Fuat Köprülü(1890)-(1966) akademisyen, milletvekili, bakan Mehmet Fuat Köprülü
1890 yılında doğdu. Köprülü Mehmet Paşa ailesindendir. Ayasofya Rüştiyesi ve Mercan İdadisi'nde okudu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne devam etti. 1909 yılında bu fakülteyi bırakarak edebiyat, felsefe ve tarih alanlarında özel olarak çalışmaya başladı. Bundan sonra İstanbul okullarında öğretmenlik yaptı. 1924 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı'na atandı. Aynı yıl İstanbul Darülfünun'daki görevine döndü. Bu arada Türkiyat Enstitüsü'nü kurdu. Türk Tarih Encümeni başkanlığına seçildi. İslam Ansiklopedisi'nde sahası ile ilgili makaleler yazdı.
1929 yılında ordünaryus profesör oldu. Edebiyat Fakültesi dekanı seçildi. 1934 yılında siyasi hayata atıldı. Kars milletvekili seçildi. Çok partili döneme geçiş sırasında CHP'den ayrıldı. DP'nin kurucuları arasına girdi. 14 Mayıs 1950'de DP iktidarı döneminde I. Menderes kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev aldı. 1956'da Devlet Bakanlığı görevini sürdürürken bir yıl sonra DP'den istifa etti. Milletvekilliği de düştü. 27 Mayıs 1960'dan sonra Yeni Demokrat Parti'yi kurdu. Ancak bu parti pek ilgi görmedi. Amblem olarak seçtiği 'Kırat' Adalet Partisi (AP) tarafından kullanıldı.
1966 yılında vefat etti.
ESERLERİ:
Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar 1934 Türk Saz Şairleri Antolojisi 1940 Anadolu'da Türk Dili ve Edebiyatı'nın Tekamülüne Bir Bakış 1934 Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu 1959 On The Way to Democracy 1964 Edebiyat Araştırmaları Külliyatı 1966
HABER
UNESCO'dan Ahmet Yesevi ve Fuad Köprülü yılı 10 Kasım 2015
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), 2016-2017 sezonunu Ahmet Yesevi ve Fuad Köprülü yılı ilan edecek.
UNESCO Türk Milli Komisyonu tarafından sunulan ve örgütün idari işler, bütçe, insan kaynakları ve dış ilişkiler (APX) komisyonunda kabul edilen öneriye göre Ahmet Yesevi'nin ölümünün 850. yıl dönümü ve Fuad Köprülü'nün ölümünün 50. yıl dönümü dünya çapında anılacak.
Her iki yılda bir yapılan UNESCO Genel Konferansı'nda üye ülkeler tarafından teklif edilen "geçmişte iyi çalışmalarıyla insanlık için model oluşturmuş kişilerin anılması" talebinin en az dört ülke tarafından desteklenmesi ve anılacak kişinin ülkelerin kültürel mirasına iz bırakmış olması gerekiyor.
UNESCO'nun Ahmet Yesevi ve Fuad Köprülü'yü anma takvimine almasının ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Ahmet Yesevi'nin "kültürler arası diyalog, kültürlerin yakınlaşması, barış gibi semboller açısından son derece önemli bir şahsiyet" olduğuna dikkat çekti.
Ahmet Yesevi'nin öğretisinin en temel özelliğinin kadınlar ve erkekleri eşit tutması olduğuna vurgu yapan Oğuz, "Ahmet Yesevi bugün UNESCO'nun çok değer verdiği cinsiyet eşitliği için çok sembol bir şahsiyettir" dedi.
Ahmet Yesevi'nin Türkiye, Türki cumhuriyetler ve Balkanlar arasında çok önemli bir iletişim şahsiyeti olduğuna da dikkati çeken Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ahmet Yesevi insanlığın ortaklık değerleri ile öne çıkıyor. Özellikle entegrizmin, terörizmin son derece gündemde olduğu bu dönemde Ahmet Yesevi gibi tolerans hoşgörü ve sevgi temelinde kendi düşüncelerini anlatan ve aktaran İslami bir şahsiyetin öne çıkıyor olması bizim UNESCO değerlerimiz açısından son derece değerli bir konudur."
Fuad Köprülü'nün de Ahmet Yesevi'yle beraber bir hoşgörü sembolü olarak anılmasının önemine vurgu yapan Oğuz, Köprülü'nün "Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar" adlı eseriyle Ahmet Yesevi'yi Türk edebiyatına kazandırdığına dikkat çekti.
UNESCO'nun Ahmet Yesevi'nin anılması kapsamında özel bir logo oluşturacağını bildiren Oğuz, 2016 yılı içerisinde yapılacak etkinliklerinin bir kısmının UNESCO'nun merkezi Paris'te, bir kısmının ise Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan'da ve Rusya'daki bazı cumhuriyetlerde düzenlenebileceğini belirtti.
UNESCO'nun Ahmet Yesevi ve Fuad Köprülü'yü anma kararını Genel Konferansı kapanış tarihi olan 18 Kasım'da resmen ilan etmesi bekleniyor.
UNESCO, yine daha önce Türk Milli Komisyonu'nun girişimleri sonucu, Matrakçı Nasuh’un Ölümünün 450. Yılını, Evliya Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıldönümünü ve Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 800. Doğum Yıldönümünü dünya çapında anmıştı.