Hilmi Hacısalihoğlu akademisyen Prof. Dr. H. Hilmi HACISALİHOĞLU
1942 tarihinde Trabzon’da doğdu. Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Matematik-Astronomi Bölümü'nden 1963’de mezun oldu. Doktora eğitimini 1972 yılında tamamladı. Bu süreçte 1969-1971 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde Brown Üniversitesi’nde araştırmalar yaptı.
1972 yılında doçent unvanı kazandı. 1976 yılında profesör oldu. Evli ve 3 çocuk babası. Çocuklarından ikisi de profesör.
Prof. Dr. Hilmi HACISALİHOĞLU’nun Türk Matematikçiler Derneği ve Avrupa Matematikçiler Derneği gibi ulusal ve uluslararası birçok bilimsel dernekte üyelikleri mevcuttur. 30 kadar ülkenin dâhil olduğu Türk Cumhuriyetleri Matematikçileri, 1999 yılında “Türk Dünyası Matematikçileri Birliği” adlı bir birlik kurmuşlardır ve 2009 yılında yapılan “III. Türk Dünyası Matematikçileri Birliği” toplantısında Prof. Dr. Hilmi HACISALİHOĞLU bu birliğin şeref başkanlığına seçilmiştir.
Prof. Dr. Hilmi HACISALİHOĞLU, Matematik Bölümlerinin vazgeçilmez kitaplarının yazarıdır. 38 adet kitabı mevcuttur. Ayrıca 100’ün üzerinde yayınlanmış bilimsel makalenin de yazarıdır. Türkiye’deki tüm üniversitelerde ve yurt dışında bilimsel toplantılarda da çok sayıda konferans vermiş ve vermeye devam etmektedir.
Prof. Dr. Hilmi HACISALİHOĞLU Kronolojisi
1972-1981 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Cebir-Geometri Kürsüsü Başkanlığı, 1973-1977 Diyarbakır (Dicle) Üniversitesi, Fen Fakültesi, Matematik Bölümü Kurucu Başkanlığı, 1973-1977 Milli Eğitim Bakanlığı, Fen Projesi Bilimsel Komisyonu Üyeliği, 1978-1981 Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Matematik Bölümü Başkanlığı, 1978-1980 İnönü Üniversitesi, Temel Bilimler Fakültesi Dekanlığı, 1982-1988 Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, 1989-1997 Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Matematik Bölümü Başkanlığı, 1990-1994 Milli Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Dairesi, Matematik Programları Komisyon Başkanlığı, 1996-1999 Milli Eğitim Bakanlığı, EARGED Dairesi, Matematik Programları Hazırlama Komisyonu, Üyeliği, 2009-2014 Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü Kurucu Başkanlığı görevlerini yürütmüştür. Ayrıca halen yürütmekte olduğu görevler arasında
1980 yılından bu yana Balkan Matematik Olimpiyatları Organizasyon Komitesi Üyeliği 1983 yılından bu yana Balkan Matematikçiler Birliği Başkan Yardımcılığı 2009 yılından bu yana Türk Matematikçileri Derneği Onursal Başkanlığı 2009 yılından bu yana Türk Dünyası Matematikçileri Birliği Onursal Başkanlığı bulunmaktadır.
GÖRÜŞ
BİLİM DİLİ TÜRKÇE YAZIM DİLİ TÜRKÇE Prof. Dr. Hilmi HACISALİHOĞLU
Gezegenimizde irili ufaklı 30.000 farklı dil konuşulmaktadır. Bunların bir kısmının 25-30 kişilik kabilelerde geçerli birkaç yüz kelimelik diller olmalarına karşın bir kısmı da dünyaca yaygındır. Dünyaca yaygın dillerden biri de Türkçemizdir. Türkçemiz okunduğu gibi yazılan ya da yazıldığı gibi okunan, grameri kolay ve mantıklı, alfabesinde kafa karıştıran harfleri olmayan bir dildir. Desimal sisteme en mantıklı uyum sağlayan dildir. Bir, iki,... dokuz; on, o bir, on iki,...; on dokuz;... doksan, doksan bir, doksan iki,... doksan dokuz,... Bu uyumlu sayma ve dil sistemi örneğine bir eş daha bulamayız. Bu husus ABD’de son yıllarda en çok satılan Being Digital isimli kitapta teyit edilmekte ve Türkçe, uluslar arası bilgisayar için en uygun dil olarak tanımlanmaktadır.
Bunu göremediği için, Türkçe bilim değildir... diyen YÖK başkanımız, neden onu bilim dili yapmak için hiçbir işlem yapmıyor, daha hangi makama yükselmeyi bekliyor?
İngilizce ve Rusça gibi dillerin konuşulduğu ülkelerde, yabancı dillerdeki yayınları anında kendi dillerine tercüme edip, daha 20-25 yaştaki araştırmacılarının yayınları anında kendi dillerine tercüme edip, daha 20-25 yaştaki araştırmacılarının ellerine sunan merkezleri vardır. Böylece, bu merkezi kuramayan ülkelerin gençlerine oranla, onların gençleri, ana dillerinden başka dilleri (ki hepsini öğrenmek zaten imkânsız) öğrenmek için zaman harcamak yerine, gelişmeleri, yenilikleri kendi ana dillerinden takip ederek zaman kazanmaktan başka kendi dillerine yeni kelimeler de kazandırmaktadırlar.
Lisan öğrenmeye karşı değiliz, ancak insanlar kendi ana dillerinde daha kolay öğrenirler, yaratıcılık ana dille olur. İnsanlar rüyalarında bile ana dillerini kullanırlar. Bu nedenle ana dilimizde eğitim esastır, böylece ana dilimize yeni terimleri de yerleştirmiş oluruz. Örneğin bir uzay mekiği ile 1.500 yeni kelime İngilizceye girmiştir. Bunların Türkçe karşılıkları bize yasak mıdır? Bunları kim Türkçeleştirecektir? Yabancı dil öğrenmek elbette güzel bir iştir ama, bir yabancı dil bilmek, bilim adamı olmak için, bugünkü koşullarda gerekli koşul gibi görünüyorsa da yeterli koşul değildir.
Yabancı dil hayranlığımız tabelâlarımıza kadar inmiştir. (Hotel, motel, hospital, market, restaurant...) Taşradan gelen sadece Türkçe bilen bir Türk vatandaşını Bilkent Plâza’ya bırakırsak yabancı bir ülkede olduğuna inanır. Bunun yanında gramer yapısı bakımından Türkçemizle mukayese edilemeyecek kadar düzensiz olan ve bilim dili sayılan dillerin sahipleri bizim yaptığımızın aksine, dillerini koruma ve geliştirme kanunları çıkarıyorlar. (Örneğin 1994’de Fransa’nın çıkardığı dil kanunu) Eğer dilimize sahip çıkmazsak, dün bir bilim dili olan ve sahip çıkılmadığı için bugün ölü sayılan Lâtince gibi, yarın bizim 2000 yıllık mazisi olan Türkçemiz de unutulur.
Bu konuda çeşitli ortamlarda (üniversite, TV, konferans, MEB ve YÖK seviyesindeki toplantılarda) yaptığım konuşmalarda bir “Millî Tercüme Merkezinin Kurulması”na işaret ettim, ediyorum. Bu hususa hiç sahip çıkan olmuyor. Böyle bir merkezin kurulması bir kişinin, bir üniversitenin işi olamaz. Ama böyle bir merkezin kurulması dilimize ve milletimize en iyi hizmetlerden biri olur.
Öyle istiyorum ki, Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarını
ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar, bütün terimleriyle