Ercan Kumcu ekonomi yazarı 29 Haziran 1955 tarihinde İstanbul'da doğdu. İlkokulu Yavuzevler İlkokulu'nda, ortaokulu Bakırköy Ortaokulu'nda, liseyi Vefa Lisesi'nde bitirdi. 1977 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldu. 1983'te ABD'de Boston College'dan ekonomi dalında Ph. D. derecesi aldı. 1978-1987 yılları arasında Boston College, Eastern Michigan University ve State University of New York-Binghamton'da makroekonomi, para teorisi ve uluslararası ekonomi dersleri verdi. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nda önce genel sekreter, 1988-1993 yılları arasında da başkan yardımcısı olarak görev yaptı. "Journal of International Economics", "Economics Letters" ve "Journal of Development Economics" gibi bilimsel dergilerde çeşitli makaleleri yayınlandı. Hürriyet ve Habertürk gazetelerinde günlük ekonomi yazıları yazdı.
HAKKINDA YAZILANLAR
Dobra paracı ERDAL SAĞLAM Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi
15 yıl önceye kıyasla şimdi daha yumuşak ama dobralığı aynı. Paracı kimliği ise daha yetkinleşti.
Yaklaşık 15 yıl önceydi... Bir iktisat muhabiri olarak Merkez Bankası'na yeni atanan Genel Sekreter ile tanışmaya gitmiştim. O zaman Merkez Bankası'nda Dışişleri Bakanlığı benzeri bir ‘‘Sözcülük’’ oluşturulmaya çalışılıyordu ve Genel Sekreter bu kapsamda basınla ilişkileri de üstlenecekti. Sadece, Amerika'dan gelen bir akademisyen olduğunu biliyordum. Karşımdaki kişinin bu kadar ‘‘Türk tipli’’ çıkmasına şaşırmıştım ama konuşma ilerledikçe mantığının ve bakışının klasik Türk tipi olmadığı da açıkca ortaya çıkmaya başlamıştı.
Kısa bir süre sonra bu kişi Başkan Yardımcılığı'na atanmış, basınla ilişkiler yeni Genel Sekreter'e devredilmiş ve gazeteciler rahatlamıştı. Bu kişi Dr. Ercan Kumcu idi.
Yıllar sonra, kendisine de söylediğim gibi, ‘‘Eğer Kumcu basınla ilişkileri götürmeye devam etseydi, Merkez Bankası'nın basınla arası o kadar iyi olamazdı...’’
Ercan Kumcu'yu asıl olarak Başkan Yardımcılığı döneminde tanımaya başlamıştım. Basınla ilişkileri iyi götüremeyecek olmasının ana nedeni, karşımızdaki kişinin, gazetecilere sorularının cahilce olduğunu söyleyecek kadar dobra bir kişiliğe sahip olmasıydı.
O dönemde Merkez Bankası'nda çok iyi bir ekip kurulmuştu ve bence Merkez Bankası'nın o en başarılı dönemine Ercan Kumcu'nun katkıları çok fazla olmuştu. Herşeyden önce gün geçtikce, özellikle para konusunda çok iyi bir iktisatçı olduğu, bariz biçimde ortaya çıkmaya başlamıştı. Cehalete ve ilkesizliğe tahammülü yoktu. Belki de bu nedenle basınla arası, özel dostlukları dışında, o dönemde, hiç iyi olamadı.
Kumcu'nun dostluğunu kazanmak ise zordu. Eğer özel yaşamındaki keyifli halini görmeseniz, size ne kadar katkı yapacağını görmenize rağmen, arkadaşlığı için çaba sarfedilmeyecek kadar ‘‘ukala’’ görünümlü kişiler vardır ya, işte onlardan biriydi Kumcu...
Saracoğlu gibi, Kumcu'nun da önceleri bana ‘‘ukala’’ gelen tavırlarının aslında ‘‘Mesafeli bir duruş’’ olduğunu ayırdetmeye başladıktan sonra, arkadaşlığı da zorlamaya başlamıştım. Zor olmuştu ama arkadaşlığını, sanıyorum dostluğunu da kazanabildim.
*
Herşeyden önce bu arkadaşlığın, mesleki olarak bana çok büyük katkıları olduğunu söylemem gerek. Gerek Merkez Bankası'ndaki görevi boyunca, gerekse de bu görevden ayrıldıktan sonra, teknik olarak sıkıştığımda imdadıma yetişen insanlardan biri oldu ve olmaya da devam ediyor. Haberi değil ama bir gazeteci olarak haberi görmenizi ve doğru dürüst değerlendirmenizi sağlayacak olan bilgiyi vermekte cömertti. Eğer ‘‘uzun soluklu’’ ve ‘‘uzman’’ gazeteci olmayı seçtiyseniz, Kumcu çok doğru bir isimdi.
Ercan Kumcu ile şimdi meslektaş olduk. Aslında bu mesleğe, hala, çok fazla anlam yüklediğimden olsa gerek, dışardan yazanlara karşı bazı rezervlerimi koruyorum. Kendisine de söylediğim gibi, yazılarımın başına ‘‘Sadece Gazeteci’’ ibaresi koyma isteğimi hayata geçirmeye kalkışmıyorsam, bunun en büyük nedenlerinden biri Ercan Kumcu'nun yazılarıdır.
Zaman zaman katılmasam da, biliyorum ki Kumcu doğru bildiklerini yazıyor. Bildikleri de epeyce... Şu kadarını rahatlıkla söyleyebilirim ki; Kumcu şu anda basında, akademisyen kimliğini öne çıkararak köşe yazan akademisyenlerin hemen hepsinden iyi bir iktisatçı.
Aynı zamanda haberi de görüyor ama bazıları gibi popüler olma hevesiyle habere değil, asıl yararlanılacak yönü olan analiz ve değerlendirmeye öncelik veriyor.
Kumcu 15 yıl önceye kıyasla şimdi daha yumuşak. Hatta, o zaman çok kızdığı cahilce ve popülist haberlere karşı, şimdi bizden bile daha yumuşak baktığını söyleyebilirim. Yumuşadı ama, dobralığı hálá değişmedi. Paracı kimliği ise hem kamu hem özel sektör deneyiminden sonra, çok daha yetkinleşti. Kazandığı ‘‘devlet adamlığı’’ kimliğini, hem özel sektörde hem de yazarlıkta koruduğunu da kayda geçirmek gerekiyor.
‘‘Çifte standart’’a, kendi lehine olsa bile, karşı çıkacak kadar ilkeli olmayı sürdürmesinin, Ercan Kumcu'nun en saygı duyduğum yönü olduğunu söylemeden geçemeyeceğim...