Duran Kalkan PKK/KCK Terör Örgütü Yürütme Konseyi Üyesi
1 Ocak 1954 tarihinde Adana’nın Tufanbeyli ilçesinin Güzelim Köyü’nde doğdu. Annesinin adı Safiye, babasının adı Yusuf’tur. T.C. Kimlik numarası 18538165962’dir. Nüfusa 15 cilt no’da 51 hane no’da kayıtlıdır.
HAKKINDA YAZILANLAR
PKK'NIN DERİN TROYKASI Aksiyon 04.12.2007
PKK’da öne çıkan isimler Murat Karayılan ve Cemil Bayık. Halbuki kanlı örgütü sevk ve idare eden bir troyka var. Duran Kalkan, Mustafa Kalkan ve Ali Haydar Kaytan Türkiye’de Kürtlerle Türkler arasında kitlesel bir savaş çıkmasını istiyor
Türkiye, terör örgütü PKK’nın ön plana çıkan iki önemli ismi Murat Karayılan ve Cemil Bayık’ın teslim edilip edilmeyeceğini tartışıyor. Hemen herkes iki teröristin Irak’taki Amerikan güçleri tarafından derdest edilip Türkiye’ye teslim edilmesini bekliyor. Şüphesiz iki teröristin yakalanıp teslim edilmesi çok önemli; ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Bazı istihbarat birimlerine ve örgüt kaynaklarına göre terör örgütü PKK, uzun süredir Karayılan ve Bayık gibi ön planda görünen isimler tarafından yönetilmiyor. Peki geri planda kalarak kanlı örgütün hem stratejisini çizen hem de eylem planlarını yapan bu isimler kimler?
İddialara göre bu kişiler Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Ali Haydar Kaytan. Bunlara ilaveten bir de Sabri Ok ismi zikrediliyor. Kürtlerin önemli bir kesimi ve bazı PKK’lılara göre ilk üç isim derin güçlerle birlikte hareket eden “derin PKK’lıları” temsil ediyor. Ulusalcı bir fikri benimseyen üçlüye göre AK Parti, İslamcı özelliklere sahip bir parti ve niyeti Türkiye’yi geriye götürmek. PKK’dan ayrılarak Kuzey Irak’ta yaşamaya başlayan terörist Osman Öcalan, söz konusu üçlünün (Kalkan, Karasu ve Kaytan) çok tehlikeli olduğunu belirtiyor: “PKK’nın içinde de Kemalistlerden daha çok Kemalistler var. Solcular ve Aleviler de yer alıyor ayrıca. Özellikle solcu Aleviler PKK içinde her zaman güçlü ve etkin oldular. Türkiye’deki bazı güçlerle çalışıyor, onlarla birlikte hareket ediyorlar.”
TROYKANIN BİLİNMEYENLERİ
“PKK’nın derin troykası” olarak tanımlanan teröristlerin en çarpıcı özelliği radikal solu benimsemeleri, Alevi ve ateist olmaları. İlginç olan ise her ismin ayrı bir fraksiyonu temsil etmesi. Radikal solcuların liderliğini Duran Kalkan yapıyor. Ateist Alevilerinkini de Mustafa Karasu ile Ali Haydar Kaytan. Bu isimler İslamiyet’e ve dindar yöneticilere karşılar. PKK’nın savaştan yana bir çizgi izlemesini, örgütün belirlenmiş zamanlarda eylem yapmasını istiyorlar. Demokratik Toplum Partisi (DTP) üzerinde baskı kuran üçlü, Türkiye’de kitlesel bir savaşın çıkmasını da arzu ediyor. Mustafa Karasu, bundan bir ay önce yaptığı açıklamada, Türkiye’de bir Türk-Kürt kavgası çıkarabileceklerini şöyle dile getirmişti: “Bu gidişata artık dur deme zamanıdır. Kürtler topyekûn yok edilmek isteniyor. Kürtlerin inançları yok edilmiş, yeni bir inanç dayatılmıştır. Bunun artık özgür bırakılması lazım. Bunlar sağlanamazsa toplum arası bir savaş başlar. Bu savaşı artık kimse durduramaz. PKK bunu sağlayacak güçtedir. Kimsenin maşası olmayacaktır.”
“Abbas” kod adını kullanan Duran Kalkan, Adana Karaisalı doğumlu. Örgütün başkanlık konseyi üyesi. Haziran 2005’te Murat Karayılan’a yönelik suikast girişiminin arkasındaki isim olarak da biliniyor. Örgütte bilinen bir diğer lakabı ise provokatör. Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan terörist Şemdin Sakık’ın verdiği ifadelere göre Duran Kalkan “yaşam düzeyi yetersiz” bir kişi. “Ezberlediği kitabî bir dünyaya sahip. Fikrini değiştirmez ve ezberlerini kolay kolay bozmaz.”
Sivas Gürün doğumlu Mustafa Karasu’nun kod adı Hüseyin Ali. PKK’nın kurucu üyelerinden biri. Örgütün dış ilişkilerinden sorumlu. PKK’ya 1978’de katılır. 12 Eylül darbesinden sonra bir süre cezaevinde kalır. Siyasi yönü güçlü olan Mustafa Karasu, PKK’ya açılım getiren biri olarak kabul ediliyor. PKK’dan ayrılan bazı itirafçılara göre Karasu, “savaş isteyen ancak savaş taktiği anlamında yetersiz” bir terörist. Tunceli doğumlu Ali Haydar Kaytan, “Fuat” kod adını kullanıyor. Örgüt içinde “kişiliksiz ve korkulan biri” olarak tanımlanıyor. PKK’nın istihbaratından sorumlu. Bütün telsiz kodları onun tarafından belirleniyor. Bilgilerin gidiş ve gelişini kontrol eden tek isim olduğu söyleniyor. Bu görevi onu, PKK ile birtakım güçler arasındaki irtibatı sağlayan kişi olarak ön plana çıkarıyor. Kaytan’ın aynı zamanda PKK’nın merkez karar yürütme kurulu üyeliği de bulunuyor. İmralı’da tutuklu bulunan teröristbaşı Abdullah Öcalan, verdiği ifadelerde Ali Haydar Kaytan için “Yorum kabiliyeti çok güçlüdür.” diyor. Semdin Sakık’a göre Kaytan’ın teorik yönü güçlü; ancak pratik yönü zayıf: “Örgüt tabanında kişiliksiz olduğu için pek sevilmez. Ancak PKK’nın en etkili ismi konumundadır. Hep geri planda kalarak iş yapmayı sever.”
Troykanın yedeği konumundaki Sabri Ok hakkında bilinen en belirgin bilgi, terör örgütü üyeliği suçundan 20 yıl boyunca Bursa Cezaevi’nde tutuklu kalmış olması. Cezaevinden çıktıktan sonra Kandil’e giden ve üçlüyle birlikte hareket eden Ok, DTP’nin PKK ile ilişkisini ve duruşunu belirleyen kişi olarak kabul ediliyor. Nurettin Demirtaş’ın DTP’nin başına getirilmesinde etkili olduğu söyleniyor. Sabri Ok ile Nurettin Demirtaş, bir süre Bursa Cezaevi’nde birlikte kalmıştı.
Terör örgütünde etkili olan dördüncü bir isim ise Suriyeli Dr. Bahoz Erdal Kod adını kullanan Fehman Hüseyin. Bu üçlünün belirlediği stratejiye göre silahlı kanadı harekete geçiren kişi olarak biliniyor. Bahoz Erdal, şehirlerde eylem yapan TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) ve intihar eylemcileri başta olmak üzere HPG’nin (Kürdistan Savunma Güçleri) sorumlusu olarak biliniyor. Hüseyin’in en bilinen lakabı Kukla. Kendisi için söylenen diğer bir lakap ise Cellat. PKK’nın bütün eylemlerinde Bahoz’un imzası bulunuyor. Zap Kampı’nı üs olarak kullanan Fehman Hüseyin elindeki silahlı güçle en tehlikeli isim olmasına rağmen tuhaftır ki, ne Abdullah Öcalan ne de Şemdin Sakık’ın ifadelerinde adı geçiyor.
Terör örgütünde "ajan" krizi Milliyet 16.12.2008
Terör örgütünün yaşadığı başarısızlığın ve kayıpların sorumlusu olarak gösterilen örgütün üst düzey sorumluları, "gizli servislerle ilişkili" oldukları gerekçesiyle "ajan-işbirlikçi" ilan edildi. Bu kişiler örgütten birer birer tasfiye edilirken, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın açıklamaları da örgütü karıştırdı.
Avukatları aracılığıyla kamuoyuna açıklamalarda bulunan terörist başı Abdullah Öcalan’ın, terör örgütünün bazı üst düzey kadroları hakkında yaptığı değerlendirmelerin "şok etkisi" yarattığı bildirildi.
Terör örgütü elebaşı Öcalan açıklamasında, "Ben insanlarla ilkeler doğrultusunda bir araya gelir, çalışırım. Çalışma tarzım bu. Kimin ne olduğunu bilemem, çalıştıkça süreç bunları ortaya çıkarır. Mesela Duran Kalkan, ben Siyasal Bilgiler’de iken o da Ankara’daydı. Olayların başından beri hareketin içinde Adana/Saimbeyli, Türk bir arkadaşımız. Sırf bu nedenle ben onu ajan ilan edemem ki. Yine Cemil Bayık, başından beri mücadelenin içinde. Ben Cemil Bayık ile ilkeler doğrultusunda çalıştım, bir araya geldim. Ama ben olmasaydım, Cemil Bayık’ı kırk kez götürmüşlerdi. Bunlar böyle tuhaf insanlar" ifadelerini kullanmıştı.
Terörist başının açıklamalarının Kandil Dağı’nda bulunan örgüt mensupları arasında büyük rahatsızlığa yol açtığı ve sert tartışmaların yaşandığı kaydedildi.
Terör örgütünün Avrupa sorumlusu ve "kasası" iken "zimmetine para geçirdiği, Avrupa’daki örgüt kadrolarını Kandil aleyhine örgütleyerek örgüt içi hizipleşmeye neden olduğu, örgüt politikasına aykırı hareket ettiği ve kendi geleceğini garanti altına almak için gizli servislerle iş birliği yaptığı" gerekçesiyle geçen yıl görevden alınan "Ali" kod adlı Rıza Altun, "soruşturmaya tabi tutulmak üzere" Kandil’e çağrılmıştı. Yine terör örgütünün Rusya eski sorumlusu "Mahir Welat" kod adlı Numan Uçar’ın da "Rus Gizli Servisi"nin himayesine girdiği, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın yakalanmasında gizli servislerle iş birliği yaptığı gerekçesiyle hakkında örgüt tarafından "infaz" kararı çıkarılmıştı.
Terör örgütünün Avrupa sorumlusu "Kani Yılmaz" kod adlı Faysal Dunlayıcı ise terörist Öcalan’a Avrupa’da sığınacak yer bulamadığı ve "gizli servislerle iş birliği yaptığı" için örgüt tarafından "hain" ilan edilerek, terörist Murat Karayılan tarafından görevlendirilen tetikçilerce otomobili havaya uçurularak öldürülmüştü.
HABER
PKK liderlenin mal varlığı donduruldu 21 Nisan 2011 ANKA
Dışişleri Bakanlığı, ABD makamları tarafından atılan bu adımın memnuniyetle karşılandığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (Office of Foreign Assets Control – OFAC) tarafından yapılan açıklamada, “Yabancı Narkotik Çeteleri Belirleme Yasası” çerçevesinde, PKK’nın lider kadrosunda yer alan Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok ve Adem Uzun’un “Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı” (Specially Designated Narcotics Trafficker) olarak ilan edildiği, bu bağlamda söz konusu beş şahsın ABD’de bulunan malvarlıklarının dondurulmasına ve ABD vatandaşlarının bu şahıslarla ekonomik veya ticari nitelikli bir işlem yürütmesinin yasaklanmasına karar verildiği bildirildi.
Söz konusu ofisin, Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar’ı da 14 Ekim 2009 tarihinde “Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı” olarak ilan ettiği anımsatılan Dışişleri açıklamasında, “ABD makamları tarafından atılan bu adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Söz konusu kararın, haklarında iade talebimiz bulunan anılan şahısların yürüttükleri faaliyetlerin gerçek niteliğinin teyidine yardımcı olacağına inanmaktayız. Bu vesileyle, bir kısmı halen bazı yabancı ülkelerde ikamet edip, serbestçe seyahat edebilen bu şahıslara ilişkin olarak, terörle mücadele bağlamında ilgili ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine yönelik beklentilerimizi yineleriz” denildi. (ANKA)
HABER
PKK'lı Duran Kalkan'ın annesi trafik kazasında öldü sondevir 30 Ocak 2013
Adana’nın Yüreğir ilçesinde meydana gelen trafik kazasında terör örgütü PKK/KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan'ın annesi Safiye Kalkan'ın hayatını kaybettiği öğrenildi.
HABER
Kalkan: Kürtlerin polisleri de, savunma kuvvetleri de olacak Zaman 18 Temmuz 2013
Çözüm sürecine ilişkin Murat Karayılan’ın geçtiğimiz hafta yaptığı ‘Hükümet 1 haftada adım atmazsa süreç tıkanır’ tehdidinin ardından terör örgütü KCK’nın Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan da, tehdit içeren sözler sarf etti.
Avrupa’da PKK çizgisinde yayın yapan ‘Özgür Politika’ gazetesinde röportajı yayımlanan Kalkan, süreçte bazı sıkıntı, problem ve zorluklar olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’ın “Ekim ortasına kadar bu iş bitmeli.” dediğini hatırlatırken, “Bu olmazsa hiç kimse PKK’yı/Kürtleri alternatifsiz sanmasın. Bu tür olasılığa da hazır olmadığımızı sanmasın.” şeklinde konuştu. Kalkan, Şırnak’ın Cizre ilçesinde yol kesip kimlik kontrolü yapan ardından Diyarbakır’da ortaya çıkan PKK’nın sözde asayiş birimini ise şu sözlerle savundu: “Kürt kendini savunmayacak mı? Süreç ilerlerse Kürtlerin asayişleri de, polisleri de, savunma kuvvetleri de olacak. Bunlar sadece Türk’ün hakkı değildir.” Cizre’deki grubun medyaya yansımasının ardından KCK, açıklama yapmış, eylemi gençlerin çocukça davranışı olarak yansıtmıştı. Duran Kalkan röportajında, PKK’nın Kürt sorununun çözümünde kilit konumda olduğunu da ileri sürdü. “Kilit kaybederse herkes kaybeder.” ifadesini kullanan Kalkan, çözüm sürecinin aşamalarını ise şöyle sıraladı: “Haziran ayı başına kadar çatışmasızlık, 2013’ün sonuna kadar ‘demokratikleşme’ aşamasının tamamlanması ve son aşamada ‘normalleşme.”