Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Fuat Doğu

MİT Eski Müsteşarı

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler
Fuat Doğu
Fuat Doğu     (1914)-(2004)
MİT Eski Müsteşarı
asker, büyükelçi

Mehmet Fuat Doğu 


1914 yılında doğdu. Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1934 yılında piyade asteğmen olarak katıldığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nde çeşitli kademelerde görev yaptı. 1954 yılında Milli Emniyet Hizmetleri'ne atandı. Çeşitli birimlerde yöneticilik yaptı. Milli Emniyet Hizmetleri Reis Yardımcılığı, MAH Başkanlığı ve yurt dışı görevlerinde bulundu. 

1 Eylül 1962 tarihinde Milli Emniyet Hizmetleri Reisliği'ne atandı. Bu görevde 25 Ağustos 1964 tarihine kadar kaldı. Bundan sonra Silahlı Kuvvetlere 59. Tümen Komutanı olarak döndü. Genelkurmay Teftiş Heyeti Üyeliği'nden sonra 2 Mart 1966 tarihinde MİT Müsteşarlığı görevine atandı. Bu görevi 13 Temmuz 1971 tarihine kadar sürdürdü. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden korgeneral rütbesiyle emekli oldu. Aynı tarihte Lizbon Büyükelçiliği görevine atandı. 1978 yılına kadar 7 yıl süreyle Lizbon Büyükelçiliği görevinde bulundu.

31 Mayıs 2004 tarihinde vefat etti. 



HABER

12 Mart'ın Gizli Tarihi: ‘Frenleri sıkma zamanı geldi’
Oktay Pirim - Süha Arabacıoğlu
Milliyet 3 Mart 2013

12 Mart Muhtırası’ndan 14 ay önce yapılan MGK’da, MİT Müsteşarı Fuat Doğu, dönemin Cumhurbaşkanı Sunay ve Başbakan Demirel’e “Yurt güvenliğini dıştan ve içten tehdit eden olaylar” konusunda brifing verdi.


Bir istihbaratçının gözüyle 12 Mart 
Tarihe 12 Mart Muhtırası olarak geçen olay, askerlerin emir komuta zinciri içinde 12 Mart 1971’de gerçekleştirdikleri yıkıcı ve tahrip edici sonuçlara yol açan 1960 sonrasındaki ikinci askeri müdahaledir.

Muhtıranın seyri sırasında önemli aktörlerden biri olan Fuat Doğu istihbarat teşkilatı MİT’in müsteşarıydı. Harp Okulu’nu bitirdikten sonra 1954 yılında o zamanki adı MAH olan teşkilata atanan Doğu, 1962’de “reis” yapıldı. İki yıl bu görevde kaldıktan sonra Sivas Tümen Komutanlığı’na atanan Fuat Doğu, 1 Mart 1966’da ikinci kez MİT Müsteşarlığı’na getirildi. Bu görevini 1971’e kadar sürdüren Fuat Doğu, 23 Temmuz 1971 tarihinde korgeneral rütbesiyle emekliye ayrıldı. 1978’de ise 7 yıl süreyle Lizbon Büyükelçiliği görevinde bulundu, 31 Mayıs 2004 tarihinde Ankara’da 90 yaşında vefat etti.
Fuat Doğu, 12 Mart döneminin fırtınalı günlerinin en önemli tanıklarından biri. MİT’in en sevilen müsteşarı sayılan Doğu, “istihbaratçıların hocası” olarak da tanımlanır. Nuri Gündeş, Emre Taner, Hiram Abbas, Cevat Öneş, Mehmet Eymür, Mikdat Alpay gibi üst düzey MİT yöneticilerini yetiştiren kişidir.“İstihbarat işi kovboyculuk değil” sözü ona aittir. 
Bu yazı dizisinde Fuat Doğu’nun istihbarat başkanı olarak 12 Mart dönemine ilişkin henüz gün yüzüne çıkmamış görüşlerini ve değerlendirmelerini bulacaksınız. İstihbarat örgütünün olaylara yaklaşımı neydi, gelişmeler nasıl değerlendiriliyordu? Yazı dizisinin içeriği Fuat Doğu’nun yıllarca özenle sakladığı belgelerden, özel notlardan ve istihbarat raporlarından oluşuyor.
Dizide ayrıca dönemin aktörlerinin en gizli yazışmalarını ve konuşmalarını bulacaksınız.
Konu başlıkları itibariyle Türkiye 12 Mart 1971 ortamına nasıl geldi? 9 Mart’ta yapılması planlanan asıl darbe nasıl engellendi? Başbakan Süleyman Demirel muhtıraya engel olabilir miydi? O dönemde devlet sola, irticaya, Kürtlere nasıl bakıyordu? Bugünün popüler isimleri devlet tarafından nasıl algılanıyordu?

Muhtıra Metni
Askerlerin, 12 Mart 1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a verdikleri muhtıra metni şöyle:
“Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk’ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür. Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri’nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partiler üstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir. Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır. Bilgilerinize.”

Tarihin gizli belgeleri
Tarih 19 Ocak 1970...
12 Mart Muhtırası’ndan 14 ay önce...
Yer Çankaya Köşkü...
Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Başbakan Süleyman Demirel...
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), “Yurt güvenliğini dıştan ve içten tehdit eden olaylar” konusunda Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) brifing veriyor.
Kurul üyeleri koltuklarına yaslanıyor, MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu’nun söyleyeceklerini dinlemeye başlıyor:
“Şu anda Türkiye’deki olayları yalnız bize mahsus, mücerret (soyut) hadiseler zinciri diye kabul etmek mümkün değildir. Malum olduğu üzere, kamplar arasındaki mücadelede Ordadoğu, Komünist blokun propaganda, tahrik ve yerleşme faaliyetlerinin siklet merkezini teşkil etmektedir. Irak, Suriye gibi komşu devletlerde Sovyet yerleşmeleri yanında, Ortadoğu ve Afrika’da sosyalist olmayan ülkelerde meydana gelen bir seri ihtilaller, bölgede sosyalist kampın etkisini her geçen gün biraz daha arttırmaktadır.
Lübnan’da El Fetih gerillaları, Somali, Sudan ve Libya’da sosyalist cuntaların iş başına geçmesi, Suudi Arabistan’a musallat olan Yemen, Ürdün’deki karışık durum, İran’da komünist blokla yapılan ekonomik anlaşmalarla Sovyetlerin nüfuzunun artması, Mısır’ın malum olan sosyalizmi ve her yönü ile bir Sovyet üssü haline gelmesi, Akdeniz’deki Sovyet Donanması gibi vakıalar, Türkiye’de sosyalist ideojilerle çevrilmiş ve tecrit edilmiş bir ülke konumuna getirilmiştir.
Türkiye’de rejim değişikliğine gidecek bir ihtilal şekline sokulması, halk içinde fısıltı gazetesinin son zamanlarda geniş ölçüde harekete getirilmesi, malum solcu yazarların açıkça Türkiye’yi tek parti sisteminin kurtaracağını ve bunun için de mutlaka bir hareketin meydana geleceğini yazmaları, halk kitleleri yanında bilhassa orduyu tahrik için giriştikleri gayretler, her halde yalnız Türkiye’nin içindeki sıkıntılardan doğmaktadır diye kıymetlendirilemez. Sosyalizme kaydırılmış olan Ortadoğu devletlerinin hepsinde demir perde gerisi devletlerinin bu tahrikleri ve şu anda bize yaşattıkları safhalar müşahede edilmiştir. Dıştan içe tecevih edilen ve içerde ortaklar bulan bu faaliyetler konuları itibariyle çeşitli ve fakat hedefleri itibariyle müşterek yani Türkiye’yi ihtilale götürmek, parçalamak ve komünizmi Türkiye’de hakim kılmak istikametindedir.”
MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu, bu noktada kısa süre duraksıyor, suyundan bir yudum aldıktan sonra “Burada komünizme sürükleyici mahiyetindedir şeklindeki maruzatım yanlış anlaşılmamıştır” diyerek devam ediyor:
“Yalnız sol’u itham için bu maruzatı yapmış değilim. Türkiye’de başlarına beyaz örtüler takarak ellerinde Kuran cüzlerine ait torbalarla en iptidai medreselerde Kuran öğrenimi yaptırılan 8, 10, 12 yaşındaki erkek veya kız çocuklarının bu duruma sürüklenmelerinin de şüphe yok ki karşısındayız.”

Hangi ülke niye destekliyor?
İstihbaratın o dönem sunduğu bu brifingte dikkat çeken, ister sağ, ister sol olsun herkesin demokrasiyi ortadan kaldırmak için ortak mücade verirken de ağırlıklı olarak irticai unsurları kullandıkları görüşünü savunması.
Fuat Doğu, analizlerini anlatırken, bu noktada “Fakat” diyor, “Bugün Türkiye’de asker, sivil bütün bunları görmezden gelerek yalnız yeşil irtica vardır bahanesi ile ihtilale kadar varan düşünce ve gayretkeşlik içersinde bulunmaktadırlar” eklemesini yaptıktan sonra sözlerini dış ülkelerden gelen tehditlere çeviriyor.
41 yıl önceki algılamaya göre Milli İstihbarat, yabancı ülkelerin Türkiye’ye yönelik yaklaşımlarını bakın nasıl görüyor:
Sovyetler Birliği: Komünizm, Kürtçülük, Ermenilik, Gürcülük ve diğer yıkıcı faaliyetler ve ihtilal arzularının desteklenmesi.
Bulgaristan: Komünizm, Kürtçülük, her türlü yıkıcı faaliyetler ve ihtilal arzularının desteklenmesi.
Yunanistan: Türkiye’nin Ermenilik ve Kürtlük hatta anarşiye gitmesi hareketlerinin desteklenmesi ve megalo idea arzularının Türkiye’nin bu duruma düşmesinden faydalanılarak tahakkuk ettirilmesi.
Suriye: Hatay davası, Araplık, Komünizm ve sabotör yetiştirilmesi.
Irak: Kürtçülük faaliyetleri, komünizm.
İran: Kürtçülük, Alevilik ve Şiilik.
Suudi Arabistan: İrtica ve sağ hareketlerin desteklenmesi.
Doğu Almanya: Komünizm, Kürtçülük ve her türlü yakıcı faaliyetlerin desteklenmesi. Bu faaliyetler Batı Almanya’da meydana getirilmiş olan malum organizasyonlar kanalı ile Türkiye’ye intikal ettirilmektedir. (1970’larda Doğu Almanya Sovyetler Birliği’nin kontrolündeydi)
Fransa, İngiltere, Amerika: Ermenilik, Kürtçülük faaliyetlerinin desteklenmesi.