Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Heinrich Schliemann

amatör arkeolog

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Heinrich Schliemann
Heinrich Schliemann

HAKKINDA YAZILANLAR

Kutsal Hazine Avcısı Heinrich Schliemann
İsmail Şen 
İstanbul Ticaret 02 Eylül 2011

Heinrich Schliemann’ın, masal olarak anlatılsa bile inandırıcılıktan uzak olacak hikâyesi, 6 Ocak 1822 yılında Kuzey Almanya’da Mecklenburg’un bir köyünde başlar.

Yoksul bir papazın oğlu olarak, kutsal metinlerdeki hikâyeler ve Homeros’un destanlarını dinleyerek büyüyen küçük Heinrich’i, aynı zamanda kilisenin zangocu ve teyzesinin anlattığı yerel hazine efsaneleri de çok etkiler.

Babasının 1829 Noelinde hediye ettiği Jerrer’in Resimli Dünya Tarihi’nde gördüğü Troya surlarını bulup ortaya çıkarmak tutkusu olur.

İbni Haldun’un, toprağın altından hazine çıkarmak için çalışanları “aklı zayıf” olarak tanımlamasından 500 yıl sonra 19. Yüzyılın en büyük dâhilerinden Heinrich Schliemann, Troya’yı bulacak ve yağmalayacaktı.

Heinrich Schliemann için söylenebilecek en son şey aklının zayıf olduğudur. 14 yaşında okulu bıraktı ve bakkal çıraklığı yaptı. 1841’de, 19 yaşında Hamburg’a gitti ve kanalların arasında Venezuella’ya giden bir gemi bularak miço yazıldı. Gemisi battı, muhasebe çırağı olarak Amsterdam’da çalıştı.

Bu sırada dehasının farkına vardı: Çok kolay yabancı dil öğreniyordu. Görülmedik ve kendisinin bulduğu bir yöntemle, sadece iki yılda İngilizce, Fransızca, Felemenkçe, İspanyolca, Portekizce ve İtalyanca’yı öğrendi. Rusça’yı Ruslar’la iş yapan bir şirkette çalışmaya başlayınca öğrenir.

Bu yeteneği iş hayatında hızla yükselmesinin ve kendi işini yapmasının yolunu açar. 20 yıl içinde dünyanın en büyük ticari gemi filolarından birinin sahibi olur.

Bu noktadan sonra çocukluk hayallerinin peşine düşmeye karar veren Schliemann, Troya’yı aramak üzere Türkiye’ye gelir. Çanakkale’nin Hisarlık tepesinde Troya olduğunu düşündüğü kenti ortaya çıkarır, kısa sürede yağmalar ve hazinelerle birlikte gider.

Daha sonra da çeşitli önemli arkeolojik buluntuları keşfeden Heinrich Schliemann, kimilerince arkeolojinin babası, kimilerince ise arkeolojik alanlarda zücaciyecideki bir fil gibi davranmış mezar soyguncusu olarak tanımlanır.
Kesin olan tek şey, dahi bir işadamı olduğudur.