Biyografi Ara!

Binlerce biyografi keşfedilmeyi bekliyor

Eşari

kelam alimi

Sayfayı paylaş
İlgili Kategoriler

Eşari
kelam alimi

Ehli sünnetin itikattaki iki imamından biri. İsmi, Ali bin İsmail’dir. Künyesi Ebül-Hasan olup, Eşari nisbesiyle meşhur olmuştur. Soyu, ashabı kiramdan Ebu Musa el-Eşari’ye (radıyallahü anh) dayanmaktadır. 941 (H.330)de vefat etti. 

Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline yönelen Ebül-Hasan-ı Eşari; tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini zamanının meşhur alimlerinden olan Zekeriyya bin Yahya es-Saci, Ebu Halife el-Cümeyhi, Sehl bin Serh, Muhammed bin Yakub el-Mukri, Abdurrahman bin Halef ed-Dabi’den öğrendi. Ebu İshak Mervezi’nin hadis derslerine devam etti. Üvey babası ve Mutezile kelamcılarından olan Ebu Ali el-Cübbai’den kelam ilmini öğrendi. Kırk yaşına kadar Mutezile bozuk yolu üzerinde bulundu. Bu fırkanın meşhurları arasındaydı. Yazdığı kitaplarında Mutezilenin fikirlerini müdafaa etti. Kırk yaşından sonra bozuk yolda olduğunu anladı. Tövbe edip Ehli sünnet alimlerinin bildirdiklerine tabi oldu. Kendini yetiştirip, Ehli sünnetin iki imamından biri oldu. 

Önceden Mutezile yolu üzere yazdıkları ve bildiklerinin yanlış olduğunu herkese bildirdi. Ehli sünnet itikadı üzere kitaplar yazıp, dağıttı. Ömrünün sonuna kadar bu doğru itikadın yayılması için uğraştı. 

Ebül-Hasan-ı Eşari hazretlerinin Ehli sünnet mezhebine geçmesi ile kelam ilmi, mutezilenin elinden kurtulmuş oldu. Onların elinde tehlikeli ve zararlıyken, doğru yolda gidenlere rehber oldu. Onun Ehli sünnete geçmesi, Ehli sünnet itikadının yayılmasında büyük bir zafer olmuştur. O zaman tesirli ve zararlı olan Mutezile yolu mensupları, İmamı Eşari tarafından susturuldu. Mutezile taraftarlarını öyle zorlayıp sıkıştırdı ki, hepsi onun karşısında cevap vermekten aciz kaldı. Üvey babası ve hocası olan Ebu Ali el-Cübbai ile yaptığı münazaralarda onu mağlub etti. 

Tasavvuftan pay almış olan Ebül-Hasan-ı Eşari eser yazmak, münazaralara girmek ve kıymetli talebeler yetiştirmek suretiyle Ehli sünnet itikadının yayılması ve böylece insanların saadete kavuşması hususunda büyük hizmetler yaptı. Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah, Ebül-Hasan-ı Bahili, Kadı Ebu Bekr Bakıllani, Ebu Abdullah bin Hafif Şirazi, Hafız Ebu Bekr Cürcani, Şeyh Ebu Muhammed Taberi el-Iraki, Zahir bin Ahmed Serahsi, Ebu Abdullah es-Sayrafi gibi büyük alimler yetiştirdiği talebelerden bazılarıdır. 

Hayatının kırk yaşından sonraki kısmını Ehli sünnetin müdafaası ve Mutezileye karşı mücadeleyle geçiren Ebül-Hasan-ı Eşari, 935 (H.324) veya 941 (H.330) tarihinde Bağdat’ta vefat etti. Basra Kapısı ile Kerh arasındaki kabristana defnedildi. 

İmamı Eşari, Ehli sünnetin itikatta iki imamından biridir. İtikatta diğer imam da, İmamı Matüridi’dir. Ehli sünnetin reisi ise İmamı Azam’dır. 

ESERLERİ: 

İmamı Eşari’nin bilinen elli beş kadar eserinden bazıları şunlardır: 

1. Kitab-ül-Füsul: Mülhitler (dinsizler), tabiatçı felsefeciler, dehriler ile zamanın ve alemin kadim olduğuna inananlara reddiyedir. Bu kitapta; Brehmenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Mecusilere de cevaplar vermiştir. 

2. Mucez: On iki kitaptır. 

3. Halk-ül-Ef’al. 

4. El-Luma fi’r-Reddi ala Ehli’z-Zeygi ve’l Bida’ : Kur’an-ı kerim, Allahu Teala’nın iradesi, Allahu Teala’nın görülmesi, kader, istitaa, va’d ve va’id ve imamet meselelerinden bahseden on bölüm ihtiva eden kıymetli bir kitaptır. İmamı Eşari hazretlerinin bu mevzularda söyledikleri hakkında iyi bir kaynaktır.Yakın zamanda Mısır’da ve Beyrut’ta basılmıştır. Beyrut baskısında, ayrıca Richard J.Mc. Carthy tarafından bir mukaddime ve İngilizce tercümesi vardır. Spitta, bu eseri hülasa etmiş, Joselp Hell tarafından Almancaya tercüme edilmiştir. 

5. Risalet-ül-İman: Spitta Almancaya tercüme etmiştir. 

6. Kitab-ul-Funun: Mülhitlere (dinsizlere) cevap olarak yazılmıştır. 

7. Kitab-ün-Nevadir: Kelam ilminin inceliklerini anlatır. 

8. Dehrilerin (dinsizlerin) Ehli tevhide karşı yaptıkları bütün itirazlarının toplandığı bir kitap. 

9. El-Cevher fi’r-Reddi ala Ehli’z-Zeygi ve’l-Münker. 

10 Nazar, istidlal ve şartları hakkında Mutezile alimlerinden Cübbai’nin suallerine verilen cevaplar. 

11. Mekalat-ül-Felasife: Felsefecilere cevap olarak yazılmış bir eserdir. Kitap üç makaleyi ihtiva eder. Eserde İbn-i Kays ed-Dehri’nin bazı şüpheleri, Aristo’nun sema (gök) ve alem hakkındaki fikirleri çürütülmüş; hadiseleri, saadet ve şekaveti (kötü durumu) yıldızlara bağlayanlara lazım gelen cevaplar verilmiştir. 

12. Cevab-ül-Horasaniyyin: Çeşitli meseleleri ihtiva eder. 

13. Makalat-ül-İslamiyyin: Bu eserinde itikadi fırkalardan ve kelam ilminin ince meselelerinden bahsetmektedir. Mezhepler tarihinin temel kitaplarından olan eser matbudur (basılmıştır). 

14. El-İbane an Usul-üd-Diyane: Ehli sünnet dışı fırkaların reddi için yazılmış olup, bu husustaki delilleri içinde toplamaktadır. İngilizce tercümesi ile birlikte basılmıştır. 

15. Kavl-ül-Cumlat. 

16. Eshab-ül-Hadis ve Ehl-üs-Sünne fi’l-İtikad (Basılmamıştır). 

17. Risalet-ül-İstihsan el-Havdu fi İlm-il-Kelam: Basılmıştır. İngilizce tercümesi vardır. 

18. İzah-ül-Bürhan et-Tebyin ala Usuliddin. 

19. Kitab-ül-Ulum. 

20. Tefsir-ül-Kur’an eş-Şerh vet-Tafsil: İbn-i Asakir’in bildirdiğine göre, Ebül-Hasan Eşari’nin tefsiri 70 veya 300 ciltti. 

İmamı Eşari’nin ayrıca Risale Ketebeha ila Ehli’s-Sugur bi Bab-ül-Evbab adlı eseri vardır. Kitap, Kafkas Dağlarının Hazar Denizi ile bitiştiği yerde Bab-ül-Ebvab (Demirkapı yahut Derbend) denilen kasabanın alimlerine yazılmıştır. Bu eser, Ehli sünnet vel-cemaat akaidini geniş olarak anlatmaktadır.


BİR RÜYA

Bozuk Mutezile inancından dönmesini şöyle anlatmaktadır:

Üç defa rüyada Resulullah Efendimizi gördüm. Her seferinde bana; “Benden bildirilen mezheplere yardım eyle! Çünkü hak olan budur.” Üçüncü rüyamda Peygamberimizden özür dileyip; “Ben meselelerin tasavvur ve delillerini öğrenmekte otuz yıl harcadığım mezhebi nasıl terk edeyim.” diye arz ettiğimde, Resulullah Efendimiz; “Eğer Allahü tealanın sana kendi tarafından bir meded-i ilahi ile imdad etmesini yakinen bilmeseydim, sana böyle emir etmezdim” buyurdu. 

Ebül-Hasan-ı Eşari uyanınca; “Haktan öte, dalaletten başka bir şey yoktur” deyip rü’yet ve şefaat hakkında ve diğer meselelerde olan hadis-i şerifleri inceledi. Bundan sonra on beş gün evinden çıkmayıp sonra Basra Camiinde kürsüye çıkıp; “Ey insanlar! Bu kadar zamandır size görünmez oldum. Çünkü dikkatle inceledim ve insafla düşündüm. Yanımda yeterli delillerim vardı. Bir şeyi diğerine tercih edemedim. Sonunda Allahü Teala’nın hakikatı göstermesi üzerine önceki itikatlarımın hepsinden çıktım, kurtuldum” dedi.


HAKKINDA YAZILANLAR

Ebu'l- Hasen Eş'ari 

Ebû Abdullah Hafif (rahmetullahi aley) bir hâtırasını, şöyle nakleder: ''Gençliğimde, İmâm Eş'ari hazretlerini görmek üzere Basra'ya gitmiştim: Oraya vardığımda heybetli ve güzel, yaşlıca bir zât ile karşılaştım. Kendisine sordum: 'Ebü'l- Hasen Eş'ari hazretlerinin evi nerededir?' 'Onu niçin arıyorsun?' deyince, dedim ki: 'O mübârekleri çok seviyorum ve görüşmek istiyorum.' Bunun üzerine tebessümle, cevap verdi: 'Öyleyse yârın, erkenden buraya gel!' Ertesi sabah, namazdan sonra oraya gittim. Beni yanına alıp, Basra zenginlerinden birinin evine götürdü! Kendisini görünce, saygıyla yer verdiler... Mu'tezile fırkasının meşhûr âlimleri de, orada bulunuyorlardı. ''Hepimiz oturunca, mu'tezile âlimlerine bâzı suâller soruldu. Onlar da cevap veriyordu ki; beni oraya götüren zât, söyledikleri yanlış şeyleri red ile doğrusunu bildirmeye başladı...Ben de yanımda oturana sordum: Bu doğruları söyleyen kimdir?' O kimse taaccüble (şaşkınlıkla): 'İmâm Eş'ari'yi tanımıyor musun?. Hayret doğrusu!' dedi. O zaman, mes'eleyi anladım. Münâzaralardan sonra, Hazreti İmâm, dışarı çıktı. Ben de beraber çıktım. Gene tebessümle sordu: 'Ebü'l-Eş'ari'yi ve süylediklerini, nasıl buldun bakalım?' 'Fevkalâde! cevabını verdikten sonra, ben de kendilerine sordum: 'Efendim! O mecliste siz niçin, kendiniz suâl sormadınız da! Hep onların sorularına cevap verdiniz?' Bunun üzerine buyurdu ki: 'Biz onlarla, konuşmak istemiyoruz! Ancak Allahü teâlânın dininde; yanlış ve sapık sözler söylenince, reddediyoruz! Yanlış olduklarını isbât ile, doğrusunu bildiriyoruz. 

Kurtuluş 

Ehl-i Sünnet i'tikadının, iki imâmından biri, İmâm Eş'ari, diğeri, İmâm Mâtüridi hazretleridir. Soyu Eshâb-ı kirâmdan; Ebû Mûse'l- Eş'ari hazretlerine ulşır! Adı: Ali b. İsmâil olup, künyesi: Ebü'l-Hasen'dir. Hicri 266 yılında, Basra'da doğdu. Üvey babası, mu'tezile kelâmcılarından Ebû Ali Cübbai'nin müridi idi. Bu sebeple o da; bu bozuk yol üzerinde yetiştirildi. 40 yaşına kadar, mu'tezile fırkasında bulundu. Nihâyet 40 yaşında; Ramazan-ı şerifin ilk günlerinde, bir rüyâ gördü. Rüyâsında, sevgili peygamberimiz buyurdular ki: ''Yâ Ali! Bizden rivâyet edilen yola, yardım eyle!'' Ebü'l-Hasen çok şaşırdı ve sevindi ama, kimseye birşey demedi! Ramazanın ortalarına doğru ikinci def'a, rüyâda peygamber Efendimizi görmekle şereflendi. Resûlullah Efendimiz sordular: ''Sana söylediğim husus, ne oldu?'' sonra sözlerine devamla, emr'ettiler ki: ''Bizden bildirilen yola, sünnetime yardımcı ol! Bu yola uy!''. Ebü'l-Hasen ikinci rüyâdan sonra;''kelâm'' ile uğraşmayı terketti. Üçüncü def'a Ramazan-ı şerifin 27nci (kadir) gecesi; ''İki cihân güneşi'' Peygamber Efendimizi, tekrar rüyâda gördü. Buyurdular ki: ''Bizden rivâyet edilen yola, sünnetime yardımcı olmanı emretmiştim. Ne yaptın?'' Ebü'l-Hasen özür dileyerek, şöyle sordu: ''Mes'ele ve delillerini öğrenmek için, 30 yıl harcadığım(Mu'tezileyi) nasıl terk edeceğim!'' Sevgili Peygamberimiz cevâben buyurdular ki: ''Allahü teâlâ sana, ilâhi yardımıyla nusret eyledi! Bunu yakinen bilmeseydim, öyle emr'eder miydim?''. Bu rü'yadan uyandıktan sonra, heyecanla şunları söyledi: ''Hak'tan öte, sapıklıktan başka bir şey yok!'' 

Onbeş gün, evinden çıkmadı. Mes'eleleri inceleyip; derin tetkikte bulundu. Sonra Basra Câmiinde, kürsüye çıkıp: ''Ey insanlar! Aranızda olmadığım zamanlarda, dikkatle düşündüm.İnsafla inceledim. tercih husûsunda zorlanınca, Allahü teâlâlaya niyâz ettim! Beni doğruya eriştirmesi için yalvardım. Rabbim de beni, hidâyete kavuşturdu. Mu'tezilenin bütün itikadlarından vazgeçip, kurtuldum.'' diyerek, Ehl-i sünnet itikadına girdiğini; herkese ilân etti! 

İlim Deryâsı 

Sevgili Peygamberimiz, Ehl-i sünnet i'tikadını aıçkça bildirmiştir. Eshâb-ı kirâmın hepsi iman bilgilerini, dâima aynı kaynaktan aldılar. Tâbiin ise bu bilgileri; Eshâb'tan öğrendiler. Daha sonrakiler de, onlardan aldılar. Böylece (Ehl-i sünnet) bizlere, nakil ve tevatür yoluyla ulaştı. Bu bilgiler, akıl ile bulunamaz! Akıl sâdece, onları anlamaya yardımcı olur. Hadis-i şerif âlimlerinin hepsi, Ehl-i sünnet itikadında idiler. Ameldeki 4 mezheb imâmları da aynı itikadda idiler. İtikad mezhebimizin 2 imâmı olan Mâturidi ve Eşari hazretleri de; Ehl-i sünnet mezhebinde idiler. Her iki imâm aynı, mezhebi yaymağa çalıştılar. İmâm Maturidi ve imâm Eşari hazretleri, ayrı 2 mezheb kurmuşlardı. Eshab-ı kirâmın, Tâbiin ve dört Mezheb imâmının ve sonraki Ehl-i sünnet âlimlerinin; nakil ve tevatür yoluyla i'tikad bilgilerini açıklamışlardır. O bilgileri kolaylaştırmak için, kısımlara bölmüşler ve herkesin anlıyabileceği şekilde yayınlamışlardır. 

MÂturidi(rahmetullahi aley) İmâm Azam hazretlerinin talebe zincirine dahildir.İmâm Eşari ise, İmâm Şafii hazretlerinin talebe zincirindedir. Bu iki büyük âlimin yaşadıkları devir aynı ise de; bulundukları yerler ayrı ayrı idi. Karşılarındaki düşünüş ve davranışlar değişik olduğundan; müdafaa metodları tenkidleri de birbirinden farklı idi. Bu farklılık, mezheblerin ayrı olmasını icâb ettirmez! Sonra gelen binlerce âlim ve veli bu iki yüce imâmın kitaplarını inceleyerek; ikisinin de(Ehl-i sünnet) mezhebinde olduklarında ittifak etmişlerdir. 

İki imâmın ve hocalarının ve onların hocaları olan, ameldeki 4 hak mezheb imâmlarının ve kendilerine tâbi olanların; imânda, itikadda bir tek mezhebi vardır: Ehl-i sünnet ve'l cemâat! Çünkü İslâmiyet, bütün insanlara, bir tek imânı ve i'tikadı emr'etmektedir. İmânın esasları ve nasıl i'tikad edileceğine ise; bizzat Sevgili Peygamberimiz Muhammed (s.a.v) tebliğ buyurmuşlardır.