1935 yılında Trabzon’un Sürmene ilçesinin Baştımar köyünde doğdu. Gençliğinde çok sayıda yaralama ve cinayet olayına karıştı. Çeşitli tarihlerde işlediği suçlarla, gözaltına alındı. 15 Ağustos 1972'de Diyarbakır ve Siirt İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından THKO örgütüne yataklık yapmaktan yakalandı. 12 Eylül sonrasında 28 Ekim 1980'de silah ve mermi kaçakçılığından dolayı gözaltına alındı. 9 Şubat 1984'de MİT Kaçakçılık Şubesi Başkanı Mehmet Eymür'ün Genelkurmay Başkanlığından aldığı özel izinle başlatılan Babalar Operasyonu çerçevesinde Behçet Cantürk ve Abuzer Uğurlu ile birlikte gözaltına alındı ve sorgulandı. Birinci MİT Raporunda bu olaydan sonra Eymür ve Atilla Aytek hakkında karalama kampanyası başlattığı kaydedildi [MİT Raporu Olayı, 92].
1994 yılında kızı Uğur Çakıcı'nın ve 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'ın ricasıyla Selim Edes ve Engin Civan arasındaki anlaşmazlığı çözmek için aracı oldu. Bu olay sırasında damadı Alaatin Çakıcı ile karşı karşıya geldi. Kızı, Çakıcı'dan ayrıldıktan sonra Uludağ'da kocasının adamları tarafından vuruldu.
10 Ağustos 1999 tarihinde İstanbul'da geçirdiği kalp krizi sonrasında öldü.
HAKKINDA YAZILANLAR
Dündar Kılıç’ın hayatı kitap oldu Funda KESKİN Milliyet 15 Şubat 2006
YERALTI dünyasının 1999 yılında ölen ünlü ismi Dündar Kılıç’ın hayatı yeğeni Mustafa Dündar Kılıç tarafından kitaplaştırıldı. ‘Kitaplık’ yayınlarından çıkan ‘Kurtlar Sofrasında Son Kabadayı’ isimli 120 sayfalık kitapta Çakıcı’nın, eski eşi Uğur Kılıç’ı öldürttüğü Uludağ’a ‘Barışmak ve doğum günü kutlamak’ bahanesiyle çağırdığı öne sürüldü. Kitapta ayrıca Dündar Kılıç’ın Milli İstihbarat Teşkilat’ı (MİT) içerisinde ‘gözü kulağı’ olan ajanları olduğu öne sürülürken, Kılıç’ın Yılmaz Güney’le olan dostluğu da anlatıldı.
Kitapta, Kılıç’ın kızı Uğur Kılıç’ın Alaatin Çakıcı’yla olan evliliğinin perde arkası da yer aldı. Kitaba göre, Çakıcı’ın kızıyla olan ilişkisini tasvip etmeyen Dündar Kılıç, Çakıcı’yı evlenmeye zorlayarak, ‘Ya ölecek, ya (kızı) alacak’ tehditinde bulundu. Çakıcı, bunun üzerine Uğur Kılıç’la evlenirken Dündar Kılıç, kızı ve damadını hiçbir zaman huzuruna kabul etmedi. Kitapta, Alaattin Çakıcı, Dündar Kılıç, evliliği ile ilgili şöyle denildi:
“Dündar Kılıç’ın kulağına kadar gelen söylentilere göre, kızı Uğur, Alaattin Çakıcı ile evlilik dışı ilişki içine girmişti. Uğur Kılıç’ın ayrı yaşadığı eşi İspanya’da uyuşturucudan hapse düşmüş, cezasını orada çekiyordu. Dündar Kılıç, kızı ile alakalı söylentileri araştırınca söylenenlerin doğru olduğunu öğrendi. Öfkesini açığa vuran Dündar Kılıç yakınlarının teşvikiyle olayı neticelendirmek istiyordu. Alaattin Çakıcı’ya gönderdiği haberde, ‘İki yolu var, ya ölecek ya alacak’ dedi ve bu hususta Çakıcı ile muhatap olmadı. Çakıcı’nın avukatı İspanya’ya gidip Uğur Özbizerdik’ten vekaletname alarak geldi; eşi Uğur Kılıç’tan boşanmasını onaylayarak evliliklerini bitirdiler. Bu arada Alaattin Çakıcı ve kızı Uğur’la hiç görüşmeyen Dündar Kılıç’ın öfkesi hiç dinmedi. Olayın vahametini gören Alaattin ve Uğur her ikisinin de memleketi olan Trabzon’a gittiler. 20 Mayıs 1991’de Trabzon’da kendi aralarında sade bir merasimle evlendiler.''
UĞUR KILIÇ’A TUZAK
Uğur Kılıç’ın Çakıcı’ın adamları tarafından Uludağ’da öldürülmesinin ayrıntıları da yer aldı. Kitaba göre Çakıcı, boşandığı eşi Uğur Kılıç’ı Uludağ’a yeniden barışmak ve oğlu Onur Özbizerdik’in doğum gününü kutlamak için çağırdı. Ancak, Çakıcı’nın adamları da iki gün öncesinden Uludağ’a giderek Kılıç’ı öldürmek için beklemeye başladı. Bu konuda kitapta şunlar yazıldı: “Çakıcı bu defa da onu Uludağ’a davet ediyordu. 20 Ocak tarihi hem Alaattin’in, hem de Uğur’un oğlu Onur’un doğum günüydü. Çakıcı Uğur’a o gün kendisinin de Uludağ’da olacağını, hem doğum günlerini kutlayıp, hem de barışmayı istediğini söylemiş ve değerli bir bilezik ile bir cep telefonu göndermişti. Uğur eski kocasına barışmak için bazı şartları olduğunu söyledi ve Uludağ’da buluşmayı kabul etti. Çakıcı, işadamı Ali Şen’in oğlu Adnan Şen’in Maş Air şirketinden bir helikopter kiralamıştı. Uğur Kılıç çocuklarıyla birlikte helikoptere binerken, Uğur’un cellatları iki gün önce Uludağ’a yerleşmişlerdi. Uğur, Onur, Gülistan ve Gülistan’ın bakıcısı Uludağ Kervansaray Oteli’nin resepsiyonuna akşam için iki doğum günü pastası sipariş ettiler. Birinin üzerine 12, diğerine 42 mum konmasını söylediler ve sonra neşe içinde odalarına yerleştiler. Saat 15.30’da Onur’a kayak takımı kiralamak üzere aşağıya indiler. Onur, kayak takımlarına bakmak için giderken Uğur’da bar’a doğru yaklaştı. Orada Alaattin ile evliyken şoförlüklerini yapmış olan Abdurrahman Keskin’le karşılaştılar. Uğur ona, ‘Burada ne işin var?’ diyene kadar eski şoförünün elinin beline gittiğini fark etti. Az önce para çıkarmak için açtığı çantasına elini attı. Ama geç kalmıştı. Abdurrahman Keskin’in tabancasından çıkan 3 kurşundan 2'si göğsüne, 1'i de omuzuna saplanan Uğur Kılıç yere yığıldı. Silah seslerini duyup kayak odasından fırlayan Onur’a ‘Gelme, bir şeyim yok’ diyebildi.''
KILIÇ’IN MİT’TEKİ ‘KULAKLARI’
Dündar Kılıç’ın birçok MİT ve Emniyet görevlisiyle yakın ilişkileri de kitapta yer aldı. Ali Aslan adlı MİT görevlisinin Kılıç’ın, ‘MİT’teki gözü kulağı‘ olduğunun iddia edildiği kitapta, Kılıç’ın Mit görevlileri Faik Kelican, Şemşi Ülengin ve Ferdi Tamer İLE yakın ilişki içerisinde olduğu, hatta Ülengin ve Kelican’ın emekli olduktan sonra Kılıç’ın şirketlerinde çalışmaya başladıkları anlatıldı. Kitabın bu bölümünde şöyle denildi:
“Dündar Kılıç, bu arada kendine sığınan eski MİT’çileri himayesine alıyor, onlardan istifade ediyordu. Eski MİT’çi Şemsi Ülengin’in şirketine müdür olmasından sonra bir eski MİT’çi daha olan Hava Albay Faik Kelican’ı korumaya almıştı. Zira Kelican Nuri Gündeş yanlısı olduğundan Mehmet Eymür ekibi tarafından takip ediliyordu. Bundan ötürü Dündar Kılıç, Faik Kelican’ı 3 yıl Hilton Oteli’nde ağırlamış ve bir suikaste kurban gitmesin diye de silahlı koruma vermişti. Çiçek Sineması'nda çalışıp, sinemalara film getirip götüren Ali Aslan, daha sonra MİT’e alındığı için ‘MİT’çi Ali’ adıyla tanınmaya başlandı. Dündar Kılıç bu yüzden onunla ilişkisini her zaman canlı tuttu. İstanbul’a gittikten sonra, Hacettepe’deki yoksullara dağıtılması için sürekli yardım gönderiyordu ve bu yardım köprüsünü de Ali Aslan üzerinden kurmuştu. MİT İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş’in de akrabası olan Ali Aslan’ın, Dündar Kılıç’a zaman içinde çok büyük iyilikleri dokundu. Dündar Kılıç, iş yerlerinde ve şirketlerinde pek çok MİT mensubunu çalıştırmıştı. Bunlardan bir kısmını bilir, onlara yardım eder, gerektiğinde de bilgi alırdı. Bilemedikleri ise, Dündar Kılıç aleyhine MİT’e bilgi toplarlar, onu yakından takip ederlerdi. Zamanı gelince de değerlendirmeye alırlardı. Dündar Kılıç’ın yardım ettiği MİT’çilerden birisi de Ferdi Tamer’di.'' Dündar Kılıç, 1999 yılında kanser tedavisi görürken kaldırıldığı hastanede ölürken, cenazesine de yeraltı, sanat ve iş dünyasından birçok ünlü katılmıştı.