18. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde yetişen büyük alimlerdendir. İsmi Muhammed, künyesi Mevlana Ebu Said’dir. Hadim’de doğduğu için Hadimi denilmiştir.
1701 yılında Hadim’de doğdu.
Babası Horasan illerinden olan Buhara’dan Anadolu’ya gelip, Hadim’de yerleşen bir aileye mensuptur.
Babası birçok alim yetiştirmesi sebebiyle Fahr-ur-Rum (Anadolu’nun medarı iftiharı, kendisiyle övündüğü) namı ile tanınan Kara Hacı Mustafa Efendi'dir.
Hadimi hazretleri beş yaşında yüksek ilimler sahibi olan babasından ilim tahsiline başladı. On yaşında Kur’an-ı Kerimi ezberledi. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşına girince babası onu Konya’daki Karatay Medresesi'ne gönderdi. Bu medresede devrin meşhur müderrislerinden olan İbrahim Efendi'den 5 yıl ders aldı. Bu hocası ona icazet (diploma) verdikten sonra İstanbul’da bulunan devrin en meşhur alimlerinden Kazabadi Ahmet Efendi'nin medresesine gönderdi.
Hadimi, tam 8 yıl da burada okudu. Arapça ve Farsçada çok ilerledi. İstanbul’da zaman zaman bazı camilerde, dinleyenlerin çok istifade ettiği vaazlar verdi. 14 yıl memleketinden uzakta kalan Hadimi, babasının vefatı üzerine 32 yaşında, 4 katır yükü kıymetli kitaplarla Hadim’e dönüp babasının medresesinde müderrisliğe başladı.
Birkaç ay sonra evlendi. Said isminde bir oğlu dünyaya gelince, Ebû Said künyesiyle anılır oldu.
Hadimi bilhassa fıkıh ve tasavvuf ilimlerinde yetişerek büyük bir alim olup, babasının medresesinde ders vermeye başlayınca, ilim öğrenmek için, her taraftan akın akın gelen yüzlerce talebe, bu medreseye sığmaz oldu.
Hadimliler ona, o medresenin yerine yeni bir medrese yaptırdılar. Hatta kısa bir zaman sonra, bu medrese de yeterli olmayınca, Hadimi büyük izdihamla açık hava eğitimine başladı. Yaz aylarında şehirden 12 kilometre uzaklıktaki Kervanpınar’da ders verirdi. Kışın ise Hadim’deki medresesine dönerdi.
Arapça, Farsça, usuli fıkıh, fıkıh, tefsir, hadis, kelam ve edebiyat gibi dersler okutan Hadimi; başta oğulları Said, Abdullah, Emin ve Numan efendiler olmak üzere, “Ayaklı kütüphane” lakabıyla anılan Müftizade Muhammed Antaki, meşhur İsmail Gelenbevi, Mehmet Kırkağaçi, Hafız Osman Üskübi, Ahmet Ürgübi, Konyalı İsmail Hakkı, Hacı İsmail Kayseri gibi alimler yetiştirdi. Hem din ilimleri, hem de fen ilimleriyle mücehhez olan Hadimi’nin şöhreti, birkaç yıl sonra Hadim ve Konya’nın sınırlarını aştı. Ünü bütün Anadolu’ya yayıldı. Hatta en büyük ilim ve kültür merkezi olan İstanbul’dan bile ona talebe gelmeye başladı.
Şöhreti Osmanlı sarayına kadar varan Ebu Said Muhammed Hadimi’yi önce Osmanlı padişahı Sultan Üçüncü Ahmet, sonra da Birinci Mahmut Han, İstanbul’a davet ettiler.
1762 yılında vefat etti. Kabri Hadim’dedir.
ESERLERİ:
Muhammed Hadimi’nin İslam ahlakı ve hukuku ile ilgili eserlerinden bazıları şunlardır:
1) El-Berikat-ül-Mahmudiyye: İslam ahlakını anlatan bu kitap İmamı Birgivi’nin Tarikat-ı Muhammediyye adlı eserinin şerhidir. İki cilt halinde basılmıştır. 2) Dürer Haşiyesi 3) Haşiye ala Tefsir-i Nebe lil-Beydavi 4) Risaletün-fi Süluki Nakşibendiyye 5) Risalet-ül-Huşu’ fis-Salat 6) Risale fi Hakk-ıl-Istihlaf 7) Arayis-ün-Nefisi fi İlm-il-Mantık 8) Mecami’ul-Hakayık: Bu eseri, Mecelle’nin külli kaidelerine kaynak olmuştur.
18 çeşit ilim açısından Besmelenin mana ve hikmetlerini ortaya koymak için kaleme aldığı Şerh-ül-Besmele adlı eseri, Niğdeli Müderris Ahmed Efendi tarafından Tuhfet-ül-Besmele adıyla şerh edilip, basılmıştır.
Derslerinde şiirler söyleyip dinleyenleri coştururdu. Bugün birkaç tanesi elde bulunmaktadır.