İbrahim Gülşeni Gülşeni Yolunun Kurucusu mutasavvıf
1426 (H.830) tarihinde Azerbaycan’da doğdu. Adı, İbrahim bin Muhammed, lakabı Gülşeni’dir. Babası Emir Muhammed, asil bir Türk ailesindendir.
Küçük yaşta yetim kaldı. Tahsil ve terbiyesiyle amcası Seyyit Ali meşgul oldu. Çok zeki ve kabiliyetli olduğundan ilimde kısa zamanda akranlarını geçti. Zamanın alimlerinden okuyup din ilimlerinde mütehassıs oldu.
Semerkand ve Tebriz’e gidip Kadılkudat Mevlana Hasan ile görüşüp, hürmet gördü. Kendisine Sultan Uzun Hasan tarafından divan-ı hümayunda nişancılık vazifesi verildi. Kul hakkına düşmek korkusuyla oradan ayrıldı.
Seyyid Yahya Şirvani’nin vekili Dede Ömer Rüşeni’nin hizmetine girerek talebesi oldu. Çetin mücahedelerde bulundu. Kalp gözü açıldı. Hocasından icazet ve Gülşeni lakabını aldı. Hocasının emriyle kamil bir zat olarak Tebriz’deki medreselerde ders verdi.
İran'da baskıya uğradı. İbrahim Gülşeni göç kararı aldı. Göç etmek üzereyken yakalandı ve idamına karar verildi.
Başına konulan nöbetçinin ondaki üstün halleri görüp hayran olmasıyla serbest kaldı. İbrahim Gülşeni, oğlu Ahmet Hayali’yi de alarak Diyarbakır yoluyla Mısır’a gitti. Yolda herkesten çok hürmet gördü. Kubbet-ül-Mustafa denilen yere yerleşip talebe yetiştirdi.
Mısır Sultanı Kansu Gavri’nin iltifatlarına kavuştu. Gavri ona Müeyyediyye’de bir medrese yaptırdı. Oraya yerleşti.
Mısır’ın fethinde Yavuz Sultan Selim Hanı övgü ile karşıladı. Yavuz Sultan Selim ona çok iltifat ve ihsanlarda bulundu.
Kanuni Sultan Süleyman onu İstanbul’a davet edip çok hürmet gösterdi. Çıkrıkçılar başındaki Atik İbrahim Paşa Camiinde vaaz edip, kısa zamanda İstanbulluların gönlünde taht kurdu.
Sultan’dan izin alıp tekrar Mısır’a döndü. 1534 (H. 940) yılında Mısır’da vefat etti.
Onun vefatından sonra yolunu oğlu Ahmet Hayali devam ettirdi.
ESERLERİ:
Manevi: Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretlerinin Mesnevi’sine benzer ve eş olarak yazdığı 40 bin beytlik kıymetli eseridir.
Ayrıca Arapça, Farsça ve Türkçe Divan’ları, Ruzname ve Kenz-ül-Cevahir adlı eserleri de vardır.
Arapça ve Farsça şiirlerinin yanında, Türçe şiirleri de mevcuttur. Bilhassa Divan’ı 24 bin beyti bulmaktadır.
O, şiirlerinde açık bir dil kullandı. Bu bakımdan Türk Tekke Edebiyatı içinde seçkin bir yeri vardır.
Onun şiirlerinden iki beyit:
Gaflet ile geçdi günüm ah n’ideyin ömrüm seni Çün bozıla bu düzenün ah n’ideyin ömrüm seni
Ben bu mülke gelmedin nerdenliğüm bilmişem Bilmeyene o mülki bildürmeğe gelmişem
İbrahim Gülşeni'nin nasihati
“İşi Hak Teala’ya havale etmek iyidir. Kin tutup, öfkelenerek bir Müslümana zarar vermeye kalkmak, hatta uğradığı bir zarara sevinmek caiz değildir.”