İhsan Sıtkı Yener F Klavye’nin Fikir Babası eğitimci 1925 yılında Afyon'da doğdu. 1942 yılında İzmir Ticaret Lisesi'ni bitirdi. 1946 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nden mezun oldu. Aynı yıl Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde Stenografi, Daktilografi ve Meslek Dersleri öğretmenliğine tayin edildi. 1957'de ABD'ye gönderilerek New York Üniversitesi'nde, "Business Administration" bölümünde Ölçme ve Değerlendirme'de master; 1958'de aynı üniversitenin "Business Education" bölümünde Eğitim Metotları, Araştırma-Geliştirme'de doktora yaptı.
Beyoğlu Ticaret Lisesi, Eyüp Ticaret Lisesi, Deniz Kuvvetleri Levazım Okulu, Kara Kuvvetleri Levazım Okulu, Galatasaray Lisesi Ticaret Bölümü, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü, Florance Nightingale Yüksek Hemşire Okulu ve İstanbul Sekreterlik Okulunda öğretmenlik yaptı.
1950 - 1951 yıllarında Ankara ve Devrek'te askerlik görevini Yedek Subay olarak yaptı.
1955 - 1956 yıllarında Ticaret (ve Turizm) Yüksek Öğretmen Okulunun, 1959 - 1965 yıllarında Ticaret Liseleri ile sekreterlik okullarının Yönetmelik ve Müfredat Programlarını hazırlayarak kuruluş ve geliştirme faaliyetlerine katıldı.
1977 yılında İstanbul Sultanahmet Ticaret Lisesi'ndeki resmi görevinden emekli oldu.
Şampiyon Kursları’nda öğretmenlere rehberlik yaptı.
2 Eylül 2016 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Ayazağa Mezarlığı’na defnedildi.
Standart Türk Klâvyesi
1930'lu yıllardan başlayarak, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmamış, standart olmayan, değişik harf dizinleriyle oluşturulmuş çeşitli yabancı daktilo klâvyeleriyle çalışmanın sıkıntılarını giderme isteklerini, 1946 yılından itibaren Öğretmen çabaları olarak sürdürdü. Türk Dil Kurumu verileriyle Eğitim Kurumlarında 10 yıl süren çalışmalar ve denemeler sonucunda oluşturduğu Klâvye dizinini Millî Eğitim Bakanlığına sunarak, Türkçe harfler için de ideal olabilecek bir Millî Klâvye ihtiyacını anlatıp en üst düzeylerde ele alınmasını ancak 1955 yılında sağlayabildi. Yöneticiliğini ve sözcülüğünü yaptığı "Yabancı uzmanlarla da pekiştirilmiş İhtisas Komisyonu"nca oluşturulan "Onparmak yöntemi ile Türkçe için ideal Klâvye"yi 20 Ekim 1955'te "Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi"ne "Standart Türk Klâvyesi" olarak kabul ettirdi. Türkiyedeki tüm daktilo makinelerinin bu bilimsel Klâvyeye dönüştürülmesi, 1963 yılında Gümrükler Kanununa bir madde eklenmesi ve 1974 yılında "Türk Standardları Enstitüsü" tarafından "Zorunlu Standart" olarak kabul edilmesiyle kesinleşti. Daha sonraki yıllarda rasgele klâvyelerle ithaline başlanan Bilgisayarların da Standart Türk Klâvyesi ile ithal ve montajı giderek yaygınlaşmakta ve kurallara uyulması oranında bu klâvyenin verimliliğinden yararlanılmaktadır.
Türkiye ve Dünya Stenografi, Daktilografi, Bilgisayar ve İnternet Şampiyonaları: 19 Temmuz 1941'de İzmir Gazetecileri Birliğince düzenlenen "Daktilografi Yarışması"nda dakikada 108 sözcük hızla yazarak İzmir rekorunu kırdı. Öğretmen olduktan sonra 24 Mayıs 1947'de ilk İstanbul Daktilografi Şampiyonasını; 18 Mayıs 1948'de de ilk Türkiye Daktilografi Şampiyonasını organize etti ve bu şampiyonaların her yıl Mayıs aylarında muntazaman yapılmasını sürdürerek 11 Temmuz 1993'te İstanbulda 40. Dünya Stenografi, Daktilografi ve Bilgisayar Şampiyonaları'nı ve Intersteno Kongresini organize etti.
İkinci Dünya Savaşından sonra yenilenen Dünya Şampiyonaları Yönetmelikleriyle 1955 yılından başlayarak her 2 yılda bir yapılmakta olan Dünya Daktilografi, Stenografi, Bilgisayar ve İnternet Şampiyonalarının hepsine Türk yarışçıların katılabilmesi için "Devamlı Yetiştirme-Geliştirme ve Hazırlık çalıştırmaları"nı sürdürerek önce Mekanik Daktilolarla, 1960’larda Elektrikli, 1970’lerde Elektronik Daktilolarla, 1980’lerden itibaren Bilgisayarlarla ve 2000’lerde + olarak İnternet aracılığı ile yapılagelen Dünya Şampiyonalarında 2006 yılı sonuna kadar 34 Türk gencinin 17 rekorla Dünya Şampiyonu olmasını, ikincilik ve üçüncülüklerle de her Dünya Şampiyonasında Türkiyenin daima Şeref Listesinin başlarında yer alması başarılarını sağladı.
Stenografi branşında:
20 Temmuz 1941'de İzmir Gazetecileri Birliğince düzenlenen "Stenografi Yarışması"nda dakikada 436 hece sür'atle yazarak uzun yıllar erişilemeyen bir rekor yarattı. Öğretmen olduktan sonra 1946-1950 yıllarında Fransız Duployée, Aimée Paris ve Prevost Delaunay sistemlerinin Türkçe adaptasyonlarını eğitime uyarlayarak geliştirdi. 1952 - 1955 yıllarında mevcut Türk Stenosuna İngiliz Pitman sisteminin bazı kurallarını da katarak daha hızlı yazılabilir olmasını sağladı.
1958'de New York McGraw-Hill Corporation Gregg Division ile yaptığı anlaşma sonucu Gregg Stenosunu Türkçeye adapte ederek 1958 - 1962 yıllarında İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana Sekreterlik Okullarında eğitimini başlattı.
1980'li yıllarda Bilgisayar Destekli Makine Stenosunun kalem stenosuna oranla daha fazla hız ve anında çeviri (okuma) kolaylığı sağladığının ileri ülkelerde belirginleşmesi üzerine bu sistemleri de Türkçede uyarlamak için 1991 yılında Sofya'daki (Gramatik yöntemle çalışan) SPS "Software Products & Systems Corporation" firmasıyla, 1992 yılında da (Ses-Hece yöntemiyle çalışan) Amerikan "Stenograph" firmasıyla anlaşmalar yaparak Türkçeye adapte edip her 2 yöntemin de eğitimlerini başlattı.
İtalya Sosyal Onur Ödülü:
İtalya Stenografi ve Daktilografi Akademisi, Stenografi Sistemlerini geliştirme çalışmalarındaki başarılarını takdir ederek 13 Temmuz 1987 günü İtalyanın Floransa kentinde Giuseppe Aliprandi Büyük Ödülü "SOCIO ONORARIO" ile ödüllendirdi.
Meslek Kursları (Özel):
1953 - 1954 yıllarına kadar, Türkiyede komple büro eğitimi veren resmî veya özel hiçbir öğretim kurumu bulunmadığı, özellikle Stenograf, Daktilograf, Sekreter ve Muhasebe ara elemanı ihtiyaçları; eğitimsiz kadrolarla, çok verimsiz şekillerde karşılanmakta olduğundan, bu gereksinimleri verimli ve gelişmiş yöntemlerle karşılayabilecek elemanlar yetiştirmek üzere, 19 Temmuz 1954 tarihinde "Daktilo Sekreter Kursları"nı kurdu. Bu alanlarda Dünyanın ileri ülkelerindeki son gelişmeleri daima izleyip mukayese ederek Eğitim yöntemlerini her yıl geliştirme prensibiyle en iyi mezunlarını Dünya Şampiyonalarına hazırlayarak 1957'de Milano'da, 1959'da Viyana'da, 1961'de Wiesbaden'de, 1963'te Prag'da Dünya Şeref Listelerine girmelerini sağladı.
25 Temmuz 1965'te Paris'te ilk mezununun (Ece Özbayrak) rekor bir derece ile Dünya Daktilografi Şampiyonu olmasını sağladıktan sonra adını "Şampiyon Daktilo Sekreter Kursları" olarak tescil ettirdi. 1978'de Türkiye'de bazı Kuruluşlarca başlatılan Bilgisayar eğitimini Amerikan (ASCII) klâvyesiyle veya bilinçsizce uydurulmuş “Q Türkçe” denilen ucube ile uygulamayı reddederek başka diller için bile ideal olan Bilimsel Klâvyenin Bilgisayarlarda da uygulanabilmesi çalışmalarını başlattı ve 6 Ekim 1984'te önce BASIC programcılık eğitimini, sonra On parmakla bakmadan Bilgisayar kullanımını (Bilgisayarla Daktilografi adıyla) Standart Türk Klâvyesi ile başlattı. Böylece 1985'ten itibaren unvan "Şampiyon Daktilo Sekreter ve Bilgisayar Kursları" olarak önce Milli Eğitim Bakanlığında, sonra Ticaret Sicilinde, daha sonra da T.C. Türk Patent Enstitüsünde tescil edildi.
Meslek Kursları Ödülü:
1954 yılından beri çalışmalarını başarı ile sürdüren Türkiyenin tek Meslek Kursu olduğunu belirleyen "Özel Öğretim Kurslar Derneği" ve "Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü", 31 Ekim 1997 günü Kurs Kurucusunu "Onur Plaketi" ile ödüllendirdi.
Meslekî Yayınları:
1955 yılında Büro aleminin Türkiyede ilk aylık meslekî dergisinin yayımını "Sekreter Daktilograf" adıyla başlattı. "Stenografi Dersleri" ve "Türkçe Gregg Stenosu" ders kitaplarıyla, her 4-5 yılda bir büyük değişikliklerle geliştiregeldiği 5 ciltlik "Onparmakla Bilgisayar Kullanımı Ders Kitapları" ve "Öğrenci Uygulama Formları" ile "Öğretmen Rehberi" halen Şampiyon Kurslarının temel kitaplarıdır.
Uluslararası faaliyetler:
Dünya genelinde "Stenografi, Daktilografi, Büro işleri ve Sekreterlik Eğitimi" konularındaki uygulamalardan tüm üye ülkelerin ilgililerini bilgilendirmek ve bu konuların geliştirilmesini sağlamak amacıyla 1887 yılında Londra'da kurulup 2 yılda bir Genel Kongreleri ve her yıl Merkez Komitesini değişik ülkelerde toplayarak 1955 yılında Monaco'da ilk Dünya Daktilografi Şampiyonasını organize eden "Uluslararası Stenografi Daktilografi Federasyonu"na 1957'de Türkiyeyi temsilen katıldı ve o yıla kadar Türkiyedeki başarılı çalışmaları değerlendirilerek Merkez Komitesi'ne kabul edildi.
Intersteno Onursal Başkanlığı:
Federasyonun daha sonraki tüm faaliyetlerine aktif olarak katılıp, kongrelerdeki eğitim metotlarını geliştirme ve bürolarda verimli çalışma yöntemleri konuları ile şampiyonaların Mekanik, Elektrikli ve Elektronik Daktilografi ile Bilgisayar Yarışlarında yıllar boyunca yetiştirdiği takımların üstün başarıları sonucu, 1991 tarihinde Brüksel'de Federasyonun Genel Başkanlığına (oy birliği ile) seçilerek 1993 Kongre ve Şampiyonalarını İstanbulda organize etmesi kararlaştırıldı. Başarıyla sonuçlanan bu faaliyetleri de değerlendiren Merkez Komitesi'nin teklifi üzerine, 15 Temmuz 1993 günü Uluslararası Bilgi İşlem Federasyonu Genel Kurulu, Intersteno Onursal Başkanı olmasını (oy birliği ile) kabul etti. Daha sonraki yıllarda da meslekî geliştirme çalışmalarını sürdürerek İntersteno Kongreleri ve Dünya Şampiyonalarındaki başarılarını giderek artırdığını gözlemleyen İntersteno Merkez Komitesi, 15 Temmuz 2003 günü Roma’da 36 ülkenin 519 delegesinin katılımıyla yapılan İntersteno Kongresi Açılış Töreninde “İntersteno’nun geliştirilmesinde en büyük katkılarda bulunan, Duayenimiz ve Onursal Başkanımız” olarak takdim etti.
Fair Play Kariyer Dalı Büyük Ödülü:
Meslekteki başarılarını daima Dürüstlük, İyi Ahlâk ve Örnek Davranışlar'la sağladığını belirleyen Türkiye Millî Olimpiyat Komitesinin Fair Play Konseyi, 22 Mayıs 1997 tarihinde Kariyer Dalında Büyük Ödül'le ödüllendirdi.
F Klâvye’nin Babası:
Bilgisayarların Türkiyeye girmeye başladığı 1978’den itibaren, Türk dili özelliklerine uymadığı için “Q Türkçe” olarak “Uydurulmuş Klâvye”nin verimsizliği karşısında bilimselliği Dünya rekorları ile de kanıtlanmış “F Klâvye” tartışmalarının yoğunlaşması sonucu, Medya ve Bilişim Dernekleri işbirliği ile düzenlenen “2003 BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ GÜNLERİ”nde “F Klâvyenin Babası” ilân edilerek Teşekkür Plâketi ile ödüllendirildi.
24 Kasım 2007 Öğretmenler Gününde Şişli Belediye Başkanlığı En Başarılı Öğretmen Plâketi ile, 21 Nisan 2009 İstanbul İnternet Şampiyonası Ödül Töreninde Ümraniye Belediye Başkanlığı, F Klâvye ve Bilimsel çalışmaya Teşvikte Başarı Plâketi ile, Pekin’de yapılan 2009 Dünya Şampiyonalarından tarihin en büyük zaferiyle dönen Türk takımını Ankara’da 8 Eylül günü kabul eden Sayın Bakan Nimet Çubukçu yarışçıları kutlayarak, Başkanı da Bakanlığın Onur Plâketiyle Ödüllendirdi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Yaşasın "Fe" klavyemiz! A.Turan Alkan Zaman 15 Mart 2009
İhsan Sıtkı Yener ismini, itiraf edeyim ki daha önce duymamıştım; sizlere de bu ismin bir şeyler tedai ettirdiğini zannetmiyorum.İhsan Sıtkı Yener, Türklerin okur-yazarlık davasına en büyük ve ilmî hizmetlerden birini sunmuş olan adamdır; onun dikkat, gayret ve himmetleriyle tertiplediği F harfi ile başlayan Türkçe klavye düzeni, senelerden beri daktilo ve sonraları bilgisayar ile metin işleyen herkesin istifade ettiği bir hizmet, daha doğrusu bir buluştur.
İhsan Sıtkı Yener, 1925 Afyon doğumlu; İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni 1946 yılında bitirmiş; aynı yıl 1946'da Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde Stenografi, Daktilografi ve Meslek Dersleri öğretmenliğine tayin edildikten sonra 1957'de ABD'ye gönderilerek New York Üniversitesi'nde, "Business Administration" bölümünde Ölçme ve Değerlendirme'de master; 1958'de aynı üniversitenin "Business Education" bölümünde Eğitim Metotları, Araştırma-Geliştirme'de doktora yapmış. Bu esnada Türkiye'de resmî makamlara yazılar yazarak Türk dilinin özelliklerine uygun, standart bir yazı klavyesi geliştirilmesi konusunda teşebbüslerde bulunmuş.
İnanılır gibi değil ama ilgililer, "Tamam, klavyeyi düzenle, görelim." demişler.
Yener'in başkanlığında, ama içinde yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kurulmuş; bu komisyon, TDK sözlüğünden seçtiği 30 bin kelimenin içinde hangi harften kaçar tane bulunduğunu sayıp istatistik haline getirmiş. Daha sonra parmakların fizikî gücü ve hareket kabiliyetleri göz önüne alınarak sol ele % 49, sağ ele % 51 oranında harf tahsis edilerek klavye üzerine Türkçenin harfleri yerleştirilmiş; bu düzenleme ile Türkçenin fonetik (harflerin ses değerleri) özelliğine uygunluk bakımından sesli harflerin yazılması sol ele bırakılmış.
Böylece "Fe klavye" (dikkat Ef değil!) 20 Ekim 1955 tarihinde standart Türk klavyesi olarak onaylanmış. 1963 yılında yurtdışından yapılacak ithalatta F klavyeye uygunluk şartı konulmuş. 1974 yılı F klavye iktidarının zirveye çıktığı zamanı temsil ediyor; 74'te TSE, F klavyeyi "mecburî standart" ilan etmiş.
Buraya kadar anlatılanlar, "Türkiye'de olmaz böyle aklı başında şeyler; biz buna mutlaka bir kulp takıp işe yaramaz hale getiririz." mantığına aykırı ve bu yüzden mucizevî görünüyor; nitekim tamamen "yerli ve millî Türk klavyesi"nin iktidar tahtı, kanunla nizamla değil, sadece hudutlarımızdan içeriye binlerce lira ödeyerek satın aldığımız modern teknoloji eseri bilgisayarlarla sarsıldı ve yıkılmaya yüz tuttu. *
Yukarıdaki bilgileri 22 Şubat 2009 tarihli Zaman gazetesinden derledim; ne yazık ki bu değerli haberi yapan arkadaşımızın ismine erişemedim; son zamanlarda okuduğum en etraflı haber incelemesini yapan bu gazeteci kardeşimi can ü yürekten tebrik ediyorum.
Bu satırların yazarı, kurşunkaleme medhiyeler düzmesine, dolmakalem güzelliğine mersiyeler kaleme almasına rağmen yazmaya başladığı ilk günlerden beri F klavye kullanmaktadır; önceleri daktilo, daha sonra bilgisayarla.
Şöyle böyle 40 seneden beri F klavye hep hayatımın içinde yer aldı. İhsan Sıtkı Yener'in 1955 yılında düzenleyip standart hale getirdiği bu düzenek, yıllardan beri işimi kolaylaştırdı; düşüncelerimin tertiplenmesinde ve kâğıda aktarılmasında fakat bence çok değerli bir hizmet ifa etti. Kendisine şahsen teşekkürlerimi sunmayı vazife sayıyorum. Okuduğunuz bu yazı, F klavye ile dizilmiştir. Bilgisayar kullanmaya geçtiğim yıl, o günler itibariyle haylice yüklü bir fark ödeyerek Apple firmasının Türk kullanıcıları için ürettiği makinelerden birini satın almıştım; sonraki yıllarda F klavye kullanmaktan vazgeçmedim, her defasında, "Türkler için düzenlenmiş bir klavye" kullanmakta ısrar ettiğim için diğer tüketicilere nazaran daha okkalı bilgisayar faturaları ödedim. Asla pişman değilim, çünkü F klavyenin diğer Batı standardı klavyelere göre düşüncenin yazıya aktarılmasında Türk kullanıcısına ne kadar büyük konfor sağladığını bizzat tecrübe etmiştim; bu konfordan hiç vazgeçmedim ve öyle bir niyetim de yok.
Ne var ki genç kullanıcı kitlesi galiba benim ve mensup olduğum nesil gibi düşünmüyor; onlar Q ile başlayan ve (QVERTY) diye devam eden Amerikan-İngiliz standartlarındaki klavyeyi kullanıyorlar. - Niçin Türkler için hazırlanmış F klavyeyi kullanmıyorsunuz; ayıp değil mi, diye sorulduğunda mâzeretleri hazır, - Ama bilgisayarlar hep Q klavye ile üretiliyor; üstelik Q'ya alışınca dünyanın her yerinde kullanılabilecek bir klavye öğrenmiş oluyoruz, diyorlar.
Haklılar mı; bence değiller, fakat onlardan daha çok eleştirilmesi gereken merci, 1974 yılında konulan klavye standardını bilgisayarlar için gözetmeyen Ticaret Bakanlığı yetkilileri olsa gerektir. Onlar Türkçe klavye konusunda şuurla yerli standardımızı savunmuş olsalardı, Türkiye bir Q klavye cenneti haline gelmezdi.
Yeri gelmişken yıllardan beri emek verdiğim bu gazetenin yöneticilerini ayrıca kutlamak isterim: Zaman Gazetesi'nin modern çizgiler taşıyan kullanışlı ve şık binasında her masanın üstünde F klavye taşıyan bir bilgisayar monitörü vardır; resmî daireler, bankalar bu inceliğe ne kadar riayet ediyorlar bilgi sahibi değilim fakat nerede klavye meselesine dikkat etsem, orada genellikle Q görüyorum. Oysaki artık Q klavyeleri küçük bir komutla F'ye çevirmek mümkün; üstelik hariçten takılabilen ve hayli elverişli fiyatlarla satılan F klavyeler de mevcut bilgisayar dükkânlarında.
Zaman'daki haber incelemesinin web adresini, bu yazının en altında diğer kaynaklarıyla birlikte bulacaksınız. Q klavyenin dünya standardı olduğunu zannedenlere ise en güzel cevabı HP firmasının genel müdürü Şahin Tulga vermiş, zevkle iktibas ediyorum: Tulga, düşünme eyleminin daima anadilde yapıldığını, bunun yaratıcılık ve özgüveni tetikleyeceğini, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş F klavyenin de bu ana çıkış noktası nedeniyle özellikle kullanılması gerektiğini söylüyor.
Öyleyse kıssadan hisse: Q klavyeye alışkın olanlar bu kabiliyetlerini ceplerinde taşısınlar ama yerli klavyemize dönsünler; F ile düşünce akışının daha akıcı ve konforlu tarzda yazıya dönüştüğünü göreceklerdir.
HABER
Neden F klavye? Yalçın Bayer Hürriyet 25 Eylül 2011
F klavye mi Q klavye mi tartışmalarına Hürriyet yazarlarından Yalçın Bayer de katıldı. Dünyanın en bilimsel klavyesinin F klavye olduğunu belirten Bayer, F klavyenin Türkçe'ye uygun olarak hazırlandığını dile getirerek, Türkiye'nin klavye yarışmalarında 25'i rekorlu 59 şampiyonluk elde ettiğini hatırlattı.
“F klavye, dünyanın en bilimsel klavyesidir. Bu özelliğine Türkçenin matematikselliği ve bilimselliğin fiziksel gerekleri de eklenince ortaya mükemmel bir klavye çıkmıştır. Klavye Türkçeye uygun olarak hazırlanmıştır. Türkçede en çok kullanılan harfler, klavyenin ortasına (en güçlü parmakların bastığı alanlara) dizilmiş, daha az sıklıkla kullanılan harfler kullanım oranlarına göre kenarlara doğru yayılmıştır. Bu şekilde mümkün olan en yüksek yazma hızı sağlanmıştır. F klavye sadece Türkçe değil, İngilizce, Fransızca gibi başka Latin dillerinde de hızlı yazmayı sağlayan bir klavyedir. Dünya şampiyonalarında alınan çok dilli yarış dereceleri ve rekorları bunun kanıtıdır.
3 KAT SÜRAT
Türkçeye uygun olmayan, fakat ülkemizde bilinçsizce kullanılan ve hatta İngilizceye bile uygun olmayan 1873 model Q klavye kullanmanın hiçbir avantajı yoktur. Şimdiye kadar hiçbir İngiliz ve Amerikalı Q klavyeyle anadillerinde dünya şampiyonu olamamışlarken, Türkler bugüne kadar, F klâvye sayesinde 25 rekorlu 59 şampiyonluk kazanmışlardır. Q klavyeyi, bu klavyeyi kullanan uluslar bile beğenmemektedir. Q klavyede harfler kullanım sıklığına göre değil, mekanik yazı makinelerinde harf çubuklarının birbirine takılmaması amaçlanarak dizilmiştir. Oysa bugün yazıcı makineler artık elektroniktir, harf çubuklarının birbirine takılması gibi bir sorun yoktur. F klavye ile yazanlar Q klavyeyle yazanların 2-3 katı sürate ulaşırlar. Ortalama bir süratte yazan bir F klavye kullanıcısı saniyede 3-4 vuruş yapar. (Bilimsel eğitimle klavye kullanan kişiler saniyede 10-12 vuruşun üzerine çıkabilmektedirler.)
AVANTAJI BİLİNMİYOR
F klavye ile bilimsel yazmayı öğrenerek yazmaya harcanan zaman % 80 azaltılabilir. Böylece kazanılan zaman, bilgisayarda başka işleri yapmaya, daha hızlı çalışmaya veya öğrenmeye ya da gereken herhangi bir işe ayrılabilir. F klavye ile bilimsel çalışmanın pek çok kişinin dikkatini çekmeyen çok önemli bir avantajı daha vardır: Anlayarak yazabilir; yazarken düşünebilir. Anlayarak veya düşünerek yazma yönteminde işlerini daha doğru yapabilir, hatalarını azaltabilir, daha verimli ve mükemmel yazılar hazırlayabilir. Kalem yerine bilgisayarla yazanlar, gözleriyle harf ve işaretleri aramayıp, gözleriyle yazacağı metni ya da ekranı izleyebilir; böylece konsantrasyonu bozulmaz, daha verimli çalışır.” Bu bilgiyi İhsan Yener’den bizzat istedik, öğrenilmesi için. Eksik olmasın gönderdi; dileriz yararı olur. ‘Şampiyon Daktilo Kursları’ diye bilinen dershanesiyle Türkiye’de binlerce öğrenci yetiştiren ve onları meslek sahibi yapan ‘madalyalık’ bir öğretmendir Yener...
1943’TEN BERİ MÜCADELE
Bilimsel temellere dayalı standart bir Türk klavyesi geliştirilmesinin zorunluluğuna inanmış... Bu konuda 1943’ten itibaren ‘daktilo öğretmeni’ sıfatı ile sürdürdüğü çalışmalarının dikkate alınmasını ancak 1955’te başarabilmiş. Yabancı uzmanlarla da pekiştirilmiş İhtisas Komisyonu’nca oluşturulan ‘on parmak yöntemi’ ile Türkçe için ideal klavyeyi 20 Ekim 1955’te Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi’ne ‘Standart Türk Klavyesi’ olarak kabul ettirdi. Türkiye’deki tüm daktilo makinelerinin F klavyeye dönüştürülmesi, 1963 yılında Gümrükler Kanunu’na eklenmesi ve 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından “zorunlu standart” olarak kabul edilmesiyle kesinleşti. 25 yıllık bir mücadelenin sonunda kendisine inananların da yardımları ile o günlerde ‘Klavye İnkılabı’ olarak anılan bu standardizasyonu gerçekleştiren İhsan Yener, ‘F klavyenin babası’dır. F klavyeyi öğrenen ‘iki adam’ yerine geçer.
HABER
F klavye mimarı İhsan Sıtkı Yener'e Devlet Üstün Hizmet Madalyası sondevir 18 Mart 2013
Antalya Milletvekili Gürkut Acar, F klavyenin ülkeye kazandırılmasında emeği geçenlere, Devlet Üstün Hizmet Madalyası verilmesini öngören kanun teklifi hazırladı.
CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, F klavyeyi Türkiye'ye kazandıranlara Devlet Üstün Hizmet Madalyası verilmesini öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.
Madalya ve Nişanlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Kanuna geçici madde eklenmesini öngörüyor.
Buna göre, F klavyeyi Türkiye'ye kazandıran İhsan Yener ve 20 Ekim 1955 tarihinde F klavyeyi standart Türk klavyesi olarak kabul eden Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi üyeleri, Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirilecek.
Teklifin gerekçesinde, Öğretmen İhsan Sıtkı Yener'in, 1946'dan itibaren Türk dilinin özelliklerine uygun, standart klavye geliştirilmesi için çalışmalara başladığı belirtilerek, klavyenin 20 Ekim 1955'te Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi tarafından ''Standart Türk Klavyesi'' olarak adlandırıldığı kaydedildi.
Son yıllarda, Türkiye'nin kendi standardını korumak yerine, Türkçe'ye uygun olmayan Q klavyenin bilgisayarlarla birlikte yaygınlaşmasına seyirci kalındığı ifade edilen gerekçede, ''Türkçe bir yandan yabancı kelimelerle yozlaştırılırken, çocuklarımıza, gençlerimize Q klavye kullandırılarak bu sürece su taşınması kabul edilebilir değildir.
F klavyeyi Türkiye'ye kazandıran İhsan Sıtkı Yener bir çok ödül kazanmıştır. Ancak, böylesine önemli bir başarının devlet tarafından da ödüllendirilmesi gereklidir'' denildi.
HABER
Kamuda 'F' genelgesi yolda 19 Ekim 2013
Kamu kurum ve kuruluşlarında F klavyenin yaygınlaşmasına yönelik bir genelge üzerinde çalışıldığı bildirildi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, kamu kurum ve kuruluşlarında F klavyenin yaygınlaşmasına yönelik bir genelge üzerinde çalışıldığını açıkladı.
Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Başkanlığı görevini de yürüten Erdem, F klavyenin yaygınlaştırılmasının uzun süredir gündemde olduğunu anımsatarak, Türkçe'nin korunması amacıyla 2006'da verdikleri araştırma önergesinin sonuçlarının kendilerini F klavyeye kadar getirdiğini söyledi.
'F KLAVYEYE MİLLİ BİR KLAVYE OLARAK SAHİP ÇIKILMALI'
Yaygın olarak kullanılan Q klavyenin, yavaş yazıma ve verimsizliğe neden olduğunu ifade eden Erdem, F klavyeye, Türkçe'ye uygunluğu nedeniyle milli bir klavye olarak sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Milli Eğitim Bakanlığının yıllardır F klavyeli bilgisayar satın aldığını, FATİH projesiyle öğrencilere dağıtılacak tabletlerin de F klavyeli olacağını dile getiren Erdem, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızın erken yaştan itibaren F klavyeye alışması için bunlar oldukça önemli uygulamalar. F klavye yaygınlaştıkça Q klavye gözden düşecektir. Bunu sağlamak için Başbakanlık tarafından F klavyenin kamu kurum ve kuruluşlarında yaygınlaşması için de bir genelge hazırlanıyor. Kısa süre içinde yayımlanacak genelgeyle özellikle F klavyeli dizüstü bilgisayar teminindeki sıkıntılar da aşılacak."
Kazanılan birinciliklerin F klavyenin hızlı yazım konusundaki uluslararası tescili olduğunu dile getiren Erdem, '' F klavye yoluna girdi. Birileri istese de istemese deF klavye Türkiye'de en geçerli klavye olacak. Biz Q klavyeyi yasaklamak da istemiyoruz, F'in önü açılınca Q'yu kendisi kovacak zaten'' dedi.
HABER
"BUGÜNDEN İTİBAREN ALINAN TÜM KLAVYELER F KLAVYE OLACAK" 10 Aralık 2013
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yayımladığı genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarında F klavye kullanılması talimatını vererek, kamu kurum ve kuruluşlarında 2017 yılı sonuna kadar F klavyeye dönüştürülmesinin sağlanacağını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzası ile yayımlanan "F klavye" konulu genelge resmi Gazete'de yayımlandı.
Genelgede, "Ülkemizde bilgisayar ve internet kullanım oranlarında son yıllarda önemli artışlar kaydedilmiştir. Bilgisayar giriş birimlerinden biri olan klavyeyi etkin kullanma ve hızlı yazma becerisi, bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde bilgi üreten bireylerin gelişimine katkı sağlayan unsurlardan biridir. Günümüzde birçok ülke tarafından kendi dillerinin özelliklerine uygun çeşitli harf ve sembol yerleşim düzenine sahip klavyeler geliştirilmiş, ülkemizde de Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde başlatılan çalışmalar sonucunda, Türk dili ve alfabesinin özelliklerine uygun ve hızlı yazmaya elverişli bir tasarıma sahip bulunan F klavye düzeni oluşturulmuştur" denildi.
"BU GÜNDEN İTİBAREN ALINAN TÜM KLAVYELER F KLAVYE OLACAK"
Türkiye'de tüm kamu kurum ve kuruluşlarının 2017 yılı sonuna kadar F klavyeye geçişin sağlanacağının belirtildiği Başbakan Erdoğan, "Yazım kolaylığı ve verimliliği bakımından F klavyenin getirdiği avantajlardan yararlanılması ve ülkemizde F klavye kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan TS 2117 "Alfasayısal Türkçe Klavyelerin Temel Yerleşim Düzeni" standardına uygun F klavyeye kademeli olarak geçiş sağlanacaktır. Bu çerçevede; Kamu kurum ve kuruluşlarınca genelgenin yayımından itibaren, alım süreci başlatılmış olanlar dışında temin edilecek tüm bilgisayarların F klavyeli olması ve halen kullanımda olanların da 2017 yılı sonuna kadar F klavyeye dönüştürülmesi sağlanacaktır" ifadelerine yer verdi.
F klavyenin yaygınlaşması için kamu kurum ve kuruluşlarındaki personellerin eğitime alınması talimatınıda verildiği genelgede şu ifadeler aktarıldı; "Kamu kurum ve kuruluşlarında F klavyeye geçiş sürecinde en önemli husus olan kamu personeline verilecek eğitime ait içerik Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilecektir. Bu eğitimin sağlanmasında uzaktan eğitim öncelikli olacaktır. Bu kapsamda kurulacak www.fklavye.gov.tr internet sitesinde eğitim içeriği kullanıma sunulacaktır. Eğitimin alınması, değerlendirilmesi ve belgelendirilmesi konusunda kamu kurum ve kuruluşlarına gerekli yönlendirme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Vatandaşa doğrudan hizmet sunan veya iş sürecinde yoğun klavye kullanan personelin eğitimi öncelikli olarak tamamlanacaktır. Kamu kurum ve kuruluşlarında F klavye eğitiminin planlanması, uygulanması, takibi ve raporlanması konusunda sorumlu olacak birimler tespit edilerek, Milli Eğitim Bakanlığına bildirilecektir. Kamu kurum ve kuruluşları F klavyeye geçiş planlarını; kurumsal işleyişi aksatmayacak şekilde ve personelinin F klavye eğitim takvimini dikkate alarak kendileri oluşturacaktır. Ayrıca, bilgisayar kullanımının yoğun olduğu özel sektöre ait kamuya açık alanlarda (internet salonu vb. toplu kullanım sağlayıcıları) ve özel sektör kuruluşlarında F klavyenin teşvik edilerek yaygınlaştırılması sağlanacaktır."
HABER
F klavye İngilizce'den arındırılıyor Hürriyet 26 Ocak 2015
Klavyeden tabelalara, yangın merdivenlerinden otel danışmalarına kadar pek çok nokta için Türkçe seferberliği başlatıldı. F klavyelerdeki Insert, Home gibi tuşlardaki İngilizce ibareler yerini Türkçe kelimelere bırakacak.
Ak Parti AR-GE Başkanlığı koordinasyonunda, kasım ayında “Medeniyetimizin Öznesi Türkçe: Fırsatlar ve Tehditler” konulu bir çalıştay yapılmıştı. Çalıştaydan çıkan görüşler doğrultusunda harekete geçen parti yönetimi, ilgili kurumlar nezdinde görüşmeler yürütüyor. Atılan bazı adımlar ise şöyle:
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre uzman bir ekip, klavye standardını yenilemek üzere çalışma yürüttü. F klavyelerdeki yabancı kelimelerin yerine Türkçeleri konulacak. “Delete” yerine “Sil”, “Insert” yerine “Ekle”, “Enter” yerine “Giriş”, “Pause” yerine “Dondur” gibi kelimeler olacak.
F KLAVYEYE TL AMBLEMİ
Ayrıca, avro ve doların amblemlerinin yanına, Türk Lirası'nın (TL) amblemi de konulacak. Bu konuda, klavye üreticisi firmalarla görüşmeler yapıldığı kaydedildi. Yine â, î,û gibi uzatma ve inceltme olan harflerin tek bir tuşla yazılabilmesi için de bir klavye yazılımı üzerinde çalışılıyor. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) de çalışmalara destek veriyor. Hem “Türkçe” hem de “yabancı dil” seçeneği barındıran bir tabela standardı üzerinde çalışılıyor. Yangın merdivenini gösteren “Exit” yazılı tabela yerine “Çıkış” yazılması ve daha küçük puntolarla “Exit” ifadesinin de tabelada yer alması planlanıyor. Aynı şekilde, otellerde “Resepsiyon” tabelasında “Danışma” ifadesi ana karakter olacak. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, “Bizim anlayışımıza göre, birisi varsa, diğeri olmasın diye bir şey yok. Kimseye yasak getirmeyi doğru bulmuyoruz. Ancak dilimizi de korumak için gerekli tedbirleri alıyoruz” dedi.
TÜRKÇE TABELAYA DÜŞÜK VERGİ
Türkçe tabelayı teşvik etmek için de bir dizi tedbir planlanıyor. Bunların başında ise “teşvik” formülü geliyor. Yabancı kelimelerden oluşan tabelalara bir sınırlama olmayacak ancak bunun bir bedeli konulacak. Tabelalarda Türkçe isim tercih edenlerden daha düşük ilan ve reklam vergisi alınacak.