Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

İlham Gencer

şarkıcı, besteci

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
İlham Gencer
İlham Gencer
şarkıcı, besteci
Bozkurt İlham Gencer

27 Ağustos 1926 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası İbrahim Gencer, annesi Nihal Türkaydı’dır. Müziğe ilk kez 1931 yılında henüz beş yaşındayken annesinden aldığı derslerle ve evlerindeki konsol piyanoyu çalarak başladı. Müzik eğitimi almadı. Kabataş Erkek Lisesi'nde başladığı lise eğitimini Beyoğlu Erkek Lisesi'nde bitirdi. Lise yıllarında Atilla Dorsay’la birlikte bir “ikili” kurarak okulda konserler verdi.

18 yaşında profesyonel anlamda müziğe başladı. Askerliğini 1951 yılında Ankara Sıhhiye’de bulunan Ordu Evi'nde yaptı.

1953 yılında Ayten Alpman’la evlenen İlham Gencer’in İlhan ve Ayşe adında iki çocuğu oldu. 7 sene süren bu evlilik 1960 yılında bitti.

Gencer, 1961 yılında Fransız şarkıcı Bob Azzam'ın "C'est écrit dans le Ciel" adlı şarkısına Fecri Ebcioğlu'nun Türkçe olarak yazdığı "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" adını alan bu şarkısını Türkçe olarak seslendirdi. Böylece Türkiye'de aranjman müzik akımını başlatan şarkı olarak Türk Pop Tarihi'ne geçti.

1961-1965 yılları arasında 3 kez düzenlenen Boğaziçi Festivali’nin hepsinde ödüller aldı.

İlham Gencer Devlet Tiyatrolarında sergilenen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gûlyabani’sine sahne müziği bestelediği gibi İstanbul Ülkü Ocakları’nın isteği üzerine 3 Mayıs Türkçüler Bayramı’nın 30 yılına armağan olarak bir de plak seslendirdi.

İlham Gencer, İzmir, Ankara ve İstanbul’un tanınmış mekanlarında, Divan Oteli, Hilton, Tokatlıyan oteli, Çınar oteli gibi yerlerde senelerce sanat icra etti.

İlham Gencer, 1996 da İstanbul’un Güzelliklerini Koruma ve Yaşatma Derneği’ni kurdu, başkanlığını yaptı.

24 Mayıs 2023 tarihinde bodrum'da vefat etti.


HABER

İlhan Gencer'den sokak dinletisi
11 Mayıs 2016

89 yaşındaki caz piyanisti ve şarkıcı İlham Gencer, önceki gün Bebek’teki sokak dinletisiyle müzikseverleri şaşırttı.

İlham Gencer, önceki gün Bebek’teki bir kafedeydi. Aynı saatlerde mekan önüne gelerek müzik yapmaya başlayan sokak müzisyenleri, ünlü sanatçıyı tanıdı.

Hem çaldı hem söyledi

Gencer, yanına gelip kendisine eşlik etmesini isteyen kişinin ricasını kırmadı. Akordeonu boynuna takan ve hem çalıp hem söyleyerek çevredekileri mest eden sanatçı büyük alkış aldı.


İlham Gencer hayatını kaybetti
24.05.2023

Caz müzisyeni İlham Gencer, 101 yaşında hayatını kaybetti. Usta sanatçının oğlu Bora Gencer, "Kalp masajı yaptım ama kurtaramadık" dedi.


Bir süredir Bodrum'da tedavi gören ünlü sanatçı, dün akşam hayatını kaybetti.

Acı haberi oğlu Bora Gercer, sosyal medya hesabından duyurdu. Bora Gencer şu ifadeleri kullandı:

"Babam,
Türkiye'nin babası,benim canım,varlığımın sebebi.
Dünya iyisi,insan, adam gibi adam Bozkurt İlham Gençer’i kaybettik.
Gereken bilgileri daha sonra vereceğim.Büyük üzüntü içindeyiz.
Çok uğraştık,çok emek verdik. Keşke elimizden daha fazlası gelebilseydi, Ahu Atmaca ve ailesine verdikleri sonsuz emek ve uğraşı için binlerce teşekkür ederim.
Hastane sürecinde doktorlarına ve hemşirelerine çok minnettarız.
Allah sevenlerine sabırlar versin.
Herkese sevgi ve saygılarımla."


İLHAM GENCER VE ÇATI

Tevfik Yener, 1960’lı yılların başlarında Çatı’nın İstanbul’un bir numaralı gece kulübü olduğunu söyler ve şöyle devam eder: “İlham Gençer, sahibi olduğu gece kulübünde İstanbul eğlencelerine yeni bir tarz getirmişti. İlk ‘piyanist şantör’dü ve şarkılarından çok konuşmasıyla da ünlenmişti. Onun tarzı bugün çok yaygın olarak kullanılıyor.” Çatı’nın kapısından adım atanları ise İlham Gençer’in esprileri karşılardı: “Evet değerli misafirlerim. Osman Bey ve eşi geldiler… Osman Bey biliyorsunuz, Galatasaray’ın kalecisidir… Osmancığım sana neden Kova diyorlar? Halbuki çok iyi bir file bekçisisin. Bacağının arasından iki üç top kaçmış ne olacak ki…”

İlham Gençer’in one man show ile piyanist şantör arası üslubunu, dönemin Hayat dergilerine yansıdığı biçimiyle aktaralım: “Muhterem misafirlerimiz pavyonumuza hoş geldiniz. Bugün sizlere bir sürprizimiz var. 20 yılın sevilmiş melodileriyle örülmüş hayat hikayemizden bazı hatıralar sunacağız. Söze ben başlayacağım, benim bıraktığım yerden ise eşim Ayten Gençer devam edecek… Sizlere ilk olarak 4 yaşında bestelediğim ‘İlham’ valsini sunuyorum. (Parçayı çaldıktan sonra devam ediyor) Bakırköy’de Sakızağacı’nda bir evimiz vardı. Bu evi, şimdi Bakırköy’e gitsem belki bulamam. Ama evin piyano odasının içindeki eşya hafızamda öylesine yer etmiştir ki… Çünkü, piyanonun başında büyümüş, bu odada o günlerin sevilmiş melodilerini çalmıştım. İşte bu yıllarda bir de vals besteledim. Çocuk neşesi ile dolu bu valsin adını da ‘İlham’ koydum. 5 yaşında Saray Sineması’nda bir konser verdim. Bestemi ilk olarak orada çaldım.

Aşkın güzel bir şey olduğunu söylerler. Baterist Turhan Eteke’ye sorarsanız, ‘Aşk bir davul gürültüsüdür, sesi uzaktan hoş gelir,’ der. Gerçi bizim evde gürültü eksik olmaz ama, bu çocuk gürültüsüdür. Ayten Gençer güzel sesiyle bu gürültüyü bastırır, dışarıdan duyanlar da evde düğün-dernek oluyor sanır. Ayten Gençer sizlere ‘Aşk güzel şeydir,’ adlı şarkıyı okuyor.”
Bu sadece bir başlangıç. İlham Gençer, eşiyle nasıl tanıştığını, ona hangi şarkıları çaldığını, ıslık çalmanın güzelliğini, Kwai Köprüsü filminin melodisini… anlatıyor da anlatıyor. Aralarda parçalar çalarak elbette…
(Tevfik Yener, İstanbul Aşk Ekmek Hayal, s.467/ Hayat, 6 Şubat 1959)