurşunu Mehmet Çavuş'un attığı kesin..."
Görüldüğü gibi, Aslan'ın öne sürdüğü görüşü o günü yaşayan canlı tanıklar da doğrulamıştır. Bu yeni gelişme, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı nezdinde de tasdik görmüştür. Söz konusu kuruluş, konunun araştırılıp incelenmesi için tarih uzmanı İlhami Berk'i görevlendirmiş ve o da 27 Ocak 1992'de hazırladığı raporla yakın tarihe ışık tutacak şu sonucu varmıştır: "19 Aralık 1918 tarihinde Karakese Köyü'ndeki direniş ve sonunda kazanılan başarı, Türk Milleti'nin saldıran düşmana karşı kazandığı ilk başarıyı oluşturması açısından önem taşımaktadır. Kurtuluş Savaşı'nın ilk silahlı direnişinin de, bu muharebe olduğu arşiv kayıtlarında ve konuyla ilgili Başbakanlık yayınlarından tespit edilen bir husustur."
Genelkurmay Etüt İdaresi Başk. Hv. Plt. Korgeneral Erdoğan Öznal, bu raporu ve bilgiyi 17 Şubat 1992'de onaylamış ve Hatay Valiliği kanalıyla Dörtyol Kaymakamlığına bildirmiştir. Bunun üzerine Dörtyol'da bir "İlk Kurşun Anıtı" yapılacak ve resmî törenle açılacaktır.
O zamandan beridir de, Dörtyol'da her 19 Aralık tarihi, İlk Kurşun Anıtı önünde "İlk Kurşun Günü" olarak kutlanmaktadır.
Yalnız, ilk silahlı direnişin Dörtyol'da başladığı resmîleşmiş olmakla birlikte; ilk kurşunu Mehmet Çavuş'un attığı henüz resmiyet kazanmamıştır ve bu mevzûda meclisi ve milletvekillerini büyük bir vazife beklemektedir.(1)
Dipnotlar: 1-Necdet Öklem, Türk Devrim Tarihi, İzmir 1977, Ege Ünv. Yay., s.159; Öklem, "Şehit Hasan Tahsin ve İlk Kurşun", Ege Ekonomisi, 23-24 Ocak 1973, Sayı:1360-1361; Ümit Sinan Topçuoğlu, Milli Mücadelede İlk Kurşun, İst.1974, Milliyetçi Yay., s.59; Bilge Umar, İzmir'de Yunanlıların Son Günleri, Ank.1974, Bilgi Yay., s.119-166; Turan Akkoyun, "İzmir'de Atılan İlk Kurşun Meselesine Dair Notlar", Tarih ve Toplum Dergisi, Eylül 1992, Sayı:105, s.38-40; Akkoyun, "İlk Kurşun Masalı", Tarih ve Düşünce Dergisi, Aralık 2000, Sayı:14, s.54-58; Zaman Gazetesi, 19 Aralık 1995, s.3; Haşim Söylemez, "İlk Kurşun Mehmet Çavuş'tan", Aksiyon Dergisi, 20-26 Mayıs 2000 Sayısı.
HAKKINDA YAZILANLAR
İLK KURŞUN Nurgül KILÇIK/KARAKESE
Takvimler gösterirken on bir Aralık bin dokuz yüz on sekizi, İşgal ettiler Dörtyol'umu Fransız ve Ermenisi. Yağma yaptılar,işkence yaptılar,zulüm yaptılar, Halkım endişeli,ama bütün bunlar yıldırmaz ki bizi.
Özerli'de Mehmet Ağam,Yusuf Ağam şehit oldular, Onlar insanların yüreğinde bir umut,bir ışık oldular. Kara bulutlar dolaşırken yanan gönüllerde, Dörtyol'umun üstüne bir güneş gibi doğdular.
Yetmedi yapılan eziyetler,yetmedi işkenceler, Bir müfreze Fransız, Karakese'ye geldiler. İnsanlığımızı,şerefimizi, namusumuzu korumak için, Köylülerim yollara taştan duvar ördüler.
On dokuz Aralık'ta amansız saldırılar başladı. Silahlarımızdan çıkan kurşunlar Fransızları haşladı. İlk Kurşun'u attı Ömer Hoca'nın Oğlu Mehmet Kara, Hemen oracıkta on beş Fransızı leşledi.
İlk Kurşun atıldı işgalcilere Karakese Köyü'nde, Milli Mücadele başladı yurdumun her yerinde. Kara Mehmetler,Hacı Eminler,Kara Hasanlar, Bırakmadılar güzel Dörtyol'u düşman elinde.
Bağımsızlık için,hürriyet için her şeyini seferber edenler, Vatan için,namus için korkusuzca ölüme gidenler, Size çok şey borçludur bu insanlar, bu canım vatan Ruhunuz şad olsun, bu ülke için canlarını feda edenler.